Lauda: “Yeni Formula 1’i Eleştirenleri Anlayamıyorum”

Mercedes’ten Niki Lauda, yeni dönem Formula 1’i beğenmeyen ve büyük eleştiriler yönelten insanları anlayamadığını söyledi.

Avustralya yarışının ardından bir çok kesim, özellikle sessizliği ve yavaş kalmaları nedeniyle yeni Formula 1 araçlarını eleştirdiler.

Lauda “Modern ve çağdaş Formula 1’in bir demosuydu.”

“Çok iyi geçen yarışın ardından insanların yeni Formula 1’den mutsuz olmasını anlayamıyorum ve bunu saçma buluyorum.”

“Yeni teknoloji trendleri ile tamamen alakalı bir yarış kategorisi Formula 1.”

“Artık yeni bir dönem var: yeni yol araçları çevreci olmak ve hibridi geliştirmek zorunda. İnsanların hayatlarının kalitesi düşünülmek zorunda.”

“Artık eski 8 silindirli motorlar uygun değildi. Turbo teknolojisi bize daha az yakıt ile daha fazla güç veriyor. Daha az ses oluyor ve düşük karbon emisyonu ile çevreye olumsuz etkisi daha az oluyor.”

“Bu yüzden Honda gelecek sene Formula 1’e geliyor ve Renault, Ferrari-Fiat ve Mercedes’le, belki de daha farklı üreticiler de gelecek. Ben sadece avantajları görüyorum.”

“Ben Bernie’ye katılmıyorum. Formula 1 sadece ses ile etkilemiyor.”

“Sadece sesten konuşmak tuhaf ve anlaşılmaz geliyor. Bu araçların düzlükte, geçmişte kalan 8 silindirli araçlardan yeni teknolojisi ile daha hızlı olduğunu unutuyoruz.”

“Egzozun çıkardığı sesin bu konuyla hiç alakası yok. Bu duygusal bir şey.”

“Bu araçları yapay bir şekilde daha sesli yapma fikri bana göre yanlış bir yönelme ve saçmalık olur.”

“Formula 1 tamamen doğru yolda ve Formula 1 kurallarında olduğu gibi gerilememeli, mümkün olduğu kadar hızlı gitmeliyiz. Bunun dışında kalan her şey bana mantıklı gelmiyor.” dedi.


Yorumlar

“Lauda: “Yeni Formula 1’i Eleştirenleri Anlayamıyorum”” için 42 yanıt

  1. CetinKUPUCU avatarı

    Formula1 bir show olduğuna göre, biz izleyenler ne kadar çok duyumuz ile hissedersek o kadar bağlanırız spora.Ses önemli bir etken.Yüksek bir motor sesi , gücü ve sürati sorgulamamıza sebep olur.Böyle başlayan bir söyleşi veya araştırma diğer teknik değerlerin konuya dahil olması ile uzar gider ve ortaya bilinçli taraftarlar çıkar. Spor duyulara yeterince hitap edemez ise yeni taraftarların katılımı düşeceği gibi mevcut izleyiciler de beklenen ilgiden uzaklaşacaktır.Lauda nın bakış açısı gibi sadece teknik yönden ilerleyen bir spora dönüşürse zamanla kaybedilecek taraftarlar sebebi ile düşen sponsor gelirleri sporun bitmesine kadar ilerler.Dolayısı ile ne kadar çok insan duyularına hitap ederlerse o kadar çok kazanacaklar.

  2. Mercedesin kazanacağı herhangi bir düzen Laudaya uyardı zaten

  3. Kurallar bu yönde oldu ve Honda spora geri dönüyor.Kendi adıma buruk bir sevinç…

  4. Zaten yarışları artık kulağımda kulaklık müzik dinleyerek izleyeceğim.O berbat turbo motorların olmayan sesini dinlemekten iyidir.

    1. Onur Ömer Öztürk avatarı
      Onur Ömer Öztürk

      Önceki yılların motor seslerini al, onları dinle kulaklıktan ;))

      1. FIA yakında yarışlara playback yapacak diye duydum 😛

  5. Sen öyle san Lauda.Yeni nesil spor buysa hiç olmasın.Zaten böyle giderse merak etmeyin Formula 1 diye birşey kalmayacak.Tabi bu durum Honda’nın geri katılımıyla diğer markaları nasıl etkiler muamma.Beklentiler doğru yönde gerçekleşmezse tonga düşmeye hazır olun…

  6. Adam olsalardı ve şahsi cepleri değil total düşünebilselerdi F3000’i canlandırır istedikleri gibi test, gelişim platformu olarak da kullanırlardı ama nedir bu kafa olsa bitirilmezdi zaten. Birçok dangalaklığın sebebi toptan bir motorsporları bakışının kalmamasında aynı bizim federasyon gibi. Kurallarından tut geliştirmelere kadar anlık günü kurtarmalar ile yaşıyorlar. Elbette her zaman çakılıyor. 50 milyonluk argelerin konuşulduğu ortamda 10 milyonluk toptan takım sahip olmanın konuşulduğu bir GP2 gibi basit düzey ortam F1’e background olabilir mi. Sevdalı bir dünyada olamazdı ama bu dünyada oluyor. GP2-3 superlig formula gibi çıkışların hiçbirisine gerek yoktu aslında geçmişin F3000 düzeyinde bir ortamın olması gayet yeterli olurdu. Buradan ciddi sorgulanmış gençler de çıkabilirdi F1 de yer edinemeyen yetenekli ihtiyarlarda pozisyon kapabilirdi. Cosworth, Judd, Ford, GM, Honda gibilerde burada tedarikçi rahatlıkla olabilir herşeyin kobaylığı F1’e kalmamış olurdu. İnançlı garaj, mühendislik şirketleri, sponsorlar halen çoktur. Kers mi drs mi deniyorsun dene olgunlaşınca alırsın. Maliyetlerden dolayı aero’i basitleştirince V8-V6 makineler ile bak nasıl da mücadele oluyor görürdün. Real madridleri galatasarayları kandırmana gerek kalmazdı. Ama nedir Rally’de group’ların tükenmesine sebep olup tek popüler platforma hapseden zihniyet bunları düşünemezdi tabi. ehl-i liyakati koymazsan başa maddi olarak batmazsın belki ama ruhen batarsın. Amerikalıları avrupalılara uymak zorunda kalmasalar işte bu yüzden seviyordum.
    Sonra da Lauda gibi birikimliler savunacağım diye üklüm büklüm olur dururlar böyle….

    1. IndyCar motorları hakkında bilgin var mı? Chevrolet ve Honda var sanırsam, onlarda turbo. Teknoloji ne durumda?

      1. http://hpd.honda.com/indycar/specifications/#series=all-series&specs=2013-Honda-Indy-Turbo-V-6-Engine

        Tahminen senin kadar biliyorumdur son geliştirilen motorlar hakkında ayrıntılı bilgim çok yok. Evet 2 üretici var mevcutta 2012 den beri charge kullanıyorlar şuan 1,5 bar basıyorlar en büyük fark etanol kullanıyorlar orada performansın asıl farkı bu.

        1. Lotus ta vardi

          1. Daha önce vardı kardeşim şuan yok. Toyota motor hazırlayacaktı diye hatırlıyorum sonra ne oldu bilmiyorum tabi.

            1. geçen sene yok muydu ya,var diye hatırlıyorum ama hepsi sürünüyordu 🙂

              konu Indycar’a gelmişken bu hafta başlıyor St.Pete ile

              1. Önceki senelerde vardı ozmoturk.

  7. Evet bencede Lauda’nın haklılık payı var yok degıl. Hatta asagıda da bır arkadasımızın bahsettıgı gıbı yalnızca tek bır takım organızasyonu bıle yuzlerce lojıstık ekıpman tasıyor onlarca tır ve ucaklarla,yanı sorun emısyon olayı,cevrecılık ve ılerı gorus ıse bence buradan baslamak lazım detaylar onemlı. Cogumuzun bıldıgı enteresan bı bılgı var tasarrufla ılgılı; Amerika bazlı American Airlines havayolu sırketı,fırst class yolcuların kahvaltı tabagından yalnızca 1 zeytın eksılterek senede 40.000 dolar tasarruf etmıstır. Tabı sımdı konustugumuz durum ve verdıgım ornek aynı sey degıl ve endekslenecek bır ortak noktası yok ama sorun tasarruf oncelıklı ıse bence ıse buradan baslamak gerek dıye dusunuyorum. Durum bu ıken gundeme ‘F1 araclarının lojıstıgı artık cevrecı ve cok daha tasarruflu hıbrıd motorlar ıle saglanıyor’ gıbı bı haber dusse,hepımızın de tahmın ettıgı gıbı bır yarıs hafta sonunda yapılan en ufak cevrecı bır hareketle kıyaslanamaz bıle. Cunku orası vıtrın. Orası motorsporlarının goz bebegı. Ne LeMans ne DTM ne IndyCar ne NASCAR. Apayrı bı segment. Tabıkı yol araclarına onculuk etmesı ve ornek alınması kadar dogal bısey yok. Bence en carpıcı ornegı DTM serısınde kullanılan DRS faktoru. Su an konsept yol otomobıllerıne uyarlamıs durumdalar F1 den baz alarak. Tabı normal hayatta olabılecek,olsa bıle yardımcı olabılecek bı uyarlama degıl ama en azından bı adım.
    Gelelım vurgulamak ıstedıgım noktaya. Bu benım sahsı gorusum;
    F1’ın motorsporlarına ve yol otomobıllerıne ısık tutar vazıyette olabılır ama bu F1. Ayrı bı nokta. Insanlar bagıran,saatte 360km/h hız yapan,hepımızın bır kere bıle olsa yanında fotograf cektırmek ıstedıgı mukemmel gorunuste olan,hızın,adrenalının,stratejının,stresın dorukta oldugu F1 ı gormek ıstıyor. Belkı sırf bu sebeplerden dolayı hala en cok sevılen V10 motorların ve belkı de gelmıs gecmıs en guzel goruntuye sahıp olan 2005 sezonunu unutamıyor. Gecenlerde sıtede bı arkadas yazmıstı, Pırellı lastıklarının,yakıt ıkmalının,DRS nın,KERS ın,V10 motorların ve guzel gorunumlu otomobıllerın oldugunu bır F1 hayal edıyorum dıye. Gercekten mukemmel olurdu..

  8. F1 nedir? Bunun üzerinde düşünmek gerçekten sinir bozucu. Peki yarışçı nedir? Bunlar gerçekten “yarışçı” iseler, pist üzerinde ne yapıyorlar. Bana kendilerine verilen aracın nasıl en yüksek performansta çalışacağını anlamaya çalışan test donörleri olarak görünüyorlar, aracı bir bütün olarak en iyi anlayan genelde birinci oluyor. Takımlar da bu test işçilerine araç yapan fabrika oluyor. Neticede bütün bu aksiyonun bir amacı yok, diğer bütün sporlarda olduğu gibi amaç, insanların birtakım duygularına hitap ederek bu düzenin devamına yetecek kaynağı(para) sağlamak. Gerekli mi? Kesinlikle değil. Seviyor muyum? Tabii ki. Neden? Hiçbir fikrim yok.

  9. 0versteer çok uzun yazmayacağım sanıyorum.:) buradan yazayım dedim. Gündemi malesef sonucundan takip ediyorsunuz.
    Bana F1’den direk günlük bineklere transfer olmuş hadi sedanları vs geçtim hafif, orta sportlara direk transfer olmuş 5 tane şey sayın?
    Herkesin aklına direk paddle shift gelir haklılar ancak bu da biraz Ferrari’nin pazarlama başarısı oluyor.:)
    İlk önce şunu defalarca bu sitede belirttiğimi tekrar belirteyim. Otomotiv sanayisinin gündelik segmentlerine motorsporlarının en üst sınıfları değil daha ucuz alt sınıf motorspor dalları ve bu bineklerden homolog edilmiş performans sınıfları downsizing yada veri, teknoloji transferi sağlar.
    Paddle shift’in street legal ilk uygulandığı araç yüksek adetli üretim ile F355. Yalnız siz sanıyorsunuz ki Ferrari F1’den direk transfer etti bunu. F355 den önce bunu hangi yarış araçlarına uygulayıp şanzıman, hidrolik ve elektromekanik yapısı ile tecrübe kazanmış, ucuzlatmış bir araştırın isterseniz. Paddle shift dahi bineklere direk aktarılmış birşey değil. Basit 2 plastik meselesi olmadığından. F355’de uygulandığı yıla bir bakın birde yoğun satış yaşayan ürünlerde uygulandığı zaman aralığına bakın anlayacaksınız zaten. Bu kadar yılda bir transfer oluyorsa onu zaten 5 farklı galaksideki 3 ayrı gezegen deki insanlar bulur şakasıyla.:) Zaten paddle’ın ilk uygulandığı örnekler kol yardımı ile sıralı hareket kazandırılan şanzımanlara elektrohidrolik eklenmesinden başka birşey değildi bunlar ara geçiş formuydu uzun yıllarda pahalı araçlarda devam ettiler. F1’de ki ne şanzıman nede gaz frenaj uygulamaları isim benzerlikleri hariç otomobillere benzemiyor 10 yıl öncesindeki durumu bile şuan göremezsiniz. Çünkü halen pahalı Cup’larda kullanılabilecek kadar pahalılar. Tekrar diyorum F1 ve LMPx 250-350 bin $ lık araçlara bile direk referans vermez. Varsa serilerden sırasıyla downsize edilmemiş direk örnekleriniz buyrun.
    Aslında bir paddle’a bu kadar yazdık yazılabilecek o kadar çok şey var ki. Model örnekleriylede gitsek motorsporları ve bineklerden saatlerce bitiremeyiz.
    Size kısaca evrilmeleri söyliyim F1 aero’nun farkına varıldığı 80’lerden beri halen havacılık sektöründen ve askeri sanayi argesinden beslenir. Bilişim, işleme mantığında da dünya ile aynı seviyede ilerler, mevcut sektörden beslenir. Güç ve pahalılıklarına göre de diğer seriler F1, LMPx, GT1 gibi arge’lerin ve araç hazırlama maliyetlerinin milyonlarca lira tuttuğu üst segmentlerinden beslenir. Brembo, getrag gibileri deneysel, yenilikçi çalışmalarını pahalı ve düşük adetli de olduğundan büyüklere verir. Yıllar sürer bunların GT3’lere aktarımı. Zaten hafif motorsporları sanayisi de herşeyini yukarıdan almıyor. Pek bilinmeyen 50 yıldır homolog edilme gerekliliğidir. Belirli hatta çoğunluk sınıflarda bir yarış aracı hazırlamak isterseniz belirli adetlerde üretmiş olduğunuz bineğin altyapısını kullanırsınız. Bunlara koyduğunuz motor, diferansiyelin yoldakiler ile isminden başka pek bir alakası yok. Kimse 3 bin km de bir bakıma katlanmak istemez.:) Bunların üretiminde ki birikim de 30-40 yıllık tecrübelerin, insan uzmanlığının eseri. Yani aslında günlük otomotiv sanayisi motorsporlarından beslenmiyor sadece F1’in beslendiği ne varsa oradan da direk besleniyor. Bu kısmı da bu kadar tutalım.

    Downsizing otomotiv sektörünün gittiği değil zorla götürüldüğü bir yol.:) Hybrid sistemlerde yeni değil 20-30 yıldır hidrojenli, elektrik beslemeli teknolojiler var. Biz 90’ların dergilerinde okurduk 2000’lerde şöyle arabalar olacak şu kadar hidrojenli olacak diye. Hani nerede? Baz elektrikli sistemlerde bugün böyle. Batarya teknolojisini incelemeyen güzelce yiyor. Turbo supercharge denilen şeyin 50 yıldan fazla mazisi var. Farklı tahrik projeleri her zaman yapıldı ancak yaygınlık kazanmadı niye sadece verimlilik ile mi ilgiliydi baronluk olamaz mı nedenler arasında mesela. KERS F1’de geliştirilmiş bir teknoloji değil bu hızla yaygınlık kazanması, çeşitli varyasyonlarının kısa sürede oluşması, F1’de yer almayan teknoloji şirketleri ve otomotiv sanayisi devlerinin aynı zamanda uyguluyor oluşu basitçe ifade eder sanıyorum. Derseniz ki Williams’ın öncülük ettiği mekanik kers evet öyle ancak tutmadı fakat williams bundan gelir elde ediyormuş ağır sanayiye tatbil ediliyormuş. F1’de ki ERS’yi bunların tedarikçileri geliştiriyor ve ucuz varyasyonlarını da diğer sektörlere satıyorlar malum. Bineklerde ki hybrid uygulamalar ile de bu ers mantığını çok karıştırmamak lazım hedefler aynı değil malum. Tutarsa Formula E önemli bir labaratuar olacak hybrid dünya için.
    Siz PLC ile de işin kaymağına değinmişsiniz. İşin başı böyle olmadığı için first class 🙂 otomotiv federasyonu, EU denetim mekanizmaları dönem dönem materyallerin elde edilmesi, alaşımların kullanımı ile ilgili standartları belirtiyor, üreticilere ve arge şirketlerine amiyane tabirle bastırıyor. Böyle yapmasalar o PLCM görünen şirketler anasını ağlatacak toprağın. Bu işlerin orkestrasında da bilim adamları yer alıp bastırıyor tabi son söz yine her zaman ki gibi paralı patronların oluyor. Mesela o Mercedes’dir ki berilyumun o gün dahi o derece kullanım oranlarının zararlı olduğu bilinmesine rağmen yarışlarında kullanan. Yani Mercedes gibileri dahi zorunluluktan yapıyorlar o çalışmalarını konsorsiumlar istiyor bunlar yoksa almanya askeri sanayisi, yer altı madenleri araştırma şirketleri yeteri kadar içine ediyor zaten doğanın.
    Gelelim son olarak Ferrari’nin turbosuna ve yanılgıya. Ferrari gibi bütün üreticiler charge ve hybrid’e geçmek zorundalar. Keyfiyeten, f1’den transfer ettiği için yollara turbo araç çıkarmış ve çıkaracak değil. Her periyotta düşürülen ve ona buna bakmadan üretim adetlerini kastediyorum emisyon normları bunu mecbur kılıyor. Ben dahi bunu 3 yıldır burada ve dh gibi sitelerde yazıyorum. Yakın zamanda göreceğiniz 6-7 lt’lik atmosferikler son temsilci olacaklar dedim henüz herşey sıkılaşmadan. Atmosferiğin 2 temsilcisi vardı düne kadar japonlar ve amerikalılar niye akaryakıt sıkıntıları yok ve charge’lıların az yakabildiğini daha ucuz maliyet ile elde edebiliyor olmalarından. Tek handikapları vardı hızla düşürülen normlar ile emisyon. İşte avrupa da budur.:) Otomotiv sanayiinde ki tüm ana karar mekanizmaları EU baronlarının elinde. Normları onlar belirliyor bu eskiden onlarda iyi durumda iken normal bir seyir işliyordu ancak……Avrupa sanayi kirizinde uzun yıllardır ve geriliyorlar birçok noktada. Kaynakları ellerinden kayıp gidiyor sıkıntıdalar. Onlar için otomotiv sanayisi çıkış noktalarından biri işte ana neden bu. F1 EU elinde japonların değil. Yani otomobil otomotiv demek değildir sadece. Japonlar daha birkaç yıl önce avrupalıların 1.4 turbo ile yaktığını 1.6 hatta 1.8 atmosferik ile yakıyorlardı hatta handikapsız ve yürütmesi ucuz araçlar üretiyordu. Herkesin yakalayamadığı şekilde ettikleri şikayet neydi emisyonlar öyle hızla çekiliyor ki aşağıya atmosferiklerin bunların koyduğu emisyon değerlerini yakalaması mümkün değil. Avrupalıların 2.0 dan elde ettikleri güç ve tasarrufu amerikalılar 3,5 dan elde ederler ve Türklerin yanlış bildiği şekilde aynı yakarlar. Bir örnek ile bir arkadaşımda yıllardır az yakması ile meşhur toyota 4runner v6 atmosferik vardı istek üzerine de birgün biz oturduk buna hesap kitap yaptık gördük ki konforu katlayan ancak aynı hacimden küçük ve hatta turbo’lu dizel bmw, wv vs suv’ların daha az yakmadığını gördük 2-3 kattan fazla elde etme ve service maliyeti de eklenince dünya reklamlarda göründüğü gibi olmadığını birkez daha yaşayarak gördük. Nedir onların benzin pahalılığı derdi yok. Bizde ki yanlış politika. Neyse kısaca emisyonlar düştüğü için herkes daha küçüğünü ve charge’lısını alternatif enerjilisini üretmek zorunda bu da avrupanın kaymağı. Anlatacak bir örnekle de Mclaren F1’de kullanılan S70 motoru revizyona devam edildi ve bu S70/3 ile M8 modelinde kullanılacaktı. Ancak öyle olamadı neden çünkü 4-5 revizyonları düşünülen o motor emisyon aşağıya çekildiğinden karşılayamadı ve yasak yedi Mclaren F1’lerin de daha fazla üretilmesinin önü kapatılmış oldu. İşte her gün her ülkeden onlarca saat jet uçuşuyla birkaç ülkede ki dahi toplam otomobilin havayı kirlettiğinden daha fazla kirleten dünyanın motorsporlarında ki 20-30 bazen 50, adetli makinelerde ki 1-2 binlik havası fıstır çocuk kandırır dünyayı ne kadar çok sevdiklerini gösterir. Uzaya uydu götüren motorlar sizde kaç milyon aracın yaptığını yapıyordur….. Otomobilleri ucuz üreticem diye dünyanın diğer ucundan devasa motorlu gemilere yükle sonrada 1000 cc hacmin derdine düş. Yok öyle bir kafa.
    Bütün Ferrariler, Lamborgihinilerin toplam kirlettiğinin fazlasını sadece özel jetleri ile oraya buraya kız avında yapıyor o patron bozuntuları.

    Tüm bunlar amiyane tabirle olan basit sözlerim yani kardeşim. Bize sunulanı her zaman yememeliyiz derdindeyim.
    Yazdıklarının her birini anlıyorum ve saygı duyuyorum.

    1. şansa bugün karşıma çıktı

      onun dışında, benim görüşlerim bu olaylara biraz daha geniş bir pencereden bakmak gerektiği. Product life cycle management’a gelince, her firma hakkında konuşamam ama gördüğüm kadarıyla büyük otomobil firmaları bu işe yönelmiş durumda, tabiki Mercedes’in zamanında kullandığı berilyum zararlı olabilir, ama o sene kaç tane F1 motoru üretildi ? 20 ? 30 ?… Daimler AG, geçtiğimiz yıl 1,5 milyon araç satmış durumda, karşılaştırınca kazanacakları 1 kg salınımın etkisi uzun dönemde etkili olacaktır… yada bu kers tarzı sistemlerden kazanılacak ufak bir şey uzun dönemde ve seri üretim araçlarda büyük etki yaratabilir, ille de bu teknolojinin F1’de ortaya çıkmış olması gerekmiyor, önemli olan F1’in bu teknolojileri benimseyip belki de üzerine bir şey koyması

      Aslında olayı farklı konulara taşımaya fazla gerek yok, benim demek istediğim şu Dünya otomobil sanayisi bu çevrecileşme, az yakıt tüketme trendinde… kullandıkları malzemeleri değiştirme niyetindeler… tüm firmalar bu yüzden ciddi miktarda teknoloji geliştirmek için para harcarken, F1’in bu tarz teknolojilere kapısını kapatması beklenmemeli, o yüzden ben yapılan değişiklikleri mantıklı buluyorum… Zamanla seyircilere hitap edecek şekle de getireceklerdir, yada gerçekten buna gönül verenler bu sese de alışır… aynı ses muhabbeti V8 e geçtiğimizde de vardı, görece şiddeti düşük olsa da… Benim düşüncem bu yönde, biraz beklemek gerek belki de…

      1. mesajı link, linki mesaj olarak atmayı becermişim bir şekilde, link şudur ;

        http://www.topgear.com/uk/car-news/volvo-kers-driven-2014-3-25

      2. Benzer şöyleri söylüyoruz aslında ancak farklı noktalarda kilitli kalıyoruz kardeşim.
        İşte bizim de dediğimiz o 30 araç için olan berilyumu neden yasaklıyorsun madem. Madem 1,5 milyon araç başka bir dünyada geziniyor niye kafana burayı takıyorsun. Madem aynı referanslı dünyalardan bahsediyorsunuz 80 bin $’lık araç ile bir supercar da kullanılan berilyum, manganez, magnezyum, stronsiyum, adamantium, mithrill 🙂 oranları aynı legalliğe sahip değil sorarız o zaman.
        Günlük otomobil ihtiyaçlarından farklı olduğu için olabilir mi acaba?

        ERS sistemlere zaten birşey demiyoruz ancak bunların geliştirilmesi için de yıllardır motorsporlarının miç edilmesine gerek yoktu hani. Yine uygulanır bunlar istenirse. DRS gibi şeyler zaten basit çözümler paddle shift gibi şişirme işler diyelim üstüne düşmeye gerek yok.

        Size başka bir örnek daha abd, bilim adamlarının öncülük ettiği birçok protokole halen imza atmıyor dünyayı düşünme derdiyle hani. Peki nasıl oluyorda otomotiv sanayisinde downsizing’e gidiyorlar?
        İşte size bunun cevabını verdim. FIA OICA FISITA daha ismi aklıma gelmeyenlerin hepsi EU kontrolü altında. İşte avrupanın ileri görüşlülüğü.:) Japonlar dünyayı kirletmeme adına hemen hemen herşeye liderlik ediyorken onlar da bu algı daha doğrusu para, pazar dengesi yönetimine mağlup oldular. Oysa onlar zaten 1.6 hacmin altında belirli sınıflarda araçları yıllardır üretiyorlardı. 4 lt nin üzerinde zaten pek araçlarını bulamazdınız. Elektrikte, hybrid diğer yakıt tiplerinde ilkleri başlatan japonlardan daha düşünürler demek ki.
        Avrupanın bir saçmalığından da bahsedeyim mesela size. Emisyon totalini grup şirketleri üzerinden düşünürler. Milletin ayaklarına sıkma kendi şirketlerini de etkiliyor tabi bazen. Sırf group ismiyle total emisyonu düşürmek için VW ve Audi yüksek hacimli araçlar da yaptıklarından küçük şirketleri satın almak zorunda kaldılar. Yoksa bazı grup şirketlerinde üretim biçimini değiştirmek zorunda kalacaklardı. En büyük şirket Toyota’nın zaten böyle bir sıkıntısı bulunmuyordu. Çıkarttılar….

        Kısaca yaptıkları şeyler mantıklı değil. Motorsporları bakışı olan ve totale bakabilen kişiler bunu anlayacaktır. Biz bir sürü sözle etrafından dolanıyoruz. Aslında gerek bile yok motorsporlarının neyi nasılı çok basittir. Ve teknoloji yarışı değildir sadece yarıştır. Teknoloji yarışı otomotivin çok üstünde zaten gerçekleşiyor. Otomotiv ve yarış sanayii bir kaynak değil araçtır.
        Avrupalılar teknolojiyi 5 nci nesil savaş jeti geliştirerek gerçekleştirsinler karada kendilerini kandırıyorlar.

  10. Onur Ömer Öztürk avatarı
    Onur Ömer Öztürk

    Mantık mı? Kolayı var;

    Tüm takımlar zaten simülatörlerde çalışıyor, yani araçları sanal ortamda geliştiriyorlar. Madem öyle tüm takımlar alsınlar verileri, FIA yarış haftasonu toplasın hepsini, yüklesinler verileri. Pilotlar geçsin koltuğa, simülatörde yarışsınlar. Egzoz emisyonu sıfır, motor-araç üretiminde ortaya çıkan atık sıfır, nakliyat derdi yok. Hem baktılar yarış sıkıcılaşıyor, başlat yağmuru… Charlie amca kafasına göre takılsın, yarışlar da eğlenceli olur.

    Mantık bunu gerektiriyor ama hanginiz bunu ister? Ben istemem, netim bu konuda. Biz burada spordan bahsediyoruz, yol araçlarına faydası varmış da, kılmış da tüymüş de, mızmızlanmanın lüzumu yok… Ronaldo bilmem kaç km koşuyor diye normal hayatta sizde koşuyor musunuz? Sporun amacı günlük hayata etki etmek değil, sporun amacı, spor içinde rekabet. Araç geliştirmek için spora gelen varsa, s… gitsinler. Ben yıllardır bu otomobil üreticilerini istemediğimi yazdım, bundan sonra da yazacağım, sporun içine ettiler.

    Peki sporseverler neyi ister? Dişe diş mücadele ister, bi tarafından ter gelen pilotlar ister, heyecan ister, ses ister, adrenalin ister. İster kabul edin, ister etmeyin; Formula 1 modern çağın arena dövüşlerinden biri. Gladyatörler istiyoruz, kavga istiyoruz… Bu olmayınca da yarışta uyuyoruz. Biz F1 izlemek için mi ekran karşısına geçiyoruz, Pepe izlemek için mi?

    Bir arkadaş demiş ki, Lauda karşınıza çıksa, ah keşke çıksa. Şöyle oturup bir tartışsak. Diyor ki karbon emisyonu; dünyadaki karbon emisyon oranlarının dökümleri var, açarız ortaya görürüz neymiş. Arkadaşın biri yazmış, bunca ekipmanı taşımaktan bahsetmiş. Turbo motora geçtiler ama taşıdıkları ekipman değişti mi, hayır. Ekipmanı taşırken sebep oldukları kirliliğin, yarıştakinden onlarca kat fazla olduğunu düşünürsek; motorları değiştirmek yerine taşınan ekipmanı azaltmak daha mantıklı değil mi?

    Lauda’yı bir pilot olarak severim, orası ayrı ama bu açıklama tamamen laf olsun diye. Turbo teknolojisi otomobil üreticilerinin işine geliyor, tek sebep bu. Lauda Mercedes’in çıkarları adına konuşmuş, daha fazlası yok. Otomobil üreticileri belli zamanlarda gelirler, biraz reklam yaparlar, buradaki teknolojiyi araçlarına adapte etmeye çalışırlar ki, çoğu zaman mümkün değildir. Arada 3-5 buluş işlerine yarar. Sonra başarı gelmez, yada başarıyı ellerinde tutamazlar, bütçeleri bahane edip çekip giderler. Canları sıkılınca yine gelirler. Renault, Honda, Mercedes… Her seferinde aynısını yapmadılar mı? Spor değil çocuk oyuncağı…

    Bu kurallar niye değişti; Daha fazla üretici çekmek için. Önümüzdeki yıl için başvuru tarihi uzatıldı. Yeni kurallardan etkilenirse büyük üreticiler yeni takım başvurusu yapabilsin diye. Bir sürü otomobil üreticisinin şimdiden adı geçiyor; VW grup, Toyota vs. F1 bu kafayla nereye varacak merak ediyorum. Paraya sıkışınca büyükler gelsin diye kurallarla oyna, büyükler gelince her şey daha çok paraya endeksli olsun, paraya endeksli olunca daha çok para için daha çok kural değiştir… Bu kısır döngü bitmezse 10 yıl sonra snooker çok daha fazla adrenalin içeren bir spor olabilir benim için. Artık siz de satranç müsabakaları mı izlersiniz naparsınız bilemem.

    Bundan 20 yıl önce bir yabancı dizide geçen replik; “Artık evde bir genç var, evde tehlikeli şeyler yasak, Formula 1 izlemeye ara vermelisin” Şimdi yarışta uyuyoruz, hayaldi gerçek oldu!

    1. Her bir paragrafına ayrı ayrı +8 milyon rep 🙂 kardeşim.
      Benim gereksiz uzattığım şeylere çok kısa yazıp bitirmişsin.
      Çocuk var sanıyor bunlar karşılarında. Lauda kadar değiliz tabi had konusunda hadsizlik yapmayız ama 25 yıldır motorsporu biliyoruz biz arkadaş yeni öğretirmiş gibi gözümüze sokmaya çalışıyorlar eh batıyor gözümüze saçma sapan kurdukları algılar.

    2. Düşüncelerimi ve düşünlerimin daha fazlasını güzel bir şekilde ifade etmişsin eline sağlık

  11. Daha hızlı algısını gebertmek için 2 dönem aracın benzer setup mantığı ile 1 mile yan yana yürütmek yeterde artar bile.
    Haydi göreyim sizi 413 km/h’i çıkın aşın.

  12. f1 hiç yapmayın buraya harcadıkları parayı fabrikalarında ürettikleri araçları geliştirmek için harcasınlar yol arabaları f1 olmasa hiç gelişmeyecek yerinde sayacakmış gibi ne kadar komik

  13. F1 araçlarını çevreci yapmak için KERS getirildi.

    Turbo da bırakın Le Mans’ta denensin ki deneniyor zaten. Dayanıklılık, tasarruf lazımsa 24 saat yarışında lazım, 100 metre koşusunda değil.

    Hadi turbo yaptın, kısıtlamayacaksın.

    1. Bir de Mercedes Lotus gibi patlasaydı ne yorum yapacaktı çok merak ediyorum.

    2. + 5 milyon K
      KERS’in totali kendisi itibariyle çevreci olamaz. Birşeyleri üretirken doğaya saldığın gazlardan fazlasıyla kazarak, elementlerine karışarak zarar veriyorsan o çevrecilik para manipülasyonudur bana göre sadece. Buna işaret eden birçok bilim insanı var dünyada. Çok basit bir örnekle teknolojinin temeli denilen cpu, mikroişlemci üreten tesisler bulundukları mevkide doğanın anasını ağlatıyorlar.
      Gündelik otomotiv sanayisi ile motorsporları ve özellikle F1 gibi zirveler aynı bileşik sabitlerine sahip değiller. Mesela berilyum’un kullanımı 0 değil otomotiv sanayisinde kullanılan oranlar çok daha düşük.
      Hani referans olurdu bineklere….
      F1 hiçbir zaman 20-100 bin $’lık araçlara referans olmaz.
      Dediğin gibi Lemans 4-6 saatlik yarışlardır asıl hedeflenmesi gereken.
      Ama nedir onların F1 gibi bir kitlesel etkisi yok. Birşeyi Lemans da kullanıyoruz ile F1 de kullanıyoruz şeklinde reklam yapmanın etkisi aynı değil.

      1. F1 hiç bir zaman 20-100 bin dolarlık araçlara referans olamaz mantığı yanlış bence. Çokta güzel oluyor yerine göre…tabi zaman alıyor ama oluyor… ama her teknolojinin direk adapte edilmesi beklenemez… Örneğin Pedalshift olayını 20 bin dolarlık araçta da çok rahat bulabiliyoruz artık…

        Otomobil sektörünün gittiği yön downsizing ve hybrid sistemler, bunu bildiğinize eminim. Kers, Ers olayları da bu kervanın olayları tabi… Cpu olayını bilemem ama otomobil firmaları çok ciddi bir şekilde “Product Life Cycle Management” yaparak araçta kullanılacak herhangi bir materyalin, üretildiği yerden geri dönüşüm sürecine kadar yaydığı karbondioksitten tut diğer tüm zararlı şeyleriyle alakalı hesaplamalar yapıyor, ardından kullanacakları materyali seçerkende bu verilere dikkat edip çevreci olanı göz önünde bulunduruyorlar. Kers yada bu hybrid olaylarında ki piller ve kullanılan diğer malzemelerde bu işlemi yaptıklarına eminin. Hala bu yönde gidiyorlarsa bir bildikleri vardır diye düşünüyorum… Tabi ben böyle yapıyorlar ediyorlar diyerek yazıyorum, referansıda vereyim, Mercedes-Benz’in bunu yaptığını biliyorum. Şu yazdığım PLM olayını case-study olarak eski C serisinin üzerinde bir proje yaparak tecrübe etmişliğim var…

        ve tabi gündelik otomotiv sanayisi ile F1 aynı bileşiklere sahip değiller, ama F1 bu tarz teknolojilerin çıkış alanı gibi düşünülebilir, ardından bu teknoloji seri üretime uygun fiyata sağlanabilecek şekle getirildiğinde, yol otomobilleri de bundan nasibini alıyor… tekrar aynı örnek olacak ama pedalshift F1’de çıktığında hangi yol otomobilinde vardı? BMW ilk seri üretim karbonfiber ve görece düşük segmentli aracını yollara çıkardı bile… 5-10 sene sonra her araçta KERS-ERS gibi sistemlerin olmayacağı ne malum? ve merak etme, gerek çevreyi gerek güvenliğini gerekte maliyetini düşünüp, ona göre tasarlayacaklardır…

        son olarak, yeni V6 motorlar ve ERS teknoloji olarak bence muhteşem, yarışı izledim, berbattı… belki biraz zaman vermek gerek

        1. yazmayı unutmuşum, direk düşük segmentle alakalı değil ama Ferrari’nin seneler sonra ilk turbo aracını yollara çıkartması da bu yeni F1 teknolojileriyle alakalı, çevreyi kurtarır mı Ferrarilerin az karbondioksit yayması ? hayır… ama bu bir pazarlama şeklidir, Formula 1’de kendisini buna adapte ediyor, teknolojinin zirvesi olarak kabul edilen bir seride sadece atmosferik motor kullanılması yada hybrid sistemlerin olmaması komik olacaktır… Bunlar eğlenceli şeyler mi izleyiciler için ? Hayır tabiki, zaten tüm dünya bu konuda sıkıntıda, yeni Mustangte bile 2.3 litre turbo ecotec mi ne motor var 🙂 Mustang la bu, 2.3 eco falan motor mu olur, oluyo ama artık, bu sadece F1’in sorunu değil, F1 kendini bu değişiklere adapte ediyor sadece…

        2. Paddle shift konusu dışında bahsettiklerin gerçekten önemli şeyler. Ancak Ferrari gibi araçların dışındaki paddle shiftler otomatik şanzımana entegre uydurmasyon şeyler. Ne aynı his var, ne de performans. Ondan önce de M’ye alıp kolu itekleyerek vites atabiliyorduk. Ucuz olanlar adı F1 olsun diye gösteriş amaçlı.

          Arkadaşın dediği şu, ne yaparsan yap, süspansiyon dahil yarış aracının yol aracı ile alakası yok. Ne maliyetler aynı, ne de gereksinimler. Bu alanda teknoloji aktarımı pek mümkün değil. Hangi yol aracında EBD gördük? Hangi yol aracı kanat kullanıyor? Yarışmak bambaşka.

          1. Aynen bu tarz idi söylediklerim.
            Değil EBD ESP birçok yarış aracında ABS yok daha. Çünkü dediği gibi ihtiyaçlar aynı değil çünkü sizin alabildiğiniz araçlarda bu abs siz araçların disk, balatalarını takıp performansı sunamıyorlar size çünkü performansları kadar düşük ömürleriyle size hitap etmiyor.
            Binekler ile kıyaslamak isteyen varsa. En alt sınıf diyebileceğimiz temelde bir binek ile hemen hemen aynı clio, corsa gibilerden müteşekkil soğutma çözümü eklenmiş roll bar eklenmiş yürüyen setupı değiştirilmiş araçlarda var bunlarla dönmekten sıkılırsınız bir süre sonra bunları da kimse izlemiyor. F1 böyle bir dünya değil.

  14. lauda git müzende otur f1 seyircisi motordan çıkan güzel müzik tadındaki sesi duymak istiyor güzel araç rakabetçi hızlı pilotlar izlemek istiyor f1in bütçesi teknoloji gelişimi benim ve birçok f1 severin umrunda değil ıslık dinlemek istersem kendim çalarım

  15. izleyici bulursunuz belkii!!!

  16. Berkhan Oğulcan Akçay avatarı
    Berkhan Oğulcan Akçay

    Klavyeden Lauda’ya sus demek ne kadar kolay. Karşısına çıksa sus pus olur.

    Adam haklı. F1’in başka seçeneği yoktu. F1 pek çok şeyi temsil eden bir seri. Ve daha çevreci olmaktan başka çare yok. Elbette bir yarışta çıkan egsoz gazı dünyayı etkilemez ama yol otomobillerine ilham kaynağı olmaya devam edebilmek için artık hibrid teknoloji zorunlu hale geldi. İlerde dünyada petrol ciddi anlamda azalacak. Porsche bile 918 Spyder modelini hibrid üretti.

    Burada klavyeden ayar verdiğinizi zannetiğiniz Lauda Nurburgring’de 800 derecelik alevlerden çıkıp yaşam savaşı vermiş, ardından da aynı tutkuyla yarışmaya devam etmiştir.

    1. aynen katiliyorum formula 1 ureticiler icin mukemmel bir ar-ge ortami ve ar-ge yarisirken daha iyi yapiliyor.. bence f1 in tek sorunu test yasagi madem bu teknolojinin gelismesi lazim testleri geri getirin de muhendisler daha iyi is yapsin..

    2. çok güzel yorum yapışında kimin umrunda laudanın yaşadıkları yada f1 teknoloji gelişimi ben seyirciyim rekabet eden pilotlar hızlı güzel araçlar güçlü motor sesi duymak istiyorum birçok f1 severde bunları istiyor

      1. Berkhan Oğulcan Akçay avatarı
        Berkhan Oğulcan Akçay

        İyi de sen bunları istiyorsun diye olacak diye bir şey yok. Sporu yönetenler geleceği düşünmek mecburiyetinde. Bu işler öyle kolay değil.

        1. Fernando_Alonso_Diaz_2005 avatarı
          Fernando_Alonso_Diaz_2005

          F1 seyirci olmadan bir hiç bir yerde haklısın F1 güncel kalmalı ama bu seyirciyide mutlu etmeli şu şekilde düşün araçların bu şekilde ses çıkarmaları berbat bu hızlı gitmiyor etkiside yaratıyor Lauda istediği kadar konuşsun zaten çoğu pist mali açıdan kötü durumda F1’in şu hali cezbedici değil pistler boş kalırsa ortada ne Lauda kalır ne bu motorlar nede Honda gelecek derler. Anında u dönüşü yaparlar her takım cebinin derdinde kimse çevreciliği felan umursamıyor ya da olmazsa olmazları değil

  17. Bence formula 1 den uzak durma zamanın gelmiş bu açıklamalar ‘sağlıklı’ eski bir pilotun yapacağı açıklamalar olamaz olmamalı

  18. ecclestone un söylediklerini alıntı içinde verde sen söylemiş gibi olmayasın. Direk o izleniimi veriyor hatta öyle

  19. F1 araçlarının çevreye olumsuz etkisi senede 19 yarışla sınırlı, o yarışlara 1 takım 20 tır’la gidiyor, ya onların çevreye etkisi, Lauda sus konuştukça batıyorsun…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir