Türkiye'de Formula 1'in Sorunları – Bölüm 4 – Devlet Desteği

 Yazı dizisini artık bitiriyoruz ancak bu son yazıyı yazmak benim için hiç kolay olmadı, 2-3 haftadır yazdım, sildim, düzelttim… Bazı konularda çekincelerim oldu en başında, artık yok, rahat rahat yazacağım.

   Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca pek çok hükümet gördük ama görmediğimiz tek şey, spora ve sporcuya verilen saygı ve destek oldu. Spora saygı ve destek olmayan bir ülkede biz sporu konuşmaya ve desteklemeye çalışıyoruz, kolay bir iş değil. Son dönemde olanları da düşünürsek işler daha da zor. Her ülke kendine göre spor politikaları uygular, gerek tesisleşme olsun, gerek sporcu yetiştirme olsun, sponsorluklarda ve spora yapılan yatırımlarda vergi indirimleri vs. gibi politikalarla ülkeler sporda başarı için belli adımlar atarlar. İşte bizim ülkemizde fark da bu, bizim hiç politikamız yok. Vakti zamanında Turgut Özal’ın bir politikası vardı, devşirme sporcular getirmeye başladı, Naim Süleymanoğlu’nu bu sayede tanıdık. O politika biraz olsun yürütülmeye çalışılıyor ama başarılı da olunamıyor. Zaten bu politika ile biz balık tutmayı da öğrenmiyoruz, hazır balık gelsin diye bekliyoruz, daha çoook bekleriz. Türk asıllı futbolcular bile Türkiye milli takımı yerine Almanya ve başka ülkelerde devam etmeyi tercih ediyor, neden diye bir sormak lazım. Kendi sporcumuzu yetiştiremiyoruz, aciziz.

   Öncelikle sporcu yetiştirme programlarından ve antrenörlerden konuya girelim. Ülkemizde hangi dalda olursa olsun sporcu yetiştirme programı diye bir şey yok. Sporcularımızın profesyonel eğitim alacağı kurumlar nereleri diye sorduğumuzda tek cevap olarak beden eğitimi ve spor yüksekokulları aklımıza geliyor, bir de liseleri var ancak onlar da çok yaygın değil. Beden Eğitimi ve Spor yüsekokullarının da mezunlarının çoğunun sporcu değil de okullarda beden eğitimi öğretmeni olduğunu hepimiz biliyoruz. Sporcu olabilmenin tek yolu spor kulüplerinden geçiyor. Genç yaşta biraz başarısı olan gençler biraz da şansla bir kulüp çatısında eğitim alabiliyorlar ancak bu yol bile çok güven vermiyor, eğitimi yarıda kesilerek kulüpten ayrılmak zorunda kalan pek çok sporcu var, en küçük bir sakatlıkta kulübün artık işine yaramadığı için sporcu yüzüstü bırakılıyor. Burada kulüplere de çok yüklenmemek lazım, çünkü onların da ekonomik dengeleri çok hassas, özellikle futbol dışındaki dallar için konuşuyorum. Onlar da başarı getiremeyecek durumdaki sporcu ile anında yollarını ayırmak zorunda kalıyorlar. Messi’nin gençliği Türkiye’de olsa anında gönderilirdi desem sanırım ne demek istediğimi anlarsınız.

 


   Sporcular bir şekilde kulüp çatısı altına girse bile orada da antrenörlerin ne kadar yeterli olduğunu sorgulamak gerekiyor. Türkiye’de kaliteli bir spor eğitimi verecek yetilere sahip antrenör bulmak gerçekten çok zor, buna futbol ve hatta Türkiye’nin büyük futbol kulüpleri bile dahil, doğru teknik altyapı, taktik bilgisi, kondisyon uzmanlığı yok. Antrenör demek, sporcu çalışırken başında bekleyecek adam demek Türkiye’de. Gerçek bir spor eğitimi yok. Dolayısıyla da sporcunun çok başarılı olmasını beklememek lazım, Türkiye’de belki yüzlerce dünya çapında başarılar kazanacak potansiyele sahip sporcu var ancak onların başarılı olmasına en büyük engel eğitim.

   Antrenörlerden bahsetmişken, antrenörlerimizin ne kadar “muazzam” olduğuna bir başka örnek daha vermek isterim, doping konusu. Sporcularımızın bu konudaki kötü şöhretini herkes biliyor, ancak işin biraz derinine inersek bu doping konusunda bir diğer sorumlunun antrenörler olduğunu görüyoruz. Sporcuya zihinsel olarak bunu empoze eden bir çok antrenör olduğunu biliyorum, sporcular kendini geliştirdikçe gelişimleri yavaşlar doğal olarak, bu noktada antrenörlerin ne yazık ki tutumu şu oluyor; sen bu seviyeyi daha fazla ileriye taşıyamazsın, zaten bunun ötesine geçenler hep dopingle yapıyor, yoksa o derecelere ulaşılamaz. Antrenörler de bunu bilinçli olarak yapmıyor, belli bir seviyeden sonra sporcunun daha da iyi olabileceğine gerçekten inançları yok. Çünkü meslek yaşamları boyunca daha iyisiyle çalışmamışlar ve öğrencilerini de bundan daha öteye taşıyamamışlar, onların da zihniyeti bu yönde. Tabii tüm antrenörler için konuşmuyorum ama bu tür kişilerin var olduğunu biliyoruz, sporun içindekiler bunu daha da iyi biliyor.

   Konu sadece bunlarla da sınırlı değil, sporcu yetiştirme programlarımız yok, sporcu yetiştirecek antrenörlerimiz de yok, bunun yanında bizim sporcularımızın çalışacağı tesislerimiz de yok. Tesisleşme konusuyla devam edelim, bir taraftan da motorsporlarına yavaş yavaş girmeye başlayalım.

   Türkiye’de tesislere gerek olmadığına inanır sürekli devlet adamları, ne gereği var o kadar parayı tesise yatırmaya, gidip AVM yapmak dururken, değil mi ama. Kulüp çatısı altında olanlar kulübün tesisleri varsa onlarla bir şekilde idare etmek zorunda, geri kalanı saldım çayıra mevlam kayıra. İstanbul dahilinde bazı tesisler var, ne kadar aktif kullanıldığı hakkında bir fikriniz var mı peki? Mesela Olimpiyat köyü var Ataköy’de, bilmem hiç gittiniz mi, oldukça kullanışlı bir tesis, pek çok dalda sporcu işin yeterli. Geçen yıl yeni eklemeler de yapıldı. Peki sporculara sorsak, ne kadar aktif olarak o tesisi kullanabiliyorsunuz diye, neredeyse hiç. Boş boş yatıyor koca tesis, halbuki orasının her gün kullanılması lazım, bu kadar tesis eksiği varken var olan tesislerin fazlasıyla dolu olması lazım, ama boş. Peki bu tek örnek mi, değil.

 


    Biz tesisleri hiç bir zaman kendi sporcularımız için yapmayız, o yüzden tek örnek değil, o yüzden o tesisler dolu olmaz. Olimpiyatı alacağız dedik, Olimpiyat Stadı yaptık, Olimpiyat Köyü kurduk. Kış olimpiyatlarını aldık, Erzurum’da koca bir tesis inşa ettik, şimdi ne durumda? Ne yazık ki bir gencimiz orada bir kaza geçirdi ve artık aramızda yok, koca koca haberler yapıldı, tesis güvenli değil dediler, şimdi boş yatıyor. Tesis güvenli mi, aslında güvenli. Sadece bir kaç küçük değişiklik yapılması gerekiyor, ki zaten kazanın da sebebi tesisten kaynaklı değil, oradaki yetkililerin ihmali. Akdeniz Olimpiyatlarını aldık sonrasında, şimdi o tesisler ne durumda bilen var mı? Bunlardan bir sürü sayabiliriz, tesisleri yapıyoruz, sonrada üzerine kilit vuruyoruz. Bunun bize en yakın örneği de İstanbulPark. Koca tesisi işletemedik, sonra ne oldu, boş kaldı. Allahtan biri çıkıp tesisi kiraladı, yoksa biz orada bir daha organizasyon yüzü göremezdik hükümete kalsak.

   Motorsporlarına dönüp baktığımızda tesisler ne durumda acaba, yada tesis mi var? Türkiye’de 3-5 pistin haricinde doğru düzgün pist yok. İzmit Körfez pistini bilirsiniz, yıllardır aynı. İzmir’de var yine, ona da yeni diyemeyiz, Ülkü yarış pisti. Bunlara ek olarak bir kaç drag pisti, otokros pistimiz var, ralli parkurlarına tesis diyebileceğimiz hiç sanmıyorum. En son yapılan tesisimiz İstanbulPark, onun da durumu ortada zaten, F1 gelecek diye yapıldı, onu da yüzümüze gözümüze bulaştırdık, aferin sevgili devlet büyüklerime.

   Peki neden Formula 1 Türkiye’de yapılmıyor, bunu da biraz irdelemek gerekiyor. Efendim şöyle ki, biz bu işe girdiğimizde 7 yıllık bir sözleşme yaptık, yıllık ödenene ücret de 13.5 Milyon dolardı. Bu fiyat oldukça uygun bir fiyat, bazı ülkelerde bu rakam 40 Milyon $ seviyelerine çıkıyor. 7 yıllık sözleşmenin ardından Bernie Ecclestone Türkiye’den yarış karşılında yıllık 26 Milyon $ gibi ortalamanın biraz altında bir rakam istedi. Hükümet ise bunun çok büyük bir yük olduğu bahanesiyle geri çevirdi. Sebep olarak pistin çok zarar etmesi gösterildi. Doğru, pist çok zarar etti ve benim yazılarımı eskiden de takip edenler şunu çok iyi bilir; bu zararın tek sebebi yine devletti. Pist işletmekten anlamayan bir kuruma verilen pist, yılda bir kez kullanıldı, İstanbul Ticaret Odası ticaretten o kadar iyi anlıyordu ki, pisti pazarlayamadı. Yıl boyu sürekli bakım masrafı ödenen ve doğru düzgün tek aktivitesi Formula 1 olan bir pistin başka geliri olmayınca büyük zararlar ortaya çıktı elbette. Yine de hükümet bazı şeyleri anlamamakta ısrar etti ve Formula 1 sayesinde elde edilen toplam gelir göz önüne alınmadı. Gelen turistin getirdiği dövizden, ekonomik canlanmaya etkisine kadar, yarış izlemeye gelenlerin İstanbul’u tanıması ve dünyanın heryerine Türkiye’den çeşitli görüntülerle İstanbul’un turizm potansiyelinin artmasına kadar her şey gözardı edildi. Tabi sonrasında bunun ikinci perde var.

 


   Devlet pisti kiraya verdikten sonra Vural Ak burada Formula 1 düzenlemek istedi, 26 Milyonluk rakamın yaklaşık 20 Milyon $ dolaylarına çekildiğini duyduk, devletten de eskisi gibi 13 Milyon $ ödenmesi istendi, yani Başbakanın dediği gibi ülkemiz kazıklanmayacaktı, aynı parayı ödeyecektik, yine de hayır cevabı geldi. Bernie Ecclestone ile görüşmesi için FIA galasına beklenen başbakan tabii ki gelmedi. Kiraya verildiğini ve artık o tesisten devletin sorumlu olmadığı bahanesini ortaya sundu. Ancak çok iyi biliyoruz ki F1 sadece bilet geliri demek değildir, başbakanın da dediği gibi “alırsın verirsin, ekonomiye can verirsin” ama başbakan kendi sözünü unutmuş olmalı, reddetti. Vural Ak nasıl olursa olsun bu yarışı yapmak istediğini sertçe söyledi, ama bu sefer de yanıt başka bir yolla geldi, TOSFED tehdidi. TOSFED bir bildiri ile, Türkiye’de yapılacak her türlü yarış organizasyonu için onlardan izin alınması gerektiğini “kibarca” hatırlattı, açık bir tehdit demek daha doğru. TOSFED’in özerk de olsa bir devlet kurumu olması ve Başbakanın tavrından sonra onların da bu tehditle gelmesi şaşırtıcı değil. Tabii hazır lafı açılmışken, bir de TOSFED var.

   Vakti zamanında eski bir bürokratımızın da açıkça söylediği gibi, Türkiye’de federasyonlar devletten para alıp bir şey yapmayan kurumlardır. Temel bir kaç görevini yerine getirir ancak sorumlu olduğu işle ilgili hiç bir büyük atılım olmadığını görürsünüz, TOSFED için de aynısını söylemek mümkün. Yarışları düzenlerler, gözlemciler görevlendirirler, konuşurlar tartışırlar ama hiç bir gelişme olmaz. TMF için de aynı tartışmalar olmadı mı, Vural bey onlarla da kavgalı, gözlemci göndermek istemediklerini belirttiler, sebebi bilinmez. Geçenlerde yarışta da olay daha tatsız hale geldi, Vural bey de aynı terbiyesizlikle TMF yetkililerini pistten uzaklaştırdı. Türkiye’nin en büyük ve gelişmiş pistinin işletmecisi ile federasyonlar birbirine girmiş durumda, biri yarış yapacağım, ben niye kira ödüyorum diyor, diğeri tehdit ediyor, öbürü de federasyon yetkililerini kovuyor, hey benim güzel ülkem, ne hallerdeyiz. Ben burada bu haklı, bu haksız demiyorum, tümden her şey yanlış, bunun siz de farkındasınızdır umarım. Biri organizasyon yapmak istiyorsa, federasyon buna destek vermeli, yoksa motorsporları nasıl gelişecek sorarım. Diğer taraftan pist işletmecisi de federasyonla konuşmadan; Ben bu yarışı bir şekilde yapacağım, diyebiliyor. Bir federasyon nasıl olur da, gözetmen göndermiyorum diyebiliyor yada bir işletmeci nasıl oluyor da yetkileri özel güvenlik görevlileri vasıtasıyla pistten uzaklaştırıyor. Uzlaşmaya ilk adımı atacak olanın federasyonlar olması gerekmez mi? Peki o bahsi geçen TOSFED’in yönetimi şimdi ne oldu? İstifa ettiler, sebebini de eski başkan açıkladı; Koltuk kavgası. Federasyon içinde belli grupların lobileriyle başa geçtiğini, sonra da onlar yüzünden istifa ettiğini açıkladı, en azından gider ayak doğrusunu yaptı, böylece federasyonun da ne işler için kullanıldığını gördük. Zamanında konuşan bürokratımızın dediği de doğrulanmış oldu, birileri bu koltuktan rant elde ediyor, ötesi yok.

 


   Devlet kurumlarının bu işleri ne şekilde yönettiği ortada, Spor bakanı da sporda neler olduğundan habersiz. Rant için oturulan koltuklar olduğu sürece böyle de devam edeceğiz. Peki ya Formula 1 için ödenmesi gereken 26 Milyon dolar için “kazık” diyen başbakan ne yapıyor? Efendim kendisi geçen ay Buenos Aires’te olimpiyat peşinde koşuyordu. E tabi olimpiyat 26 Milyon dolar tutmuyor, altı üstü 4 Milyar dolar harcayacakmışız. Olimpiyatla Formula 1 aynı mı derseniz, Olimpiyat en çok izlenen spor organizasyonu, onu takip eden de Formula 1. Olimpiyatı bir kez yapıyorsunuz, Formula 1’i her yıl yapıyorsunuz, fark bundan ibaret, yani olimpiyatla bir seferlik kazanç, Formula 1’le her yıl kazanç, akla mantığa hangisi uygun geliyor, tabii ki Olimpiyat değil mi başbakanım, siz çok zekisiniz. Olimpiyatları küçümsediğimi falan düşünmeyin, büyük saygım var, orası ayrı. Sadece mali olarak hesaplara düşen hükümete mali olarak hangisinin uygunluğunun derdindeyim, yoksa ben de isterim Olimpiyat gelsin, ama gelmedi.

   Neden gelmedi olimpiyat, işte o yazının en başında yazdıklarım yüzünden gelmedi. Sporcu yetiştirmiyoruz, spor kültürümüz yok, spor politikamız yok, tesisler yetersiz… Olimpiyatı alacaksanız eğer, her şeyden önce sportif bir argümanınız olacak. Biz sportif olarak bir şey sunamıyoruz, doping konusunda zaten sınıfta kalmışız, İstanbul’un tarihi güzelliğiymiş, İslami devletmiş gibi argümanlar olimpiyatta iş yapmaz, sportif bir değeri yok, olimpiyat komitesi de benim gibi düşünmüş olacak ki, onlar da İstanbul’u seçmedi. Biz önce bir politika belirleyelim, adımlar atalım, sonra olimpiyat da gelir, siz rahat olun. Olsa mıydı, keşke olsaydı. Tesisler yapılacak, 4 milyar dolar harcanacak, sonra tesislere yine kilit vurulacaktı, bunları biliyorum ancak mecburen de olsa İstanbul’un ulaşımına çözümler getirilecekti, engelliler için koşullar iyileştirilecekti, kente de bazı artıları olacaktı, belediye bunları yapmayacak biliyoruz, bir umut belki olimpiyat yapar diyorduk, o da yalan oldu.




   Toplamda bakınca sadece motorsporları değil, spora genel bakışı da işlemiş olduk böylece. Eleştirileri siyasi algılamayalım, burada konumuz isimler veya siyasi görüşler değil, başında da dediğim gibi, çok siyasi sistem geldi gitti, sporcunun boynu hep bükük, değişen bir şey yok. Ancak son dönem iyice dibe vurduk. Spor programları siyaset konuşulan mecralar oldu, sporcuya bakıyorsun, hükümete yakın olanlara teşvikler, diğerlerine üvey evlat muamelesi. Kulüp başkanlarından biri çıkmış diyor ki, şu kulüple olan maçta fazla prim vereceğim, yayıncı da belli dakikalarda sesi kesiyor. Spor tamamen siyasete batmış durumda, yazık. Belli taraftar grupları ile hükümetin sorunları olabilir, onların sorunudur, sporsever bu kavgaya niye bulaştırılıyor peki? Neden bu baskı, neden sporun tamamı siyasete alet ediliyor, ben bunu anlamıyorum. Yıllarca ülkenin spor politikası olmadı, yıllarca başarılı sporcular yetiştiremedik, ama bu sefer hükümet ne yazık ki sporu en dibe sürükledi, gerçekten yazık. En azından sporu rahat bıraksınlar, madem bir destekleri yok, köstek de olmasınlar spora. 

Bunca kötü gelişmeye rağmen arada sırada güzel şeyler de olmuyor değil. Mesela Volkan Işık bir akademi açtı, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa Kampüsünde hem gençlere eğitim veriyor, hem de biraz eğlence isteyen gençler için harika bir yer. Karting için güzel bir pist, araçlar çok güzel. Bunun yanında sürüş eğitimi almak isteyenler için de seçenekler var, siteyi bir ziyaret edin derim;  http://www.volkanisikakademi.com/

   Ayrıca İstanbulPark’ta da bazı hareketlenmeler var, emin değilim ama sanırım onlar da bir akademi açtılar, sportif anlamda bir akademi mi, yoksa sadece sürüş teknikleri dersleri mi var bilmiyorum, ilgilenenler bir zahmet araştırsınlar derim.

 


   Böylece yazı dizisinin de sonuna geldik, çok ara verdik uzun sürdü ancak olabildiğince yazmaya çalıştım. Sorunlar elbette bu kadar değil, daha neler var ancak konular çok karışık, 4 ana başlıkta elden geldiğince değindik. Umuyorum bir gün gelir de bu tür yazılar hiç yazılmaz, biraz uzak görünüyor ama olsun. Okuyan ve yorum yapan herkese çok teşekkürler.

 

Onur Ömer Öztürk

 


Yorumlar

“Türkiye'de Formula 1'in Sorunları – Bölüm 4 – Devlet Desteği” için 34 yanıt

  1. Hem sporcu (Formula 1'ci) hem siyasetçi olunmayacağının göstergesi yorum. Bir taraf daha ağır basınca, böyle yalana başvurmak hele de söz konusu siyasetse mümkün oluyor.

  2. Devlet, Olimpiyatlar gibi şov yapabileceği alanlara yönelmeyi tercih ediyor. Ve tabii ki sporla ve spor ruhuyla alakaları yok.

  3. Kıpırdatmayaydın da buraya da yazmayaydın içimizden malca ithamlar geçmeyeydi.
    Yada adam gibi izah, eleştiri yazaydın varsa kapasite tabi.

  4. Senin okuman için yazı yazmak değil kılımı kıpırdatmam…

  5. Sen daha iyisini yazarsın biz de okuruz.
    Sonrasın gelip bu cümleyi yazarız.

  6. Araştırılmadan yazılmış,Kendi içinde çelişen,anlamı olmayan bir yazı…!!!!

  7. arkadaşlar hala bu devlet versinci zihniyetten bıkmadık usanmadık!!! Önce iğneyi kendimize batıralım çuvaldızı kullanmak kolay. Biz organizasyonlara ne zaman sahip çıktık? F1 i buraya hükümet getirmedi mi? Tribünleri doldursaydık organizasyon milyonlarca dolar zarar etmeseydi, otomobiller boş tribünlerin önünden resmi geçit yapmasalardı anlaşma tekrar yapılır mıydı yapılmaz mıydı? Haa pisti yönetenler aptal tek akıllı sizsiniz. Tüm organizastonlar buraya gelmek için sıradalar onlar beğenmiyorlar. Superbike gittim istanbulda utandım !!! Ülke sporcun yarışıyor kapalı tribün eh işte…..yani bunlar tüm diğer sporlar için de geçerli işte. yazmışsınız tesislere kilit vuruluyor diye. Kuralım her dalda kulup dolduralım o tesisleri. Bakanlar da bürokratlar da bizim aramızdan çıkıyor unutmayın.

  8. Var, sağ olasın. Bugün hiç fırsat bulamadım malesef ancak girebildim siteye ve direk bu sayfadayım. 🙂

    Eh böyle online durumları olanların faideli bir platform devamlılığı sunması, katkı sağlaması pek hayalcilik tabi. 🙂

  9. Politika ayrı şey siyaset ayrı şey. Konuşmayı bilirsen, nem kapma alışkanlığı, tapıcılığı olmayanlarla konuşur, olan ve olayların bütününü de tartışabilirsin ki bu gereklilik değil mecburiyettir. Her yazıyı birşeylerin aynı kefesine koymayın yoksa çıkışlarınıza bu ne perhiz…..lahana turşusu der insanlar.
    Meseleleri konuşmayı, tartışmayı bilmiyorsanız karışmayın diğerleri devam etsinler.

  10. Teşekkürler arkadaşlar ilginiz için gece birden send ile uçunca bu ayar olmuştum. Zaten pc başından kalkmam gerekiyordu bir an önce yinede coşmuş uzatmıştım uçunca monitöre kafa atasım geldi. 🙂

  11. Duhan Peker avatarı

    Yaşım 18 neyin yanlış,neyin doğru olabileceğini tahmin edecek bir yaşa sahibim.Herbyetişkin insan gibi bende doğruyu/yanlışı ayırabiliyorum.

    "Hayırsız,donek ve tutarsız" kelimeleri kötü bir anlama sahip değildir.TDK'da bunu tescilleyen niteliktedir.
    TDK Sözlükten bu kelimelerim anlamlarına bakmanızı tavsiye ederim.

    Yukarıda hiç bir şekilde şahısa yönelik kullanılmış küfür ya da hakaret yoktur.Uygun kelim ve kelime grupları ile sadece mevcut durumda bana göre hatası olan şahıs ya da şahısları eleştirdim.En ufak bir hakaret de ise bulunmadım.

    Kimi Raikonen adlı üye…Büyüğümsen abicim,küçüğümsen dostum.
    Sana daha önce de bu sitede benim yorumlarıma karışmananı rica etmiştim.Bir daha rica ediyorum.
    Dolaylı yollar ile bana laf atıyorsunuz bunun da farkındayım.Kısacası…

    Sizden benimle iletişim kurmamanızı ve bir daha yorumlarıma karışmamanızı diliyorum.İyi akşamlar.

  12. İroni diyorsun ama Alonso'ya yapmasını söylediğin şeyi zaten sen de sitede yapmıştın. O malum haberle ilgili diğer yorumlarını okuduktan sonra ironi yaptığına pek ihtimal vermedim açıkçası. Yani Redbull u eleştirmek politika ise sen bunu diğer yorumların da yaptın.
    Hükümetin işi gücü yok F1 le mi uğraşacak demişsin. ? Bu küçümsemektir. Olimpiyatlar için 16 saat uçup Arjantine tam kadro gidiyorlar ama F1 le ilgili görüşmek için bir bakan bile görevlendirilmiyor. Bay E görüşecek adam bulamadı. Diğer devletler uğraşırken bu hükümet neden uğraşamıyor ?
    Devletin ödeyeceği para 26 milyon dolar değil 13 m dolar. Zaten 7 yıl boyunca ödenmiş rakam bu. Bugüne kadar en sivrisi Selahattin Duman a ait olan birkaç eleştiriden fazlasını ben görmedim. Yani F1 direkt para kazandırmıyordu ama hükümeti yıpratmayı bırak dikkatini çekecek bir eleştiri gelmedi bile. Eleştiren de karşısında bizi buldu. Yani kimsenin sokağa ineceği falan yok. Daha önce olmadı şimdi de olamaz. (Olimpiyatlara verilecek milyar dolarları düşününce bu para bahşiş gibi kalıyor)
    Ama bu tesis boş kalırsa işte o zaman hükümet haklı olarak eleştirilir. Biz de bunu yapıyoruz zaten. Sonuçta Vural AK büyük bir kısmını zaten üstlendi. Daha fazla para ödemeyecek devlet. Zaten 20 yarışın 16 sı devlet desteğiyle yapılırken bu hükümetin özel sektör konusu diyip konuyu kapatmasını haklı olarak eleştiririz. İngilizlere neden para verelim diyorsun ama bu organizasyonun Türkiye ye getirisini göz ardı ediyorsun. Bu uzun bir konu yazıldı çizildi.

  13. Rambonun amcaoğllu . avatarı
    Rambonun amcaoğllu .

    Abdurrahman sen Rambonun amcaoğlu falan mısın,,???? :)))))))))

  14. Kimi Raikkonen avatarı
    Kimi Raikkonen

    Bu arkadaş, yaptığı yanlışdan dolayı -sanık- diye değil de, suça sürüklenmiş çocuk olarak adlandırılacağı için, bahsettiğin gibi bir ceza almaz.
    Yaptığı yanlışın açıklaması, yargıtayca; Suça sürüklenmiş çocuktur.
    Yani suç Duhan'da değil. Suç, onu bu tarz bir fikirlere inandıranlar da, suç onun beynini yıkayanlar da!

  15. Abdurrahman Turan avatarı
    Abdurrahman Turan

    Ben alonso haberinde ironi yapmıştım ama sen anlamamışsın.Hani sizler dersiniz ya alonso politik diye.İşte ben de buna vurgu yaptım.Orda alonso da diğerlerine katılıp evet vetel ilegal araç sürüyor deseydi , adamda ne karekter kalırdı ne de politik olmadığı ne de akıl oyunları oynamadığı kalırdı.

    Benim bu spora olan ilgimle bu sporun ülkemizde olup olmamasının ne alakası var.Bir vatandaş olarak bir ingilize 26 milyon doları çok görenlerdenim.Eğer hükümet 26 milyonu verseydi millet sokağa dökülürdü.Açız ölüyoruz asgari ücretten geçiniyoruz diye feryat figan ederlerdi.
    Bu spor bizim ülkemiz için çok fazla lüks.İleride belki.Hala yumurtanın kolisi 6 liradan 7 liraya niye çıktı diye hükümete kızanlar var.Böyle bir ülkede 26 milyon biraz fazla değil mi?

  16. Bu ne saçma yorum böyle. Sırf hükümete toz kondurmamak için F1 i hükümetin uğraşamayacağı kadar gereksiz bir spor yaptın. Madem bu spor bu kadar önemsiz ne işin var burda ? Bir insan bu kadar mı kendisiyle çelişir. Ha gerçi Alonso nun Redbull la ilgili açıklamasına yaptığın yorumu hatırlıyorum. Alonso neden doğruyu söylüyorsun politik ol Vettel in moralini boz diye yalana teşvik edebilen birinin burada sağ duyulu yorum yapmasını da beklemiyorum. Politik oluyorsun yalan atıp moral bozmaya çalışıyorsun. Bu senin tarzın. Sen itiraf ettin.

  17. Eline sağlık güzel bir yazı. Birileri çıkıp hükümetimi niye eleştiriyon yea ! diye tepki verebilir sen ciddiye alma.
    Belki de sorunun bir parçası doğru spor bakanının atanmaması. Suat Kılıç'ın spor geçmişi yok. Olması da şart değil ama Spor bakanı olunca da kendini geliştirememiş. F1 pistinin işletmesini Vural Ak alınca Devlet desteğini " Bu özel sektör konusu " diyerek kesmiş F1 e sırtını dönmüştü. Ama takvimdeki 20 yarıştan 16 sının devlet desteğiyle yapıldığından haberi yoktu. Bilse de başbakanın karşısında çıkıp bunu izah edebileceğini sanmıyorum. Spor salonu açılışını yapmaya gidip oo burası çok büyükmüş en iyisi açılışı başbakan yapsın diyebilen bir spor bakanından bahsediyoruz sonuçta. Aslında daha söyleyeceğim çok şey var ama hükümete hiçbir eleştiriyi hazmedemeyen o kadar çok kişi var ki tartışmaya girmek istemiyorum hiçbiriyle.

  18. Abdurrahman Turan avatarı
    Abdurrahman Turan

    Medya bölümünde de lafı yine siyasete dokundurmuşsun.Medyaya Siyasetçinin kuklası demişsin.Bir ingiliz medyası veya alman medyası ile bizim türk medyası neden kıyaslıyorsun.Adamların formulada hem pilotları var hem mekanikerleri var hem patronları var.Bizim neyimiz var da boy boy afişli haberlerini yapalım ki.

    Senin bu hükümet karşıtı yazılarını okuyanlar da fırsattan istifade edip başbakanımıza hakaret ediyorlar.Sanki İP partisi hükümete gelse eklestona 26 milyon ödeyebilecek.Türkiyenin durumundan haberleri yok gelmiş burada hükümeti eleştiriyorlar.Hükümetlerin işi gücü yok formulayla mı uğraşacak.3 günde türkiye tanıtılacak diye 26 milyona gerek var mı.Türkiyeyi tanıtan tanıtıyor zaten .gezi parkında turistler türkiyeyi tanıdı zaten yeteri kadar.Sen 26 milyonu ver Türkiyeyi güzelce tanıt.Sonra sanatçının biri cnn kameralarına ülkeni şikayet etsin.Ülkenin karizma yerle bir.Boşa gitti 26 milyon.

  19. Onur Ömer Öztürk avatarı
    Onur Ömer Öztürk

    Sporcu, antrenör, teknik adam yetiştirmek demek hem spora katkı demek, hem de gelecek nesillere örnek olacak, onlara destek verecek kişiler olması demek, umarım biz de o sistemi oturturuz, çok teşekkürler :))

  20. Onur Ömer Öztürk avatarı
    Onur Ömer Öztürk

    O konular başka, onu başka yerlerde tartışmak lazım dediğin gibi. Çok teşekkürler :))

  21. Onur Ömer Öztürk avatarı
    Onur Ömer Öztürk

    Teşekkürler Günay :))

  22. Onur Ömer Öztürk avatarı
    Onur Ömer Öztürk

    Çok teşekkürler, elimden geldiğince pek çok konuya da değineceğim, umarım hiç bir zaman sıkılmazsın :))

  23. Onur Ömer Öztürk avatarı
    Onur Ömer Öztürk

    Çok teşekkürler, zaten uzun süredir yorumların takip ediyorum, çok güzel yazıyorsun, dediğin gibi keşke öyle bir imkan olsa, ben de destek yazılarla elimden geldiğimce destek veririm öyle bir platforma. Blogda çok okunmuyor, çok kişinin ilgisini çekmiyor diye teknik konulara girmekten vazgeçmiştim ben de, teknik olarak da zaten mekanikten çok fazla anlamam, sadece genel olarak sistemleri biliyorum, yazabileceğim konu aero üzerine olur, sonuçta benim de bildiğim konu bu :))

  24. Onur Ömer Öztürk avatarı
    Onur Ömer Öztürk

    Çok teşekkürler, zaten uzun süredir yorumların takip ediyorum, çok güzel yazıyorsun, dediğin gibi keşke öyle bir imkan olsa, ben de destek yazılarla elimden geldiğimce destek veririm öyle bir platforma. Blogda çok okunmuyor, çok kişinin ilgisini çekmiyor diye teknik konulara girmekten vazgeçmiştim ben de, teknik olarak da zaten mekanikten çok fazla anlamam, sadece genel olarak sistemleri biliyorum, yazabileceğim konu aero üzerine olur, sonuçta benim de bildiğim konu bu :))

  25. Onur Ömer Öztürk avatarı
    Onur Ömer Öztürk

    Konuyu siyasete çekmemek lazım, bu yazı dizisi 4 bölümden oluşuyor. Önceki bölümleri tekrar hatırlatayım, hatta şöyle buyrun;

    http://lolipopadam.blogspot.com/2013/05/turkiyede-formula-1in-sorunlar-bolum-1.html

    http://lolipopadam.blogspot.com/2013/05/turkiyede-formula-1in-sorunlar-bolum-2.html

    http://lolipopadam.blogspot.com/2013/09/turkiyede-formula-1in-sorunlar-bolum-3.html

    Sorunlar sadece devlet ile değil, bir çok konuda sorun var, sadece devlet ve hükümetle olan bir durum olsa zaten önceki yazılar olmazdı. Ben kapsamlı olarak bu sorunları ele almayı seçtim ve her yönüyle ele aldım, bunun içinde izleyici, medya, özel sektör varsa, devlette elbette olacaktı, öküz altında buzağı aramaya gerek yok, teşekkürler :))

  26. Abdurrahman Turan avatarı
    Abdurrahman Turan

    Dünyada formuladan başka yüzlerce spor var.Tüm bu sporların da az bile olsa izleyicileri var.Düşünsenize her spor dalının izleyicilerinin hükümetten bişeyler istediklerini.
    Niye amerikan futbolu bizim ülkemizde yer bulamıyor neden amerikan futbolu için sahalar yapılmıyor diye hükümete saydırmak mı gerekiyor.Aynı şekilde rugby kriket gibi sporlar da var.Hükümet hangi bir spor dalına yetişsin yatırım yapsın.Ata sporumuz olan güreşe bile yetersiz kaldığımız bir ortamda türk pilotun bile olmadığı bir spora yılda 26 milyon dolar verilmez.
    Hükümeti hiç düşünmeden bu denli eleştirip gezi ruhlu arkadaşların burada siyaset yapmasını sağlamaya gerek yok.

  27. Böyle birşey olamaz ya o kadar şey yazdık vakit geç oldu diyerek yinede ayar oluyorum şu browser, cms durumlarına uçtu gitti. Arkadaşlar isimsizlerde görürse onaylar artık buraya, logout olmuş durup dururken.
    Neyse yapacak birşey yok.

    Teşekkürler. Eline sağlık. Son diyeceğimi yazıp bitireceğim, sabrım kaldırmadı çünkü 🙁

    Senin ki gibi yazıları okumak keyfiyet değil bir görev, borç olarak biliyorum.

  28. Teşekkürler.
    Birşeyler karalamak istiyordum ancak geç oldu vaktim kalmadı. Yarın fırsat bulursam artık.
    Son sırada yazacağım şeyi şimdi yazacağım ama.

    Senin ki gibi yazıları okumayı keyfiyet değil bir görev, borç olarak biliyorum… Ve destekleme mecburiyetim var.

    Çok istiyordum şu sitede teknik bir bölüm oluşturup yazmayı, verilerle taşımayı ancak istemek yetmiyor malesef. 🙁 En çok yapmayı planladığım web projelerinden birisi motorsporları, performans makineleri üzerine cominity idi ancak görünen o ki ya epey daha var yaşlanmamızı bekliyor heyecanı sönecek belki yada hiç gerçekleşmeyecek. Webci arkadaşları ikna etmek pek zor böyle şeylere.
    O kadar insan tanıyorum hızlı makinelere sahipde ancak motorsporları üzerine konuşmaya, dinlemeye o kadar hasretim, özlem duyuyorum ki. Çok çok çok az insan var çok çok az zaman bir araya gelinip heyecan paylaşılabiliniyor skor, istatistik konuşmayı pek sevmiyorum aslında. Yine o kadar insan tanıdım çok samimi olmasam da 1 kişicik sadece gözetmen olarak işin içine dahil oluyor o da yıllardır içinde epey tecrübeli denilebilir. Karting tarafında gayretim olsa da işin ticari tarafını, manage'ini sevmiyorum galiba sürmeyi, küçücük birimleri incelemeyi daha çok seviyorum gibi. Uzunca planladım güya makale çevrimleri, grafikler, video'lar, ipuçları ile DH otomobil ve burada sürüş tekniklerine dair yazı dizisi paylaşmayı ancak diğer hepsi gibi kaldı bir kenarda. Ulan geç oldu dedik yazdıklarımıza bak. 🙂 duramıyor işte insan bu meseleler açılınca.
    Tekrar eline sağlık. Fırsat ayarlayıp konu teması ile ilgili pistler ve anlayış ile ilgili yazmaya çalışıcam inşallah. Yazabilecek olanın mecburiyetidir yazmak. Sen gibi….

  29. erkan  cömert avatarı
    erkan cömert

    kısa ve öz yazayım aslında ,şuan aşırı derecede sinirim hükümetimize ,ekonomik masraflardan dolayı

    sadece yerli malı ,yerli ürün ,yerli meyve sebze ,yerli sağlık ,yerli insan ve yerli sporcu diyorum

    bazen birürün alırken ve kullanırken bakıyorum ,şaşırıyorum neredeyse ülkemizde hiç birşey yerli malı değil,,,,,,,,,,,,, hep ithalat ve montaj

    yerli sporcu ve yerli yönetici de isteriz 😀

    ithal etsek ne olur diyenler olabilir,,,,,,,,, kısaca biz paramızla ,başka başka zengin ülkeleri ,daha da zengin ediyoruz,,,,,,,,, olay budur ve yarınlarda o ürünlerde gelmesse,,,,,, gerisini siz düşünün

  30. Ellerine sağlık, dolu dolu, uzun uzun yazmışsın. Akıllara gelen her noktaya değindiğin için çok teşekkür ederim.

  31. Sen git Suriye'li muhaliflere dünyanın yatırımını yap, ama iş spora gelince… Söylenicek çok söz var da burası yeri değil.

  32. valium (spa2000) avatarı
    valium (spa2000)

    Dostum,
    Biliyorsun tivitır ve feys de hükümete alenen küfretmek serbest bir halde.
    ve bilirsin devlet bir şeyi sonlandırmak için rastgele birini/birilerini seçip cezalandırır diğerlerine örnek olsun diye.
    sende yazında ceza alabileceğin bir yorumda bulunmuşsun.
    bilgine.

    —————————–
    Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

  33. eline sağlık kardeşim ama mesele türkiye olunca durum malumunuz böyle oluyor bu ülkede spor görülen tek spor futboldur bu güya futbol ülkesiyiz her neyse kardeşim bu arada seni de bir seriyi bu kadar uzatığın halde sıkmadığın için tebrik ederim

  34. Duhan Peker avatarı

    Tehditler savuran Tosfed hayırsız.
    13 Milyon diye zamanında direnen teklifleri reddeden ve daha sonra tekrar 13 Milyonluk bir teklifle gelen Vural Ak'a hayır diyen "Tutarsız ve dönek" Hükümet hayırsız…
    Motorsporlarına boş para diyebilen insanlar hayırsız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir