2012 Bitince

 

Hem bu sezonu kısa kısa, hem de son yarıştan sonra Formula 1′de yaşananları kısaca anlatan bir yazı yazayım istedim. Aslında burada yazacaklarımın hepsi kendi başına bir yazıyı hak ediyor, ancak bu aralar pek zaman bulamıyorum. O yüzden süzere, steril bir yazı çıkarayım dedim.

Bu sezonda da Vettel’in şampiyon olması, Alman pilotun yarış hayatındaki şampiyonlukların değerini bir kat daha artırıyor benim gözümde. 2009’da eğer biraz daha akıllı olabilseydi şimdiye dört şampiyonluğu kucaklayabilecek Vettel’in, özellikle 2009’un ikinci yarısından sonra tırmanan olgunluk düzeyi, onu hem yarışlar hem de genel olarak şampiyona düzleminde, her pozisyondan her pozisyona savaşabilecek ve kazanabilecek bir materyal haline getirdi. 2010’da son yarışa kadar şampiyonanın hiçbir ânında liderlik koltuğuna oturamamış olsa da, şampiyonaya iki yarış kalmışken lider gittiği Kore’de motor arızasıyla yarış dışı kalıp bütün puanları şampiyonadaki rakibine kaptırmış olsa da, öyle bir çukurun içinden müthiş bir olgunlukla sıyrılmış ve kalan iki yarışı da kazanarak şampiyon olabilmeyi başarmıştı. Red Bull’un, çok iyi bir araç olmasının yanında, dayanıklılık sorunları da olan bir makine olması, Vettel’in bu olgunluğunu güçlendiren bir başka nedendi.

2011’deki şampiyonluk ise daha çok Schumacher’in ve Senna’nın sezonun en başından itibaren şampiyonaya ağırlığını koyarak sonuna kadar önde götürdüğü, görece kolay geçen bir sezondu. Red Bull’un mükemmel bir araç olmasının yanında, dayanıklılık sorunlarını da büyük oranda ortadan kaldırması, Vettel’in hakimiyetini de gün yüzüne çıkardı. Webber’in 3’e 16’lık sıralama tablosu Vettel’in ne denli bir düzeye çıktığını gösteriyor. Egzoz beslemeli difüzörü çok iyi anlayıp, bunu kendi sürüş stiliyle harika bir şekilde bütünleştirerek olağanüstü bir çizgi yakalamıştı Vettel. Bu çizgi de onu 2010’un aksine şampiyonluğu birkaç yarış öncesinden garantilemesini sağlayan bir yere çıkardı.

Egzoz beslemeli difüzörlerin büyük oranda yasaklandığı 2012 sezonu ise Vettel için iyi başlamadı aslında. Almanya GP’sine kadar olan sıralama tablosuna baktığımızda Webber’in 5’e 4’lük üstünlüğünü görüyoruz. Vettel, sezonun bu bölümünü yeni egzoza alışmaya çalışarak geçirirken Webber bu kez dizginleri ele almıştı, ancak ilk 5 yarış sonunda sıralamada lider olan pilot Vettel’di. Asıl çarpıcı olan konulardan biri bu, çünkü Vettel, tıpkı Alonso gibi, en iyi olmadığı, araçla bir olmadığı bir dönemde tutarlı puanlar toplayarak alacağı zararı en aza indirmeyi başarmış, şampiyonada liderliği bile almıştı. Vettel’in sezona kötü başladığını, Webber’in onun hakkından geldiğini söyleyenler ilk 5 yarış sonunda Vettel’in şampiyonada lider olduğunu nedense hatırlamıyor. Webber’in çok büyük düşüşünün başladığı Almanya GP’sinden önce Vettel’e kurmuş olduğu üstünlüğün şampiyonaya bir etkisi oldu mu? Hayır. Webber bu sezon bir kere bile liderlik koltuğuna oturamadı. İşte size Vettel’in değerinin bir göstergesi daha.

Özellikle Singapur GP’sinden sonra aracın, onun istediği hale bürünmesiyle birlikte Vettel 2011’deki Vettel’e dönerek bir anlamda şampiyona içinde şampiyona kurmuş oldu. Spa’da, Abu Dhabi’de ve Brezilya’da gösterdiği agresif sürüş ve geriden gelip aldığı puanlar onun bu şampiyonluğu sonuna kadar hak etmesini sağlayan değerli ve mihenk taşı ayarındaki yarışlardı. Her pilot aracın kendi stiline uymasını ister. Aracı geliştirirken de mühendislere bu yönde talimat, bu yönde geribildirim iletir. Vettel’in sezon başındaki araçla uyumsuzluğunu Vettel’in zayıf noktası olarak göstermek yanlış olur, çünkü hiçbir pilot kendi sürüşüne ters gelen bir araçla mucize yaratamaz. Pilotun üstünlüğü, o aracı istediği şekle sokabilecek geribildirimleri üretebiliyor oluşudur.

Vettel’in bana göre zayıf noktası bu değil, bazı anlarda, özellikle stres yönetimi gerektiren zorlu anlarda yakasından bir türlü silkeleyemediği aceleciliği, çocukluğu ya da telaşı. Abu Dhabi’de yeteri kadar şanslı olmasaydı Senna ile çarpıştığında ya da güvenlik aracı periyodunda köpüğe çarptığında yarış dışı kalabilirdi. Bu küçük anlar Vettel’in kriptonit noktasını belli ediyor. Halbuki baskıyı kaldıramayan bir pilot değil. 2010’un son yarışlarında, 2012’nin son yarışlarında, hatta 2011’de İspanya ve Monako’da bunu defalarca kanıtladı, ancak Vettel’in bu yumuşak karnı, ilginçtir, zayıflığından değil gücünden kaynaklanıyor. Kendine aşırı güvendiği için, var olmadığı bir pozisyonda çok fazla kalmak istemiyor. Sanki 6.’lıkta çok kalırsa bir şekilde kirleniyormuş gibi, bir an önce kendine layık gördüğü pozisyona yerleşmek istiyor. Sezonun bazı yarışlarında bu itkiyle çok iyi mücadele etti, ancak Abu Dhabi’de onun bu çatlamaya açık yönünü gördük. Bu deliği de harçla kapatırsa Vettel’i önümüzdeki yıllarda Alonso bile durduramayabilir.

 

Sezonun En İyileri

Bana kalırsa sezonun en iyi pilotu Alonso’ydu. Ne yazık ki Formula 1 sadece pilotlar şampiyonası değil, alıp başınızı Eau Rouge’da koşamıyorsunuz. Arabaya da binmeniz gerekiyor. Ferrari’nin son yaptığı açıklamalara bakarsanız Alonso’nun nereden gelip nerelere tırmandığını çok net görebilir ve İspanyol samuraya saygı duymamak için biraz zorlanabilirsiniz. Kış testlerinde 2,5 saniye yavaş olduklarını söyleyen Ferrari, Alonso’ya Red Bull kadar bile değil, ona biraz yakın bir araç verseydi Alonso bir iki yarış öncesinde şampiyonluğunu kutlardı. Öyle bir sezondu Alonso için. Mükemmele yakın. Kendisi de zaten böyle bir sezonu bir daha tekrarlamanın kolay olmadığını söylüyor. Şanssızlığın böylesi. Düşünün, böyle yarıştığınız bir sezonda bile şampiyon olamıyorsunuz. Büyük bir çaresizlik.

Ben sıralama yapmayacağım. Alonso’yu diğer pilotlardan ayrı tutmanın dışında, onun ardından gelenleri küçük küçük gruplara ayıracağım. Örneğin Alonso’dan sonra gelen grupta Hamilton ve Vettel var benim için. Bu iki pilot arasında bir seçim yapmak çok çok zor. Yine de boğazıma bıçağı dayarsanız ve beni Sapphire’den aşağı sarkıtırsanız Hamilton, Vettel’in bir adım önünde diyebilirim. Neden böyle düşünüyorum, çünkü Hamilton’ın da bu sezon en mükemmele yakın sürüşünü çıkardığını düşünüyorum. Valencia’da Maldonado ile girişmese-iyi-olurdu diyebileceğim mücadelesi ve Spa’daki acayip hafta sonunu saymazsak Hamilton da pürüzsüz bir sezon geçirdi. Vettel’den daha iyi olduğunu söylemek istemiyorum, ama nedense içimde bir yan Hamilton’ın Vettel’den bir adım önde olduğunu gösteriyor. Bunun bir diğer sebebi de Hamilton’ın, McLaren’i bırakıp Mercedes’e geçip geçmeme kararını alırken, bir yandan yarışmayı sürdürmüş olması. Aklı ikiye parçalanmışken bu duygusal türbülanstan en az yarayla, hatta büyük olasılıkla şampiyonlukla çıkabilecekken, McLaren’in tahtalara gelesice performansı yüzünden bu rüya bitişi gerçekleştiremedi. Aklı sadece şampiyonada olan Vettel’e göre bu yüzden Hamilton bir adım önde geliyor bana. Bir adım bile değil belki.

Bence işin en güzel yanı bu. Üç mükemmel pilot birbirlerine neredeyse çok yakın performanslar sergileyerek sonuna kadar ve adil yarıştı. Bu sezonun bu kadar mükemmel olmasını sağlayan şey de bu üç pilot bana kalırsa.

Yine tek kişilik bir grup oluşturup buraya Kimi Raikkonen’i koymak istiyorum. Aslında Raikkonen’le ilgili yapacağım her yorum biraz haksızlık olacak, zira iki yıldır F1’de yarışmadan ve testlerin seyrek olduğu bir dönemde F1’de dönüp bu kadar başarılı bir sezon çıkarmak her baba yiğidin harcı değil. Power steering problemleri nedeniyle sezon başında Grosjean’ın biraz gerisinde kalsa da ikinci yarıdan itibaren çok ciddi puanları çok iyi sürüşlerle çıkaran Raikkonen, önümüzdeki yıl Lotus bu düzeyde devam etmeyip biraz vites artırırsa, hiç kuşku yok yukarıdaki grubun içine dahil olup şampiyonluğun peşinden koşacaktır. Biz de arkamıza yaslanıp dört müthiş şampiyonun birbirleriyle didişmelerini izleriz. Kimi’nin F1’e dönmesi müthiş. Kimi’nin F1’e bu şekilde rekabetçi dönmesi daha da müthiş. Lotus’un, Kimi için Kimi’nin yeşereceği bir ortam hazırlaması, onu rahat ettirmesi ve kendi gibi davranması sağlaması da Kimi’nin artılarından. McLaren ya da Ferrari’deki gibi kurumsal bir darboğaza girmeden kendi yeteneklerini sergileyebilecek verimli ortamı bulabiliyor Kimi. Bu bir anlamda avantaj olsa da, diğer yanıyla dezavantaj olabilir, zira Lotus, Kimi’yi sırf bu yüzden şampiyonluk getirebilecek bir araç veremeyebilir. Olsun, Kimi bu şekilde gitsin de, kim bilir, belki ileride boğa terbiyecisi olmak isteyebilir…

Kimi’nin arkasından gelen gruba Perez’in ve Rosberg’ün ilk yarısını ile Massa’nın ve Hülkenberg’in son yarısını dahil etmek istiyorum. Gerçi burada Hülkenberg’e haksızlık yapıyor olabilirim, zira kendisi koca bir sene yarışmadan, hiç tanımadığı bir takıma gelmişti. Dolayısıyla ilk yarıyı pekâlâ alışma süreci olarak da görebiliriz. Özellikle ikinci yarıdan sonra, balon di Resta’yı sürklase ederek asıl yerinin McLaren’in ikinci koltuğu olduğunu gösterdi. Bana kalırsa Ferrari’nin Massa’dan sonraki koltuğunun en büyük adayı. Birkaç sene sonra McLaren’in ve Whitmarsh’ın keşkelerinin kaynağı olabilir. Bu kaynağın bir diğer nedeni de Perez elbette. Sezonun ilk yarısında ve Monza’da gösterdiği yetenekle ve sürüşle podyumları ve McLaren koltuğunu kapan Perez, sözleşme imzaladığından sonra tek bir puan bile kazanamadı. Aslına bakarsanız Perez’in podyumları hep en arkalardan başlayıp lastik stratejisinden avantaj sağlayarak geldi. Malezya’da da yağmur etkisiyle. Sauber’in kazandığı dört podyumdan sadece biri, gerçekten gridin ön sırasından başlayıp liderlerin stratejisiyle yarışarak aynı düzlemde ilerleyen ve 3.’lüğü alan Kobayaşi’nindi. O da Formula 1’in dışında kaldı. İlginç bir dünya.

Bu grubun diğer pilotu da Massa. Sezonun ilk yarısında 23 puan toplayan Brezilyalının, ikinci yarıda 99 puan topladığını söylersem zaten ne demek istediğimi anlatmış olurum. Özellikle son üç yarışta Alonso’nun biraz da gerginleşmesi ve belki işi garantiye alma isteği nedeniyle takım arkadaşına büyük üstünlük kuran Massa, Brezilya’daki son yarışın da benim için tartışmasız en iyi pilotuydu. Alonso’ya inanılmaz destek verdi, rakipleri yavaşlattı, rakipleri geçip yerini Alonso’ya verdi, Alonso ilerlesin diye gerilere düştü, tırmandı, ikinciliğe çıktı, birincilik için bile savaşabilirdi, ama yavaşlayıp Alonso’ya yer verdi. İnanılmaz bir yarış çıkardı. İlk yarıda da bu performansı göstermiş olsaydı Ferrari markalar şampiyonasını alırdı. Rosberg de ilk yarıda çok çok sağlam bir performans gösterdi. İlk iki yarışın sıralama turlarında art arda yaptığı hatalar bir anda altında iyi bir araç varken Rosberg’ün elinin ayağının birbirine mi dolaştığı sorusunu gündeme getirdi, ancak Çin’deki o sıralama turu ve o galibiyet bunları bir anda toz duman etmeye yetti. Evet Schumacher bu sene Rosberg ayarındaydı nihayet, evet birçok yarışta ondan daha iyiydi ve sıralama turlarında da başa baştılar, ancak ikisini sağlıklı olarak karşılaştırabileceğimiz bir aracı olmadı Schumacher’in. Dolayısıyla Rosberg’le Schumacher’in kafa kafaya nasıl bir sonuca evrildiklerini kestiremiyorum. Schumacher’i bu gruba dahil edip etmemeye de bu yüzden karar veremedim. Eski toprağın arada bir saçmalaması, İspanya’da, Macaristan’da, Singapur’da gösterdiği kötü performanslar, Monako’daki pol pozisyonuyla birleşince, ne bileyim, Schumacher’i sanki bu gruptan sonraki gruba dahil etmek gerektirdiğini düşündürdü.

Bu yılın göze çarpan diğer pilotlarından biri Pic, diğeri de Maldonado. Glock’u ciddi anlamda geçebileceğini gösteren bu çaylağa bir şans daha verilmesinden çok mutluyum. Bazen arka sıradaki takımlarda yarışmak pilotların moralini bozabilir, yeterince motive olamamalarına neden olabilir. Kovalainen’in, Caterham’da kalmayabileceğini anladıktan sonra Petrov’a nasıl geçildiğine bakın. Halbuki ilk yarıda müthiş bir Heikki vardı. Hatta Hülkenberg, Perez, Massa ve Rosberg grubuna bile dahil edilebilirdi. İşte böyle bir yerde Pic’in gösterdiği başarı takdir edilesi. Maldonado ise beni başka yerden etkiledi. Evet, zücaciye dükkanındaki fil olabilir, evet serseri bir mayın olabilir, ancak bunları bastırmayı başardığında ciddi anlamda hızlı bir pilot. Özellikle tek turlarda.

 

 

Norbert Haug’un emekliliği

2012 sezonuyla ilgili daha çok şey yazılabilir, ancak bir yerde noktayı koyayım. Benim gibi noktayı koyan bir başka isim de Mercedes motor sporları bölümünün 22 yıllık başkanı Norberg Haug (nasıl bağladım). Sürpriz bir açıklamayla Mercedes’ten ayrıldığını duyuran Haug, DTM ve F1’de Mercedes’e büyük başarılar kazandırmış efsane isimlerden biriydi. Ayrılmasının sebebini bulmak aslında zor değil. Mercedes, 2010’de kendi takımıyla F1’de girince bir anda beklentiler de coşmuş, Schumacher’in de ismiyle birlikte üç yıl içinde şampiyonluk hedefleri konmuştu. Bu hedeflerin, balkon zemininde sönmüş ucuz balonlar gibi erimesi anlaşılan Haug’un da sonunu getirmiş, zira kendisi yaptığı basın açıklamasında özellikle bu noktayı belirtti. “Karşılıklı anlaşarak” yolları ayırdıklarını söyleyen Haug, bu resmi dilin çevirisinin “Mercedes beni kovdu” olduğunu ve böyle algılanacağını da biliyordur mutlaka. Diğer ihtimal pek akla yatkın gelmiyor zira: “Mercedes, ben artık çalışmak istemiyorum. Sorun sizde değil, bende.” “Haug, keşke gitmeseydin, seni hep seveceğim.”

Bu ayrılışta Niki Lauda’nın parmağı var mı elbette bilmiyorum. Hatta Lewis Hamilton’ın bu durumu bilip bilmediğini de bilmiyoruz. Biliyorsunuz Haug çılgın bir Hamilton hayranıdır. Onu Mercedes’e getirmek isteyenin de o olduğunu tahmin etmişimdir hep (gerçi ikna edenin Lauda olduğu söyleniyor, ama Lauda’nın ben daha çok Konkordato Anlaşması ile ilgili rolü olduğunu sanıyorum). Dolayısıyla bu ayrılış Hamilton’ı biraz yalnız hissettirir mi acaba? Başka bir açıdan bakarsak. Lewis’le imzalanan 3 yıllık anlaşma, Mercedes yönetim kurulunun Ross Brawn’a verdiği bir diğer üç yıllık müsamaha mı acaba?

Şimdilik durum böyle. Görüşmek üzere.

 

Ali Ünal

 


Yorumlar

“2012 Bitince” için 19 yanıt

  1. Michel Nostradamus  avatarı
    Michel Nostradamus

    Not: Bir önceki yorumdan devam.

    Tipik bir Sebastian 'Triple' Vettel taraftarı. Onu ilah, diğerlerini mürid gibi gören ve göstermeye çalışanlar topluluğu. Okuldan çıkınca kolları sıvarlar.

    Fernando 'Patron' Alonso taraftarlarından bir farkını görebiliyor musunuz?

  2. bırakın artık bu alonso muhabbetini . ferrari,yi konuşun ne alonso arkadaş be ferrarinin üstüne çıkmış artık bu alonso muhabbeti. ferrariyi ferrari yapan 5 yıl üst üste şampiyon yapan efsane schumi,de bile bu bozuk plak muhabbeti yoktu . dört yıldır ferrariyle yarışan alonso . bir vettel denen çaylak alman tarafından 3 yıldır haşamat ediliyor hala alonso muhabbeti . kabul edin şunu kardeşim vettel alonso,yu 3 yıldır kaldırıp kaldırıp yere vuruyor . kaldırıp kaldırıp yere vuruyor . artık yerden kalkacak hali kalmadı alonso,nun

  3. maşallah herkese hakkı verilmiş. Özellikle de vettele… Bi sıralama yapsa Ali ünal son sıraya koyacakmış ama Allah'tan yapmamış. Zaten şampiyonluğu da hiç haketmemiş. Ben vettelin yerinde olsam şampiyonluğu alonsoya verir kurtulurdum. Vettel Bu sene en hızlı araçta mıydı Hayır(Mclaren en hızlı)ç Peki en dayanıklı Ve iyi yarış performansı olan araçta mıydı Hayır (ferrari en dayanıklı) eee O zaman Şu adamın biraz hakkını versinler. Alonsodan kötü.. Hamiltondan kötüü… Şundan kötü bundan kötü… Ya bu vettel bu kadar mı kötü ??????

    Ha bu arada Gerçekten çok objektif ama size göre ya da alonsoculara göre…

  4. Team Sauber  C31          Seb. Vettel(Duhan) avatarı
    Team Sauber C31 Seb. Vettel(Duhan)

    Haklısınız..Bu düşüncelerinize karşı çıkmıyorum.
    Doğrularıda diyorsunuz.
    Ama çıkıpta kimse neden bir anda Vettel'ci oldun diye sormuyor.
    Sebebini de açıkliyım.Ferrari çok açık şekilde Alonso'yu şampiyon yapmak için ayak oyunları çevirdi.
    Saman altından çok su yürüttüler.
    Alonso'yu önde tutayım derken Her zaman Massa'yı ezdiler.
    Ben bunun adil olmadığı görüşüne vardım ve Vettel taraftarı oldum.

    Ben F1'i 2005'den bu yana izliyorum.2007'den sonra daha ayrıntılı takip etmeye başladım.
    Ve Vettel'in yeni Schumacher olabileceğine(Pilotaj olarak) karar verdim.
    Şimdilik bu 360 derece dönüş meselesinde haklisınız.

    Bırakın zaman göstersin sahte mi gerçek mi Vettel taraftarı olduğumu.

  5. onur çakır avatarı

    o değil giles örneğinde arkadaş haklı bir pilotun senenin en iyisi olması için şampiyon olması lazım değil vettel taraftarı olabilirsin canımızı acıtan bir şey yok bunda sorun bu sene önce alonso taraftarı olup vettel üst üste 3. yarışı kazandığı koreden sonra 360 derece dönüp 1 yarış önce şampiyon alonso yazanın bir yarış sonra alonsoda pilotmu vettel iyi demesidir birilerinin…

  6. Şampiyonluğu Alonso daha fazla haketti diyen herkes Vettel düşmanı niye oluyor ben o mantığı anlamıyorum.Bu Vettel'in +18 taraftarı yok mu ?

  7. Harika bir yazı.Öyle bir şey ki,ben de böyle bir sezon değerlendirmesi yapmayı düşünüyordum ama zaman bulamıyordum,artık gerek kalmadı.%95'ine katılıyorum.Teşekkürler.

  8. Çok güzel bir yazı. Tebrik ederim…

  9. Herkesin hakkını verip objektif davranınca böyle oluyor işte 🙂

  10. Güzel analiz ellerinize sağlık.

  11. Team Sauber  C31          Seb. Vettel(Duhan) avatarı
    Team Sauber C31 Seb. Vettel(Duhan)

    +1

  12. yazı çarpıklıklarla dolu vettel söle iyi böyle iyi ama şampıyonayı alo hakettı aslında hamıltonda vettleden ıyıydı .. falan fılan .. şampıyonayı alan en ıyıdır nokta.

  13. Team Sauber  C31          Seb. Vettel(Duhan) avatarı
    Team Sauber C31 Seb. Vettel(Duhan)

    Alakaya Maydonoz.
    Buyur bir tane daha.

    Ben günümüz sezonunu yorumlaşım sen nerelerdesin.
    Eee doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

    Yahu arkadaş bu sitede 1 kişinin daha Vettel'ci olması sinirlerinizi ne kadar geriyor.
    Arkadaş ANLATAMIYOR MUYUM-ANLAYAMIYOR MUSUNUZ?
    Artık sapına kadar Vettel taraftarıyım.

    Neden bu sitede Vettel taraftarlarının çoğalması canınızı acıtıyor.

  14. ALi Ünal a ALonso sempatizanı olarak yazmaya çalışan insanları kahkahalarla anıyorum. Yahu bey kardeşlerim… Ali Ünal ı bizler ALonso karşıtı olarak adlandırırken sizin bunu yazmanıza ancak ve ancak gilip geçmek gerekir… aslında sizlerin bu haline F1 den bi haber olmanız yanında Ali Ünal gibi buralara yazan çizen bir insandanda bihaber olmanızıda ekliyor.Buralarda çok kişinin yorum diye ortalığa yazdıklarını akumamak gerekiyor ama birkez düzeltme ihtiyacı duyabiliyorsunuz ve bunların yazdıklarının her yerini kırmızıya boyayasınız geliyor.
    Ayda 15 TL verip D-smart alamayanlar bu işe milyon dolar yatıranları eleştirirken sorun olmaz hatta en doğrusu dahi olabilir.

  15. tifoalo HRT avatarı

    Sana göre Gilles vilneuve faso fiso sana göre Ayrton senna vettel eşit.Sana göre Shumacher en iyi Prost 2. iyi.Neyse zaten çok taraf değiştiren bir arkadaş olduğun için fazla birşey söylemeye gerek yok.

  16. 3 aşağı, 5 yukarı benim düşüncelerim, yazının altına benim adımı yazsanız "hayret ben bu yazıyı ne zaman yazdım, ama güzel yazmışım" derim. Perez'in performansının dengesizliği, Hamilton Vettel ve Alonso düşünceleri aynı…

  17. anladık kardeşim alonso herşeyi hakediyor şampiyonluk onun hakkı yılın en iyi pilotu yılın adamı . anlamadığım bu vettel düşmanlığı neden ve niçin . eğer alonso gitmeyen ferrariyi şampiyonluk potasında tuttuysa o zaman bu büyük pilot alonso pekala şampiyonda yapabilirdi niye yapamadı . ha şimdi dersinizki ferrari zaten yavaşdı ferrariyi alonso şampiyonluk potasında tuttu . bende derimki ey mercedes yönetimi niye hamiltonu aldınız niye alonsoyu almadınız . bak alonso sürünen gitmeyen ferrariyi nerelere getirdi ve adam ferrariyi tek başına sırtında taşıdı alonso . burada süper ispanyol varken niye amatörleri mercedese alıyorsunuz alın bu adamı mercedesi uçursun ve şampiyon yapsın bu süperstar ispanyol alonso

  18. Team Sauber  C31          Seb. Vettel(Duhan) avatarı
    Team Sauber C31 Seb. Vettel(Duhan)

    Yahu şu yılın pilotu Alonso,Raikonen,Lewis,Perez vb. diyenleri anlamıyorum.
    Yahu şampiyona diye bir kavram var.Nedir bu kavram insanların birleşip en iyi olma çabasıdır.
    Ve bu şampiyonayı ilk sırada tamamlayan en iyisidir.

    Yani sözüm şu VETTEL BU ŞAMPİYONAYI İLK SIRADA TAMAMLAMIŞ İSE YILIN PİLOTU/YILIN ADAMIDIR.O kadar!

    Onun için kalanı fasa fiso.

  19. Yoruma saygılıyım ama katılmıyorum. Olaylara Alonso gözlüğü ile bakılmış. Alonso edebiyatı: Aracım hızlı, Vettelin ki hızlı… Tamam doğru ama bu senenin en istikrarlı ve dayanıklı aracı alonsodaydı ve yağmurda en hızlı ve de yarış temposu gayet iyi. genelde ilk 6 da başladığı yarışlarda öndeki 1 2 kişinin başına bi şey gelmesiyle her yarış aşağı yukarı podyumda ya da ona yakın oldu. Hakkını yemeyeyim bu sene iyi ve hatasız sürdü. Ama sadece F1 hızlı araçla olmuyor. Onun hakkını verecek bi pilot da gerekiyor. Hamiltonun vettelden daha hızlı olduğunu da zannetmiyorum. agresiflik araç ve motorla alakalı bi durum bana kalırsa . Red bull arka kanat açıkken bile ferrari ve mclarenin hızına yetişemiyor. Renault motoru zayıf. bu sene kimi bile eskisi gibi agresif değildi. Bi de işe bu yönden bakmak da fayda var. Hamilton hızlı ama kontrolsüz. Valensiyada maldonado belçikada romainden uzak durabilirdi. Hamilton hatalı değil ama uzak durabilirdi işte. Bi de anlamadığım alonso hatasız sürdü eyvallah peki vettel büyük hata yaptı mı Bence o da hatasıza yakın sürdü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir