İlk turların art arda, tampon tampona geçmesi aslında yarışın stratejilerini de derinden etkiledi. Hamilton ile Button’ın müthiş ve adil çekişmeleri sırasında Hamilton’ın oldukça yıpranan lastikleri, ilk turdaki hatasını da kattığımızda bir anda B Planı’nın uygulanmasına neden oldu. Petrov’la başlayan bir B Planı süreci (ki yarış öncesi 3 pit-stop’un revaçta olacağını düşündüğümüz için, B Planı söyleminin 4 pit-stop’a denk geldiği belliydi) Vettel ve Button haricinde ilk sıralardaki tüm pilotlar tarafından sorgusuz sualsiz uygulandı. İlk pit-stop’lar öncesinde önündeki Hamilton’ı yakalayıp geçen ve pite önde girmeyi başaran Massa, ne yazık ki pit ekibinin yavaş olması sebebiyle bu yerini tekrar Hamilton’a kaptırdı. Önde çıkmış olsaydı belki yarışı da daha iyi bir konumda bitirebilirdi. Yine ilk pit-stop’lar öncesinde Webber, Rosberg’ü geçerek liderden fazla kopmamış oldu yoksa Vettel, neredeyse tur başına bir saniye fark açmaya başlamıştı o dönemde. Aynı şekilde Alonso da birkaç tur sonra Mercedes sürücüsünü geçmeyi başardı. Rosberg’ün arkadaki araçları tutması ve Hamilton’la Webber arasındaki küçük mesele, Vettel’e önde oldukça rahat bir nefes aldırdı.
İlk pit-stop’ların ardından Webber, Alonso, Rosberg, Hamilton ve Massa’nın 4 kez pite girecekleri, Button’ın kesinlikle 3 pit-stop’ta olduğu ve Vettel’in de 3 ila 4 pit-stop arasında bir stratejide gezindiği belli oldu. Böyle olunca devreye elbette sıralama turlarında saklanan lastikler girdi. Vettel, Webber ve Rosberg, 1 set yepyeni yumuşak lastiklere sahiptiler. Vettel bu lastikleri üçüncü bölümde kullanırken, Rosberg son bölüme bırakmayı tercih etti ki bu da ona, eskiyen sert lastiklerle son bölüme giren Button’ı rahatlıkla geçmesini sağladı. Pitten çıktıktan sonra önünde tıpkı Avustralya’da olduğu gibi Button’ı bulan Vettel, birkaç tur boyunca zaman kaybettiği için pit-stop’lar öncesinde 6 saniyeye yaklaşan fark ilk pit-stop’lar sonrasında 2 saniyeye kadar geriledi, ancak Vettel bu bölümde oldukça iyi zamanlar kaydederek aradaki farkı tekrar 5 saniye civarlarına çekmeyi başardı. Bu aslında Vettel için oldukça önemliydi çünkü rahat ve güvenilir stratejik kararlar verebilmek için arkasındaki sürücülerle arasına böyle bir tampon koyması, onun yarış içinde daha rahat sürmesini sağlayacaktı. Alonso’nun, Webber ve Vettel’den kopmaması, ileriki günler için Ferrari’ye oldukça umut aşılayacaktır. McLaren’in, fabrikadaki test düzeneğinde yaşadığı problem nedeniyle Türkiye’de, Çin’deki aracın aynısıyla yarışması ve rakiplerinin, araçlarını geliştirmiş olmaları, onları bu yarışta oldukça etkiledi. Stratejik hatalar olmasaydı belki podyum şansları olabilirdi, ancak geliştirme paketlerinin olmaması da Woking takımının stratejisini bozdu. Yine de şampiyonadaki ikinciliklerini koruyarak ayrılmaları önemli.
İkinci bölümde yumuşak lastiklerle Alonso’nun, hem Webber’den hem de Hamilton’dan daha fazla tur atabilmesi oldukça önemliydi. tur dereceleri de Red Bull’a oldukça yakın olan İspanyol pilot, bu bölümde oldukça iyi bir sürüş çıkardı. Hamilton ise 20. tura gelindiğinde liderden 16 saniye kopmuş bir şekilde dördüncü olarak devam ediyordu. Yumuşak lastiklerle 10 turdan fazla yapmayan üst grubun içinde Alonso 13, Vettel de 14 tur yaparak kendi açılarından önemli bir fark yarattılar. Alonso, üçüncü bölümde bu hızının karşılığını alarak Webber’in tamponuna yapıştı ve sonunda da Avustralyalıyı geçmeyi başardı. Bu arada Rosberg, gerilemeye devam ederek hem Massa’ya hem de Button’a geçildi. Yarışın 21. turunda Button’ın, Rosberg’ün önünde olduğunu, her ikisinin de sadece 1 kez pite girdiğini ve Rosberg’ün Button’a gire pite fazladan 1 kez daha gireceğini düşündüğümüzde, Rosberg’ün, yarışı Button’ın önünde bitirmesi gerçekten bu sezon yarışların nasıl seyrettiğine de çok iyi bir örnek oluşturuyor.
3. pit-stop’lara geldiğimizde sıralama Vettel, Alonso, Webber şeklindeydi. Bu noktada Petrov üçüncü bölümde normalde biraz daha fazla pistte kalınca Massa ve Button, Petrov’un arkasında epey zaman kaybettiler. Bu da, üç kez pite girecek rakibine karşı Hamilton’ın oldukça işine yaradı. Petrov’un nihayet pite girdiği 34. turda Hamilton’la Button arasındaki fark 18 saniyeye çıkmıştı bile. Bir pit-stop’un ortalama 21 saniye sürdüğünü düşündüğümüzde bu fark, Hamilton’ın, ekstra pit-stop süresini kazandığı anlamına geliyordu, ancak pitte yaşadığı sorun, tüm bu avantajı kaybetmesine ve Button’ın arkasına düşmesine sebep oldu. Ancak temiz lastiklerle attığı hızlı turlar Button’la arasındaki farkın kapanmasını sağladı ve son pit-stop’undan sonra, Button’ın lastiklerine göre 6 tur daha taze lastiğe sahip olan Hamilton, birkaç tur içinde Button’ı yakalayıp geçti. Aynı şekilde Rosberg de, son bölüme yumuşak lastikleri bıraktı ve Button’ı yakalayıp geçti. Yarışın başından beri Vettel’le aynı stratejide ilerleyen Button, ne yazık ki Vettel kadar şanslı olamadı. McLaren’in, sıralama turlarında başlayan lastik stratejisi hataları Button’ı dört pit-stop’a almayarak katlandı ve her iki sürücü de yarışı, başladıkları yerde bitirmek zorunda kaldılar. Vettel bile, ne olur ne olmaz diyerek, ihtiyacı olmamasına rağmen son bir kez daha pite girdi ve işini sağlama aldı. Böylece ilk 6′da üç pit-stop yapan tek kişi Button oldu. Button son turlarda önündeki sürücülerin neredeyse tümünden 2 saniye daha yavaş gidiyordu.
Vettel, yarışın başından beri kontrolü elinde tutarak, sadece 1 tur elinden bıraktığı liderliği 57 tur boyunca rahat rahat sürdürdü. Red Bull’un müthiş süratiyle Mark Webber de son bölümde Alonso’yu rahat bir şekilde yakalayıp geçmeyi başardı ve dubleyi tamamladı. Ferrari, Alonso’nun özellikle ikinci ve üçüncü bölümde gösterdiği yarış performansını bir artı olarak almalı. Bugün McLaren’in strateji ve pit hataları nedeniyle biraz rahat bir yarış çıkardılar, ama yine de Ferrari’nin doğru yönde gittiği kesin. Mercedes, sıralama turlarında gösterdiği başarıyı yarışta devam ettiremedi. Bu da, gridde en iyi DRS’e sahip olduğu söylenen Mercedes’in, DRS’in kullanımının serbest olduğu antrenman turları ve sıralama turlarında neden daha iyi görünüp yarışta geriye düştüğünün de bir kanıtı olabilir zira yarıştaki ortalama tur derecelerine baktığımızda Mercedes’in çok büyük olmasa da bir dezavantajı var.
Pit-Stoplar
82 pit-stop’un yapıldığı, sayısız geçişin yaşandığı Türkiye GP’si geçen yarış kadar keyif vermedi bana çünkü burada DRS, şu âna kadar gördüğümüz yarışların tümünden çok daha büyük bir etki yaptı. Böyle olunca arka düzlükte DRS’i açan neredeyse herkes önündeki aracı basıp geçebildi. DRS’in amacı, düzlükte böyle rüzgâr gibi geçişler yaratmaktansa, araçları tampon tampona getirecek o kirli havayı ortadan kaldırmak olmalı. Zaten FiA de takımlar da bunu istiyor. Dolayısıyla buradaki sonuç, DRS’e önümüzdeki yarışlarda biraz daha tutucu yaklaşılmasına neden olabilir. Lastikler bize yeterince keyif veriyor. DRS, bugün biraz fazla rol çaldı. İspanya’daki kullanımı eminim biraz da titiz bir analizden sonra belirlenecektir, ama bunun için İspanya doğru bir yer olmayabilir zira burada zaten 89 yılda bir geçiş olduğu için, DRS’i ne kadar ayarlarsanız ayarlayın geçişler o kadar kolay olmayacaktır.
Bir yanıt yazın