2005 yılıydı, 11 yaşımdaydım. Türkiye GP’siydi. Tesadüfen Kanal D’yi açmıştım. Formula-1 diye bir araba sporu olduğunu biliyordum ama yarışçılar kim, takımların adı ne, fazla bilmiyordum. Formula-1 ile ilgili bildiğim tek şey sen ve eski takımındı. Seni ilk olarak o gün izlemiştim. Tam hatırlamıyorum ama yarışdışı kalmıştın herhâlde. O gün öylesine izlemiş oldum.
Yıl 2006 ve bir Fransa GP’si. Yarışın son turlarıydı herhalde. Yine tesadüfen açmıştım. İsminin “SERHAN ACAR” olduğunu ilerleyen zamanlarda öğrendiğim spiker, “SCHUMACHER, TARİH YAZMAYA GİDİYOR” diyordu. Ne olup ne bitmişti daha önce, bilmiyordum ki. O güne kadar tek bildiğim şey sendin ve Ferrariydi. Damalı bayrağı geçtikten sonra öğrendim ki bir pistte üst üste 8. kez zafer kazanan ilk pilot olmuşsun. O gün, bu sporu kesin takip etmeye karar verdim. İlerleyen bir-iki yarışta senin bir “efsane” olduğunu, kendisini de senin gibi sonradan tanıdığım “Fernando Alonso” adlı İspanyol pilotla aranda Haziranda 25 olan puan farkını giderek azalttığını öğrendim. Senin hayranın olmaya karar verdim ve şampiyonluğunu istiyordum artık. İtalya GP’sinde şampanyayı podyumun tepesinde patlattıktan sonra basın mensuplarına demeç verirken emekli olacağını da söyleyince benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu bu.
Brezilya GP’si gelip çatmıştı. Senin şampiyonluğuna odaklanmıştım. Cumartesi sıralama turlarında biraz sorun yaşayınca endişem arttı. Yarışın başladığı andan itibaren herhangi bir sorun yaşar mısın endişesi oldu içimde. Son turlara kadar her şey güzel gitmişti senin, diğer tüm hayranların ve benim için. Ama o son turlarda yaşadığın sorun emeklilik kararından bile daha fazla üzdü. Damalı bayrağı 4. geçip de pit alanında öyle üzgün üzgün yürürken gerçekten ağladım, abartmıyorum.
Kalbimde bir yer edinmiştin ama spordan yine aynı şekilde zevk almak için başka pilot tutmaya karar verdim. Jarno Trulli oldu bu pilot. Günler geçti, 2008’in sonlarına doğru bu sefer eski takım arkadaşın Massa’nın şampiyonluğuna odaklandım. 2008 Brezilya’da da hayal kırıklığına uğradım.
Senin motorsiklete merak saldığını öğrendim Şubat ayında. Kendisiyle aynı fikirde olma ihtimalimin milyonda bir olduğu Ak Saçlı Formula Dede’nin (Ecclestone’dan bahsediyorum) “zamanında güvenlik için neredeyse benimle kavga edecek olan adamın şimdi motorsiklete merak salmasına anlam veremiyorum” sözünde bu milyonda bir olasılık tuttu. İstemiyordum ben de belki de pek çok hayranın gibi. Ve 2009 sezonu başladı ve sezonun başından itibaren de 2007’deki şampiyonluğunda benim için diğer pilotlardan biri olan ama şimdi benim için önemli bir yeri olan Kimi Räikkönen’in hayranı oldum ve abartmıyorum %90 bu adam yüzünden Finceye meraklandım. Öyle hayranı oldum yani.
Massa’nın Macaristan’daki kazasından sonra senin döneceğin hakkındaki söylentiler dikkatimi çekti herkes gibi. Boynundaki ağrıların Şubat ayının bir eseri olduğunu öğrenince sinirlenmemem elde değildi tabi. Sezon bittikten sonra döneceğin hakkındaki söylentiler iyice artınca umutlandım ve geçen hafta boşuna umutlanmadığımı kanıtladın. Räikkönen’in gittiğine üzülüyorum ama bir yandan da senin gibi bir efsanenin dönüşüne çok sevindim. İsterim ki Häkkinen de dönse de yine ikinizi aynı pistte görmek -o günleri ancak videolardan görüyorum ama olsun- güzel bir duygu olacaktır. Bu yıl bir de lisede Almanca öğrenmeye başladık. Hoca bana söz hakkı verip o anki konuyla ilgili örnek vermemi isteyince genellikle hep senin ismin geçiyor. Geçen hafta insanın fiziki özelliklerini (saç, göz rengi falan) gördük. Hoca bir kişiyi tanımlamamı istedi, örnek olarak ben de şu cümleleri kurdum:
“Michael Schumacher ist ein f1-legend. Er ist dünn, lang. Er habt braun Haare und sein Augen sind braun.”
tr: “Michael Schumacher bir f1 efsanesidir. Zayıftır, uzundur. Kahverengi saçları vardır ve gözleri kahverengidir.”
Her ne kadar artık WRC’yi elimden geldiği kadar takip edeceksem de Räikkönen’in F1’den gittiğine üzülüyorum; ama onun gitmesine ne kadar üzüldüysem, senin dönmene de bir o kadar sevindim 41’lik efsane. Seni tutup tutmayacağım kesin değil ama dönmene gerçekten ama gerçekten çok sevindim.
“WILKOMMEN F1S LEGEND”
“HOŞGELDİN F1’İN EFSANESİ”
“TERVETULOA F1:n LEGENDA”
Mehmet Bobuş
TRF1’de kullandığı adıyla : Taşucu-F1_Mehmet-B
Bir yanıt yazın