Bir Garip Şampiyonluk Hikayesi

2014 sezonu Rosberg ile Hamilton arasında ateşi düşük bir Prost-Senna sezonu oldu. Her şeyden önce Mercedes’in bu mücadeleye izin vermesi takdire şayandı. Belki de Formula 1 tarihinin en şeffaf mücadelesini izledik.

Derinlemesine baktığımızda Mercedes de şütten çıkmış ak kaşık değil ama Formula 1’in yıllardır süregelen takım içi rekabetleri ortamında oldukça temiz iş çıkardı takım. Önce Mercedes’in bu tutumunundan başlayarak Rosberg ve Hamilton çekişmesini inceleyim dedik.

2 sene önce Mercedes’in Yönetim Kurulu’nda ayrılalım sesleri yükselirken Hamilton için Alman takım o kadar da ciddi bir aday değildi. Hele o zaman Sauber’le mücadele eden, hatta Sauber’den de yavaş kalıp İsviçreli takımın beceriksizlikleriyle şampiyonada beşinci olabilen takımdan bahsediyoruz. Lauda’nın da sık sık söylediği gibi 2012 Singapur GP’de yaşananların Hamilton gibi duygusal bir pilotun aklını çelmekte önemli etkisi oldu. Hamilton muhtemelen F1’in en çok kazananı ünvanıyla Mercedes’e 3 yıllık imza atmıştı. Takım 2014’teki kural değişikliklerine önemli mesai ve para harcıyor, ayrıca projeye gridin en hızlı pilotunu katarak ne kadar ciddi olduklarını gösteriyordu.
2014’te beklenen olup Mercedes en hızlı araçla sezona başladı.

Takımın diğer pilotu Rosberg ise 2013’te Hamilton’ı beklenenden fazla zorlasa da tahminler Hamilton’ın 2014’te takıma ve araca daha fazla alışmasıyla Rosberg’i daha rahat şekilde mağlup edeceği yönündeydi. İlk beş yarışta da tahminler yanılmadı, Hamilton Avustralya’da yarış dışı kalsa da diğer 4 yarışın hepsini kazanarak en güçlüyüm mesajını vermişti, zaten altıncı yarış Monaco’dan önce de hızlıysam belirgin şekilde hızlı olmalıyım diyordu.

Her şeyin başladığı yarış

Monaco’daki meşhur olaydan önce Hamilton’ın sıralamalardaki üstünlüğü 4-1’di. İngiliz pilot 2013’te de daha ilk yılı olmasına rağmen Rosberg’i sıralamarda mağlup etmeyi başarmıştı. Rosberg Monaco’daki şaibeli hareketinden sonra cumartesi günleri uçuşa geçti. Çok gergin geçen Monta Carlo yarışından sonra Kanada’da Hamilton’ın Rosberg’i öyle bir mağlup edecek ki, Rosberg Monaco’da yaptığı hareketten pişman olacak olacak diye düşünüyorduk. Çünkü burası Hamilton’ın en güçlü olduğu ve her zaman takım arkadaşlarını geçtiği bir pistti. Üstelik Lewis çok sinirliydi ve doğal olarak hırslıydı.

Finlandiya Almanya ortak yapımı Rosberg sakin kalmak için daha iyi genlere sahip olamazdı herhalde. Gilles Villeneuve pistinde herkesi şaşırtarak Hamilton’ı sıralamada geçerek pazar günü de önde olmanın avantajıyla fren problemiyle daha kolay baş edebildi ve 18 puan alarak şampiyonada önemli puan farkı açtı.

Mercedes’in Hamilton’a onca para verdikten sonra İngiliz pilota odaklanmamasının bir nedeni de Rosberg’in iki sene de Hamilton’a oldukça yakın olmasıydı. Tabi Alman olması da önemli bir avantajdı. Zaten yüksek performansından sonra daha iyi paraya sözleşmesini uzattı.

Alman takım sezon boyunca yüksek gerilimde geçen takım içi rekabetle beraber önemli bir marketing fırsatı da buldu. Son günlerde VW grubunun F1 ile ilgili haberlerinin artmasında Mercedes’in 2014’te sürekli gündemde olmasının etkisi konuşuluyor. 2014 sezonu boyunca Mercedes ve Mercedes motoru konuşuldu. Takım çok güçlü bir motor yapmış olsa da sezonun çoğunda takım içi rekabet konuşuldu. Zaten güçlü bir motorın teknik ayrıntılarından ziyade birbirlerine girmiş iki takım arkadaşının haberi medya için de çok daha çekici. Ayrıca takım iki pilottan birine odaklansa hem F1 hem de Mercedes prestij kaybına uğrayabilirdi. Zaten motor sesinden dolayı taraftar kaybeden F1, Mercedes böyle bir şeyi tercih etseydi bu kaybı daha da artabilirdi. O yüzden büyük bir teşekkür borçluyuz Mercedes yönetimine.

Piste dönersek bugüne kadar nedense kimsenin dikkat etmediği bir noktaya değinmek istiyoruz; Rosberg’in startları. Alman pilot ilk polü Bahreyn’den son polü Abu Dhabi’ye kadar startlarda çok zorlandı. Rosberg’in 1, Hamilton’ın 2 kalktığı yarışların 8 yarıştan üçünde Hamilton daha startta geçmeyi başardı Rosberg’i. Diğer 2’si start finiş düzlüğü kısa olan Monaco ve Kanadaydı, diğeri de yağmurda başlayan Japonya. Yani Rosberg 8 yarıştan sadece 2’sinde Hamilton’ı gerçek manada arkasında tutabilmiş, o da Amerika ve Brezilya. Üstelik Hamilton da kariyerinin başından beri kendi yapısına ters olarak startlarda biraz tutucu davranmış pilot, en azından bir Massa değil. Rosberg’in Webber kadar olmasa da start sorunu olduğu kesin.

Hamilton’ın Rosberg’i mağlup ederken en büyük kozu şaşırtıcı şekilde yarış hızı oldu bu yıl. İngiliz pilotun özellikle Japonya ve Brezilya’daki performansı çok şaşırtıcıydı. İki yarışta da bariz şekilde hızlıydı. Japonya’daki yağmurdan kaynaklandı desek bile Brezilya’da 7 sn geriye düşüp farkı kapatıp Rosberg’i zorlaması etkileyiciydi. Aynı araçla, aynı lastiklerle modern F1’de bu denli farkı doğal hızınızla kapatmanız çok ama çok zor. Belki de nedeni Hamilton’ın bazen konuşulan yakıt konusunda bir farklılık oluşturmasıydı. Veya başka bir şey. Öyle ya da böyle Hamilton’ın pazar günleri belirgin şekilde daha hızlı olması şampiyonluğu getirdiği kesin.

Prost-Senna, Alonso-Hamilton ve en son da Rosberg-Hamilton hikayelerinin en bilindik ve en ortak yani birinin doğal olarak hızlı, diğerinin de doğal olarak çalışkan olmasıydı. Biri doğal yeteneğiyle cumartesi günleri daha hızlı olur, diğeri de pazar günü zekasıyla veya kurnazlığıyla bu farkı kapatırdı. 2014’e de öyle başladık. Lakin Rosberg’in sıralama performansı, Hamilton’ın da yarış performansı bütün ezberleri bozdu. 2014’ün pilotlar bazında en önemli gelişmesi buydu.

Peki bu sezona daha geniş bir açıdan bakarsak ne olur. Açıkçası ilk yarıştan sonra eğer Rosberg ve Hamilton arasında çekişme olmazsa izlenmesi zor bir sezon olacağını kestirmek zor değildi. Bu yüzden artan her gerginlikte için için değil, göstere göstere sevindim. Yine de Rosberg-Hamilton’dan 1976, 1989 veya 2007’de çıktığı gibi bir hikaye çıkmadı. Hele de o kadar gerginlikten sonra şampiyon olan takım arkadaşını tebrik eden Rosberg bütün sezonun gerginliğine gölge düşürdü. Şaka bir yana F1’in bu kadar tanınmasında yukarıda saydığımız rekabetlerin katkısı büyük. Arşiv meraklıları daha iyi bilir, F1’in tv arşivleri 1977’den itibaren başlar.

Formula 1’in güzelliği de biraz da burada yatıyor. Her sporda önemli karşılaşmalar öncesi gerginlik vardır fakat Formula 1’deki gerginliğin ayrı bir tadı var, belki de her yarışta rakiplerinizle mücadele etmenizin de bunda payı var. 2007, 2008 veya 2010’da son yarıştan önceki gerginliği düşünün mesela.

Gerginliğin zirve yaptığı yer

Mercedes’teki gerginlik Hamilton’ın haklı şampiyonluğundan sonra biraz azalsa da gelecek sene artması muhtemel. Eğer Mercedes ikisini 4-5 sezon yarıştırabilirse gerçekten büyük başarı olacak. Şu an zirvede yalnızlar, diğer takımların onlar yaklaşmasıyla ortaya farklı bir hikaye de çıkabilir. Şu şartlarda, F1’in en konuşkan ve kurt ikilisine sahip McLaren, Mercedes’e yaklaşabilirse çok değişik akıl oyunları görebiliriz. Red Bull, Ferrari veya Williams pistte zorlasalar bile pist dışında çok konuşkan pilotlara sahip değil. Neyse.

Yazıda hep Rosberg’den bahsediyorsun kardeşim diyebilirsiniz. Haklısınız da. Bunun temel nedeni, 2012’de takıma ‘asıl’ pilot olarak getirilen Hamilton’a karşı Rosberg’in beklenenden çok daha fazla direnç göstermesi oldu. Hamilton gibi tek tur pilotunu sıralamalarda mağlup etmek gerçekten büyük bir olay. Zaten sezon başı anket yapsaydık insanlar %80 gibi bir oranla Hamilton’ın Rosberg’i geçeceğini tahmin ederdi. İngiliz pilot Japonya, Rusya, ABD ve Brezilya’daki yarışlarda şampiyonluğu ne kadar hak ettiğini dost düşman herkese gösterdi. Gözüken o ki 2015 de bu ikili arasında geçecek. Evet Rosberg Barrichello-Coulthard-Massa-Webber gibi yarış kazanabilen ama şampiyon olamayan jenerasyondakilerden daha iyi duruyor lakin 2015’te şampiyon olamazsa bu ‘loser’ sıfatı üzerine yapışabilir. Şahsi görüşümüz Rosberg’in bu saydığımız pilotlardan bir şekilde ayrışacağı yönünde. Hamilton da Vettel’in aldığı şampiyonluklardan sonra üzerindeki artan baskıyı hafifletti ve Formula 1’in efsanevi pilotları arasına girmek için büyük bir adım attı. Zaman yine en doğruyu söyleyecek bize. 2014 Sezon Değerlendirmesi’nde görüşmek üzere.

Mücahid Ekrem

http://wheremclarenhappens.blogspot.com.tr/


Yorumlar

“Bir Garip Şampiyonluk Hikayesi” için 9 yanıt

  1. Arkadaslar konudan bagimsiz kose yazisi nasil yaziliyor siteye bir yazi kaleme aldim ancak ekleyemiyorum

  2. Güzel bir yazı olmuş eline sağlık Hamilton’ın cumartesi günkü en hızlı ünvanı bu sezon biraz sarsıldı fakat Rosberg’in bu yıl bazı cumartesiler şanslı ve kurnaz olduğunu biliyoruz bunu daha net 2015’de değerlendirebiliriz

  3. Hamilton zaten şampiyon olurdu ama Bahreyn ve Macaristan da ki gibi sert savunmaları rosberg e başka şans bırakmadı ,Monaco da, shumi gibi sarı bayrak sallandırdı ,bir yarışta da temas yaşandı, son yarışta da aracı bozuldu ,bence daha önce de dedim, bu sezon rosberg e haksızlık yapıldı, gayet başarılı yarışıyordu, Mercedes bence Hamilton a sert savunma yapma deseydi ,daha güzel çekişmeler izlerdik, normal şartlarda bile yapılmayacak kadar sert savunma yaptı çünkü, sıralamalara gelirsek, sıralama ya çıkan araçların ayarları değiştirilemiyor bildiğim, rosberg yüksek downforce ile sıralamalara çıkıyordu bence, yarışlarda lastikleri daha çabuk eskiyordu ,Hamilton az downforce ile çünkü Hamilton un lastikleri daha uzun süre dayanıyordu bence sıralamalar eskisi gibi önemli değil, Hamilton bu sene zaten şampiyon olurdu ,daha yetenekli ,daha tecrübeli ama rosberg de yabana atılmayacağını gösterdi ,belki bu sezon Mercedes temas dan sonra rosberg e gelecek sezon u vaat etti bakalım göreceğiz

  4. sıralama karşılaştırmasının adil olmadığını birçok kez yazmıştım. rosberg macaristan, almanya, ingiltere ve monaco’da hamilton ile mücadele etmeden pole almıştır. ki bunların en az 3’ü hamilton’ın pole alacağı sıralamalardı.

    bir de monaco’daki şaibeli davranış değil monaco’daki hilesi yazılsaydı daha doğru bir kelime olurdu. son turu atma hakkı rosberg’deyken ilginç bir şekilde bu avantajını es geçiyor ve önce tur atmak istiyor. hamilton’a sarı bayrak uyarısı yapıldığında telsizden hamilton “önce tur atmak istediğinde bunun olacağını bilmeliydim” demişti.

    monaco’da direksiyonu saçma bir şekilde sürekli sağa sola çevirerek garip bir hata yapıyor. bu hata tüm sezon sıralamalarda yaptığı tek “hata”. tur şansı kalmamışken ve başkaları turlarken kaçış alanından piste geri geri gelmeye çalışıyor. hem de F1 araçlarını geri vitese almak hiç sağlıklı bir durum değilken. ve ceza almadan kurtuluyor. almanyada araç bildiğin milletin yarıştığı yerde, pist üstünde kalıyor. güvenlik aracı girmiyor. bahreyn’de takım tarafından yasaklanan bir mod kullanıyor, kanada’da şikanı kesip tam gaz devam ediyor, inceleme çıkınca “kızıyor”. spa’da bilerek takım arkadaşına çarpıyor.

    kanada ve spa’da yaptıklarıyla mercedes’i 2 kez duble podyum finişi yapmaktan alıkoyuyor ve takıma zarar veriyor.

    1. Aslında yazacaktım da vazgeçmiştim, Monaco, Almanya ve Macaristan’ı çıkarsak bile Rosberg’in sıralama performansı daha iyi. İkisinin pol sayıları eşit olsa bile bu yine Rosberg’in tek tur başarısıdır. Zira bu sene Hamilton 12-7 gibi bir sayıyla Rosberg’i geçeceğini düşünmüştüm. Bu seneye kadar Hamilton’ın tek turda rakipsiz olduğuna inanırdım. 2015’i bu açıdan merakla bekleyeceğim.

      1. rosberg’den çıkarıp hamilton’a ekleyince esas sonuç çıkıyor. monaco’da ilk sektörde 0.2 saniye daha hızlı geliyordu, polü aldığını varsayarsak rosberg’in toplam pole sayısından 1 çıkarıp hamilton’a 1 eklememiz gerek, 7-11’den 8-10 oluyor yıl sonu. macaristanda ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz, ingilterede ise takım çekil demese yine pole onundu. bu 3 polü rosberg’den çıkarıp hamilton’a eklediğimizde 7-11 rosberg üstünlüğü 10a-8 hamilton üstünlüğüne dönüşüyor.

  5. Şaibe kelimesine gelince okumayı bıraktım.

  6. Eline sağlık. Bu sezon gerçekten garip bir şampiyona oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir