Hızlı Alamanlar

 

1994 sezonunda Formula 1 45. yılına girerken hiçbir bir Alman pilotun şampiyonluğu görülmemişti. Yakın zamanda parlayan veya şampiyonluğu zorlayan bir pilot yoktu (Piquet-Senna-Prost-Mansell nesli). Schumacher 1991 yılında F1’e giriş yaptıktan sonra birçok şey değişti. Ardından diğer önemli yetenek Sebastian Vettel. F1’in son 20 yılındaki şampiyonlukların yarısı 7 Schumacher ve 3 Vettel olmak üzere Alamanlardan geldi. Fakat bu yazıda ikisinin adı bir daha anılmayacak. 2010 ve 2011 yılında bi ara 7’ye ulaşan Alamanların sayısı dikkatleri çekince acaba Alamanların bu nesli ‘altın nesil’ olarak adlandıralabilecek mi  Yoksa Vettel’in şampiyonlukları bu isimleri gölgeleyecek mi? İtalyanların gridde pilotu yokken Alamanlar 2013’de 4 isimle yer bulacaklar hatta F1 bu kadar sponsorlara bağımlı olmasa Heidfeld ve Sutil de rahatça koltuk bulabilirdi. Bu listeye Frentzen ve Ralf Schumacher’i de ekleyerek son 10 yılda biraz da gözden kaçan Alaman pilotların listesini yapalım dedik. Bu isimlerin ortak noktası iyi kötü kendini ispat edebilmiş, iyi bir araçla şampiyon olabilecek isimler. Bu kalitede bir jenerasyon çıkarmak akla futboldaki bir altyapı mı var dedirtiyor, belki de bir numaraları vardır.

1. Heinz-Harald Frentzen

99 Monza

Frentzen birçok kişi için 1999 sezonundaki muhteşem performansıyla anılır. 3 galibiyeti vardır, biri Williams’la diğer ikisi 99’da Jordan’ladır. O sezon klasmanda üçüncü olmuştur. 97’de elindeki tek şampiyonluk şansı varken Jacques Villeneuve’in net bir şekilde arkasında kalmıştır. Eğer Formula 1’de doping olsaydı insanlar Villeneuve’ın bu iki seneki performansını dopinge bağlayabilirdi, her ne kadar aracı çok olsa da. Alaman, Schumacher’in şampiyonadan ihraç edilmesiyle sezonu ikinci tamamlamıştır. Frentzen’in 1994 sezonunda başladığı Sauber’de başladığı kariyeri 2003 yılında yine Sauber’de sonlanmıştır. 2002 yılındaki nispeten kötü performansının dışında aracın potansiyeline göre iyi iş çıkarmıştır.

2. Ralf Schumacher

Abisinden 6 yaş küçük olan Ralf’in Formula 1’e girişi 1997 yılında oluyor. Jordan’da kariyerine başlayan Ralf 1999 yılında Williams’a geçiyor ve efsane takımda asıl performansına kavuşuyor. İlk yılında takımın topladığı 35 puandan 25 puanı Schumacher kazanıyor. 2000 yılından itibaren başlayan BMW-Williams ortaklığı gelecek umutlarını artırıyordu Ralf’in. 2000’de çaylak Button’a, 2001’de diğer çaylak Montoya’ya üstünlük kuran Alaman pilot ilk galibiyetini de bu sezon aldı. Imola’da Williams’a 97’den sonra ilk galibiyetini getirdi. O sezon 3 galibiyet alırken şampiyonayı 3. bitirdi. 2002’de tek galibiyetini alırken Montoya’nın gerisinde kalıyordu. (2001-2004 yılları F1’in üç büyük takımı Ferrari, McLaren ve Williams’ın tarihteki en yakın oldukları dönem de olabilir. Özellikle de 2001 ve 2003.) 2003 yılında da Montoya’ya galibiyetlerde 2-1 üstünlük kurmasına rağmen abisi, Raikkonen ve Montoya arasında geçen şampiyonluk yarışından uzakta kaldı. 2004’de Montoya’nın ezici üstünlüğünden sonra yeniden yapılanan Toyota’ya geçti. Toyota’da Trulli ile denk geçen yıllardan sonra 2007 yılı sonunda takımdan ayrılmak isteyen Ralf istediği gibi bir takım bulamayınca 2008 sezonunda yarışmadı ve bir daha F1’e dönmedi. Belki de dönemedi. Ralf oldukça iyi bir pilottu ama F1’de sahip olabilecek en kötü abiye sahipti. Bütün grid Michael’in gölgesi altında kalırken onun kalmaması mümkün değildi. 2003 yılında F1’in en lanetli yarışların yapıldığı Imola’daki yarıştan önce Schumacher kardeşler annelerinin ölüm haberlerini almıştı, o yarışı abi Schumacher kazanırken kardeşi de 4. olmuşu. Ralf arkasında 6 pol, 6 galibiyet ve 27 podyum bıraktı. F1’den ayrılırken tam olarak neler yaşandı hatırlamak zor ama 2007 yılında Raikkonen’den sonra en çok kazanan pilotun ertesi sene koltuk bulması o kadar zor olmayabilirdi.

3. Nick Heidfeld

Yazı biraz nostaljiye kaydı ister istemez ama günümüze geldik sayılır. İstikrarın göbek adı, Quick Nick, Heidfeld’de sıra. Formula 1’in en underrated -bu kelimenin havası başka- pilotların listesi yapılsa hemen hemen herkesin ilk 3’ne girebilir Heidfeld. F1’e giriş yapmadan Formula Ford 1600, 1800, Almanya F3, F3000 serilerinde şampiyonluk yaşayan ve McLaren test pilotluğu da yapan Alaman pilot 2000’de Prost Gp’le F1’e giriş yapmış. Tecrübeli Alesi ile beraber Prost GP o sezon hiç puan alamamış. Heidfeld 2001 yılında çaylak Kimi’yi geçmesine ve McLaren geçmişi olmasına rağmen Ron Dennis’in Kimi’yi seçmesiyle -muhtemelen büyük- hayal kırıklığına uğradı. Nick Raikkonen, Massa, Webber, Kubica gibi pilotlara başabaş olmasına ve hatta onları geçmesine rağmen rakipleri gibi hiçbir zaman kazanacak bir araca sahip olamadı. 2004 yılında Jordan’da F1’in kaybolup giden başka bir yeteneği Pantano’ya üstünlük kurdu, Eddie başka bir Alman pilot Glock’a Kanada’da koltuk vermiş, Glock da ilk yarışında Heidfeld 8. olurken onu geçmeyi başarıp 7. olmuştu. 2006 yılında spora giren BMW’nin çağırdığı ilk isim de hem Alman olması hem de Sauber’le olan bağlantığı nedeniyle Heidfeld olmuştu. Villeneuve’ü geçmesi zor olmayan Nick için Kubica çetin ceviz çıkmıştı. Yine de çaylak pilotu 2007 yılında geçmeyi bilen 2008 yılında Polonyalı’nın gerisinde kalıyordu. 2009 sezonunda Kubica’nın bir puan önünde tamamlayan Heidfeld 2010 sezonunda koltuk bulamamıştır. Formula 1’de menajerlerin önemi çok fazla olmasa da Heidfeld ve Hulkenberg örnekleri birer menajer başarısızlığı ve başarısıdır. 2009 sezonundaki puslu havada Heidfeld McLaren ve Mercedes’le de görüşmüş, nedendir bilinmez koltuk bulamamıştır. 2010’Nun sezon ortasında Sauber’le dönse de gelecek garantisi yoktur. Eski takım arkadaşı Kubica’nın kazasından sonra Lotus’un koltuğuna geçen Heidfeld fena başlamasa da hem Lotus’un düşen performansı hem şanssızlıklar sonucunda koltuğunu Senna’ya kaybetmiştir. Kaybetme dediysek, Lotus sene sonunda daha fazla para kazanmak derdiyle Senna’ya koltuk vermişti. 2012’de koltuk bulamayan Heidfeld dayanıklılık serileri ve başka serilere el attı. Heidfeld’in şampiyonluğu geçtim en azından yarış kazanabilseydi. 13 podyumla yarış kazanamamış en çok podyuma çıkan isim oldu. Heidfeld istikrarlı biri olarak etliye sütlüye bulaşmayan biri de değildi. Di Resta örneğin, istikrarlı ama kendi halinde sürüyor. Şu linkten Heidfeld’in 2008 Silverstone’da yaptığı iki tane duble geçişi izleyebilirsiniz. (Youtube’da vardı ama bulamadım, link veren olursa süper olur.) Yağmurda da fena performansları yoktu. Üst üste klasmana girme rekoru başka bir Alman Sutil’le yaşadığı temas yüzünden 2009 Singapur’da sonlandı. Son olarak Formula 1’de en iyi sakala sahip insandı..

4. Nico Rosberg

Rosberg fazlasıyla moda girmiş

GP2’nin ilk şampiyonu 2006’da Williams’da spora giriş yaptı. İlk yarışında puan alanlar listesine de girdi. Çaylak sezonunu atlaktıktan sonraki üç yılda tecrübeli Wurz’u ve Nakajimayı geçmiş, bi anlamda Williams’ın liderliğini üstlenmiştir. Mercedes’de şampiyonluk kazanacağı inanılan Rosberg üç sezonda sadece 5 podyum, 1 pol ve 1 galibiyet kazanmıştır. Rosberg’in elinden gelen çok şey olmasa da Alaman pilot 2 sene öncesine göre üst düzey bir pilot olarak anılmıyor, F1 böyledir, adil olmadığı gibi acımasızdır da. 2013 hayatının en önemli sınavı olacaktır, ne kadar yazılırsa yazılsın Schumi ile onu karşılaştırmak bir yerde anlamsızdır artık. İskandinav kanı taşıyan Nico Rosberg Alaman vatandaşlığına sahiptir. Finli demek de yanlış olmayacaktır. 7 yıldır hep yanlış yerde olan Rosberg bakalım bundan sonra neler yapacak.

5. Timo Glock

2004’de çıktığı ilk yarışa 7. olan Glock sezonun son üç yarışında da koltuğa oturmuştu. Sonra koltuk bulamayıp GP2’de yarışan Alaman 2007 yılında şampiyon olup 2008’de kendine Toyota’da yer bulmuştu. Şu an F1’de koltuğunu bir şekilde kaybedip geri dönebilen nadir pilotlardan (Bkz. Hulk ve Heidfeld). Çaylak sezonunda Veteran Trulli’ye karşı iyi bir performans göstermiş ve 25 puan almış, 2009’da son üç yarışa katılamamış, rahatsızlanmadan önce de Trulli’nin puan olarak önündeymiş. 2010, 2011 ve 2012’de çaylaklara karşı oldukça iyi performans göstermiş fakat Marussia’nın kapasitesi oldukça sınırlı olduğu için en iyi derecesi 12. olarak kalmıştır (Önceki yazıda Glock-Pic’in 2012 sezonun karşılaştırması var). Glock yine birçok kişi için 2008’in son yarışında, son turunun son virajında Hamilton’a geçilerek akıllara kazınmıştır. Belki de Motorsporları tarihinin değil spor tarihinin en dramatik anına sebep olmuştur. Glock 2009’un ikinci yarışı Malezya’da boş durmamış yine risk alıp pite girmeyerek herkesten 2 az pit yaparak podyuma çıkmıştır. Herhalde Button ve Glock’dan oluşan takımı yağmurda kimse durduramaz! Glock’un 2009 yılında Renault’un teklifine hayır demesi ise ondan çok benim hayıflandığım bir konu olarak hep bir kenarda durur. 30 yaşındaki Glock’un geleceği ne yazık ki pek parlak gözükmüyor, Wikipedia’dan kariyerine, takım arkadaşlarına göre yaptıklarına bakınca gayet iyi bir CV fakat artık Formula 1’de sponsoru olmayanların durumu ortada. Üstelik Glock arka sıralarda Heikki’nin de gitmesinden sonra maaş alan tek pilot olarak kaldı. Alaman’ın 2013 ve 14 için de Marussia ile sözleşmesi var. Her şeye rağmen F1 pilotları her zaman ellerinden geleni yapıp, fırsatları kollamalı. Heidfeld’e nasıl koltuk açıldı -yöntemi farklı olmak dileğiyle-. Üstelik Marussia yükseliş aşamasında, testlere katılıp 2013 veya 2014’de puan alacak düzeye gelirlerse bu başarıda herkes Glock’un hakkını verecektir. Daha güçlü takımlarda boşluklar oluşunca patronlar kadrajına girebilir. Geçen sene yapılan bir ankette Schumi Mercedes’den ayrılırsa takıma kim gelsin sorusuna -Hamilton seçenekler arasında yoktu- Alaman halkı Glock demişti.
6. Adrian Sutil

Taraftarlara bir takımla bütünleşmiş sporcular hangi sporda olursa olsun her zaman daha sevimli gelmiştir . Sutil de Jordan, Midland, Spyker ve Force India evrimini geçirmiş takımda 2006 yılından beri takımın temel taşlarından biri oldu. Belki de 2011 Çin Gp sonrası yaşadığı olaylar sonrası hemen takımdan gönderilmemesinin sebebi buydu. 2012’de yarışsaydı eğer gridde Massa ve Hamilton ile beraber aynı takımda en uzun süre yarışan pilot olacaktı. Şu anda da koltuk bulabilirse yine Force India ile olacak. Sutil 2007 sezonunda tek puan almış, 2008’de yağmurlu Monaco’da 4. giderken Raikkonen tünel çıkışı Sutil’e arkadan çarpmış, hemen hemen herkesin içi cız etmişti. 2009 sezonu Fisichella’nın parladığı Belçika’da varlık gösteremese de Monza’da sıralamada ikinci, yarışta dördüncü olup en hızlı turu elde etmiş, en iyi hafta sonunu geçirmiştir. 2010’a gelindiğinde Force India artık daha iyi bir takım, seviye atlayarak orta sıra takımı olmuştur. Sutil de olgunluk çağında iki takım arkadaşı Liuzzi ve Di Resta’yı geçmekte çok zorlanmamıştır. Özellikle Di Resta sezon başı Alaman pilotu sarssa da sezonun ikinci yarısı üstünlüğü ele geçirmiş son yarışlarda Mercedes pilotlarını da geçmeyi başarmıştır. Sezon sonu ilk 4 takımın pilotlarından sonra klasmanda dokuzuncu olarak Lotus ve Sauber pilotlarını geçmeyi başarmıştır. Sutil’in kariyerinin böyle bitmesi yazık olur, kesinlikle bir şansa daha ihtiyacı var. Merakla bekliyoruz.

7. Nico Hulkenberg

Başka bir GP2 şampiyonu daha. 2010’da F1’e giriş yaptıktan sonra Brezilya’da aldığı polle gönüllere taht kurdu. Maldonado’ya koltuğunu kaybetmesiyle paralı-yenetekli sürücü ayrımında adeta bir simge oldu. Belki de yeni dönemin başlangıcının simgesi. Menajeri Willi Weber onu Force India test sürücüsü yaparak çok iyi iş çıkarttı ve Hulk sürekli F1 medyasının gözü önünde bulundu. 2012’de koltuk bularak elindeki belki de son fırsatı iyi değerlendirdi, seviye atlayarak Sauber’e geçti. Bunu da gridin gözde pilotu Di Resta’yı yenerek yapması ayrı bir artı oldu. Birçoklarına göre -kimse artık bu birçokları- McLaren’in Perez yerine tercih etmesi gereken isimdi. Hamilton’ın domino taşı gibi yıktığı gridde Hulk’un da 2013 performansı da geleceğini belirleyecek. Hulk hakkında yazacak çok bir şey yok, kariyerini kendi yazacak, bizim yazmamamız dileğiyle..

2008 Hockenheim

Mücahid Ekrem

 


Yorumlar

  1. mclaren f1 team avatarı
    mclaren f1 team

    bu pilotlar içinde en iyileri hulkenberg ve rosbergtir.

  2. mclren hulkenbergi alsa çok daha iyi ederdi.ben o birçoklarından biriyim.

  3. nick heidfeld best overtaking moves isimli bir video vardı onu bulamadım ama izlemeni tavsiye ederim.spa 2008 rivage da kubica vettel ve bourdais geçişleri sıradışıydı.nerde bir geçiş zevki yaşadıysam bunu 2007 de vede özellikle ingiltere malezya ve belçikada double geçişleriyle yaşadım.thanks quick nick.

  4. Team Sauber  C31          Seb. Vettel(Duhan) avatarı
    Team Sauber C31 Seb. Vettel(Duhan)

    Yazı çok güzeldi.
    Sıkılmadan okudum.
    Ayrıca resimlerde baya güzeldi.

    Nick Heidfeld…
    Bu adamın yarışmıyor olması çok üzücü.

  5. Üstelik Glock arka sıralarda Heikki'nin de gitmesinden sonra maaş alan tek pilot olarak kaldı.

    Oooffff of!

  6. Elinize sağlık. Güzel bir yazı olmuş. Keyifle okudum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir