2010 sezonunda nihayet Red Bull dışındaki bir takım pole pozisyonunu aldı. Şu âna kadar yarıştığı her Kanada GP’sinde pole pozisyonunu alan Lewis Hamilton, bu yıl da bu âdetini bozmadı ve üç yıl üst üste bu yarışta pole pozisyonunu almış oldu. Özellikle üçüncü sektördeki müthiş hızı ve kararlılığıyla gerçekten enfes bir tur atan Hamilton’ın hemen arkasındaysa, olağan şüpheliler Mark Webber ve Sebastian Vettel var. Ferrari, Alonso ile Monaco’dakine yakın bir performans göstererek dördüncü sıraya yerleşti. Button, takım arkadaşı Hamilton’dan 0,4s gibi çok önemli bir farkla geride kaldı. Bu tip kısa pistlerde böylesi bir fark, çok önemli bir hız farkına işaret ediyor. İlk 10′da iki araçla yer alan Force India’da Liuzzi, Sutil’i bu yıl ikinci kez geride bırakarak istediği morali elde etti. Force India’nın, bir Ferrari, bir Renault ve bir Mercedes’i geride bıraktığını da mutlulukla belirtelim. Bu takımın ilerleyişini takdirle ve sevgiyle takip ediyorum.
Sabah yapılan antrenman turlarıyla birlikte araç ayarları konusunda doğru yöne gittiğini kanıtlayan McLaren, Red Bull’un 7′de 7’sini kırmış görünse de aslında bu pole pozisyonu, Hamilton’ın müthiş turunu bir yana bırakırsak, bir taktik hamlesi sonucunda geldi. İlk 10′daki pilotlardan yalnızca Red Bull’lar ve Kubica sert lastiklerle Q3′e çıkarken, McLaren sürücüleri dahil diğer pilotlar bu hafta sonunun yumuşak lastiği olan süper yumuşak hamuru tercih ettiler. Yarışa başlayacakları lastiğin ne olduğunun da önemli olduğu sıralama turlarının bu son seansında Hamilton ve Button’ın yaptıkları hamle, aslında bir güvenlik aracı ya da yağmur kumarı gibi görünüyor ilk başta. Bu lastiklerin birkaç turdan sonra oldukça kötü bir hale geleceğini bile bile yine de bu lastiklerle çıkmak, başka türlü bir planı gerektiriyor. McLaren’deki her iki pilot da Q3′te birer pit-stop yaparak süper yumuşak lastiklerle iki farklı stint attı. İlk stintte Hamilton 15:5 gibi müthiş bir derece atınca, sanırım pole’ü zorlayabileceklerini düşünüp ikinci stintte, dolayısıyla pole yarışında da süper yumuşak lastiği kullanmayı tercih etti. Tüm hafta sonu boyunca yumuşak lastikte sorun yaşayan Button ise, Q3′teki ilk stintte Hamilton’dan 1s daha yavaş olmasına rağmen, nedense ikinci stintte de bu set lastikleri tercih etti. Hamilton’ın bu pistte her zaman delicesine hızlı olduğunu bilip, sert lastikleri tercih edebilir ve şansını yarışta deneyebilirdi. Belki de takımın stratejisine uydu.
Gridin diğer takımlarının aksine Red Bull’lar son seansa sert lastiklerle çıktılar ve sert lastikleri yeteri kadar ısıtabilmek için toplam 6 tur attılar. Vettel, en hızlı zamanını 6. turda kaydederken Webber, son hakkında yeteri kadar iyi bir derece kaydedemedi. Bunda, bir önceki turunda şampiyonlar duvarına çok çok yaklaşmasının payı da olabilir. Ama Webber, bu sayede Vettel’i bir kez daha alt etmiş oldu. Vettel, hızlı turundan bir önceki turunda şampiyonlar duvarındaki önceki şikanı kesmeseydi, Webber’i geçebilecek bir derece yapabilirdi, ama olmadı. İspanya, Monaco ve Türkiye’den sonra Kanada’da Vettel’e karşı üstünlük kuran Webber, yarınki yarışa da oldukça iyi bir konumda başlayacak. Hamilton’ın süper yumuşak lastiklerinin, 10. turdan sonra eriyeceğini tahmin edersek, Webber ve Vettel’in yarıştaki pozisyonları şimdiden çok daha iyi görünüyor; tabii ilk turlarda güvenlik aracı girmezse ya da yarış öncesi yağmur yağmazsa. Aslında, güvenlik aracının girmesi bile Hamilton’a istediği avantajı veremeyebilir zira Monaco’da Alonso’nun yaptığının aksine, burada sert lastiklerle 60 tur boyunca gidebilmeyi planlamak biraz fazla iyimserlik olur. Bridgestone direktörü Hamashima’nın dediğine bakılırsa sert lastiklerin bile 25 tur dayanması çok zormuş. Bu durumda takımların 2 pit-stop yapmaları gerekebilir. Eğer tüm takımlar bu stratejiye uyarlarsa, o zaman Hamilton’ın yarışı kazanmak için bir şansı olabilir. Yarışın başında -tabii ilk virajı 1. dönmesi şartıyla- süper yumuşak lastiklerin verdiği performans farkıyla yeteri kadar fark açabilirse, o zaman Red Bull’ların stratejisine karşı bir yanıt verebilir. Yarış çok çok eğlenceli olacak. Sonunda farklı bir strateji görebileceğiz.
Ferrari’deki durumsa Türkiye’ye göre biraz daha pembe. Her ne kadar süper yumuşak lastiklerle tur atmış olsa da, Vettel’in yalnızca 0,015s gerisinde olan Alonso, Hamilton’dan da 0,3s yavaştı. Bu da demek oluyor ki, Kanada’da bu üç takım birbirine biraz daha yaklaşmış. Massa’nın, Alonso’ya karşı yenikliği bu yarışta da devam etti. İki takım arkadaşının arasındaki fark 0,25s. Gilles Villeneuve pistinde bu fark, dediğimiz gibi büyük bir fark anlamına geliyor. Button da aynı şekilde takım arkadaşından 0,4s daha yavaş. Takım arkadaşı yarışlarındaki bir diğer galip de Liuzzi. Türkiye’de kullandığı şasisinde problem olduğu anlaşılan ve bu yarışa şasi değiştirerek gelen Liuzzi, aradığı performansı sonunda buldu. Takımda kalmak için Sutil’i mutlaka geçmesi gerekiyordu ve bu yarışta aldığı bu derece, onun için hem moral açısından hem de takımdaki geleceği açısından önemli bir destek oldu. Force India’nın da artık iki aracıyla birlikte Q3′e sürekli kalan bir takım hâline geldiğini söyleyelim. Spyker gibi bir aracın geldiği konuma bakarsak, bu belki de son yılların en büyük başarı öykülerinden birisi. Force India ile ilgili mutlaka bir şeyler yazmak istiyorum.
Ön sıraları zorlayacağını tahmin ettiğimiz ancak bizi hayal kırıklığına uğratan iki takım var: Renault (aslında Kubica) ve Mercedes. Red Bull’lar gibi sert lastiği tercih eden Kubica, belki de grid konumunu feda ederek yarışa daha iyi bir stratejiyle başlamaya tercih etti. Böyle olunca, aradaki farkın çok çok az olduğu bu pistte, sert lastiklerin bir turda kaybettirdiği zaman farkıyla kendine ancak 8. sırada yer bulabildi. Her iki Ferrari’nin de arkasında kalan Kubica, Monaco’dan sonra bu pistte de pole mücadelesi yapacakmış gibi görünüyordu, ama sanırım lastikleri yeterince ısıtamadı. Aynı sorun Mercedes’te de yaşandı. Brawn’ın geçen seneden kalan problemi, bu yıl Mercedes’e aktarılmış gibi görünüyor. Hatırlayacaksınız Brawn, havanın soğuk olduğu yarışlarda lastikleri ısıtamadığı için sıralama turlarında hep geriye düşüyor ve sonra da bir türlü yukarı tırmanamıyordu. Schumacher ve Rosberg’ün başına gelen de bu oldu. Bu sezon ilk kez bir aracıyla Q2′de elenen Mercedes, sıralama turlarını oldukça moralsiz bir şekilde tamamladı. Schumacher, neden bu kadar yavaş olduklarını bilemediğini söylerken Rosberg de, bu performansın nedeninin lastikler olduğunu işaret etti. Q3′te 10. sırada bulunan Rosberg, Hamilton’ın derecesinden neredeyse 1s daha yavaş!
Williams’ın yaptığı güncellemelerin işe yaradığını nihayet gördük. 11. ve 12. sırada yer alan takım, Schumacher’i geride bırakarak oldukça önemli bir ilerlemeye kaydetti. Q2′de Massa ve Sutil’e de oldukça yakın olan Barichello, sonunda puan mücadelsi yapabileceği bir araca kavuşmuş görünüyor. İlk 10′a giremedikleri için yarışa istedikleri lastikle başlayabilecekler ve bu da, yarışa süper yumuşak lastiklerle başlayacak olan Rosberg’ün 10.’luğunun oldukça riskli olduğu anlamına geliyor. İlk viraja dikkat derim. BMW Sauber’in, yerleşik takımlar için en yavaş takım olduğunun kanıtlandığı sıralama turlarında, Kobayashi’nin, neredeyse Kovalainen’in arkasında kalacak olması, belki de Kanada’nın en büyük sürprizi olabilirdi. Yarışa 18. sırada başlayacak olan Japon pilot ile 19. sırada başlayacak olan Fin Kovalainen’in arasında yalnızca 0,17s var. Lotus’un sezon başında Sauber’de ne kadar yavaş olduğunu söyleyeyim mi? 3,5 saniye!
Yarın bizi enfes bir yarış bekliyor. İlk 10′daki pilotlardan bazıların nihayet farklı bir yarış stratejisiyle yarışa başlayacak olmaları, bu kuralın koyuluş amacının mantıklı olup olmadığını 2010 sezonunun 8. yarışında nihayet bize gösterme fırsatını verecek. Ayrıca güvenlik aracı ve yağmur gibi etmenlerin de yarışı bir anda keyiflendirebileceğini söyleyelim. Hamilton, sıralama turlarının sonunda benzini bittiği için aracını pist üzerinde durdurmak zorunda kalmasının sonucunda FIA’ya benzin örneği veremeyerek ceza almazsa, çok çok heyecanlı bir ilk ~10 tur seyredeceğiz. Süper yumuşak lastiklerin mahvolmaya başlamasının hangi tura denk geleceğini izlemek için, canlı zaman ekranını mutlaka takip edin. Kanada’da ilk kez yarışacak 8 çaylağı da, güvenlik aracını çıkarabilecek en olası pilotlar olarak izlemek gerekiyor.
Ali Ünal
Duyuru: Ali Ünal’ın kendi sitesinde yazmış olduğu yazılar eş zamanlı olarak sitemizde de yer alıyor. Kendisinin kişisel bir uğraş olarak gördüğü bu yazılar düzenli bir periyotta eklenmemektedir ve bizim sitemiz adına yazılmamaktadır. Bu konuda sizleri bilgilendirmek istiyoruz.
Bir yanıt yazın