Şimdiden affınıza sığınıyorum. Yazımda dilimizin yazım kurallarıyla alakalı gözden kaçmış hatalar olabilir. Ayrıca oyunla ilgili de eksik bilgiler de olabilir. Bu konuda yorumlarla eklemeler yaparsanız sevinirim.
Formula 1 hayatımızın her anında yanımızda… En azından burada toplanmış küçük bir topluluğuz ve bizim için durum tam anlamıyla bu. Hayatımızın bir parçası haline gelmiş bu muhteşem spora öyle bağlıyız ki Trf1’den haberleri her gün takip ediyor ve bilgisayar oyunları sayesinde bu isteğimizi gidermeye çalışıyoruz.
Evet, şunu söylemeliyim ki bilgisayar oyunları içinde en çok Formula 1 oyunlarını oynadım. Hele EA Sports’un F1 2002’si… Defalarca… Çok büyük keyif aldığım, bana muhteşem hisler yaşatan bir oyundu. Sonrasında 99-02 Challenge ve üstüne patch eklemeleri, 2004, 2005, 2006 sezonları…
EA Sports bu işi çok iyi yaptı kanımca. Gerçekten o zaman için iyi oyunlardı.
Rfaktor diyeceksiniz. Evet ama o oyunu hiç oynamadım. Çok fazla olumlu yorum okudum ve duydum ancak kısmet olmadı.
Gelelim 2011’e. Codemasters F1’in lisansını aldığında iyi bir oyun olacağı konusunda şüphem yoktu. Keza ilk turu attığımda acayip iyi hisler içerisindeydim. Ancak oynadıkça oyundaki hatalar ve eksiklikler göze çarpmaya başladı ve ilk andaki hevesimi kaybettim.
Oyunun giriş menüsünde Kariyer, Grand Prix, Multiplayer gibi üç farklı oynama seçeneği mevcut. Grand Prix modunda istediğiniz pistte, istediğiniz araçla yarışma şansınız var. Multiplayer modunda da internet üzerinden diğer F1 severlerle yarışabiliyoruz. 16 kişiye kadar ortak yarış yapılabilir. Ancak en kapsamlısı tabiki kariyer…
Kariyerimiz için pilotumuzun adını soyadını belirleyip ilk etapta küçük takımlardan biriyle başlıyorsunuz. (Willams, Lotus, HRT, Virgin) Bu takımlarda yapacağınız iyi işler geleceğinizi şekillendirecek. Yarış öncesinde padok alanında motorhome bölümünde odamızdayız. Bir bilgisayarımız var. Buradan güncel puan durumunu, bulunduğumuz pistin özellliklerini öğrenebiliyoruz. F1 dünyasıyla iletişimimiz mail aracılığıyla bu bilgisayar sayesinde olacak. Odamızda televizyon da mevcut. Bu televizyondan pisti tanıyabilme şansımız var. Yine odamızda kaskımızı da seçebiliyoruz. İsteyen her yarışa farklı kask tasarımıyla çıkabilir. Ya da tek bir stille tarzınızı da belirleyebilirsiniz. Odamızda takvim de mevcut. Buradan yarışa geçiyoruz.
Pit alanında aracın içinde buluyoruz kendimizi. Antrenman turları atacağız. Her şey gerçeğe uygun tasarlanmış. Görüş açımız pilotla aynı. Solda teknisyenimiz bizden gelecek onay doğrultusunda hareket edecek ve piste çıkışımızı sağlayacak. Önümüzdeki bilgi ekranından diğer pilotların durumlarını, turlarını kontrol edebiliyoruz. Yine bu ekrandaki seçimlerden araç için yapılabilecek ayar değişikliklerini seçebiliyoruz. Kanat ayarlarından tutun da vites değişim oranlarına kadar… Sağda lastiği istediğimiz bir seçimle değiştirecek pit görevlisi beklemede. En sağda ise takım arkadaşımız. Ekranı ona döndürdüğümüzde, aramızdaki rekabet görülebiliyor. Turlar… Puanlar… Kazanılan yarışlar… Takım içinde ciddi bir çekişme olacak.
Oyunda hafta sonumuzun uzun veya kısa olması bizim elimizde. Eğer uzun haftasonunu seçersek, sıralama turlarını üç seans üzerinden oynuyoruz. Ancak kısa hafta sonunda sıralamalar on beş dakika sürüyor ve bu süre zarfı içinde pol için tur atıyoruz. Tabiki yarışın uzunluğunu da ayarlayabiliyoruz. En az üç en çok da piste göre gerçek tur sayısını seçebiliyoruz. Ara sayılar içinde %20, %50 gibi oranları seçmek de mümkün. Bu noktada kariyeri üçer turluk yarışlarla hızlıca geliştirmek kolay gibi görünüyor. Ancak yarışları uzun tur sayısıyla oynamak tanınırlığımızı ve kariyer puanımızı daha çok arttırıyor. Yani ne kadar çok tur o kadar sağlam kariyer demek.
Antrenman turlarında görevliye onay verip piste atıyoruz kendimizi. İstersek takımın görev olarak verdiği zamanı tutturmak için çalışabiliriz. Bunu pitte seçebiliyoruz. Antrenman sırasında pite dönüp zamanı hızlandırma şansımız var. Bunu önümüzdeki ekrandan yapabiliyoruz. Hemen yarışa da geçebilirsiniz ama bu kariyerinizi geliştirme adına olumsuz bir etki yaratacaktır.
Sıralama bölümünde DRS kullanmak serbest. DRS hızımıza ciddi anlamda katkıda bulunuyor. Ancak kullanırken dikkat etmekte fayda var. Çünkü hafif virajda bile açarsanız aracın kontrolünü kaybetmeniz çok kolay olabiliyor ve hızlanmak isterken kendimizi bariyerlerde bulabiliyoruz. Yeri gelmişken değinelim aracımızın hasar modellemesi de iyi görünüyor. Start sırasında ön kanada zarar vermemek hiç de kolay değil. En ufak bir parçanın kopması bile aracın hızına ve dengesine etki edebiliyor. Hasar modellemesini ayarlardan kapatabiliyoruz.
DRS’den sonra gelelim Kers’e. Her tur bir kez kersi kullanma hakkımız var. Tur içinde bitirdiğimiz Kers bataryası, Start çizgisini geçtiğimizde tekrar doluyor. Ayrıca Kers’in hızlanmada ciddi katkısı var bunu da belirtmiş olalım.
Sıralama turlarında belki de oyundaki en büyük mantık hatasıyla karşılaşıyoruz Diyelimki sıralama seansında (uzun hafta sonunda son seans) diğer pilotlardan önce piste çıktık ve iyi bir derece alıp garaja döndük. Seansın sonuna kadar derecemizi geliştiren olmadı ve pol pozisyonunu kazandık. Pol sevincini sanki pilotumuzla son ana kadar uğraşmışız da kazanmışız gibi yaşıyoruz. Pilotumuz aracını park ediyor ve iniyor aracından. Sonra sevinç gösterileri… Halbuki garajda seansın sonuçlanmasını bekliyorduk
Yarışa geçtiğimizde gerçekcilik daha da kendini gösteriyor. Diğer pilotlar size kolay kolay yol vermiyor. Savunma zekaları gayet iyi. Start sırasında dikkatli olmak gerekiyor çünkü kaza yaşanma ihtimali yüksek. Yarış sırasında ayrıntılara bakarsak pilotumuz her ayrıntıyı gerçeğiyle aynı olarak uyguluyor. Kers’i ve DRS’yi kullanmak için butona basıyor, ayaklarının pedallara uyguladığı hareketi görebiliyoruz. Yarışımız yağmurlu bir havada geçiyorsa gerçekcilik kat kat artıyot. Sprey etkisi gerçeğin aynısı. Önünüzdeki araçla aynı çizgiden gitmeniz neredeyse imkansız. Buradan grafiklerin ne kadar başarılı olduğunu anlamamız mümkün.
Ayrıca kuru havalarda yarış çizgisinin oluşması ve diğer bölümlerden gidince toz kalkması gibi ayrıntılarda oldukça güzel. Eğer yolun dışına taşarsanız lastiklere çakıl veyahut ot yapışabiliyor, aracınız güçlü bir toz bulutu kaldırabiliyor.
Lastiklere gelirsek… Havanın durumuna göre lastiklerimiz otomatik seçiliyor ancak yine seçim bizde. Lastik aşınmaları gerçeğe uygun aktarılmış. Eğer yarış tur sayısını uzun tutarsanız lastik aşınmalarını daha iyi göreceksiniz. Sağ tarafta araç modellemesinde lastiklerin durumu gösteriliyor ve aşınma durumuna göre pite giriyoruz.
F1 severler için en güzel ayrıntı Safety Car’ın girmesi. Çok nadir gerçekleşiyor ama girdiği zaman oyunun gerçekçilik boyutuna muhteşem bir anlam katıyor. Her şey gerçeğiyle aynı. Safety Car pistteyken önünüzdeki araca çok yaklaşırsak telsizden uyarı geliyor ve pilotumuz otomatik yavaşlıyor.
Yarışta DRS kullanımı ilk üç tur sonunda başlıyor. Tabi önünüzdeki araçla aramızda bir saniyenin altında bir fark olması gerekiyor.
Pite giriş ve çıkışlar da birkaç eksiklik mevcut. Pit yolunda ilerlerken pit ekibinin arasına sanki doksan derecelik bir dönüşle giriyor araç. Yine garajın önünden çıkış da aynı, keskin bir dönüş ve pit yolu…
Yarış sırasında en hoşa giden ise, çekişmeli bir geçiş sonrasında telsizden aldığınız tebrik. Yine başka pilotla yanyana gelme, geçmeye çalışma veyahut geçilme durumları yaşadığınızda telsizden mühendisinizin sesini duymanız mümkün. Yarış sırasında araçla alakalı bilgileride sağ tarafta bulunan araç modellemesinden görebiliyoruz. Benzin durumu, balata, motor sıcaklığı gibi… Örneğin Safety Car girdiğinde motor ısınıyor ve uyarı geliyor. Ayrıca uzun düzlük olan pistlerde balataların sıcaklık uyarı rengi kırmızıya dönüşebiliyor.
Her yarışta size bir görev veriliyor. Sıralamada olmanız gereken yer ve damalı bayrağı görmeniz gereken en düşük pozisyon önceden patronunuz tarafından belirleniyor. Eğer takım patronunuz sizden yarışı yedinci sırada bitirmenizi istemiş ve siz sekizinci sırada bitirmişseniz, garajda bir matem, bir ölü çıkmış havası esiyor. Sanki yarış dışı kalmışız da buna üzülüyoruz. Takım patronunuzun vermiş olduğu yedincilik görevi için altıncı ya da birinci olun sevinme şekilleri aynı oluyor. Fark sadece pilotumuzun arabadan inişinin gösterilmesi kameralara karşı sevincini haykırması. Bunlar küçük şeyler, takmayalım diyebiliyoruz fakat öyle bir şey var ki… Bu noktada büyük bir eksiklik karşımıza çıkıyor ve şunu bekliyoruz: Podyum…
Evet yarışta (hala ümitliyim ayarlardan falan açılıyordur diye) podyum yok. 2011 yılı için büyük eksiklik. Neden düşünmediler ya da düşündüler de neden vazgeçtiler anlamıyorum. Fikir de yürütemiyorum. Çünkü oyundaki dikkate değer ince ayrıntıların yanında podyumun olmaması beni büyük bir yıkıma uğrattı.
Yarış sonunda gazetecilerle röportaj yapmak ayrı bir keyif. Sorulan sorular tabiki sonuç pozisyonumuza göre değişiyor. Ayrıca sezon sonuna doğru başarılı bir grafik çizmişsek gazeteci sayısı artıyor. Yine sezon sonuna doğru gazeteciler sizden bir rakip seçmenizi istiyor. Seçtiğiniz rakip yarış sırasında açık mavi bir renkle belirtiliyor. Eğer sezon sonunda seçtiğiniz rakibinizden daha üstün bir performans sergilediyseniz, o rakibinize takım arkadaşı olabiliyorsunuz ya da onun yerini alabiliyorsunuz.
Sezon içinde diğer takımlardan teklifler geliyor. Tabi performansınız iyi ise. Önce en alt seviyedeki takımlar sonra orta seviyeli takımlar size teklifte bulunuyor. Büyük takımlar daha çok sezon sonunu bekliyor ya da hiç teklif yapmıyorlar. Seçim sizin. Açıkta kalma durumu yaşamadım. Umuyorum vardır.
Bir diğer can sıkan sorun da cezalar. Oyunda ceza yemek çok kolay. En ufak bir hatada bile hemen on saniye cezası alabiliyorsunuz. Mesela viraja çok içten girin (hepsinde olmuyor tabi) hemen uyarı geliyor ve tur zamanınız iptal oluyor. Ya da virajda başka pilot arkadan geçiş için yanınıza kadar gelsin ve size dokunup spin atsın cezayı siz yiyorsunuz. Çok defa başıma geldi. Arkamda olup bitenden haberim olmadan on saniye cezası aldım. Gelip size çarpıyor ve ceza size kesiliyor.
Oyun sıkı takipçiler ve eski oyuncular için iyi derecede zorluk seviyelerine sahip. Zor seviyede oynamak gerçekten beceri istiyor. Gerçek tat ancak bu seviyelerde alınıyor. Geliştikçe seviyeler yükseltilmeli.
Ayrıca oyunu gerçek pist uzunluğunda oynarsanız çok daha fazla olay, tur bindirme, pite girme, strateji gibi önemli konular ortaya çıkıyor. Üç turluk bir yarış bizim gibi F1 severlere çok da fazla tat vermez. Ayrıca klavye ile oynamak da ayrı bir beceri istiyor. İyi bir direksiyon seti ile bu oyundan daha fazla tat alınabilir.
Gelelim son olarak oyundaki ‘save’ sorununa. Evet oyunun orijinalinde bile böyle bir hata vermesi canları fena acıtmış durumda. Kariyerimde ikinci senemde oyunu açamadım. Oynayan arkadaşlar karşılaşmıştır. ‘Autoload’ durumda oyun hata veriyor ve kariyeriniz başlamıyor. Her şeye yeniden başlamak gerekiyor böyle bir durumda. Çoğu F12011 oyuncusu aynı sorunla karşılaşmış ve bununla ilgili aşağıdaki linklerde çeşitli çözümler sunulmuştur:
http://forum.donanimhaber.com/m_47616662/mpage_29/tm.htm
http://forum.donanimhaber.com/m_54216232/tm.htm
http://community.codemasters.com/forum/f1-2011-tech-game-support-1420/471561-f1-2011-exe-crashes-4.html
Sonuç itibariyle eksiğiyle hatasıyla elimizde bize büyük haz veren bir oyun var. Kariyerinizde başarılarJ
Kendi reklamımı yapmadan edemeyeceğimJ İlk yazımı 2009’da göndermiştim. Buradan ona da ulaşabilirsiniz.
Kimi’nin Kaderi:
http://www.trf1.net/index.php?news=7856
Gökhan Eroğlu ( 22 Şubat 2012)
Bir yanıt yazın