Formula1’in şeffaf olmadığı, gizli güç savaşlarının gölgesinde, güçlülerin güdümünde kaldığı yıllarca konuşulagelmiştir. Schumacher döneminde FIArari şeklinde kendine vücut bulan bu olgu, 2006 sezonunda özellikle Renault F1 takımını geriye götüren-Kütle amortisörü sisteminin yasaklanması, Bridgestone zorunluluğu getirilmesi ve motor kurallarının önceden rakiplerce biliniyor oluşu vs.- gelişmeler bu söylentileri daha da alevlendirmişti. 2009 kural değişikliğinin büyükleri durdurmak adına yapıldığını savunanlara, 2014 değişikliklerinin Red Bull takımını durdurmak için yapıldığını savunanlar eklendi. Ben de bu yazımda kendi argümanlarımla 2009 ve 2014 değişiklilerini ele almaya çalıştım.
Öncelikle argümanlarım maalesef iddia boyutunda kalacak ve muhakemesi kendi zihinlerinizin meşgalesi olacaktır. Yazımın baş kahramanı elbet tabi Daimler grubu olacak, Renault ve Red Bull desteğiyle devam edecektir. Ama önce 2009 sezonu öncesine geri dönüp bazı takımların durumlarına birlikte göz atalım:
BMW SAUBER: Sezona bomba gibi girmesi beklenen, KERS sistemini en çok isteyen yeni sezon kurallarına en çok kafa yoran ekiplerdendi. Sonuç hüsran oldu ve sezon sonunda ekip sporu bıraktı.
Renault: Alonso’nun gelişi ve Bridgestone lastiklerinin bilinir hale gelişiyle takımın bu sezonda yeniden şampiyon olabileceği ve hatta Alonso’nun sırf bu amaç uğruna ciddi kilolar vererek sezon öncesine damga vurduğu herkesin malumudur.Sonuç hüsran oldu ve takım sene sonunda sporu bıraktı.
Ferrari ve Mc Laren: Hemen hemen tüm sezonlarda bu ikiliden biri oyunun içinde olduğundan yine öyle olacağı hatta devasa kaynaklarıyla farkı daha da açacakları konuşuldu. Olmadı olamadı değişikliklerden bu yana tek şampiyonluk gelmedi.
Toyota: Formula 1’e en çok kaynak aktaran ekip olan Toyota, 2009 sezonuna çok iyi başlasa da dengesiz performansları ve başarı elde edememeleri hüsran yarattı ve takım sporu bıraktı. Rüzgar tünelleri hala bir çok takımın rüyası durumunda.
Honda: İşte dananın kuyruğunu koparacak benim en güçlü argümanımı oluşturacak bu takım üzerinde durmak istiyorum. 2007 sezonunda çuvallayan Japonlar sistematik düşünerek tüm kaynaklarını bu değişime ayırmıştı kers üzerine en çok çalışan ekiplerden de biriydi. Button’ın yanına iyi bir pilot getirmek konusunda isteklilerdi ve Alonso rüyasının 2009 sezonunda gerçekleşebileceği konuşuluyordu. Çalışmalar o kadar iyi ve yerindeydi ki Button rakiplerin getirdiği güncellemelerin kendilerinin deneyip başarısız oldukları şeyler olduğunu dahi açıklamıştı.
Buraya kadar güllük gülistanlık olan hikayenin devamı benim asıl soru işaretlerinin kaynağını teşkil etmiştir. Bunca çaba, kaynak yatırım en başarılı olunacağı anda neden terkedilmişti? Götürü kısmı bitmişken, kim getiriden vazgeçebilirdi ki? Burada benim fikrimce büyük bir oyun söz konusuydu. Birincisi Honda yönetimi bir şekilde projenin kötü gittiğine başarısız olunacağına inandırıldı. İkincisi takımın kazanması için kural bazında tavizler verildi ve takım değer üstüne değer kazandı. Üçüncüsü değer kazanan takım büyük paralar karşılığında Daimler grubuna satıldı. Kısaca olan ranttı arkadaşlar hem de ne rant! Bay E, Brawn ve çok daha fazlası bu işten karlarla çıktılar. Ve bu satışın 2014 yılına büyük etkisi oldu buna 2014 bölümünde değineceğim.
2009’a devam edelim. Çift katmanlı difizör! Evet bütün gücünü bu sezona ayıran BMW’nin, sporun düayeni Mc laren ve Ferrari’nin aerodinami gurusu Newey’in. 2 kez şampiyon olan Renault ekibinin aklına gelmeyen o muhteşem buluş(!) Arkadaşlar tek bir takım bunu akıl etse dehalık vs diyebilirsiniz ancak bir diğer para babası Toyota’nın ağzına bir parmak bal mahiyetinde olan bu olayın bir diğer değer kazanması istenen Williams’ın dahiane fikri olması size mantıklı geliyor mu? Ki o Williams’ın 2014 bağını da 2014 bölümünde açıklamaya çalışacağım.
O harika buluş bir süre sonra diğerlerince kopyalandı ve RBR ile Mc Laren oyuna dahil oldu. Sene sonunda ise o şaibeli satış gerçekleşti.
Gelelim 2014 sezonu öncesine: benim tezim bu sezonun 2009’daki satışın bir şartı olduğu yönünde o malum testler, kuralların tam da Mercedes istekleri biçiminde tezahürü bir sürpriz olamayacak denli büyüktür. 2014 kuralları öncesi sesi en çok çıkan ekip Renault’tu zira küçük motorlardaki, Turbo motorlardaki başarısını kar elde edecek biçimde geliştirmeye çalışıyordu. RBR’den para alamıyordu. Lotus’a anlaşma dahilinde ucuz motor veriyordu. Williams ayrılacaktı, Caterham’dan gelecek para da koskoca F1 için fazlasıyla azdı. Renault bu aşamada piyon vazifesini gördü. Perde önünde her şey Renault istedi şeklinde gözükecek; sahne gerisinde Mercedes istekleri kural haline gelecekti. Ferrari ise ilk günden beri karşı olmasına rağmen eski gücünden oldukça uzak olduğundan etliye sütlüye karışmıyor karışamıyordu.
Renault motorlarının güç dezavantajına rağmen çekiş, yakıt ve soğutmada ciddi avantajı vardı. Yakıt akışı ile yakıt avantajı, diğer kurallarla da çekiş avantajı elinden alındı.Elektronik sistemlerin devreye girişi ve ERS sistemiyle de güçsüz olduğu alanlarla donatıldı. Aslında Renault Ferrari’ye karşı galip geldi daha iyi bir motor yapabildi ancak oynanan oyunu göremeyerek Mercedesin oyuncağı halini aldı.
Yine Williams’ın 2009’da olduğu gibi 2014’te değerlenmesi manidardı. Totto Wolff’un Williams hisselerinin değer kazanması eşinin orada yarışması irdelenmelidir. Bakın Brawn takımı nasıl değer kazandıysa dibe vurmuş Wİlliams hisseleri de öyle değer kazanmıştır. Brawn’ın pozisyonunda bu kez Wolff oturmaktadır. Aynı rant oyunu aynı şekilde sahnelenmektedir.
Tüm bunların ışığında 2009 ve 2014 değişiklileri benim nazarımda şaibelidir. Argümanlarım özetle bunlardır. Maalesef F1 şeffaflıktan uzak. güç oyunları şeklinde tezahür etmektedir. Dileğim bu oyunların sona erdiği adilane sezonlara gebe bir spor olsa da bu kadae büyük paraların döndüğü bu camiada bunun imkansıza yakın olduğuna inanmaktayım. Yazımı okuyan herkese teşekkür ediyorum. Yorumlarınızla konuya katkılarınızı beklerken; tüm yazdıklarımın kanıtsız iddialar olduğunun da farkındayım.
Bir yanıt yazın