Maddi, Manevi… Formula 1'e de

yazar:

kategori:

Milli takımımız 1.5 milyon TL + 500’er cumhuriyet altını ile ödüllendirilirken, turnuvadan şampiyon olarak ayrılan ABD milli takımı oyuncuları söylentilere göre 25 bin dolar prim aldı.

Amacım 12 Dev Adam’ın büyük başarısını gölgelemek değil. Hatta konunun onlarla doğrudan bir alakası da yok. Konu, bütçeden ayrılan yüksek meblağ.

Çıkan haberlere göre, Türkiye GP’sinin 2011’den sonra da varlığını sürdürebilmesi için, Bernie Ecclestone talep ettiği 13.5 milyon dolarlık ücreti 26 milyon dolara çıkarmıştı. Bunun çok yüksek bir değer olduğu ve kesinlikle pazarlık için masaya oturulması gerektiği ortada. Ancak geçtiğimiz aylarda çıkan bir habere göre, yarışlara ev sahipliği yapmak için ödenen miktar, yeni ülkeler için artık ortalama 31.2 milyon dolar. Buna rağmen bu miktarı ödemek için ülkeler sıraya girmiş durumda.

Peki bu ülkeler neden sırada bekliyor? Hindistan, İtalya (Roma), Fransa, ABD, Bulgaristan, Rusya ve daha niceleri…

Bu ülkeler, dünya çapında 600 milyon televizyon seyircisinin, yani neredeyse toplam nüfusun %10’unun takip ettiği bir spor dalına ev sahipliği yapmanın ne denli büyük getirileri olduğunun farkında. Bir yarışa ev sahipliği yapmanın ülkeye hiç bir getirisi olmadığını düşünmek, en hafif tabirle saflık olur.

Peki biz neden olimpiyatlara ev sahipliği yapmak istiyoruz? Ya da Dünya Futbol Şampiyonasına? Tanıtım için mi? Prestij? Elimizin altında bunu yapmak için Formula 1 dururken, ve biz bunu elimize yüzümüze bulaştırmışken, diğer büyük organizasyonları ülkeye getirebilmek için birilerini ikna edebilmek zor.

İşin maddiyat kısmı, ülkenin ekonomik durumu göz önüne alındığında, evet, acımasız. Ancak gerçekten doğru bir yaklaşımla kara geçmek mümkün. Türkiye GP için ödenmesi muhtemel miktar, neticede neredeyse gözden çıkarıldığı kesin olan 300 milyon dolarlık bir projeyi sürdürmek için istenen miktardır. 12 Dev Adam’a ödenen primin aksine, ödenen bu miktarın mutlaka geri dönüşü olacaktır.

Maneviyata gelecek olursak…

Türkiye GP’sinin geleceğinden endişe duyan spor severler, sponsor desteğinin yıldan yıla eriyip yok olması nedeniyle sitemkar. Zira 2005 yılında korkunç bir destekle pazarlanan yarış, sadece 6 yıl sonrasında kendi kaderine bırakılmış durumda.

Sponsor desteğinin maddi bir destekten çok daha öte olduğunu düşünüyorum. Dünya Basketbol Şampiyonası’nda millilerimizi destekleyen firmaların reklamlarını haftalarca televizyonda ve billboardlarda gördük. Firmaların bu organizasyonu ve takımımızı ne kadar sahiplendiği ortada. Peki Türkiye GP neden ve ne zaman üvey evlat konumuna düştü?

Formula 1, yarış haftasonu boyunca, antrenmanlar dahil olmak üzere yaklaşık olarak 7 saat boyunca kesintisiz yayın demek. Hem de dünyanın her bir köşesine.

Sponsorluğa maddi açıdan yaklaşacak olursak, sadece sıralama turları ve yarış ele alındığında, bir yarışa sponsor olmanın en az 3 saat boyunca yaklaşık 600 milyon televizyon seyircisine reklam yapmak anlamına geldiğini görürüz. Bu kolay kolay ele geçirilebilecek bir fırsat değil. Peki bu sene yarışımız sayesinde en büyük reklamı yapan kim oldu? İsviçreli bir saat markası.

2005, hatta belki 2006 yılından sonra sponsor desteğinin azalması ile birlikte seyirci sayısı düşüşe geçti. Durum bunun tersi değil. Önce sponsorlar terketti, daha sonra seyirciler. 2007 yılında pistin işletme haklarının Bernie Ecclestone’a verilmesi ile de işler iyice sarpa sardı. Tanıtımı yapılmayan, yayıncı kanal dışında reklamı yayınlanmayan, varlığından haberdar olunmayan organizasyon, doğal olarak seyirci çekemedi.

Peki Formula 1 ruhunun en canlı olduğu Brezilya’da, ya da henüz yarış kültürü oluşmamış, ancak yarışı gönülden kucaklayan Abu Dhabi’de farklı olan ne? Tanıtıma ve reklamlara, yarıştan neredeyse 10 ay önce başlıyor olmaları. Bizim onlardan en trajik farkımız ise, destek olmayı bırakın, köstek olmaktan büyük zevk alan pek çok kişi olması.

(Bu noktada, 2008 sezonuyla birlikte yarış tarihinin Ağustos’tan Mayıs-Haziran aylarına çekilmiş olmasının seyirci sayısına negatif etkisi olduğunu da belirtmek gerek. Genç nüfusun büyük çoğunluğu için önem arz eden seviye belirleme sınavları, üniversiteye giriş sınavları, ve üniversite öğrencilerinin final tarihlerine gelen bu aylarda pistin seyirci çekmesi kolay değil. Bir gelecekten bahsedilebilmesi için, yüksek hava sıcaklığına rağmen yarışın yeniden Temmuz-Ağustos dönemine alınması gerektiğini düşünüyorum.)

Formula 1 ev sahipliğinin sadece altı veya yedi sezon sonunda kaybedilmesi, ülkemizin başarısızlık hanesine bir satır eklenmesi anlamına geliyor. Bu ihtimal, büyük bir fırsatı değerlendiremeyip, elimizin tersi ile ittiğimizi gösteriyor.

Biz manevi (ve maddi) desteği büyük Türk firmalarından bekliyoruz. Destek verildiği zaman, emin olun seyirci hayal kırıklığına uğratmayacaktır.

Türkiye GP macerası, yıllar sonra torunlarımıza anlatacağımız uzak geçmişin bir parçası olarak değil, torunlarımızla birlikte tadını çıkarabileceğimiz bir organizasyon olarak kalsın. Basketbolcularımıza verilen değerin en azından yarısı, ülkemizde her yıl düzenlenen, dünyanın en büyük motor sporları organizasyonuna da verilsin.

Ne demiş Hido: “Geçen gün söylemiştim, bir daha söyleyeyim mi? Ama boşver. Ama MADDİ, MANEVİ! Lay lay lay lay laaa…”

Maddi, manevi… Biraz da bize…

 

Lash


Yorumlar

  1. forever-Mclaren   avatarı
    forever-Mclaren

    çok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim. birde şunu eklemek istiyorum eğer 12 dev adama günlerce önce 1,5 milyonn garanti gerisi sürpriz denmeseydi bence abd yi de geçerdik ancak sabırsız millet olduğumuzdan ve gereksiz hamleler yapmayı marifet bildiğimizden önceden açıklayarak millilerimizin zihnini bulandırdık. abd liler 25 bin dolarla sembolik olarak ödüllendiriliyor. aradaki fark burada zaten. neye , nereye , nasıl yatırım yapacağımızı bilmiyoruz.

  2. Vakit bulunca birşeyler daha karalamak isterim.
    Yazınız güzel, gerçekçi. Tebrik ederim hoşuma gitti.

  3. Bir çok kişi F1'de bir türk pilot olmasından bahsediyor peki soruyorum Kenan'ı, Volkan'ı kaç kişi tanıyor bu ülkede, kaç kişi takip etti/ediyor, kaç kişi destekliyor. Misal 30-40 yıllık Ralli tarihimizde Renç Koçibey'i kaç kişi bildi, başarılarını ne kadar biliyor, andı insanlar. Ama Naim Süleymanoğlunu herkes tanıyor değil mi. Bu ülkede Volkan Işık gibi bir adamı ama bir muhtereme rekor kırdırdığı için tanıdı çoğu insan.
    Peki oturun gerçekten bir düşünün bir türk takımı veya pilotu olsa ne kadar değişiklik olur. Ki bunlar motorsporlarının kültürünün oluşmadığı, oluşamadığı bir ülkede nasıl mümkün olabilir. Bugün bizim F1'e pilot çıkarmamız uzaya çıkmamızdan daha zor. Hangi ülke var ki motorsporları alt yapısı/ilgisi olmayıp da yetişen insanlarına destek imkanları sağlamayan ama F1'de var olan. Böyle hangi ülkeden pilot var…
    Kimse kusura bakmasın bu ülkede motorsporlarının ticari yönü ve profesyonel düşünme konusunda tek bir insanı, yöneticisi var oda Mümtaz Tahincioğlu. Ekibinden, çevresinden başka bu ayarda tek bir insan dahi yok. Ki ticari olarak da otomobil sanayisi dışında onun kadar destek çıkan kimse olmadı. Kent, olips vs. Adam gençlerde bişey oluşsun diye o kadar dergi çıkmasına ön ayak oldu, turbo sakızları gibi şeylerle uğraştı ama yok arkadaş olmadı bu iş. Olmayacakta, peki ne bekliyorsunuz.
    Diğer taraftan bir ülkenin zenginlerinin, kalbur üstülerinin yarış makinelerine, yarışlara ilgisi yoksa hiç bir sonuç çıkmaz. Bu ülkede çoğunluğu gösteriş için Ferrari'ye binenler tarafında. İçlerinde performans meraklısı, ilimlisi çok çok az. Dünyanın sayılı makine koleksiyonerlerinden biri olan Mr. Başaran'ı kaç defa gördünüz İstanbul Park'da turlarken, yada bu tip şeylere ön ayak olurken? Göremezsiniz…

  4. Sir Jack B.  avatarı

    Takımların istememe sebebi az seyirciydi. Bence bu sorunu bu sene aştık. Yani tirübünler dolmadı ama diğer yarışlara baktığımızda seyirci sayımız az diyemeyiz. Zaten o tirübünleri doldurmamız imkansıza yakın. Sadece anatirübün 50000 kişilik felan. Bir Türk yarışlar F1 de yarışlar kazanmadıkça orası dolmaz. İlk sene herkes meraklı olduğu için gidip gördü. Bence bu senenin rakamına en fazla 10 15000 kişi ekleyebiliriz.

    Bir diğer konuda bundan sonra pisti kimin işleteceği. Bernie bıraktıktan sonra pisti başkalarıda kullanacak. Ama sponsor kıtlığı olduğu için büyük yarışı organize etmek daha zor olacak. Kimin elinde olacaksa ona patlayacak. Bu sebeple pist Bernienin kucağına atıldı ve bu sebeple motogp gibi serileri kaybettik.

  5. bu sene 50 bin kişi geldi, bu yıl gelenler seneye yanında 1 er kişi daha getirsin sorun çözülür.

  6. Yazı da yapılan yorumlarda dikkate alınması gereken çok önemli şeyler.osman06 nickli arkadaşın dediği şey dikkatimi çekti.Bunu büyük yerlerden bekliyoruz olmuyor,o halde kendimiz yapmalıyız.Açıkçası ideallerimin arasına bir çocuğun elinden tutup F1e girmesini sağlamak için elimden geleni yapmayı da ekledim yorumu okuduktan sonra…

    Finansal açıdan yeterli insanların bunları yapmasıyla F1;'bak işte bizim pilot çıktı hadi izleyelim gururlanalım' tarzı bi yorum ve bakış açısıyla milletimizce benimsenir bence de.

    Ama o kişi başarılı olmalı çünkü çok acımasız bir milletiz bu konuda.Bu işi sevdirmek konusunda elimizden geleni biz yaparsak bir şekilde basket ve futbola gösterilen ilgi gibi dikkatini çeker bu işlerle ilgilenen büyük kurumların…

  7. raikkonen_the_best_of_f1 avatarı
    raikkonen_the_best_of_f1

    ilk yorumumda konuya fazla odaklandığım için Lash arkadaşımı tebrik edememişim güzel yazısından dolayı.özür diliyorum.yazını tebrik ediyorum, düşüncelerini bizimle paylaştığın ve bu konuyu tekrar tartışmamızı sağladığın için de teşekkürler.

  8. Çok güzel bir yazı olmuş,lash arkadaşın düşünlerine katılmamak elde deil.Ama ben inanmıyorum F1'in elimizden gideceğine,bu sporu zaten bu ülkeye getirenler aynı, tekrar elden çıkması onlarında prestijinin kaybolsasına sebep olacaktır dolayısıyla bunu göze alamayacaklardır.Ama mesele bu deil sorun bizim seyirciyi bu spora ilgi duymasına nasıl sebep olacağımızda.Ben F1'i 2005 ten beri izliyorum ilk yarışın son 10 turunu izlemiştim ve o anda kanıma işlemişti.Reklam çok önemli o zamanlar bunun bayağı bir reklamı yapılıyordu.Şimdi kendim çapımca reklam yapmaya çalışıyorum,''Hey millet saat 3 te müthiş yarış var çok ilginç bir pist kazalar çok olacak felan ilgisini çekmeye çalışıyorum.Demek istediğim bizlerde bu reklamda öncü olabiliriz.Mesela stadyumlarda maç arası F1 reklamı yapılabilir.

  9. Bu harika yazıdan dolayı LAsh arkadaşımı kutluyorum.

    Aşağıdaki yorumları okuduktan sonra bana yazacak pek bir şey kalmamış :)) Ama ben F1'in ülkemizden gitmeyeceğine inanıyorum en azından maddi sebeplerden dolayı gitmesine devletin izin vermeyeceğini düşünenlerdenim 🙂

  10. Takımların gelmek istemediğini herkes biliyor bana kalırsa ve bundan dolayı para bukadar fazla. Çünkü veremeyecekleri bir para söyleyelimde gitmeyelim bundan sonra demişler bence.

    30.000 kişinin kaç bini veya daha mantıklı kaç yüzü Türk motorspor sever acaba?

  11. Sir Jack B.  avatarı

    Ben devletin yarışı gözden çıkardığını düşünmüyorum. En azından para nedeniyle kaybedeceğimizi düşünmüyorum. Sanıyorum pazarlık yapılmaya çalışılıyor. Ama düzgün pazarlık yapılmazsa tabii kaybedilme gibi bir ihtimal vardır. Çünkü sırada bekleyen ülkeler var. Belki rotasyona da girebiliriz.

    Ama Türkiye'de ki asıl sorun motor sporları kültürüyle ilgili. Buda sadece parayla çözülebilecek bir durum değil. Geleceğe yatırımlar yapılmalı. Sporcular yetiştirilmeli. Meraklı insanlara uygun şartlarda bu zevki tatma fırsatı veirlmeli ki ozaman insalar F1'e de ilgi duysun.

    Geçen TRT'de küçük karting pilotlarımız vardı. Ne kadar doğru bilmiyorum ama uluslar arası liglerde başarılı olanlarda vardı. Bunlarda milli sporcu kategorisine girebilir ve maddi açıdan desteklenebilir. Bu işinde kim peşinden koşar bilmiyorum. Bana TOSFED'in gerekli düzenlemeleri yaptırtması lazım gibi geliyor. Ama o kurumda da derin sorunlar olduğu söyleniyor. O da ne kadar doğru bilmiyorum. Bu konu hakkında çok konuşulması lazım.

  12. Bizden bir pilot olmadıkça insanların ilgisini çekmek zor. Bizden pilot çıkarmak daha da zor..

  13. Okay Karacan durumumuzu Devrim Arabaları'na benzetmişti. Arabayı yaptık, ee, tamam o kadarı yeter.

    Yarış için kaynak ayırdık, uğraştık, yarışı aldık, bi kaç yıl yaptık, ee, tamam o kadarı yeter.

    Tanıtımı yapılırsa, destek verilirse seyirci gelir. Sadece konuyu yakından takip eden kitle sıfır tanıtımla 30.000-40.000 kişi olarak orada bulunuyorsa, doğru bir kampanyayla bunun iki katı çok kolay toplanır İstanbul Park'ta.

    2006'da 100.000'den fazla kişi piste geldiğinde yapılan tanıtımlar şu şekildeydi. http://www.adrants.com/images/turkish_race_billboard.jpg (gördüğüm en güzel reklam afişlerinden biri kesinlikle.) Bu sene, ya da son 2 senedir ne kadar tanıtım yapıldı? 2006'ya kıyasla koca bir hiç.

    Doğru, motor sporları kültürü çok gelişmiş değil ülkemizde ama o kadar da ilgisiz değiliz. Ülke çapında yapılan tenis, bisiklet turu vs organizasyonlarından benim nasıl haberim olmuyorsa, sokaktaki adamın da F1'den haberi olmuyor. Önemli olan sokaktaki adamı piste çekebilmek. Geri kalanımız aşağı yukarı 30.000'i geçemiyoruz çünkü.

  14. Çok güzel bir yazı olmuş tebrikler.

    Yarış tarihinin değişmesi hiç birşeyi değiştirmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü İstanbul luların tatil e çıkacağı iki ayı var Temmuz, Ağustos. Yani adam izin alıyor ve birikmiş parasyla Ege veya Akdeniz.

    Haziranda da olmaz herkezin yoğun olduğu bir ay.

    Eylül okullar açılıyor okul masrafları zaten yine olmaz. Yani İstanbul da F1 olmaz.

    Hangi mantıkla İstanbul un normalde bile gidilmeyen yerine bir pist kurulmuş? Asıl sorun bu.

    Antalya ya kurulsa veya İzmir e nasıl olurdu sizce?

    Birde bütün pistleri bir düşünün birde bizimkini. Yarışı izlemek dışında yapabileceğin birşey yok. Avrupada millet ailesiyle bereber gidiyor neden bizde böyle değil bir sorsunlar kendilerine düşünsünler bir.

    Açık alanın bileti 70 le 100 arasında değişiyor hep. Ben birkere verdim birdaha imkansız! daha nasıl anlatırım bilemiyorum.

    Bir de en önemlisi bence Türkiye de pist yarışları kültürü diye birşey yok. O kadar çok süperaraba satılıyor hani pist? Millet caddede 20 ile gidiyor başka birşey yapamıyorki.

    Bir örnek vermek istiyorum konuyu kapatırken Türkiyenin şehir planlaması gibi bu mesele biz alt yapıyı oluşturmadan binaları dikiyoruz.

  15. Bu işi Türk insanıyla yapmak çok zor.Çünkü kalıp olarak yetişen zihinler sıcak bakmıyor buna,neredeyse hiçkimse yani.
    Daha yeni üniversiteyi kazandım,ve amacım F1de bir mühendis olarak çalışmak.Buradaki yaşıtım çoğu arkadaşım da bunu düşünüyor olabilir.Onunda ötesinde destek bulup F1deki ilk Türk takımını canlandırmak.
    Bu kültür Türk insanına anlatılmadı,sadece ilgilenenler,hoşuna gidenler izlesin ilgilensinde bize dokunmasın mantığında hareket edildi.Baksanıza F1 pistimiz var ama kullanamıyoruz,altyapı sorunumuz var yeni pilotlar yetiştiremiyoruz…Gördüğüm en iyi en zevkli reklam pazarı F1,atmosferi güzel,dünya çapında bir organizasyon.Daha ne olsun…
    Yazın çok güzel arkadaşım,içimizdekileri anlatmışsın.Teşekkür ediyorum.

  16. Sinan Bozok, söz veriyorum dolar milyarderi olduğumda F1'e gereken desteği vereceğim 🙂

  17. Şimdi o verilen para ödül her neyse benim şahsi kanaatim yıllardır spora destek vermediği için eleştirilen devlet erkanının kendince biz spora destek veriyoruz demesiydi.Burada ne ödülü alan basketbolcularımıza ne de herhangi partiye olumsuz bir söz etmiyorum yanlış anlaşılmasın.En azından bunu yapmayanlar da oldu ama gerçek şahsen bu.Bu spora herhangi bir destek ne sponsorlardan ne de devletten gelir.Geçmişte Po nun çok istekli ama hüsranla biten destek denemesinin örneği varken kimse destek vermez.Zorla kendimizi kandırmayalım ülkemizde tabiri caizse "motorsporları kültürü" denen şey yok.Benim çevremdeki insanlar hangi sporu seviyorsun diye sorduklarında cevabım f1 olunca verdikleri tepki ne anlıyorsun aynı yol üzerinde dönen araçlardan oluyor. 🙂
    Sadece bu insanlar olsa iyi bunu geçmişte bir köşeyazarı bile köşesinde aynen bu saçmasapan ithamlarla dile getirmişti.Yani kitlenin yoğun bir kesiminin böyle düşündüğü bir spor bizim kendi aramızda sevdiğimiz bir spor olmaktan öteye geçmez.Anca aramızdan dolar milyarderi biri çıkar da destek verirse o ayrı tabi .:)

  18. raikkonen_the_best_of_f1 avatarı
    raikkonen_the_best_of_f1

    Bizim ülkemizde milliyetçilik duygusu çok ön planda.Açıkçası benim içinde öyle.F1'de de Türk pilot (pilotlar diyemiyorum yani) veya Türk takım olsa bakalım neler oluyor o zaman.Oraya pilot yetiştirmek için maddiyat ve devlet büyüklerinden, büyük markalardan, ülkenin önde gelen insanlarından destek lazım kişiye. yani maneviyat lazım.Bunlar yapılmıyor, belki de gereksiz görülüyor.Bu sporun kültürü yerleşemedi ve hala sporun kültürünün uzağındayız.

  19. Lash yazını çok beğendim. tebrikler. evet malesef yeni antlaşmanın yapılması gereken zaman hızla geçiyor ve bizimkilerden ses yok. Malesef f1 in ne demek olduğunu henüz toplum olarak algılayamadık. bu güzel organizasyonun elimizden kayıp gidecek olması çok üzücü.

  20. güzel yazı… keske formula 1 ede maddı manvei ama daha yayınlamyı beceremıyorlar kı yıl olmus 2010 hala karasal yayın mı canak anten mı bunu tartısyoruz….bıde sureklı mıllettın f1 e ılgısızlığınden yakınan spıkerler koyuyoruz programlara e sen yayını dogru duzgun ver guzzel reklamını yap sonra konus mıllete……

  21. Yusuf  Hitay avatarı

    türkiyede bu iş zor

    zaten bu yılda gördük gidenleri, yarışları izlemeye gidenlerin %50 si hayatında tek yarış dahi izlememiş, sadece oradan bulunmuş olmak için gidiyor.

    öyle bizim gibi antrenmanları daha heyecanla takip eden seyirci bulmak türkiye'de pek zor bir şey.

    zamanında cine5, ntv hatta cnn ile bir çok insan bu sporu tanımış sevmiştir. Ancak bu sayı vakit ve para ayıracak bir stat dolusu insan etmiyor malese.

    maddiyatı ve bernie'nin planlarını bir kenara bırakırsak, biz bu spora uzağız en büyük sorun bu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir