Hamilton'un Geleceği – Perez'in Parlayışı

Sezonun ilk bölümüne kuşkusuz lastikler ve sürprizler damgasını vurmuştu. Özellikle ilk 7 yarışta 7 farklı ismin kazanmasının ardından sezonun böyle ilerleyeceği konusunda genel kanı olsa da yarışlar ilerledikçe performanslar gittikçe oturdular.

Sezona çok hızlı bir araçla başlayan ancak sonrasında hem performans, hem de şans olarak istediği sonuçları alamayan Mclaren takımı şu anda ipleri eline almış gibi görünüyor. Son 3 yarışta alınan 3 zafer ile takım çalışmaların pist üstünde sonuç vermesiyle mutlu oldu ancak pist dışında yaşananlar takımı zor duruma düşürüyor.

İtalya öncesinde Eddie Jordan’ın ortaya attığı iddialar gündemin öncelikli konusu olmaya devam ediyor. Eddie Jordan’ın iddialarına kadar eminim ki kimse Hamilton’un Mclaren’den ayrılması ihtimaline destek vermiyordu ancak şu an için durum tamamen tersine dönmüş gibi görünüyor.

İlk başlarda Hamilton’un takımla anlaşma imzalamamasına sadece menajerlerinin maaşı arttırma politikası olarak bakıldı ancak görünen o ki durum pek de düşünüldüğü gibi değil. Tam anlamıyla bir dünya yıldızı olmak isteyen Hamilton, menajerlerinin aracılığıyla tüm kontrolünü eline almak istiyor ancak Mclaren gibi ciddi ve sıkı bir müessesenin buna izin vermesi kolay bir şey değil. 

Hamilton’un takımdan ayrılmayı düşünmesi için aslında bir çok neden var. Daha fazla kazanç sağlamak tabi ki yıldız isimlerin her zaman hedefidir. Mclaren’in maaşta düşüş istediği bir dönemde Hamilton’un gelecek tekliflere açık olması kadar doğal bir şey olamaz. Maddiyatın yanında kazanılan kupalar meselesi… Mclaren, yarışlarda kazandığı kupaları sergilemesiyle bilinen bir takım. Hamilton da kazandığı kupaları artık evine götürme konusunda ciddi düşünen bir sürücü… Hamilton’un bu konuda ciddi olması iplerin kopma noktasına gelmesinde bir başka etken oldu.

Hamilton’un bir Mclaren-Mercedes ürünü sürücü olduğu gayet açık. Takım 13 yaşından beri takımla iç içe olan Hamilton’u GP2’de şampiyon olmasının hemen ardından 2007’de yarış koltuğuna oturtup, çifte dünya şampiyonu Fernando Alonso karşısında şampiyonluk mücadelesi vermesini sağlayarak ona ne kadar güvendiğini ve bağlı olduğunu göstermişti. Bu birliktelik 2008’de ilk şampiyonlukla meyvesini verdi. 2008 ve 2009’da takım arkadaşı Heikki Kovalainen’e karşı çok rahat bir dönem geçiren Hamilton’un son 3 senedir takım arkadaşı olan Jenson Button’u da rahat bir şekilde geride bırakması gerekiyordu.

Öyle ya da böyle beklenen olmadı. Button, Hamilton’un evi Mclaren’de gayet iyi bir şekilde yerleşmeyi başardı ve Hamilton takımın tek yıldızı olamadı. Her ne kadar Hamilton, kendisini zorlayan bir takım arkadaşı istese de, yıldız olmak isteyen bir sürücü için takımda Fernando Alonso tarzı bir üstünlük olmaması pek de kabul edilebilir bir şey olmasa gerek. Button da “Dağdan gelip, bağdakini kovmak” atasözünü iyi bir şekilde yansıttı ve 2011’de şampiyonayı Hamilton’un önünde tamamladı. Hem de Hamilton’un 13 senedir içerisinde bulunduğu takımda… Bu durum Hamilton için bir ilkti, ilk defa takım arkadaşının gerisinde kalmıştı.

Kimisi Hamilton’un takımdan ayrılması halinde onun ihanet içerisinde olacağını düşünebilir ancak artık her iki taraf için belki de en iyisi temiz hava almak. 6 senede tek şampiyonluk ve 20 galibiyet kazanıldı. Ancak bunun yanında bir çok kriz yaşandı ve üstü bir şekilde kapatıldı. Belki de tam olarak kapatılmadı, tozlar sadece halının altına süpürüldü…

Hamilton’un İtalya’da gazetecilerin sorularına verdiği cevaplar da bir çıkmazda olduğunu gösteriyor. Halâ karar veremediğini söylemesi Mercedes’i ciddi anlamda düşündüğünün bir göstergesidir. Ancak tabi ki Mercedes’e geçişin maddi anlamda ve oluşturmak istedikleri profil açısından avantajları olsa bile gerçek işi olan pist mücadelesi konusunda Hamilton’un endişeler duymasına neden oluyor.

2009’da çift katmanlı difüzörün ve yepyeni kuralların da etkisiyle şampiyonluk kazanan Brackley kökenli takımın uzun süreli geçmişine baktığımızda istikrarlı ve çok üstün bir başarısı göze çarpmıyor. Evet, takım artık Mercedes’in ve Ross Brawn ile oluşturduğu ekip eskiye nazaran belki daha iyi konumda ancak hâlâ takımda ters giden bir şeyler var… Sezona performans olarak güçlü başlangıç yapan takım bir kez daha rakiplerinin çok gerisinde kaldı. Olağanüstü olan 2009 senesin dışında 1999’dan beri aktif olan takımın 2006 Macaristan ve 2012 Çin GP dışında yarış zaferi yok ve bir türlü istikrarlı olamaması ile dikkatleri üzerine çekiyor. Mclaren gibi şampiyonluk mücadelesi veremese bile sürekli galibiyet mücadelesinde yer almayı başaran bir takıma göre Mercedes’e geçmek Hamilton için bir geri adım olacak. 

Ancak 2014’te yepyeni motorların piyasaya gelecek olması, Mercedes’in de fabrika takımı olarak Formula 1’de yer alması ve motorun gelişimini yakından takip etmesi 1.5 sene sonra işleri tersine çevirebilir. Mclaren büyük ihtimalle Mercedes ile aynı motoru kullanıyor olacak ancak motorun optimizasyonu, yerleşimi ve tanınması gibi konularda Mercedes’in açık bir şekilde ilk başlarda önde olması sürpriz olmasa gerek.

Hamilton da bu durumu düşünerek geleceği için Mercedes’i değerlendiriyor şüphesiz. Bunun yanında Mercedes’in Michael Schumacher ile devam edip etmeyeceği de bilinmiyor. Hamilton’un Mercedes’te Schumacher’in yerine gelmesi onun profil olarak da ön plana çıkmasını sağlayacaktır. Nico Rosberg kuşkusuz çok iyi ve hızlı bir sürücü ancak kabul etmek gerekir ki ne kadar çok başarılıysan o kadar ön planda olursun. Tek bir GP zaferi dışında elle tutulur bir başarısı olmayan Rosberg, henüz basında yeteri kadar ilgi çekmiyor. Hamilton’un Mercedes’e geçişi ilginin kendisine yönelmesini sağlayacaktır.

Kabataslak baktığımızda Hamilton’un Mercedes’i ciddi olarak düşünmesi için artı ve eksi bir çok yön var. Ancak Mclaren’le gelinen nokta, Hamilton’un takıma karşı olan heyecanını yitirdiği ve yeni bir heyecan aradığı yönünde. Hamilton’un yeni bir heyecana mı yöneleceği, yoksa takımıyla olan bağlarını yeniden mi kuvvetlendirmeye çalışacağını yakın zamanda göreceğiz. Ha bu kadar Mercedes’ten bahsetmişken Hamilton’dan Ferrari sürprizi gelir mi? Bana göre uzak bir ihtimal ancak İngiliz’lerin dediği gibi Asla asla demeyin.”

ÇEKO Gerçeği

2012’nin nadir ancak parladımı tam parlayan yıldızlarından Sergio Perez’e gelecek olursak… Meksikalı sürücünün arkasında olan ülke desteğini hepimiz biliyoruz. Ancak aldığı maddi desteğin yanında performans olarak da Perez’in Formula 1’i ve iyi bir takımı hak ettiği kuşkusuz bir gerçek. Kendisi spora “paralı pilot” ünvanıyla girse de performansıyla bu ünvandan kurtulmayı başardı (Darısı Maldonado’nun başına).

Perez’in adı Ferrari’de Felipe Massa’nın yerine anılıyor. Aslında Massa’nın Ferrari’ye geldiği döneme bakarsak Perez’in de takıma gelmesi pek şaşırtıcı olmaz. Özellikle Perez’in bu sene aldığı her podyum zaferinden sonra adının Ferrari ile anılması şiddetinin artmasına hepimiz alıştık. 

Malezya’daki performansıyla dikkatleri üzerine çeken Perez’in sezon grafiğine baktığımızda aslında pek parlak bir grafikle karşılaşmıyoruz. Perez, bu seneki 13 yarışın sadece 5’inde puan aldı ve bu 5 yarışın 3’ünde podyuma çıktı. Pek istikrarlı bir sezon geçiremeyen Perez’in hızlı bir sürücü olduğu aşikar ancak aldığı podyumlarda ve parladığı yarışlarda Sauber aracının lastik kullanımındaki etkisini de göz ardı etmemek lazım. Lastiklerin performansının ön plana çıktığı yarışlarda Perez, rakiplerine kıyasla sert lastikle başlayıp uzun bir ilk bölüm geçirdikten sonra aracın iyice hafiflediği son bölümde yumuşak lastiklerlere geçip çk büyük avantaj elde ediyor ve yarışın yıldızı oluyor. Bu durum Perez’in iyi pilot olduğu gerçeğini değiştirmez ancak saf hız olarak sıralamalarda ve yarışta, normal şartlarda ve normal stratejide yarışıp Perez tarafından geçilen sürücüleri yabana atmamak lazım çünkü bu podyumlar genelde ekstrem bir stratejiyle geliyor.

Raikkonen’in Sessiz Yükselişi

Bu sene spora geri dönüş yapan Kimi Raikkonen’in sorun yaşayıp yaşamayacağı merak edilen konuydu ancak Fin sürücü doğuştan gelen yeteneklerini bir kez daha gösterdi ve 2 senelik araya rağmen pek bir şey kaybetmediğini kanıtladı.

Bu sene 13 yarışta 6 defa podyuma çıkan ancak bir türlü podyumun son basamağını göremeyen Raikkonen, sezonun gizli favorilerinden. Çin yarışı dışında Raikkonen tüm yarışlardan puan kazanmayı başardı ve sessiz yükselişini sürdürerek İtalya’nın ardından 3. sıraya yükseldi. Raikkonen, lider Alonso’nun 38 puan gerisinde ve şampiyonluğun favorileri arasında.

(Web)Sitem

Sanal ortamda sallamak kadar kolay bir şey yok. Geçtiğimiz son 2 yarışta xtrabit racing adlı arkadaşımızın tavsiyesi üzerine bir süredir düşündüğümüz canlı sohbet imkanını yarış izleme sayfasında uygulayalım dedik. Belçika’da tam olarak istediğimiz gibi bir şey başaramasak da İtalya’da ilk antrenmanlardan itibaren gayet güzel bir şekilde bunu başardık bir kaç kendini bilmez insana rağmen. Klavye delikanlılığı da değil bu, niçin bir insan canlı sohbet imkanı bulduğunda direkt sövmeyi, küfür etmeyi, hakaret etmeyi tercih eder hiç anlam veremem. Sizin sürücünüz önde olmayabilir, takımınız önde olmayabilir ancak nedir bu kin, nefret? Adam selam demeden başlıyor küfüre. Kız arkadaş aramaya gelenleri de unutmamak lazım…

Sitenin arka planında olanlardan, ne kadar yorumun kapatıldığından ya da kullanıcının yorum kontrolüne alındığından doğal olarak haberiniz olmuyor ancak emin olabilirsiniz ki yorum kontrolündeki editör arkadaşlar ellerinden geleni yapıyorlar. Ha bazen bizim gözümüzden kaçan durumlar olabiliyor, onlar da affola… Dün farkettim uzunca bir süredir şikayet düğmesi çalışmıyormuş. Onu çözdüm. Bundan sonra şikayet düğmesine basıldığında gerekli işlem yapılacaktır. Ancak şöyle bir yanlış anlaşılma olmasın, şikayet düğmesine bastığınızda o yorum kaldırılacak diye kesin bir şey söylemiyoruz.

Bir de hazır kameraları görmüşken buradan çok değerli bir şahısa selamlarımı iletmek istiyorum. Dün üye ismini “Anti-Balon” olarak değiştirmesi sonucu editör arkadaşlar tarafından yorum kontrolüne alınan muhterem şahsiyet, keşke biraz karakterli olsaydın da küfürlerinin yanında telefon numaranı da yazsaydın…

Neyse, seven sevmeyen herkese saygılar.

Abdullah Çelik


Yorumlar

  1. mercedes alman takımıdır bence hamiltonu değilde vetteli alırlar
    alonso ferraride hamilton mc laren de daha uzun yıllar kalır
    vettel böyle bir ortamda bu iki takıma gelmez
    perezde red bulla mı gelir lotusa bilinmez belki de ferrari
    2014 yılını çok karmaşık görüyorum
    5 takım gene şampiyonluk mücadelesi verir
    maldonado di resta hulkenberg gibi isimleri büyük takımlarda görebiliriz
    neticede mart 2014 e 2 seneden az kaldı sayılı gün çabuk geçermiş

  2. İste bu sebeple bircok duzeylu efbir sever artik yorum yazmiyor yalnizca okuyor

  3. Bu arada, bakıyorum burası tenha. Demek ki arkadaşlar laf sokabilecekleri, adam avlayabilecekleri türden haberlere kaymışlar 🙂 Kavga var, burada işin ne? !

  4. Eline sağlık. Spontane olmuş. Bir yerden girip öbür taraftan çıkmışsın 🙂

    Yarın öbür gün, Hamilton Mclaren'le anlaştı. Sözleşmesi 3 yıl uzatıldı gibi bir haber göreceğiz ve bütün bu tartışmalar bitecek. Bu kadar uzun bir süre boş yere laf salatası yapılmış olacak. Bunlar bence hep Hamilton'ın menajerlik şirketi XIX Entertainment tarafından oluşturuluyor. XIX, Hamilton'a çok zarar veriyor bence. Bu anlaşma sonrası Hamilton XIX'i de bırakacaktır bence.

    Darısı Maldonado'nun başına

    Adam yarış kazandı daha ne yapsın 😛

    Checo iyi, ama Ferrari'ye gidip ikinci pilot olmaktan başka şansı yok şu an. Massa gibi, bir 2008 şansı bekleyebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir