FIA şimdiden 2013 için pek çok kapsamlı kural değişikliğine hazırlanıyor ve motorlar dahil otomobillerde pek çok farklılık olacak. Peki ama bu kural değişiklikleri niçin yapılıyor, niye her yıl kafamızı karıştıran bir sürü detayla uğraşıyoruz, niye her yıl takım teknik adamları kafalarını o kalın kural kitabına gömüp kural boşluğu aramakla vakit öldürüyorlar?
Son 6 yılda sıkça duyduğumuz senaryo; “bu yıl ki kural değişiklikleri…” diye başlayan yüzlerce haber okuyoruz, yarışın yarısı boyunca spikerler kuralları anlatıyor. Kural değişiklerine neden ihtiyaç var, F1 eğlenceli değil mi?
Aslında F1 eğlenceli değil, eski izleyicilerin çoğunun söylediği cümle; “Yarışta uyumuşum, ne oldu yarışta?” Buna bende dahilim ne yazık ki. Peki ama nerede yanlış yaptık?
Şimdi bu sorunun kaynağına dönmek gerekiyor; 2004 yılında Ferrari takımı marjinal bir otomobil yarattı ve sezonu domine etti. Ürettikleri araç o kadar hızlıydı ki, Ferrari ile yarışabilecek tek araç diğer Ferrari’ydi. Michael, son 5 yılda pilotlar şampiyonluğunu almış, Ferrari ardı ardına 6. şampiyonluğunu kutluyordu ve bu otoritelere göre bir kabustu. Yarışların izlenme oranları düşmüştü ve artık kimsenin yarışı izlemesine gerek yoktu, yarışı Ferrari kazanacaktı. Bu durum, Ferrari’nin önlenemez yükselişini engellemek için bir şeyler yapılması gerektiğini hissettirmişti FIA’ya. FIA kurallarda değişiklikler yapılması halinde, önde olan takım ile diğerleri arasındaki farkı azaltıp, şampiyonluk mücadelesinin daha heyecanlı olabilmesi için düğmeye bastı ve olaylar birbirini izlemeye devam etti, bugüne kadar olan süreç o gün başladı.
90’lı yılların sonlarında çok önemli bir isimle karşılaşıyoruz; Michael Schumacher, 97 sezonunda şampiyonluk mücadelesi başa baş giderken Schumi’nin yaptığı hata tüm puanlarının silinmesine neden olurken, Villeneuve ilk ve son şampiyonluğunun tadı çıkarıyordu. 98 yılında Schumi yine şampiyonluk için yarışıyordu ama yine başarısız olmuştu, şampiyon olan isim bu sefer Hill oldu. Ama Schumi her geçen gün daha fazla direndi, daha çok çalıştı. 99 yılında Silverstone’da ciddi bir kaza geçirdi. Bacağında kırıklar vardı ve 6 yarışa mal olan bu kaza büyük bir ihtimalle Schumi’nin başka bir şampiyonluğunu daha elinden almıştı. Ancak onun yokluğunda iyi işler çıkaran Irvine son yarışa şampiyonluk şansıyla girdi. Pilotlar klasmanında şampiyonluk gelmese bile, Ferrari 83 yılından sonra ilk defa takımlar şampiyonu oluyordu. Ferrari’nin 96 yılında Schumi’nin ve Benetton’dan getirdiği ekibinin –Rose Brawn, Rory Bryne gibi önemli isimlerde bu listeye dahil- katılmasıyla büyük yükselişi devam etti ve kural değişikleri serisinin başlangıcına neden oldu.
90’lı yıllarda büyük rekabetler yaşandığı ve farklı pilotların şampiyonluklar yaşadığını görüyoruz, aslında son yıllarda da buna benzer şeyler oluyor, peki o zaman heyecan olmamasının nedeni ne? Demek ki şampiyonluğun son yarışa kalmasının herhangi bir getirisi yok, yada son yarışta 5 şampiyon adayı olmasının bir mantığı yok. Ne eksik?
Bir çok kişi eksik olan şeyin geçişler olduğunu iddia ediyor. Peki öyleyse son 3 yılın grafiklerine baktığımızda, her yıl geçiş sayısının artmış olduğunu görüyoruz. 2010 sezonu için en iyi sezonlardan birisi olduğu iddia edildi ama bana sorarsanız kesinlikle berbat yıldı. Eski F1 izleyicileri de bana bu konuda katılıyorlar, peki ama istatisliklere göre geçişlerin de artmasına karşın, neden hala heyecan yok. Çünkü yanlış yerde arıyoruz. Gerçektende heyecan olmamasının nedeni geçişler, ama bir HRT pilotunun bir Virgin aracını geçmesi izleyici için çok da önemli bir olay değil. Eksik olan mücadele ön sıralarda.
80 ve 90’lı yıllarda seyir keyfi olmasının en büyük nedenlerinden biri, ön sıralarda yaşanan kıyasıya rekabetti. Kafa kafaya yarışan birinci sınıf pilotlar, birincilik için birbirine atak yapan araçlar artık F1’de yok. Senna ve Prost arasında yaşanan gerilim, Schumacher’in şampiyonluk için Villeneuve’ün üzerine direksiyonu kırması ya da Hakkinen’in Schumacher’i tur bindirme esnasındaki muhteşem geçişi artık sadece güzel anılardan ibaret. Bu yıl en büyük rekabet Alonso-Webber- Vettel arasında yaşandı, peki ama bu 3 pilotu ne zaman pist üzerinde birbiriyle boğuşurken gördük? İstanbul’da Webber-Vettel kazası yaşanmasının haricinde aklıma gelen tek bir mücadele dahi yok. Pit stoplara kadar ayrı sırada, hatta aynı zaman aralıklarında giden araçları kim izlemek ister ki? Yada kim uyumadan izleyebilir.
Aerodinamik geliştirmeler Ferrari ile gerçekten büyük bir ivme kazanmış ve araçları geçmek zorlaşmış olabilir ama görünen o ki, çalışmalar yetersiz. Bir zamanlar arkasında fan olan tasarımlar da gördük, yada zemin etekleri, vs. Aerodinamik gelişimler F1 tarihi boyunca her zaman oldu, FIA rekabeti sağlamak ve araçların birbiriyle mücadele edebilmesi için gerekli yasaklamaları her zaman uyguladı ve rekabet korundu. Ama son yıllara baktığımızda FIA’nin gerçekten başarısız olduğunu görüyoruz. Her kural değişikliği, yeni kural açıklarına neden oldu ve sonuçta yeni teknolojilerle tanıştık ve rekabet asla eskisi gibi olamadı. Çift katmanlı difüzör, F-kanal vs. Ama artık kuralların özüne dönmesi gerekiyor.
Öncelikle rekabeti azaltan etkinin ne olduğuna bakılmalı, aero en önemli etken tabii ki ama araçların birbirini neden geçemediğini, hangi parçaların buna neden olduğunu yada otomobil yapısı yada her neyse, onun yasaklanması gerektiğini anlamalılar. FIA’nın bunu yapabilicek bir teknoloji araştırma merkezi mevcut.
Takım harcamalarının sınırlandırılması ise ayrı bir mevzu. F1’de rekabet istiyorsanız, konu para ile ilgili değildir. Toyota en çok para harcayan takım olmasına rağmen şampiyon olamadı. Büyük takımlar çok para harcadıkları için büyük değiller, F1 her zaman pahalı olmuştur ve F1’e para harcamak istemeyen iş adamları ve otomobil üreticilerinin burada ne işi var? F1’de gelişimler serbest olmazsa, F1 ruhu diye bir şey kalmayacak. Ancak bu gelişimler, öndeki aracı geçmek yerine, arkandaki aracın seni geçmesini engellemek için yapılıyorsa –ki çift katmanlı difüzör, arkadan gelen araca temiz hava ulaşmasını engelleyen ve bir türbülans oluşmasına sebep olan bir sistem- bu yasaklanmalıdır. FIA sağlıklı kararlar vermek yerine her zaman hatayı yanlış şeylerde aradı ve buna devam ediyor.
Şimdi de 4 silindirli motorlardan bahsediliyor. Aklım almıyor bazen, düşünsenize bir çok spor araç bile V6, V8 motora sahip, Ferrari’nin ürettiği araçlarda V8 ve V10 motolar görmekteyken F1 aracında 4 silindirli 1,6 motor yer alacak, yani Ferrari’nin ürettiği en küçük motor F1 aracındaki motor olacak! Tamamen saçmalıktan ibaret.
Peki ya F1’e giren otomobil üreticileri ve bunu bir yatırım olarak gören iş adamlarına ne demeli? Gride baktığımda 3 tane takım var; Williams, McLaren ve Ferrari. Zorlarsak bir de Sauber. Diğerleri neredeler? Honda, Toyota, Renault, Mercedes, BMW… Otomobil satmak için reklam yapmaktan başka hiçbir işe yaramayan adamlar. Zaten bunlardan sadece biri artık F1’de ve o da henüz yeni geldi zaten, ama 4-5 yıl içinde yeterli reklamı yaptuklarına inandıkları zaman maliyetleri bahane edip onlarda gideceklerdir.
Peki o zaman neye ihtiyaç var? Öncelikle F1’de gerçekten yarışmak için varolan adamlar olmalı, gerçekten F1 takımı olanlar; Jordan, Prost ve hatta Minardi. David Richards gibi, ya da Eddie Jordan gibi adamlar gerekli F1 için, yarışmak için kurulmuş takımlar gerekli, Virgin’e ihtiyacımız yok. Red Bull için belki bir şey söylemek zor, çünkü onların bir çok spor dalında ne kadar aktif olduklarını biliyorum, F1’de de gerçekten yarışmak için varolduklarına inanıyorum, ama Mercedes, HRT, Virgin, yada bunun gibi para babalarının sadece reklam peşinde oldukları bir dünyada F1 varolamaz.
F1’de önemli olan şeyin yarışmak olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Birinci olmak için mücadele edemiyorsanız, yada yarışıp yarışamamak para babalarının eline kaldıysa, o artık bir yarış değildir. Frank Williams ve Patrick Head, Eddie Jordan, David Richards, Peter Sauber, Giancarlo Minardi ve Paul Stoddart ve de tüm McLaren ve Ferrari camiasına saygılarımla, bu sporu bana sevdiren adamlar hepinize teşekkürler. McLaren, Ferrari, Williams ve Sauber’i bu koşullarda hala yarışmayı başardıkları için tebrik etmek gerekir.
Onur Ömer Öztürk
Bir yanıt yazın