Hesaplaşma: Todt, Ecclestone, Mosley ve Marchionne

yazar:

kategori: ,

Geçtiğimiz hafta Dünya Motor Spor Konseyi, (DMSK) Formula 1’in yönetim prosedürlerinde alışılmadık bir değişiklik yaptı ve Jean Todt ve Bernie Ecclestone’u aşırı yetkilerle donattı, gerekli görüldüğü durumlarda bu ikili kararları kendi başlarına alabilecekler.

Temel olarak bu ikili daha önce F1 Komisyonu tarafından reddedilen bağımsız müşteri motorları planını devreye sokabilirler.

2014’teki hibrid motorların kullanılmaya başlanmasıyla harcamalar inanılmaz arttı ve Mercedes’in baskınlığıyla rekabet de azaldı.

DMSK’nın kararı uzun süren güç savaşlarının son hamlesi ve sadece buzdağının görünen kısmı. Birbirinden bağımsız görünen bir çok olay ortaya çıktı ve gerçekte bunlar aynı oyunun parçasıydı.

Todt-EcclestoneEcclestone sonunda eski ortağı Max Mosley’in yolundan gitmeye başladı ve fabrika takımlarına politik güç verilmesiyle Formula 1’in sürdürebilirliği zarar görmeye başladı.

Bu stratejinin arkasındaki beyin Mosley’di. O ve Ecclestone 18 Ekim’de bir Alman kanalında ortak bir röportaj verdiler ve stratejinin nasıl gelişeceğinin her noktasına temas edildi.

Mosley röportajda: “Eğer Bernie ve Jean Todt bir araya gelirlerse işleri ellerine alabilirler.”

Ecclesone ise; “Jean Max’den biraz farklı, o insanları üzmekten endişe ediyor. Herkesin mutlu olmasını istiyor ve bunun imkansız olduğunu biliyorsunuz. Max bir şeyi yapmak istediğinde eğer bir iki kişi mutsuz olursa sorun olmazdı. Şimdi bu motorları almamız Max’ın hatası.”

Bernie’yi bu duruma Max getirdi, ancak şimdi Bernie’nin bundan çıkabilmek için Max’in yardımına ihtiyacı var. Ecclestone asla bir stratejist olmadı, sadece harika bir yönetici ve pazarlamacı. Üreticileri mağlup etmek için bir stratejiye ihtiyacı vardı ve Max bu konuda yardıma koştu. Max sadece Bernie’ye strateji tavsiyesi vermedi, Todt ve Red Bull’un sahibi Dietrich Mateschitz ile de yakın ve herkesin birbirine yardım etmesini sağladı.

MosleyRed Bull’un motor tedarik krizi ve Ferrari’nin motor fiyatlandırmasını veto etmesinden sonra Todt artık adım atmak zorundaydı ve FIA’nın gücüyle Bernie’ye yakınlaştı. Oxford’dan mezun, eski takım sahibi ve eski FIA başkanı olarak politik gücü elde etmekte yıllarca deneyimli akıllı bir strateji beyni de kendilerine yardımcı oldu.

Şüpheci birisi Red Bull’un asla motor tedarik krizi yaşamadığını düşünebilir, bunların tümü Mosley, Ecclestone ve Mateschitz birlikteliğiyle oynanmış bir oyun olabilir. Böylece araç üreticilerinin (temel olarak Ferrari ve Mercedes) sporu ele geçirmelerine karşı gerekli strateji yürütülmüş olabilir.

Peki, öte yandan Ecclestone, Todt ve Mosley’in Fiat ve Ferrari’nin patronu Sergio Marchionne’den hoşlanmadıklarını size söyleseydik? Agresif ve akıllıca kurgulanmış ve kırılamaz bir güç savaşı mı? Marchionne’ye daha sonra geleceğiz.

Temmuz’da Niki Lauda ve Mateschitz arasında Red Bull’a Mercedes motor tedariki konusunda bir toplantı oldu, belki de bu sadece işleyişi başlatmak içindir. Bu oldukça yankı bulan toplantıda, ki her nedense bu görüşme öyle bir önem kazanmıştı ki her iki taraf da görüştüklerini söylemek zorunda kalmışlardı.

Red Bull’a sağlanabilecek (ancak aslında gerçek olmayan) motor tedariki görüşmesi Renault’un kontratının yırtılabileceği uyarısıydı. Bunun dışında herhangi bir kontrat iptali söz konusu olmadı. Tüm bu motor krizi ortadayken Red Bull Racing’in Milton Keynes’teki fabrikasındakilere endişe edilecek bir şey olmadığı ve bir planlarının olduğu söyleniverdi.

Horner-TodtLauda Mateschitz’in Mercedes’e resmi olarak başvurması gerektiğini söylerken bu asla olmadı. Komik olan kısım burası.

Bu da Mercedes takım patronu Toto Wolff’ün birlikteliğin asla olmayacağını söyleme fırsatı verdi. Mercedes’in otomotiv kanadı aslında bu fikirden hoşlanmıştı, ancak bu kötü bir fikir olurdu. Red Bull gelecekte Audi’nin fabrika takımı haline gelmeye çalışıyordu. Bu da yönetimi korkutmaya yetti.

Daha sonra Ferrari anlaşmasının da olmayacağı ortaya çıktı. Red Bull Ferrari’yi öyle bir durumda bıraktı ki kendisinden imkansız bir anlaşma istedi: Scuderia’nın kendi kullandıklarıyla birebir aynı güç ünitesinin tedariki. İki grup arasındaki ilk anlamlı görüşmelerden önce Mateschitz bu isteği şart koşuyordu.

Bu saygısızca ve sebepsizdi, diğer yönden ise Red Bull’un kendi itibarının karşısında Ferrari nasıl olur da bir müşterisinden emir alırdı? Bu gerçekleşseydi Ferrari’yi yenebilecek bir Red Bull-Ferrari görebilirdik ve bu yüzden bu anlaşma asla olmayacaktı. Belki de olmaması isteniyordu.

Şu an görünüşe göre Mercedes gibi Ferrari de içinde bulundukları oyunun figüranlarıydılar. Son olarak, mümkün olabilecek bir Honda anlaşması için de biraz gürültü çıktı. Ron Dennis’in motorda veto yetkisinin olduğunun bilinmesi ve Martin Whitmarsh’ın daha önce aynı hatayı yapıp bir müşteriye (Brawn GP) yardım etme hatasını asla tekrarlamayacağının biliniyor olması bunda rol oynadı. Red Bull hiç bir sonuç alamayacağını bilmesine rağmen bu seçeneği de gündeme taşıdı.

Ferrari ve Honda spekülasyonları arasında motor üreticilerinin toplantısı vardı ve Bernie’nin motor ücretlerini yarıya düşürme isteği oylamaya sunulacaktı. Bu da ciddi bir provokasyon isteğiydi ve Ferrari’nin (Marchionne) veto yetkisini kullanma fikrini ortaya çıkaracaktı. Bu da Bernie’nin isteği yönünde mükemmel bir şekilde sonuçlandı ve sonunda iş Todt ve FIA’nın gücüne kaldı. Bu da Max tarafından tasarlanan bir durumun yaratılmış olması demek.

Arrivabene-MarchionneMax Mosley 18 Ekim’deki röportajında: “Ticari olarak motor tedarik edecek bağımsız bir tedarikçiniz olmalı. Bu da 60’ların sonunda Formula 1’in büyük bir gücüydü, Cosworth, Mechachrome ve diğer motor üreticileri ile birlikte üreticilerin eline muhtaç değildiniz. Şu an bir, iki hatta üç üretici sporda ve onlar da üst yönetim olarak Bay Zetsche, Bay Marchionne ve Bay Ghosn’un ağzından çıkacak şeylere bağlılar ve gerçekte F1’i kontrol ediyorlar. F1’i siz kontrol etmiyorsunuz. Bu noktada bağımsız bir üretici doğru olurdu.”

Bernie Meksika’da boş bulunduğu bir sırada: “Jean bunu sağlamaya sonunda başlıyor.” dedi. Todt’un bağımsız motor üreticisi modeli fikrinde Bernie’nin görüşüne sahip olmaya başladığını işaret etmişti. Bir süre sonra Todt F1’in sürdürülebilirliği kapsamında bu sonuca ulaştığını, üreticilerin motor ücretlerini ciddi derecede düşürmemeleri halinde bu fikri desteklemeye başlayacağını açıkça söyledi. Bağımsız takımlar motor ücretlerinden muzdarip ve FIA’nın ticari olan bu anlaşmalar üzerinde yapabileceği hiç bir şey yok. Şampiyonanın sürdürülebilirliğinden sorumlu olan kurum ise FIA olarak düşünüldü.

Todt: “Ayrıca bazı takımların önümüzdeki sezon için motor bulmakta zorlanmaları oldukça can sıkıcı.” Todt’un üreticilerin bunu sağlamaması durumunda diğer fikri destekleyeceğini söylemesi Max’in sözleri gibi görünmüyor mu?

F1 Komisyonu bu fikri oyladı ve kabul etmedi. Sadece bir hafta sonra içinde ise yönetim prosedürü değiştirildi. Dünya Motor Sporu Konseyi “Jean Todt ve Bernie Ecclestone’un F1’deki sorunları çözebilmek için öneri verme ve karar alma konusunda tek başlarına hareket edebileceğine” karar verdi.

Tahmin edin ne oldu? Red Bull’un Renault sözleşmesini asla yırtmadığı ortaya çıktı ve takımın 2016’da motor tedariki alacağı kesinleşti. Bu da önceki olanların hepsinin birer oyun olabileceğini bize öğretmiş oldu.

Horner-Abiteboul-MarkoPeki 2016 sonunda Renault’nun kontratı bitince ne olacak? Red Bull’un ana bir üreticiden motor tedarik etmesi gerekmeyecek. Bu rekabetçi olacağı garanti edilen ucuz ve güçlü müşteri motorlarından birisini temin mi edecek? İdeal fikir gibi görünüyor, ortak faydalar, göreceğiz.

Aynı zamanda FIA dört motor üreticisi şirketten alternatif müşteri motorları konusunda teklif aldı. Bu motorlar daha basit, daha büyük çift turbo V6 tasarıma sahipler. Resmi ihale süreci henüz başlamadı, ancak motor üreticileri sezon boyunca takım başına 6-8 milyon avro civarı bir maliyetin kabul edilebilir olduğunu (hibridler 18-14 milyon avro arasında değişiyor) ve 1000 beygir güç üretilebileceğini (mevcut hibridler bu kadar üretemiyor) söylediler.

Üreticilerin 15 Ocak tarihine kadar FIA’ya hibridlerin fiyatlarını ciddi bir şekilde düşürecekleri yönünde teklif götürmesi gerekiyor. Dünya Motor Sporu Konseyi’nin açıklamasında “Bay Todt ve Bay Ecclestone tüm görüşmeleri 31 Ocak itibariyle bitirme yönünde isteklerini belirttiler.”

Böylece, Bay Marchionne ve bu oyunda yaptığı hareketler işlerin kendi ellerinden çıkmasına neden oldu. Çeşitli F1 toplantılarında Ferrari’nin ilgi alanlarını ve haklarını agresif bir şekilde koruyacağını söylemişti. Gelişinden bu yana Ferrari’nin veto hakkını kullanması önceki 20 yıllık süreçten çok daha fazla konuşuldu. Bu önemli bir tehditti ve şimdi Ferrari’nin hedeflerinin genel bir tabelası haline geldi. Motor üreticilerinin toplantısında bunun kullanılması bu hakkın aslında ilk kez kullanıldığına inanılıyor.

Marchionne motor ücreti konusunda en katı davranan isimdi ve dışarıdan kimsenin Ferrari’nin kendi özel kurumsal kararlarında zorlama yapamayacağını açıkça belirtmişti. Mercedes de resmi olarak Ferrari’nin pozisyonunu destekliyor, ancak kapalı kapılar ardında farklı fikirlere çok daha açık bir yaklaşım sergiliyor.

Lauda-Lowe-WolffFerrari takım patronu olduğu zamanlarda takımın veto hakkının gücünün farkında olan Todt, Ferrari ile olası bir savaşa hazırlıklı göründü ve şunları söylemişti: “Güç çok ilginçtir. Veto hakkı derken sportif güçten bahsediyoruz, ancak daha yüksek seviyede güçleri olan insanlar da var. Veto cebinizde bir silah taşımak gibidir. Bunu kullanırken de çok dikkatli olmalısınız.”

Belki de Marchionne’nin Cenevre’deki motor toplantısında veto hakkını kullanması hayati bir taktiksel hata olarak görüntülenebilir. Bu veto kullanımı Todt’un FIA’nın ve Ecclestone’un güçlerini birleştirmesini ve üreticilere savaş açmasını tetikledi. Kendisinden beklenmeyecek bir şekilde agresif davranan Todt şampiyonanın geleceğini sağlama almanın gerekliliğini gördü ve Marchionne’nin hareketleri de Todt’u taraf seçmek zorunda bıraktı.

Şimdi, eğer motor üreticileri (Ferrari ile birlikte) 15 Ocak’tan önce ucuz bir hibrid motor fikri ile gelmezlerse Todt FIA’nın gücünü de arkasına alarak bağımsız müşteri motorları planını resmi olarak devreye sokacak. Bir takımın bunu kullanması (2017 veya 2018’de mümkün) ile birlikte motor rekabetçi olacak şekilde dengelenecek ve üreticilerin politik gücü kırılacak. Düşük bütçeli bağımsız takımlar da şampiyonanın sürdürülebilirliği için rekabetçi bir motora kavuşabilecekler.

Ancak eğer üreticiler ucuz hibrid önerisi ile gelirlerse ve müşteri motorları fikrine gerek kalmazsa ne olur? Bu Marchionne’nin geri adım atması anlamına gelir. Todt da istediğini, yani ucuz hibridleri spora sağlamış olur. Ancak Ecclestone istediğini yani motor üreticilerinin gücünü yok etmeyi hala alamamış olacak. Bernie, Max’in önerileriyle Jean’ı ikna edip hareketi ucuz motorlardan daha da ileriye taşıyabilir mi? Motor sorunu alttaki bir sorunu ortaya çıkarmak içindi, tüm bu konudaki oyuncular bundan ziyade büyük güçleri yok etmek içindi. Bir notada bağımsız alternatif motorlar yine kullanılmaya başlanabilir.

Peki bu Ferrari’nin veto hakkının ihlali demek olmuyor mu? Evet, burada biraz sorunumuz var. Birincisi veto hakkının Todt’un üzerine basarak söylediği gibi FIA ile yapılan kontratta bulunduğu halinin tekrar tanımlanması. Önceden bu hiçbir şarta bağlı olmadan Ferrari’ye veto yetkisi veriyordu. Ancak şimdi ise sadece belirli şartların sağlanması durumunda kullanabiliyor, bu da bir kararın Ferrari’nin belirli fikirlerine karşı olduğu zaman uygulanabilir oluyor. Todt: “Bunu tartıştığım için mutluyum.” İkinci konu ise bir katılımcının veto hakkının olup diğerlerinin olmaması Avrupa Birliği kanunları altında kesinlikle yasa dışı olması, bu da Mosley’in daha yakından bildiği ve ilgilendiği bir konu.

MarchionneBernie Ecclestone 18 Ekim’deki röportajında: “Bunun imkansız olduğunu söylemeliyim. Eğer bunun rekabet kurallarına aykırı olduğu yönünde bir kanun yoksa tabi. Bazı takımların Avrupa Komisyonuna bunun rekabete aykırı olduğu gerekçesiyle şikayette bulunmasını anlayabiliyorum.”

Sauber ve Force India’nın Avrupa Birliği’ne yaptığı şikayet hayati önemde olabilir, sorun ise strateji grubunun çalışma şekli ve gelirlerin dağıtımındaki adaletsizlikten bahsediliyor. AB bunu incelemeye alırsa bu Ferrari’nin veto hakkını kullanırken dikkatli olmasının sebeplerinden birisi olduğunu kanıtlar. Bu hakkın kullanımı onlara ters tepebilir.

Peki bu Marchionne’nin kenara atılması mı demek oluyor? Böyle bir durumda o nasıl bir hayvana dönüşür? Nasıl bir tepki verir?

Max Mosley 18 Ocak’taki röportajında: “Ferrari gibi büyük şirketlerden her zaman duyduğunuz bir şey vardır: ‘eğer onu yaparsanız F1’den çekiliriz.’ Ve bu blöflerine hazırlıklı olmanız gerekir. Yapmak istediğinizi söylemeye hazırlanmanız gerekir. Asla kapıyı çarparak çıkmayın. Onların bir sonraki sezon orada olacaklarını zaten bilirsiniz. Ancak bu bazı sorunlu ilişki süreçlerine yol açar.”

Marchionne Fiat ve Chrysler’i canlandırarak otomotiv endüstrisini şaşırttı. Geleneksel düşünceden farklı hareket eden bu isim F1’in en güçlü markasından da sorumlu durumda. Onun geri adım atmak zorunda olacağını ve geriye çekileceğini görmek zor.

15 ve 31 Ocak tarihleri arasında ve sonrasında ne olacağını bekleyip göreceğiz.


Yorumlar

“Hesaplaşma: Todt, Ecclestone, Mosley ve Marchionne” için 15 yanıt

  1. çok ilginç bir içerikmiş. Bu uzun içerik için teşekkürler

  2. Vay arkadaş ne ali-cengiz oyunu dönmüş be. Tabi bunların olmuş olması garanti değil ama ciddi olasılığa sahip bir komplo teorisi. Her şey de örtüşüyor.

    Akıma Ezel’deki Kenan’ı öldürme planı geldi: “kendi odanda, kendi silahını başına dayayıp kendini öldüreceksin”

    https://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=A6e3Phoqulk#t=1543

    Ancak bu da gerekiyordu. Renault ve Mercedes çıkıp bu pahalıca motorları istesin dursunlar, gelsin birisi tepeye diğeri dibe batsın, kendileriyle birlikte küçük takımları da batırsınlar, sonra çıkıp yok ucuzlatmayız, yok motor vermeyiz diye ağlansınlar. Bu adamların burunlarının sürtmesi, ciddi sürtmesi lazım.

    Renault, Honda, Mercedes ve Ferrari spordan çekilse ne olur? Renault ve Mercedes’in çekilmesi hiçbir şeyi değiştirmez, Honda zaten burada mı belli değil. Bir tek Ferrari’nin çekilmesi sporu zedeler, ancak F1 her zaman takımlardan büyük olmuştur. Gidenlerin yerlerinin başka markalarla doldurulması da mühim değil. Williams, Mclaren, Sauber, Force India, Enstone gibi takımlar ve bunlara katılacak ve yerleşecek benzer takımlar arasındaki müthiş mücadeleyi keyifle izleyebiliriz. Lola, Brabham, Dallara, Joest, ART ve şu an aklıma gelmeyen tonla köklü yarış takımı var ve kurallar basitleştirildiği halde sporda şenlik yaratırlar.

  3. mareşalsaidertuğrul avatarı
    mareşalsaidertuğrul

    Formula 1 Yöneten Bernie İngiliz. FİA başkanı Fransız. Diğer bir tabirle + – gibiler. Bi Cacık olmaz bunlardan…

  4. Alpay Rüzgar avatarı
    Alpay Rüzgar

    arkadaşlar 2008 krizinde de benzer bi durumlar vardı ayrıntılı hatırlayan var mı? Ferrari’nin F1 den çekilme tehdidine karşı FIA geri adım atmıştı. Eğer ayrıntılı hatırlayan varsa paylaşabilir mi?

    1. Fota muhabbetini diyorsun herhalde.Ayrılıp kendi serilerini kurmakla tehdit ediyorlardı.Ferrariyi satın alıp cozdu Bernie.Sonrasında da Ferrari ve Mclarenin burnunu surtmek için çif katmanlı-EBD destekli difüzörü icat ettiler.

      1. Alpay Rüzgar avatarı
        Alpay Rüzgar

        galiba o tarz bişeyler vardı. Ferrari’nin istemediği bi kural tarzı bişeuler vardı ve McLaren de desteklemişti yanlış hatırlamıyosam

  5. Bunak,sahtekar ve sapik isbirligi icinde F1in icine ettiler.Mercedes ve Ferrari yoksa F1i izlemem.
    Hos zaten pek fazla izlemiyorum.Bir takim dumenler icindeler akillari sira.
    Mercedes cekilirse Ferraride cekilir.Kalip uydurul bir ureticinin urettigi motorla, Reno yada Honda ile rekabet icine gjrmez.Bununla lgilenmez.Ayni sey Mercedes icinde gecerli.
    Motor formulunu herkes icin degistirin.O zaman olur.

  6. Sözde Mosley denen sapıktan kurtulmuştu F1.Şimdi yine eline atmış kirli işler peşindeler.

  7. Sapık Max şu an ki yönetime gücü ellerine nasıl alacakları konusunda akıl veriyor.

    Bu, yaşı ilerlemesine rağmen hala sapıklık peşinde olan adam şimdi zayıflatmak istediği üreticileri kendisi güçlendirmedi mi?

    Bu pislik herifin 2000’lerin başında Ehtiyar ile birlikte ne b.k’lar yediğini çok iyi biliriz. O zamanlar takımlar birliğini bozmak için en güçlü iki halkadan birine -kendi ağızlarından yaptıkları açıklamaya göre- 3 ana başlıkta ayrıcalıklar veren bu yüzüne tükürülmeyecek herif şimdi çıkmış ‘şöyle olmalı, böyle yapmalısınız’ diye yönetime akıl veriyor.

    Bu kadar paranın döndüğü bir yerde bu kadar politikanın olması kaçınılmaz. Ama biraz temiz politika yapın, her bir şeyiniz kirli.

    Evet, Formula 1 bu durum da olsa da olmasa da bağımsız bir üreticiye ihtiyacı her zaman vardı ve şu anda da var. DFV tarzı güçlü ve ucuz bir motor Formula 1’de bulunmalı. Ama o motora da kapalı kapılar arkasında sözler verilmemeli, kirli işler çevrilmemeli.

    Takımların durumu ortada. F. India, Sauber, Lotus bu zamana kadar nasıl dayandılar şaşırmamak elde değil. Bu takımların içinde bulundukları durumundan, hatta Minardi’lerin, Jordan’ların dönüşmek zorunda kalmalarından da bu pis heriflerin kirli politikaları sorumlu.

    Formula 1 bağımsız takımlarla var olmuştur, bağımsız takımla vardır ve bağımsız takımlarla var olacaktır. Üreticiler bugün var, yarın yok. İşler biraz terse tepince hepsi tası tarağı toplayıp kaçıyorlar. Bağımsız takımlarsa ceplerindeki son kuruş tükeninceye kadar, hatta son kuruştan sonra milyonlarca dolar borçlanıncaya kadar burada kalıyorlar. Sen illa birine/birilerine ayrıcalık yapacaksan işler terse tepince her şeyi bırakıp gidene değil, ölünceye kadar senin yanında olana yap.

    Spor diye izlediğimiz, aslında spordan çok çadır tiyatrosu olduğunu 2000’lerin başından beri onlarca kez kanıtlamış olan Formula 1’i hala izlememiz de bir diğer garip durum.

  8. Günümüzde hiçbirşey üretmeyen 21cm lik bir ekran görüntüsü milyarlarca dolar ediyorken, Ferrari, Mercedes, RedBull, McLaren.. Hiçbiri olmasa bile F1 yoluna bir şekilde devam eder. Çünkü,

    *F1 in nihayetinde yarım asırdan fazla tarihi var,
    *Dünyada en çok takip edilen 1. motorsporları, 3. Genel spor organizasyonu
    *Motorsporlarının zirvesi
    *Dünyada en çok tüketilen enerji kaynağı olan fosil yakıt ve madeni yağın amiral gemilerinin vitrini
    *Başta motor, havacılık ve bilişim olmak üzere bu kadar çok sektörün aynı anda çalıştığı nadir pazarlardan ve üstüne en çok TV’ye çıkanı (istesen yapamazsın yani)
    *Zenginlerin itibar şovu
    *Ferrari ve Mercedes yoksa yerine, Renault,BMW,Honda,Toyota, belki Tata veya usa,RusÇin menşei takımlar getirip şov canlı tutulabilir.

    Sonuçta kimse “milayrlarca dolarlık ürününü” iki (fer-mer) dudağın arasında sakız etmez. O yüzden “artık” F1 den dah büyük takım tabiri geçen yüzyılda kaldı.

    1. burak karaküdük avatarı
      burak karaküdük

      Yazdıklarınızın bir kısmına katılıyorum ancak şunu söyleyebilirim ; şu haliyle bile dışardan katılımı zor çeken bir f1 saydığınız markaların çekilmesinden sonra ne kadar ilgi çekici olur bilinmez. Bu kadar büyük kayıpların ardından ne kadar daha direnir bilinmez bana göre. Şu haliyle bile sporda McLaren-Honda,Ferrari,Williams ve Red Bull ile Mercedes gibi ismen devleri barındıran bu spor,bunlar olmadan Renault ve Toyota ve Bmw ile mi yarışacak ? Toyota gitti gelir mi bilinmez, Renault sürekli f1 geleceğini sorgulayan bir marka haline geldi,Bmw de bu kadar düşük bir rekabette belki geri döner yada dönmez. Eskisi gibi milyara ulaşan kişinin izlemediği bir spor olduğu ve seyirci düşüşü de malumunuz. Şimdi Allah aşkına bu kadar taraftar potansiyeli olan takımlar çekilince bu sporu kimler izleyecek ? Belki biz yine f1 tutkumuzdan dolayı devam ederiz ama çok uzun sürmez. Açıkçası ben,Ferrari’nin ve bu saydıklarımın olmadığı bir sporu katiyen uzun süre takip edemem. F1den büyük takım yok belki eyvallah ama f1i f1 yapan da takımlar. Takımlar olmazsa f1 diye organizasyon olmaz ki ! Nasıl bir okulun adını duyuran öğrencileridir bu da aynı. Şimdi ODTÜ de en iyi öğrenciler olmasa ODTÜ,bugünkü gibi bilinir miydi ? Sırf bir arsası var diye bilinirdi. O okulda en iyi hocalar olduğundan değil dediğim gibi öğrencileri en iyi olanları seçtiklerinden başarılıdır. Yoksa ODTÜ bir inşaattan başka bir şey değildir.

      1. Felsefe olarak haklısın. Aslında birçok alt seride htta motoGP, GP2 gibi bazı üst seriler zaman zaman F1’den daha zevkli sezonlara sahne oluyor ama yine de tribünleri boş, medya ilgisi sınırlı kalıyor. Çünkü sadece en iyi ya da en rekabetçi değil aynı zamanda en popüler de olmalı. Popüler olabilmesi için, top brands olmalı. Yani teknoloji,enerji,bilişim,pazarlama ve en önemlisi (Barnie ne yazık ki haklı) lüksü içinde barındırmalı. F1 paddock’unda olmak uzay mekiğinde olmak gibi, çok az insanın yaşayanildiği bir ayrıcalığa sahip, bileti bile bu yüzden pahalı. Basitçe ilk defa uçan veya yurtdışına çıkan bir insanın yaşadığı o hafiflik ve farklılık hissini vermeli. F1 bu işte. Tamam Ferrari ve Mercedes harika ve gerçekten Top markalar, özellikle de Ferrari. Ancak dünya dönüyor ve Ferrari de biliyor ki Formula 1’de yarışmayan biri gerçekten bir yarışçı değildir, inanmadığın bir değere müşterini nasıl inandırabilirsin? yani F1’de olmamak Ferrari için temeli olmayan bir gökdelene sahip olmak demek, benim çocuğumun odasındaki halıda bile Michael’in F2005’i var . Ferrari Aralıksız 50 yıldır buradaysa bu sadece tek taraflı bir başarı değil, Ferrari sahip olduğu ünü de aslında F1’e (ve ilginçtir biraz da rengine) borçlu.

    2. Sadece McLaren spordan çekilsin, 1-2 nesile kalmaz Mini olarak geri döner.

  9. Ferrari ve Mercedes F1’den çekileceğini söyler ve mevzu kapanır. Şu an F1 hiç olmadığı kadar değersiz bir durumda. Mercedes ve Ferrari’ye çok bir katkı sağlamıyor. 2 üretici de yol otomobillerinde kendi sınıflarında zaten lider, ispatlamaları gereken bir şey yok. Marchionne takımı çeksin, zaten sallantıda olan F1 çöker gider. Hesap edemedikleri şey Ferrari’ye F1’in muhtaç olduğudur Ferrari’nin F1’e değil.

  10. burak karaküdük avatarı
    burak karaküdük

    Neler dönüyor arkadaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir