McLaren ve Honda’nın Dertli Kavuşması

yazar:

kategori: ,

McLaren için şüphesiz berbat bir sezon oldu. Böyle bir konuma, kaynaklara ve teknik ortama sahip bir takımın iki dünya şampiyonu sürücüyle şampiyonada dokuzuncu olması açık bir başarısızlık örneğidir.

McLaren Honda ile yeniden bir araya geldiği bu yılın zorlu olacağını biliyordu, ancak gelişimin hızlı olacağını ve hiç olmazsa 2014’teki gibi beşinci olabileceklerini düşünüyordu.

Bildiğiniz gibi McLaren-Honda bundan çok uzakta kaldı. Zafersiz, podyumsuz ve sadece 27 puan toplamış bir takım olarak sıralamalarda bir kez bile ilk ona kalamadılar. McLaren’ın en kötü sezonunu mu gördük? Kesinlikle evet, 1980’de de dokuzuncu bitirmişlerdi, ancak en azından üstlerindeki iki takımla eşit puana sahiplerdi…

Ancak birçok F1 taraftarı Honda birlikteliğinden bir anda parlak bir geri dönüş beklemişti. Ancak Honda’nın F1’e dönüşü 2015 için değil, bu uzun süreli bir oyun. Kısa vadede bazı ciddi acılar çekilecek ve dünya şampiyonluğu başarısı için uzun vadede adımlar atılacak.

Objektif konuşmak gerekirse, McLaren F1’deki en iyi motorun müşterisi olmayı reddetti ve çok özel ve tartışmasız en kötü motoru kullanmak zorunda kaldı. Ancak takım Mobil yakıt firması ile teknik birlikteliğe sahipken Mercedes V6’sı ise Petronas yakıt ve yağlarına özel tasarlanmıştı.

McLaren Mercedes fabrika takımının kendilerine sağlayacağı ikinci sınıf motorla mücadele veremeyeceklerini hissetti ve bu yüzden tekrar dünya şampiyonluğu için savaşabilmek adına başka bir markanın fabrika takımı olmaya karar verdi.

Stoffel-Vandoorne-McLaren-Honda-Formel-1-Test-Abu-Dhabi-25-November-2014-fotoshowBigImage-5215263a-826736İşte bu noktada Honda dahil oldu. Sorun şu ki Honda yeni V6 teknolojisine geç başlamak ve üzerine bir de sıfırdan bir F1 operasyonu kurmayı öğrenmek zorunda kaldı. Daha önce mevcut olan bu bölüm takımın 2008’de çekilmesinin ardından dağıtılmıştı.

Honda’nın tırmanması gereken dağlar Kasım 2014’te Abu Dhabi’de ilk kez piste çıktıklarına yükselmeye başlamıştı. McLaren çaylağı Stoffel Vandoorne sürekli elektrik arızaları çıkaran Honda motoruyla iki uzun günde sadece beş tur tamamlayabilmişti.

Bu yıl sezon öncesi testlerinde bir derece gelişim gözlenmişti, ancak ‘sıfır beden’ (bu deyim aracın arka aerodinamik paketlemesinin oldukça sıkı olmasından dolayı kullanıldı) tasarlanan MP4-30 hala ciddi derecede dayanıksızdı ve kesinlikle rekabet hızından uzaktı.

Honda burada karmaşık hibrid sistemleri doğru çalıştırmanın zorluklarını öğrenmeye başladı MGU-K bileşeninin içindeki şaft sürekli sorun çıkardı ve sonunda McLaren olaya dahil olmak zorunda kaldı ve önceki yıllardaki KERS tecrübelerini ortaya koyarak Honda’nın bir çözüm bulmasına yardımcı oldu.

Honda aynı zamanda bu kadar sıkı gövde yapısı içerisinde motoru soğuk tutmakta zorlandı. Motorlar ilk yarış Avustralya için daha düşük güçte çalıştırıldı, Jenson Button 11. bitirirken takım arkadaşı Kevin Magnussen (sarsılmış Fernando Alonso yerine pistteydi) bırakın kalkış almayı, gride çıkarken motoru durup yolda kalınca yarışa katılamadı.

Malezya’da ısı kaynaklı yarış dışılar oldu, Alonso gizemli test kazasından sonra tekrar pistlere dönerken Button Bahreyn’de bir dizi elektrik bileşen arızası yaşayınca sıralamalara katılamadı ve ERS’deki ek sorunlar onu gridden de uzak tuttu.

Sezonun başlarında sürüş yapma eksikliği MP4-30’un beklendiği gibi geliştirilemediği ve umulduğu gibi hızlıca ayarlanamadığı anlamına geliyordu. Ancak sezon ortasında dayanıklılık olarak önemli bir gelişim kaydedildi.

Bazı operasyonel hatalar yapılmaya devam edildi, mesela Monza antrenmanlarında Button’ın motorundaki bir boru doğru şekilde takılamamıştı, ancak yüksek rakımlı Meksika ve Brezilya dışındaki yarışlarda güç üniteleri patlamayı veya kendisini düzenli olarak kapatmayı durdurmuşlardı.

89P3623-960x640Bundan sonra odak noktası performans eksikliği oldu. Bu Ağustos’ta Spa’da ciddi olarak kendisini gösterdi ve Honda üçüncü nesil içten yanmalı motor güncellemesini getirdiğinde iki araç da Manor’lar haricinde tüm araçların gerisinde kalmıştı.

Honda’nın zayıflıkları ERS’nin bazı yönlerinde verimlilik sağlanamıyor oluşu olarak kendisini gösterdi, özellikle türbin, kompresör ve onlara bağlı MGU-H (yanma işlemindeki atık enerjiyi kullanarak bataryayı dolduran sistem) iyi çalışmıyordu. Bu enerji eksikliği de 160 beygir gücündeki MGU-K motorunun yeterli güç üretememesi demekti.

Bu verimsizlik temelde Honda’nın bileşenlerindeki zayıflıktan kaynaklanıyordu, ancak bir yandan da aracın ‘sıfır beden’ felsefesine uyabilmek için küçük tasarlanmasının sonucuydu.

Sorunlar Spa ve Monza’nın uzun düzlüklerinde kendisini belli etti, iki sürücü de düzlüklerde duruyormuş gibi geçildiler.

Honda sorunu çözmek için neye ihtiyacı olduğunu biliyordu, ancak 2016 sezonu başlamadan önce bunların çözülüp çözülemeyeceği merak konusuydu. Bu da zaman zaman iki organizasyonun arasında gerilimlere sebep oldu. McLaren yarış takımı sürekli olarak Honda’nın yapabildiğinden çok daha hızlı bir gelişim süresine ihtiyaç duyduğunu belirtti.

McLaren aynı zamanda bu kötü sonuçlar sebebiyle maddi zarar (20 milyon sterlin olduğu hesaplanıyor) gördü. Markalar şampiyonasında geride kalarak gelir kaybetmek ve sponsor kaybetmek bunların temel etkenleriydi.

Eric Boullier “bu bir uyanma çağrısıydı, tahminlerime göre de en zorlusuydu” demişti.

“McLaren kendisini yeniden yapılandırıyor: yeni süreç, yeni insanlar, yeni bir çalışma yöntemi, yeni felsefe, büyük değişiklikler, Honda’nın katılması.”

“Bazı dayanıklılık sorunları ve yeterli hız olmaması gibi sorunlar bekleyebilirdiniz. Ancak bu kadar kötü olacağını asla tahmin edemezdik. Her zaman bir gerçekçi bir planınız olur ve bir de o kadar gerçekçi olmayan planlarınız olur, ancak biz ne yazık ki gerçekçi olanla yetinmek zorunda kaldık.”

Rusya GP antrenmanlarına getirilen dördüncü nesil içten yanmalı motorda bazı parlak performanslar görülmeye başlandı ve sonrasında Amerika GP’sinde motor yarışta da kullanıldı.

İlk virajda Felipe Massa’nın dokunuşuyla spin atıp en geriye düşen Alonso (doğru zamanda gelen güvenlik araçlarının da etkisiyle) beşinci sıraya kadar çıktı ve McLaren neredeyse iki araçla da puan alacaktı. Daha da önemlisi takım Button’daki eski tasarım motorla bile orta sıra takımlarıyla rekabet edebildi.

Sonraki iki yarış olan Meksika ve Brezilya’nın yüksek rakımlı doğası McLaren-Honda’nın enerji geri dönüşüm ve turbo performansındaki eksiklikleri (daha seyrek havada turbolar aynı gücü üretebilmek için daha devirli çalışmalıydı) tekrar göz önüne serdi. Ancak rakipleri MP4-30’un kıvrımlı bölümlerde ne kadar iyi göründüğünü anlamaya başladılar.

1449688748_607235_1449688983_noticia_grandeAslında, şasinin sürekli olarak geliştirilmesi McLaren-Honda için berbat sezonun en iyi başarısı kabul edilebilir. Aerodinami bölümünün yeniden yapılanması 2013’ün sonunda Boullier’in takıma katılmasıyla başlamıştı. McLaren artık tutarlı olarak gelişen araçlara sahip, bu 2013 ve 2014 araçlarındaki agresif tasarımlar için söylenemiyordu.

Red Bull’dan ayrılıp takıma katılan mühendislik şefi Peter Prodromou’nun etkisiyle birlikte McLaren artık anlık değerlerden ziyade kullanılabilir ve istikrarlı yere basma kuvvetinin peşinde koşuyor. Bu da aracı daha sürülebilir hale getiriyor. Her iki sürücü de şampiyonanın sonlarındaki şasi performansı gelişimine övgüler yağdırmıştı.

Ancak McLaren’ın amacı griddeki en iyi aracı yapmak, bu yılın sonlarındaki gibi en iyi üçüncü sayılabilecek şasiyi yapmak değil. Bu yüzden takım hala yapması gereken işler olduğunu kabul ediyor. Büyük soru işareti ise Honda’nın ERS kara deliğinden ne kadar yararlanabileceği. 1992’den sonra tekrar bir araya gelen takımın rekabetçi olabilmesinin ilk şartı bu.

Boullier: “Şu an içinde bulunduğumuz durumla birlikte bazı gerilimler olmasını bekliyoruz, ancak yapıcı oldukları sürece bu iyidir. Honda bu konuda oldukça olgun. Her iki şirket arasında çok fazla fark olduğu doğru, farklı yaklaşımlar da var. Şimdi ise her iki taraf için de neyin işe yaradığını biliyoruz.”

“Ne yapmamız ve nerede olmamız gerektiğini kesinlikle biliyoruz. Yolumuz oldukça net görünüyor. Belki iyi sonuçlar için kötü olmayı kabul etmek gerekiyordur, bu yüzden umarım gelecekte çok, çok iyi olabiliriz.”

Eğer Alonso ve Button gridin önündeki çocuklara katılabilirlerse bu çok iyi olur, yoksa McLaren’ın Honda fabrika desteği için Mercedes’in müşteri konumundan vazgeçmesinin bir anlamı kalmaz.

Eğer olmazsa takımın uzun ve harika tarihi için en büyük hata olur. 2016 Bruce McLaren’ın inşa ettiği evin hikayesinde bir dönüm noktası olmalı.

 

ALONSO VE MCLAREN TEKRAR BİRARADA

2007’nin sonunda McLaren ile sorunlar yaşayıp tekrar Renault’a dönen Alonso’nun geri dönebileceğini kimse düşünemezdi.

Ancak o yaptı, Honda’nın paraları ve McLaren’ın Mercedes’leri yenme sözüne inanarak Ferrari’den ayrıldı. Bu Alonso’nun emekli olmadan önce üçüncü dünya şampiyonluğunu alma şansı demekti.

İşler kötü başladı, Alonso ikinci sezon öncesi testlerde Barselona’da üçüncü virajın sonunda kaza yaptı ve sebepleri hala anlaşılamayan kaza sonucu büyük bir sarsıntı geçirdi.

Bu onun Avustralya’daki ilk yarışını boş geçmesine sebep oldu, ancak Malezya’daki ikinci yarışta hiçbir şikayeti olmadan hazır bulundu. Sonuçlar alamasa da yeni takımı adına çalışmaya da devam etti.

Honda’nın “GP2 motoru” hakkındaki serzenişler de oldu ve eğer takımın rekabetçi olmaması durumunda 2016’yı boş geçirebileceği söylentileri ortaya çıktı. Alonso da performans eksikliğinden dolayı bu yıl ‘ekonomi modunda’ sürdüğünü iddia etti. Ancak bu takımla tekrar çalışması konusunda işler daha iyi gidemezdi.

Alonso: “Takım şu an çok daha açık ve çok daha evrensel düşünüyor. 2007’de uzun süredir aynı insanlarla çalışılıyordu, biraz daha farklıydı. Takım şimdi daha mutlu ve rahat. Sonuçlara rağmen birbirimize bağlıyız ve oldukça pozitif düşünüyoruz.”

Boullier’e göre 2007’deki ilişkiyi koparan bazı zorluklar şu an mevcut değil.

“Bence sorun takımın ürünü Lewis Hamilton’ın doğal olarak favori olmasıydı, çünkü İngiliz’di ve McLaren’da büyümüştü, buna karşı bir şey yapamazdınız. Fernando’nun çevresi onu buna karşı uyarmalıydı.”

“Şu an ki fark ise artık onun yedi yaş daha büyük olması ve McLaren’ın da onu birazcık daha fazla dinliyor oluşu. Ancak buna daha fazla girmek istemiyorum, çünkü geçmişi eleştirmek adil olmaz.”

İşler şu an çok farklı olabilir, ancak eğer McLaren-Honda çabucak rekabetçi olmazsa sonuçlar eskisi ile aynı olabilir. Alonso şu an 34 yaşında ve bu yüzden zaman çok önemli.

kdpv_1449069283-1024x699


Yorumlar

“McLaren ve Honda’nın Dertli Kavuşması” için 8 yanıt

  1. Ellerinize sağlık,zaman bulabilip de okuyabildim.Son paragraflar da oldukça manidar.. 2016’dan ziyade,2017 Honda için başarılı bir yıl olacaktır.2016 takımlar şampiyonasında 6.veya 7.lik bile başarı olur onlar için.Bakalım neler olacak..

  2. Teşekkürler TRF1, emeğinize sağlık. Yarışsız/habersiz geçen günlerde bu tarz uzun yazıları iyi akıl ettiniz.

    Lakin…

    Gerek bu yazı, gerekse “Analiz: 2015 Sezonunun Kazananları ve Kaybedenleri” ya da “Özel Haber: A’dan Z’ye 2015 Sezonu” tarzı yazılara enerji harcayacağınıza “Michael Schumacher’in Formula 1 Aracı Sürüşünü Öğrenme Süreci” tarzı yazılara yönelmenizin daha faydalı olacağını düşünmekteyim.

    Bu yazı ve verdiğim diğer iki örnek yazı bu sezonu anlatıyor ve içeriğinde bilmediğimiz bir şey yok gibi. “Michael Schumacher’in Formula 1 Aracı Sürüşünü Öğrenme Süreci” başlıklı yazıda ise bilmediklerimiz bildiklerimizden daha fazla.

    Umarım çeviri yapan arkadaşları kırmadan derdimi anlatabilmişimdir.

  3. Samet Demirel(GillVill) avatarı
    Samet Demirel(GillVill)

    Yazı için teşekkürler yine güzel yazı serisi devam ediyor 🙂

  4. Çok akıcı ve güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler…

  5. Emre Özhan avatarı

    yazı için teşekkürler

  6. raikkonen1088 avatarı
    raikkonen1088

    Çok başarılı olmuş. Tebrikler

  7. Aksam okuma firsati bulamamistim. Simdi okudum, cok guzel bir yazi olmus ellerinize saglik.

  8. burak karaküdük avatarı
    burak karaküdük

    Süper yazılar yazlıyor şu sıra. Bu arada Ron Dennis,sorunları çözmek için zamana karşı yarıştıklarını söylemiş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir