Mercedes GP Petronas F1 Takımı

yazar:

kategori:

İlk adımdan sonra sayısız yarış kazandılar.  1901 yılından itibaren Daimler’in aracı; yarış pilotu ve aynı zamanda Daimler’in ortağı olan Emil Jellinek’in kızının adıyla yarıştırıldı ve bu da Mercedes’ten başka bir şey değildi.

1930’lu yıllarda motor sporlarında bugünkü adıyla Audi olan Auto  Union ve Mercedes’in dominasyonu başladı ki bunda Nazi rejiminin bu takımları desteklemedeki katkısı yadsınamazdı. 1932’den sonra Avrupa’da yapılan yarışlarda alınan tüm şampiyonluklar bu iki takım arasında paylaşıldı.  1934 yılından itibaren takım Silver Arrows (Gümüş Oklar)   adıyla anılmaya başlandı.

1954 yılında Mercedes-Benz ileri teknoloji kullanarak geliştirdiği Mercedes-Benz W196 aracıyla Formula 1’e ilk adımını attı. İlk yarış olan Fransa’da, Maserati’den transfer edilen Juan Manuel Fangio ile birinciliği; Karl Kling ile ikinciliği almanın yanında yarışta da en hızlı turu atan takım oldu. Fangio bu araçla 3 tane daha yarış kazanarak 1954’ün şampiyonu oldu.

Başarı aynı aracın kullanıldığı 1955 yılında da geldi. Mercedes o yıl da yarışları Fangio ve yeni takım arkadaşı Stirling Moss ile domine etti. Sezonu Fangio birinci Stirling Moss ise ikinci bitirdi.

Aynı yıl Le Mans 24 Saat yarışlarında bir Mercedes aracının seyircilerin arasına dalmasıyla pilot ve 80’den fazla seyirci ölmüş, bunun üzerine takım sezon sonunda Formula 1 de dahil bütün motor sporlarından çekildiğini ilan etti.

1992 sezonunda Sauber ile gayri resmi anlaşan  Mercedes, Formula 1’e  resmi olarak 1993 yılında  motor ortaklığı ile geri döndü.  

Ne tesadüf ki Michael Schumacher’i emekliliğinden döndüren ve  Michael Schumacher’i F1 ile tanıştıran takım  yine Mercedesti. 1991 yılında Jordan-Ford takımının bir pilotu tutuklandığı için takımın bir koltuğu boşalmıştı. Jordan bunu 150,000$ karşılığında Schumacher’e verdi ve bu parayı  Mercedes karşıladı. Mercedes ile Schumacher arasında yapılan anlaşmada Mercedes F1’e herhangi bir takımla dönmesi halinde Schumacher’in kendileriyle yarışacağını belirten bir maddeyi eklemeyi  ihmal etmemişti.

1993 yılında Mercedes; Sauber ile F1’e döndüğünde kendisine Sauber’e göre daha iyi bir takım bulan Schumacher’i kendi adlarına yarışması için zorlamadı. Bunu yıllar sonra Norbert Haug şöyle açıklayacaktır : “ O zamanlar Michael bize (aracımıza) göre çok çok daha iyiydi, zaten sonrasında Benetton ile şampiyonluklar kazandı; fakat onunla bir gün çalışmak her zaman aklımızın bir köşesindeydi.” diyecektir.

 

     


1995 yılında Mercedes; Mclaren takımına motor tedarik etmeninin yanında takımın küçük bir kısmını da satın aldı. 1994 yılında Senna’nın hayatını kaybetmesiyle pistlerde şampiyon pilot kıtlığı baş gösterirken diğer taraftan Mclaren-Mercedes takımının güçlü sponsoru Marlboro “şampiyon pilot isterim, şampiyon pilot isterim” deyip hem Mclaren’nin hem de Mercedes’in üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Mercedes tarafı Schumacher’e göz kırparken önlerine duvar gibi Schumacher’in Benetton ile antlaşması çıkıyordu. 1995 sezonunda Marlboro’nun baskısı işe yaradı ve emekli olmuş şampiyon pilot Nigel Mansell Mika Hakkinen’in takım arkadaşı yapıldı. 1995 yılının sonunda  Benetton-Renault ile sözleşmesi bitecek olan Schumacher’in 1996 yılında Marlboro McLaren Mercedes takımına katılması bekleniliyordu ve Hakkinen’in Schumacher’in  takım arkadaşı olmaya hak kazanması için mutlaka Mansell’i geride bırakması gerekiyordu.

 Takıma şampiyon pilot Mansell getirildi getirilmesine; fakat bundan ne Mclaren ne de Mercedes tarafı mutluydu. Zaten bunun nedenini de zaman gösterecekti. 41 yaşında geri dönen Mansell  kilolarından dolayı araca sığmakta zorlandığı için daha uygun bir araç tasarlanıncaya kadar  ilk iki yarışa çıkamadı. Çıktığı iki yarıştan sonra da dönmenin  kötü bir fikir olduğu açıkça görülüyordu.

1995’in ortalarına doğru Mercedes’in öncülüğüyle Mclaren-Mercedes takımı Schumacher ile görüştüğü ortaya çıktı. Bazıları Ron Dennis’in  Alman pilotlarına karşı soğukluğu yüzünden  anlaşamadılar deseler de bir süre sonra ortaya çıktı ki atı alan üsküdarı çoktan geçmişti. Ferrari Monaco yarışından sonra 50 milyon$ karşılığında Schumacher ile antlaşma imzalamıştı bile. Belki de Ron Dennis’in bu tavrı Senna ve Prost rekabetini bir seviye daha yükseltebilecek ‘Schumacher Vs Hakkinen’ rekabetini görmemizi engelledi. Mercedes’in umutları bir sonraki bahara kalmıştı. Birkaç yıl sonra nihayetinde bahar yüzünü göstermeye başlamıştı. 1998 yılının sonunda Schumacher’in Ferrari ile antlaşması sona eriyordu. Bunu bilen Mercedes, Schumacher’i takıma katmaya heveslense de Ferrari astronomik bir rakamla (54 milyon sterlinle) tekrardan Schumacher’i takımda tutmayı başardı.

1995 ve 2011 yılları arasında Mclaren-Mercedes ortaklığı 3 pilotlar ve 1 tane takımlar şampiyonluğu kazandı. Mercedes, 2009 yılında Mclaren’e ek olarak Brawn ve Force India takımlarına da motor tedarikliği yaptı. O sene Brawn hem takımlar hem de  pilotlar şampiyonluğunu kazandı.

Mercedes Öncesi

Şu anki Mercedes GP takımının atası 1970-1998 yılları arasında F1’de yarışmış Tyrrell Racing  takımıydı. 1999 yılında Honda ile işbirliği yapan Tyrrell Racing, BAR-Honda (British American Racing-Honda)  oldu. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra 2006 yılında Honda takımın tamamını devraldı. Honda takımı 2008 yılında F1’den çekilince takım 2009 yılında Brawn GP adında yarıştırıldı. O sene Mercedes-Benz’in yüksek performanslı motorunun katkısıyla da  takım hem pilotlar hem de takımlar şampiyonluğunu kazandı.

Pilotlar

Michael Schumacher- Araç no:7

Nico Rosberg- Araç no:8


Anahtar Personeller

Takım Patronu

Ross Brawn

 

CEO

Nick Fry

 

Mercedes-Benz Motor Sporları Başkan Yardımcısı

Norbert Haug

 

Mercedes-Benz Yüksek Performans Motor İdari Müdürü

Thomas Fuhr

 

Teknik Direktör

Bob Bell

 

Şef  İşletim Sorumlusu

Rob Thomas

 

Şef Tasarımcı

John Owen

 

Aerodinami Başı

Loic Bigois

 

Araç Mühendisliği ve Dinami Sorumlusu

Craig Wilson

 

Şef Mühendis

Russell Cooley

 

Şef Yarış Mühendisi

Andrew Shovlin

 

Şef  Pist Mühendisi

Simon Cole

 

Spor Müdürü

Ron Meadows

 

Yarış Mühendisi – Michael Schumacher

Mark Slade

 

Yarış Mühendisi – Nico Rosberg

Jock Clear (Kış testleri & Bahrain/Australia)

Tony Ross (Başlangıç 28/03/11)

 

Şef Mekaniker

Matthew Deane

 

 

MGP W02 Teknik Özellikleri

Şase

 

Karbon fiber yapı

Süspansiyon pushrod sistemi

Amortisör Penske

Lastikler Pirelli

Frenler Brembo

Fren disk/ped  Karbon/Karbon

Direksiyon Karbon fiber yapı

Elektronikler FIA’nın standart ECU’su ve FIA’nın  homologe ettiği elektrik ve elektronik sistemler

 

Transmisyon

 

Yedi hız ünitesinden oluşan vites kutusu

Vites değişimi ardışıl, yarı-otomatik, hidrolik etkinleştirme

Debriyaj Karbon kaplama

 

Boyutlar

Uzunluk 4800mm

Yükseklik 950mm

Genişlik 1800mm

 

Motor

 

Tip                           Mercedes-Benz FO108Y

Kapasite                   2.4 litre

Silindir sayısı           8

Maksimum rpm       18,000 (FIA’nın düzenlemeleri çerçevesinde maksimum)

Yatış açısı                 90°

Piston çapı                98mm (FIA’nın düzenlemeleri çerçevesinde maksimum)

Supap (Valf) sayısı    32

Ağırlık                      95kg    (FIA’nın düzenlemeleri çerçevesinde minimum)

Takım Sponsorları

PETRONAS

Aabar

Autonomy

Deutsche Post

MIG Bank

Allianz

Graham London

Henri Lloyd

 

İletişim

MERCEDES GP PETRONAS

Nicola Armstrong

Communications Manager

MERCEDES GP PETRONAS Formula One Team

T: +44 1280 844096

M: +44 7793 844549

E: narmstrong@mercedes-gp.com

 

MERCEDES-BENZ MOTORSPORT

Wolfgang Schattling

Director

Mercedes-Benz Motorsport Communications & Administration

T: +49 711 178 4008

M: +49 160 862 4864

E: wolfgang.schattling@daimler.com

 

Bradley Lord

Communications Manager

Mercedes-Benz Motorsport Communications

T: +49 711 178 4012

E: bradley.lord@daimler.com

 

MICHAEL SCHUMACHER

Sabine Kehm

Manager

Michael Schumacher

M: +41 798 881 108

E: sk@the-ms-office.ch

Website: www.mercedes-gp.com

 

Yazan: thrillercd

Kaynaklar: www.f1.com

                  www.grandprix.com

                 www.en.wikipedia.org

                 www3.mercedes-gp.com


Yorumlar

  1. İlginiz için teşekkürler.Şimdilik bu kadarı kafi 🙂

  2. Hay yaşa Abdullah. O gün yazmaya başladım, yazının içerisine link gömünce yazdığımı sildi. Baştan aldım, bu sefer link gömünce o kısma kadar olanı (ilk paragraf) gönderdi. Ben de gönderdiği kısmın altına senin verdiğin yorumu yazdım.

    Serdar kardeşim, sana da şunu söyleyeyim, bu yazdığım devede kulaktır, haberin olsun 🙂

  3. neden olduğunu bilmiyorum, yazı panelde görünüyor ancak burada görünmüyor nedense. acaba bu yazıyı başka bir yoruma cevap vererek mi yazmıştın?

    İşte o yorumun durduğunun kanıtı:

    Valla ya bende ya sistemde sorun var. Yazdıklarıma link ekleyince bir şeyler oluyor. Linkleri dışarıdan vererek baştan alıyorum.

    Formula 1 öncesi yarışlarda Mercedes

    Mercedes, 9 Eylül 1923'te Monza'da gerçekleştirilen Avrupa GP'de 'Benz RH' modeli ile mücadele etmiş. 6 silindirli 2.0 litrelik motora sahip olan Benz RH, aerodinamik görüntüsü sebebiyle 'Gözyaşı' lakabını almış.
    1923 Avrupa GP, Monza, İtalya, Ferdinando Minoia'nın kullandığı 'gözyaşı' pit alanında;
    goo.gl/dS6F9
    Benz RH (1);
    goo.gl/husgK
    Benz RH (2);
    goo.gl/moSqQ

    1930'lu yıllarda Naziler, Mercedes ve Auto Union'a maddi destek vermeye başlamışlar. Yapılan yardımlar basının abarttığı kadar değilmiş, % 10 civarındaymış.

    Bir tek Nazi iktidarı değil, Alman halkı da yarışlara ve takımlarına destek veriyorlarmış. 1935 Almanya GP'yi 300.000 seyirci izlemiş.

    Silver Arrow isminin asıl sahibi W25 modeliymiş. Her ülkenin otomobillerinin kendi renklerine boyadığı yarışlarda Almanların rengi beyazmış (İngilizler yeşil, İtalyanlar kırmızı, Fransızlar mavi, Belçikalılar sarı). W25 yarıştan bir gece önce tartıya çıkarılmış ve ağırlığı 752 kg olarak ölçülmüş. O yıllarda yarış otomobillerinde 750kg olma zorunluluğu varmış. Mühendisler ağırlığı azaltmak için aracın boyasını sökmeye karar vermişler. Boyası sökülen W25 istenilen ağırlığa ulaşmış fakat çıplak gümüş yüzeyİ ortaya çıkmış. İstenilen ağırlığa gelen W25 yarışa katılma hakkını kazanmış ve yarışı birinci bitirerek 'Silver Arrow' lakabını almış.
    W25;
    goo.gl/G6A5O

    1935 – 1939 yılları arasında yapılan yarışları Alman takımları domine etmiş. Mercedes ve Auto Union, o yıllar arasında gerçekleştirilen resmi yarışların 3'ü hariç hepsini kazanmışlar.

    1937'de Mercedes-Benz yeni geliştirilen W125 ile tekrar zirvedeymiş. 5.6 litre, 8 silindirli, turbo, M125 kodlu motora sahip W125 sezon sonunda 12 yarışın 7'sini kazanarak Rudolf Caracciola’ya ikinci Avrupa şampiyonluğunu kazandırmış.
    W125;
    goo.gl/dSU10

    1938'de, W154, motorlara getirilen 3.O litre kuralına uymak için tasarlanmış. Yeni getirilen kural ile azalan ağırlık, 750 kg sınırını da ortadan kaldırmış. W154 ilk sezonunda, 9 yarışın 6'sını kazanmış ve Rudolf Caracciola’ya üçüncü Avrupa şampiyonluğunu getirmiş.
    W154;
    goo.gl/OalBI

    30'ların sonlarına doğru yarışlar tamamen Alman yarış arabalarının hâkimiyetindeymiş. 1939 yılında İtalyanlar, Almanların rekabetini kırmak için Almanlar tarafından üretilmeyen motor hacimlerindeki arabalara yer vermişler ve yarışlara yeni kurallar getirilmiş. Alman yarış otomobilleri bir kez daha standartların dışında kalmış. Mercedes-Benz mühendisleri vakit kaybetmeden, sadece 8 ay içinde W165'i geliştirmiş. Tam zamanında tamamlanan W165, Trablus GP’de yine birinci gelen otomobil olmuş.
    W165 (1);
    goo.gl/IL8Yf
    W165 (2);
    goo.gl/3a1Tg

    -Daha önce paylaştığım- Güzel bir hikaye

    Savaş sonrası kendisini toparlamaya çalışan Almanya'da Mercedes için de işler kolay değilmiş. En ucuz yol olarak da depolardaki parçalardan bir otomobil yapmaya karar vermişler. Bu otomobil 300SL'miş.
    300SL;
    goo.gl/rET1G

    1952 yılında Mercedes 300SL'leriyle Le Mans 24 Saat yarışlarına katıldığı zaman kimse onların kazanacağına ihtimal vermiyormuş. Çünkü Mercedes takımı, motor sporlarının bu en eski dayanıklılık yarışını o zamana kadar henüz kazanamamış.

    Devrin en iyi 58 otomobili, 14 Haziran 1952 Cumartesi günü saat 16:00’da Le Mans pistindeki start çizgisinde yerini almış. 24 saat süren bu yarışta, ikinci yarıya gelindiğinde, sadece 31 otomobil devam edebiliyormuş.Mercedes takımından Karl Kling ve Hans Klenk’in araçları da yarıştan çekilmek zorunda kalmış. Diğer iki 300SL ise 2 ve 3. sıradaymış.

    Zaman akıp finişe yaklaşıldıkça yarışan araçların sayısı giderek azalıyormuş. 4 saat kala 19, 1 saat kalaysa sadece 17 otomobil kalmış. İşte o esnada Mercedes takımı kimsenin ulaşamayacağı kadar açık bir farkla en öndeymiş.

    Yarışı Hermann Lang ve Fritz Rieß’in kullandığı 300SL, 155,575 km/s’lik yeni bir rekorla birinci bitirerek Le Mans tarihine geçmiş. İkinci de Theo Helfrich ve Helmut Niedermayr’in kullandığı diğer 300SL olmuş. Organizatörler bu çifte zafer karşısında hazırlıksız yakalanmışlar: Mercedes’in kazanacağına ihtimal vermeyen yetkililer Alman Milli Marşı kasedini de getirmeyi unutmuşlar!

    300SL’ler o sene Mille Miglia’da 2. ve 4. olmuş, Bern GP’sinde ilk üçün, Nürburgring’deyse ilk dördün tamamını oluşturmuşlar.

    Bu yarışın videosunu Sinan kardeşim bulmuş ve bizlerle paylaşmıştı;
    goo.gl/AJA8Q

    Formula 1 dönemi yarışlarda Mercedes

    Alfa-Romeo'nun yarışlardan çekilmesiyle azalan ilgiyi geri getirmek ve katılımı arttırmak için FIA, '52 ve '53 sezonlarında yarışları F2 kurallarına göre düzenlemiş. Bu durum, 1930'ların muhteşem Mercedes'inin 1951 yılındaki yarışlara geri dönme girişimini 1954 sezonuna ertelemiş.

    1954'te Formula 1 kurallarına geri dönülmüş. Bu kurallarla 2.5 litrelik atmosferik motorlar geri gelmiş. O sezonda Lancia ve Mercedes Formula 1'e dönmüşler ve dönemin en iyi sürücülerini kiralamışlar. Bir çok önemli yeniliğe sahip Mercedes W196 aracını kullanan Fangio, Fransa Reims'deki ilk yarış öncesinde 200 km/sa hızın üstüne çıkarak ilk pol pozisyonunu kazanmış ve yarışta bir diğer Mercedes sürücüsü Karl Kling ile mücadelesinden sonra damalı bayrağı ilk sırada görmüş. Bu yarışta iki Mercedes damalı bayrağı 0.1 saniye farkla geçerken en yakın rakipleri 3. sıradaki Robert Manzon (Ferrari)'a tur bindirmişler.
    W196;
    S goo.gl/BiLMP

    W196, İngiltere'de sürücülerini zorlamış. Aracın aerodinamik yapısı virajları almayı zorlaştırıyormuş. Bunun üzerine bir sonraki yarış olan kendi evlerindeki Almanya GP için Mercedes-Benz, W196 şasisinde gerekli aerodinamik düzenlemeleri yapmış ve yarışı kazanan taraf olmuşlar.

    '55 sezonunda Mercedes yine güçlüymüş ve Fangio 3 yarış hariç hepsini kazanmış. Ancak 1955'ten sonra Mercedes spordan bir anda kaybolmuş. Teknolojik açıdan artık en üst seviyeye çıkmışlar, ancak, aynı yıl Le Mans'taki yarışta bir Mercedes aracının kazası sonucu 83 kişinin ölmesi de bu çekilmede etkili olmuş. Bu çekilişten sonra Mercedes 40 yıl spora dönmemiş. Le Mans'taki kazadan sonra ise geride kalan 3 Grand Prix yarışı da iptal edilmiş.

    Mercedes'in motorsporlarından çekilmesine sebep olan Le Mans'daki büyük kaza 'Dünden Bugüne Formula 1'de şu şekilde anlatılmış;

    "Tarihin En Büyük Faciası

    O zamanların geleneklerinden biri de iyi sürücülerin aynı zamanda spor otomobil yarışlarına katılmalarıydı. 24 Saat Le Mans yarışı bunlardan en prestijlisiydi. Yarışta mücadelenin İngiliz Jaguar, Alman Mercedes ve İtalyan Ferrari arasında olması bekleniyordu. Her bir takımın spor otomobil yarışı programları en iyi dönemlerindeydi ve amansızca birbirlerine üstünlük kurma çabası içine girmişlerdi.

    11 Haziran 1955 öğleden sonra saat 4'te yarış başladı. Ferrari ile Castelloti, Hawthorn'un Jaguar'ının önünde birinciliğe yerleşti. Kötü bir çıkış yapan Fangio ondördüncüydü. Fangio'nun otomobili hava frenleriyle avını parçalayan bir canavar gibiydi. Çok geçmeden Hawthorn'u yakaladı ve Jaguar'ı geçti. Hawthorn ve Fangio Castelloti'yi geçerken sanki 1953 Reims'de yaşanan efsanevi mücadelelerine kaldıkları yerden devam ediyorlardı. (Bu mücadeleyi 1953 sezonunun anlatıldığı ansiklopedi sayfasında aktarmıştım.) Saat 6:30'da ilk pit stop zamanı gelmişti. Hawthorn pitlerden önceki düzlüğe girdikten sonra pite daldı. Bu manevra hazırlıksız ve daha yavaş olan Macklin'in Austin-Healey'ini sola fırlattı. Solda yarışa hızla devam eden Pierre Levegh'in kaçış şansı yoktu. Mercedes'iyle saatte yaklaşık 210 km hızla Austin-Healey'e çarptı ve seyircileri pit düzlüğünden ayıran duvarın üzerine fırlattı. Otomobil alevler içinde kalmıştı; çarpışma, motoru ve ön takımı kalabalığın içine attı. Asrın kazasında 82 seyirci ile Pierre Levegh ölmüştü ve 100'ün üzerinde yaralı vardı.

    Sarsılan Hawthorn'un yerini Ivon Bueb alırken, Moss da Fangio'nun yerine geçiyor ve yarış devam ediyordu. Onuncu saat sonunda Daimler-Benz yöneticileri birinci ve üçüncü devam eden Mercedes'leri yarıştan çekme kararı aldılar. Bir gün sonra saat 4 civarında Hawthorn'un damalı bayrağı gören ilk pilot olmasıyla kabus sona erdi. Bu trajedi, kazada yer alan masum İngiliz'in aklından ömür boyu çıkmadı."
    Kazanın videosu;
    goo.gl/DnIkI

    Daimler-Benz 1956 sezonu için 300SLR yarış otomobilinin 'hardtop' (metal tavanı sökülüp takılabilen) sürümünü geliştirmiş. Fakat şirket 1955 sezonunun sonunda motorsporları faaliyetlerini durdurma kararı alınca 300SLR yarışa hiç çıkamamış. Yarışlara çıkamayan araç Test Bölümü Başkanı Rudolf Uhlenhaut'un şirket arabası olarak görev yapmış. Araca verilen 'Uhlenhaut Coupe' takma adı da buradan geliyormuş.
    300SLR Uhlenhaut Coupe;
    goo.gl/W36BN

  4. Yorumunu şansa, tüm yorumlara göz atarken gördüm. Buraya üç beş bi'şey karalamıştım ama silinmiş. Sana ne lazım söylersen elimden geldiğince yardım edebilirim.

  5. bi arkadas yorumlarda mercedesın tarıhcesını yazmıstı baktım yok ulasmam lazım o yazıya yardımcı olursanız sevınırım ( Onur Aybars tı galiba)

  6. Estağfurullah kardeş, sen bu makaleyi yazmasan ben o mesajı hazırlamayacaktım. Beni tetikledin desem yeridir 🙂

    Mercedes'in başarılarını kardeş takım taraftarı olarak sabırla bekliyorum. Yalnız başarı demişken 30'ların Mercedes'i geri dönmesin ki şampiyonlukta bizimle çekişsin, yoksa alır başını gider 🙂

  7. Sağol Onur, yazdığın yorum benim derlemeyi gölgede bıraktığı açık 🙂
    Ben bu yazıyı aslında 3-4 ay önce yazmıştım ve Mercedes'in iyi bir sonuç almasını bekliyordum, sonuç gelmeyince içimden daha fazla yazma isteği gelmedi ve yazı yarıda kaldı. Geçenlerde gözüme çarpınca birazcık toparladım. Senin yorumunla yazı daha iyi oldu, teşekkürler.

  8. Valla ya bende ya sistemde sorun var. Yazdıklarıma link ekleyince bir şeyler oluyor. Linkleri dışarıdan vererek baştan alıyorum.

    Formula 1 öncesi yarışlarda Mercedes

    Mercedes, 9 Eylül 1923'te Monza'da gerçekleştirilen Avrupa GP'de 'Benz RH' modeli ile mücadele etmiş. 6 silindirli 2.0 litrelik motora sahip olan Benz RH, aerodinamik görüntüsü sebebiyle 'Gözyaşı' lakabını almış.
    1923 Avrupa GP, Monza, İtalya, Ferdinando Minoia'nın kullandığı 'gözyaşı' pit alanında;
    goo.gl/dS6F9
    Benz RH (1);
    goo.gl/husgK
    Benz RH (2);
    goo.gl/moSqQ

    1930'lu yıllarda Naziler, Mercedes ve Auto Union'a maddi destek vermeye başlamışlar. Yapılan yardımlar basının abarttığı kadar değilmiş, % 10 civarındaymış.

    Bir tek Nazi iktidarı değil, Alman halkı da yarışlara ve takımlarına destek veriyorlarmış. 1935 Almanya GP'yi 300.000 seyirci izlemiş.

    Silver Arrow isminin asıl sahibi W25 modeliymiş. Her ülkenin otomobillerinin kendi renklerine boyadığı yarışlarda Almanların rengi beyazmış (İngilizler yeşil, İtalyanlar kırmızı, Fransızlar mavi, Belçikalılar sarı). W25 yarıştan bir gece önce tartıya çıkarılmış ve ağırlığı 752 kg olarak ölçülmüş. O yıllarda yarış otomobillerinde 750kg olma zorunluluğu varmış. Mühendisler ağırlığı azaltmak için aracın boyasını sökmeye karar vermişler. Boyası sökülen W25 istenilen ağırlığa ulaşmış fakat çıplak gümüş yüzeyİ ortaya çıkmış. İstenilen ağırlığa gelen W25 yarışa katılma hakkını kazanmış ve yarışı birinci bitirerek 'Silver Arrow' lakabını almış.
    W25;
    goo.gl/G6A5O

    1935 – 1939 yılları arasında yapılan yarışları Alman takımları domine etmiş. Mercedes ve Auto Union, o yıllar arasında gerçekleştirilen resmi yarışların 3'ü hariç hepsini kazanmışlar.

    1937'de Mercedes-Benz yeni geliştirilen W125 ile tekrar zirvedeymiş. 5.6 litre, 8 silindirli, turbo, M125 kodlu motora sahip W125 sezon sonunda 12 yarışın 7'sini kazanarak Rudolf Caracciola’ya ikinci Avrupa şampiyonluğunu kazandırmış.
    W125;
    goo.gl/dSU10

    1938'de, W154, motorlara getirilen 3.O litre kuralına uymak için tasarlanmış. Yeni getirilen kural ile azalan ağırlık, 750 kg sınırını da ortadan kaldırmış. W154 ilk sezonunda, 9 yarışın 6'sını kazanmış ve Rudolf Caracciola’ya üçüncü Avrupa şampiyonluğunu getirmiş.
    W154;
    goo.gl/OalBI

    30'ların sonlarına doğru yarışlar tamamen Alman yarış arabalarının hâkimiyetindeymiş. 1939 yılında İtalyanlar, Almanların rekabetini kırmak için Almanlar tarafından üretilmeyen motor hacimlerindeki arabalara yer vermişler ve yarışlara yeni kurallar getirilmiş. Alman yarış otomobilleri bir kez daha standartların dışında kalmış. Mercedes-Benz mühendisleri vakit kaybetmeden, sadece 8 ay içinde W165'i geliştirmiş. Tam zamanında tamamlanan W165, Trablus GP’de yine birinci gelen otomobil olmuş.
    W165 (1);
    goo.gl/IL8Yf
    W165 (2);
    goo.gl/3a1Tg

    -Daha önce paylaştığım- Güzel bir hikaye

    Savaş sonrası kendisini toparlamaya çalışan Almanya'da Mercedes için de işler kolay değilmiş. En ucuz yol olarak da depolardaki parçalardan bir otomobil yapmaya karar vermişler. Bu otomobil 300SL'miş.
    300SL;
    goo.gl/rET1G

    1952 yılında Mercedes 300SL'leriyle Le Mans 24 Saat yarışlarına katıldığı zaman kimse onların kazanacağına ihtimal vermiyormuş. Çünkü Mercedes takımı, motor sporlarının bu en eski dayanıklılık yarışını o zamana kadar henüz kazanamamış.

    Devrin en iyi 58 otomobili, 14 Haziran 1952 Cumartesi günü saat 16:00’da Le Mans pistindeki start çizgisinde yerini almış. 24 saat süren bu yarışta, ikinci yarıya gelindiğinde, sadece 31 otomobil devam edebiliyormuş.Mercedes takımından Karl Kling ve Hans Klenk’in araçları da yarıştan çekilmek zorunda kalmış. Diğer iki 300SL ise 2 ve 3. sıradaymış.

    Zaman akıp finişe yaklaşıldıkça yarışan araçların sayısı giderek azalıyormuş. 4 saat kala 19, 1 saat kalaysa sadece 17 otomobil kalmış. İşte o esnada Mercedes takımı kimsenin ulaşamayacağı kadar açık bir farkla en öndeymiş.

    Yarışı Hermann Lang ve Fritz Rieß’in kullandığı 300SL, 155,575 km/s’lik yeni bir rekorla birinci bitirerek Le Mans tarihine geçmiş. İkinci de Theo Helfrich ve Helmut Niedermayr’in kullandığı diğer 300SL olmuş. Organizatörler bu çifte zafer karşısında hazırlıksız yakalanmışlar: Mercedes’in kazanacağına ihtimal vermeyen yetkililer Alman Milli Marşı kasedini de getirmeyi unutmuşlar!

    300SL’ler o sene Mille Miglia’da 2. ve 4. olmuş, Bern GP’sinde ilk üçün, Nürburgring’deyse ilk dördün tamamını oluşturmuşlar.

    Bu yarışın videosunu Sinan kardeşim bulmuş ve bizlerle paylaşmıştı;
    goo.gl/AJA8Q

    Formula 1 dönemi yarışlarda Mercedes

    Alfa-Romeo'nun yarışlardan çekilmesiyle azalan ilgiyi geri getirmek ve katılımı arttırmak için FIA, '52 ve '53 sezonlarında yarışları F2 kurallarına göre düzenlemiş. Bu durum, 1930'ların muhteşem Mercedes'inin 1951 yılındaki yarışlara geri dönme girişimini 1954 sezonuna ertelemiş.

    1954'te Formula 1 kurallarına geri dönülmüş. Bu kurallarla 2.5 litrelik atmosferik motorlar geri gelmiş. O sezonda Lancia ve Mercedes Formula 1'e dönmüşler ve dönemin en iyi sürücülerini kiralamışlar. Bir çok önemli yeniliğe sahip Mercedes W196 aracını kullanan Fangio, Fransa Reims'deki ilk yarış öncesinde 200 km/sa hızın üstüne çıkarak ilk pol pozisyonunu kazanmış ve yarışta bir diğer Mercedes sürücüsü Karl Kling ile mücadelesinden sonra damalı bayrağı ilk sırada görmüş. Bu yarışta iki Mercedes damalı bayrağı 0.1 saniye farkla geçerken en yakın rakipleri 3. sıradaki Robert Manzon (Ferrari)'a tur bindirmişler.
    W196;
    S goo.gl/BiLMP

    W196, İngiltere'de sürücülerini zorlamış. Aracın aerodinamik yapısı virajları almayı zorlaştırıyormuş. Bunun üzerine bir sonraki yarış olan kendi evlerindeki Almanya GP için Mercedes-Benz, W196 şasisinde gerekli aerodinamik düzenlemeleri yapmış ve yarışı kazanan taraf olmuşlar.

    '55 sezonunda Mercedes yine güçlüymüş ve Fangio 3 yarış hariç hepsini kazanmış. Ancak 1955'ten sonra Mercedes spordan bir anda kaybolmuş. Teknolojik açıdan artık en üst seviyeye çıkmışlar, ancak, aynı yıl Le Mans'taki yarışta bir Mercedes aracının kazası sonucu 83 kişinin ölmesi de bu çekilmede etkili olmuş. Bu çekilişten sonra Mercedes 40 yıl spora dönmemiş. Le Mans'taki kazadan sonra ise geride kalan 3 Grand Prix yarışı da iptal edilmiş.

    Mercedes'in motorsporlarından çekilmesine sebep olan Le Mans'daki büyük kaza 'Dünden Bugüne Formula 1'de şu şekilde anlatılmış;

    "Tarihin En Büyük Faciası

    O zamanların geleneklerinden biri de iyi sürücülerin aynı zamanda spor otomobil yarışlarına katılmalarıydı. 24 Saat Le Mans yarışı bunlardan en prestijlisiydi. Yarışta mücadelenin İngiliz Jaguar, Alman Mercedes ve İtalyan Ferrari arasında olması bekleniyordu. Her bir takımın spor otomobil yarışı programları en iyi dönemlerindeydi ve amansızca birbirlerine üstünlük kurma çabası içine girmişlerdi.

    11 Haziran 1955 öğleden sonra saat 4'te yarış başladı. Ferrari ile Castelloti, Hawthorn'un Jaguar'ının önünde birinciliğe yerleşti. Kötü bir çıkış yapan Fangio ondördüncüydü. Fangio'nun otomobili hava frenleriyle avını parçalayan bir canavar gibiydi. Çok geçmeden Hawthorn'u yakaladı ve Jaguar'ı geçti. Hawthorn ve Fangio Castelloti'yi geçerken sanki 1953 Reims'de yaşanan efsanevi mücadelelerine kaldıkları yerden devam ediyorlardı. (Bu mücadeleyi 1953 sezonunun anlatıldığı ansiklopedi sayfasında aktarmıştım.) Saat 6:30'da ilk pit stop zamanı gelmişti. Hawthorn pitlerden önceki düzlüğe girdikten sonra pite daldı. Bu manevra hazırlıksız ve daha yavaş olan Macklin'in Austin-Healey'ini sola fırlattı. Solda yarışa hızla devam eden Pierre Levegh'in kaçış şansı yoktu. Mercedes'iyle saatte yaklaşık 210 km hızla Austin-Healey'e çarptı ve seyircileri pit düzlüğünden ayıran duvarın üzerine fırlattı. Otomobil alevler içinde kalmıştı; çarpışma, motoru ve ön takımı kalabalığın içine attı. Asrın kazasında 82 seyirci ile Pierre Levegh ölmüştü ve 100'ün üzerinde yaralı vardı.

    Sarsılan Hawthorn'un yerini Ivon Bueb alırken, Moss da Fangio'nun yerine geçiyor ve yarış devam ediyordu. Onuncu saat sonunda Daimler-Benz yöneticileri birinci ve üçüncü devam eden Mercedes'leri yarıştan çekme kararı aldılar. Bir gün sonra saat 4 civarında Hawthorn'un damalı bayrağı gören ilk pilot olmasıyla kabus sona erdi. Bu trajedi, kazada yer alan masum İngiliz'in aklından ömür boyu çıkmadı."
    Kazanın videosu;
    goo.gl/DnIkI

    Daimler-Benz 1956 sezonu için 300SLR yarış otomobilinin 'hardtop' (metal tavanı sökülüp takılabilen) sürümünü geliştirmiş. Fakat şirket 1955 sezonunun sonunda motorsporları faaliyetlerini durdurma kararı alınca 300SLR yarışa hiç çıkamamış. Yarışlara çıkamayan araç Test Bölümü Başkanı Rudolf Uhlenhaut'un şirket arabası olarak görev yapmış. Araca verilen 'Uhlenhaut Coupe' takma adı da buradan geliyormuş.
    300SLR Uhlenhaut Coupe;
    goo.gl/W36BN

  9. Teşekkürler güzel olmuş 🙂

    2. resimde Ross Brawn çok komik durmuş ya :))

  10. the best or nothing

  11. Michael Schumacher avatarı
    Michael Schumacher

    Schumacherin Adının Geçtiği Her Yeri Okuruz Biz 🙂

  12. Gayet güzel olmuş eline sağlık hocam.
    Bilgileri güncelledik .d

  13. Arkadaşlar , zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler.

  14. İyi bir derleme yazısı olmuş

  15. gayet bilgilendirici,tatmin edici güzel bi yazı

  16. Michael Schumacher avatarı
    Michael Schumacher

    Başarılı ve Güzel Bir Çalışma..Eline Sağlık Thrillercd

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir