Vettel Hızını Alamıyor…

yazar:

kategori:

RB7′nin avantajını sonuna kadar kullanan Alman sürücü, Çin GP’sinin sıralama turlarında da en yakın rakibine 0,7 saniye fark atarak ilk cebi almayı başardı. Button ve Hamilton’ın, polü alamayacaklarını tahmin ederek taktiksel davrandıkları Q3′te, bu iki lider takımın arkasından gelme görevini bu kez Mercedes devraldı. Havanın ve pist sıcaklığının düşmesiyle vites artıran Mercedes ve Rosberg, Ferrarileri saf dışı bırakarak 2011′in en iyi grid pozisyonunu aldılar. Alonso, üst üste 3. kez beşinci cebi alırken, Massa takım arkadaşından bu kez sadece ondalık saniye farkla yavaştı. Soğuk hava olmasına rağmen Massa’nın lastik ısıtma problemi yaşamaması, önümüzdeki günlerde Brezilyalı için iyi bir haber olabilir. Toro Rosso’nun, biraz da Q2′deki karmaşadan yararlanarak iki pilotla Q3′e kalması takım için oldukça önemli bir motivasyon oldu. di Resta’nın 8. olarak bir kez daha takım arkadaşını saf dışı bırakırken, Petrov, dayanıklılık sorunları nedeniyle Renault’nun ve kendisinin gerçek hızını gösterme şansı bulamadı.

2011 Çin GP Sıralama Sonucu (c) DR / Nextgen-Auto.com

Havanın ve pist sıcaklığının soğumasıyla Avustralya’daki avantajını Çin’de de göstereceği tahmin edilen Red Bull beklentileri ve tahminleri boşa çıkarmayarak bu sezon üçüncü yarışta üçüncü kez pol pozisyonunu almayı başardı. En yakın rakipleri McLaren’den 0,7s, Mercedes’ten 0,9s ve Ferrari’den de 1,4s daha hızlı olan Red Bull için aslında sıralama turları o kadar iyi başlamadı. Mark Webber’in sabahki antrenman turlarında yaşadığı KERS problemi, aracının Q1′e ancak yetiştirilmesine neden oldu. Vettel’in garajındaki teknikerlerin bile el atmak durumunda kaldığı bu ağır çalışmanın sonucunda Webber Q1′e, KERS’i devre dışı bırakarak da olsa başlayabildi. Hızlı takımların, geçen yarış olduğu gibi Q2′ye geçerken sadece sert lastikleri kullanma taktiği ne yazık ki Webber için bir kâbusa dönüştü. Sadece Red Bull ve McLaren’lerin bu lükse sahip olduğu Q1′de, diğer tüm takımlar, sert lastiğe göre bir saniye civarında hızlı olan yumuşak lastikleri kullandılar. Webber, ilk turunda yeterince iyi bir derece yapamayınca seansın sonlarına doğru bir kez daha piste çıkma ihtiyacı duydu. Vettel, Hamilton ve Button, ikişer zaman turu attıktan sonra pitlerinde beklerken, Webber piste, ancak bir tur atabilecek kadar zaman kaldığında çıkabildi. Lastiklerini yeterince ısıtamayınca da önden kayma problemleri yaşadı ve yalnızca bir zaman turu kaydedebildi. İkinci zaman turuna başlayamadan seans sona verdi.

Webber, sorunun lastikler değil zamanlama hatasından kaynaklandığını iddia ediyor. Bu elbette bağışlanacak bir hata değil. Geçen sene Malezya’da Ferrari ve McLaren’in kendilerine aşırı güvenmelerinin sonucunda Q1′de elenmelerine benzer bir şekilde Red Bull da, Q3′ü düşünerek yumuşak lastikleri kullanmadılar ve sonuçta ağır bir bedel ödediler. Webber’in KERS’i olsaydı belki bir şansı olabilirdi, ama takım arkadaşının benzer zamanlarda pist üzerinde 1:35.6 yaptığını düşünürsek, Webber’in yeteri kadar hızlı olmadığını görebiliriz. Webber’in tek tesellisi, yarışa kullanılmamış 3 set yumuşak lastikle başlama avantajı olacak. KERS’inin olmaması da ayrı bir dezavantaj. Belki takım KERS problemini çözebilmek adına aracı perc fermé’den çıkarabilir ve Webber’i pit yolundan başlatabilir.

Lotus, hafta sonunun kendileri için en iyi turuna imza atsalar da liderden (pol pozisyonu göz önüne alınırsa) 4 saniye, orta gruptan da 2 saniyeye yakın yavaş olmaları takımın hâlâ yeterince hızlı olmadığının altını çiziyor. Sıcak havalarda biraz daha iyi performans gösteren Lotus, soğuk havalarda lastikleri ısıtmakta zorlanıyor. Yine de Virgin ve HRT’den koptuklarını söylemek yanlış olmaz. d’Ambrosio’nun Glock’u ilk kez geçtiği sıralama turları Virgin için pek de iyi bir gösterge oluşturmuyor. HRT’den yalnızca yarım saniye daha hızlı olan takımın İstanbul’daki geliştirme paketine ciddi anlamda ihtiyacı var. Q1′de büyük takımların yumuşak lastik kullanmamalarının meyvesini yiyen HRT pilotları, rahat bir şekilde %107′nin içinde kalarak yarışmaya hak kazandılar. Eğer %107 derecesi pole göre belirlenmiş olsaydı, Karthikeyan %107′nin dışında kalacaktı. Yine de takım oldukça ümit verici bir gelişim gösteriyor.

Lewis Hamilton, 2011, Çin GP (c) DR / Nextgen-Auto.com

Q2′ye geçmemizle birlikte takımlar da yumuşak lastikleri kullanmaya başladılar. Vettel, ilk turunda hata yaptığı için yumuşak lastiklerle iki zaman turu atmak durumunda kaldı. Button ve Hamilton ise sadece bir tur atıp Q3′e geçmeyi başardılar. Bu fazladan bir tur yarışta bir problem yaratır mı bilmiyorum, Vettel’in biraz dikkatli olması gerekebilir. Mercedes, neden olduğunu tam anlayamadığım bir şekilde önce sert lastikle tur attılar. Baktılar ki yetmedi, ki yetmeyeceği de barizdi, yumuşak lastiklere geçtiler, ancak böyle bir risk almanın karşılığını da sonunda ödediler. Petrov’un, kendisini Q3′e çıkarmaya yetecek turu atmasının ardından aracının pist üzerinde kalmasıyla seans kırmızı bayrakla durduruldu ve turuna yeni lastikle başlayan herkes pite girmek zorunda kaldı. Böylece lastiklerin en iyi performans göstereceği aralık kaybolurken, kalan son iki dakikada da trafiğe yakalanma riski meydana geldi. Son iki dakikada piste çıkan sürücülerden sadece Massa ve Rosberg, kendisine yetecek dereceyi kaydederek Q3′e kalmayı başardı. Barichello, Maldonado, Heidfeld, Perez, Kobayashi ve Sutil derecelerini geliştirmezlerken, di Resta derecesini geliştirememesine rağmen Q3′e kaldı, Schumacher de, derecesini geliştirmesine rağmen Q3′e kalamadı. Zaman turunda 14. virajda büyük bir kayma yaşayarak zaman kaybettiği görülen Schumacher’in, sıralama turundan sonra yaptığı açıklamaya göre tıpkı geçen yarışta olduğu gibi DRS mekanizması arızalanmış ve yere basma gücünden olmuş. Gerçekten de Schumacher Q1′de yaptığı dereceyi yapabilseydi Q3′e çıkabilmiş olacaktı. Mercedes için en azından cesaretlendirici bir şey olsa gerek.

Trafiğin belirlediği Q2 seansının ardından takımlar pol pozisyonu savaşına başladılar demeyi çok isterdim, ancak sadece Button ve Vettel, pol pozisyonunu düşünerek piste çıkan sürücülerdi. Açıkçası pek de hoş olmayan bu durum, bu sene itibariyle değişen yarışların bir sonucu. Pol mücadelesi yapabilecek bir diğer isim Hamilton, ne yazık ki yarışı düşünerek bir set lastiğini harcamak istemedi ve Button’la Vettel’i izlemeyi tercih etti. Tek tur atmak her zaman için riskli bir tercih. Hamilton’ın böyle bir risk alması, lastik tüketimi konusunda ne kadar sınırda olduğunun da bir göstergesi. Q2′de Button’ın ve Hamilton’ın gösterdikleri performansla, “Acaba mı?” diye düşünen Button, pol şansı olabileceğini hissettiği için iki tur atma kararı almış ancak Vettel’in turunu gördükten sonra da gerçekliğe dönmüş. Bir sürücü için, elinden gelenin en iyisini yapıp enfes bir tur attıktan sonra, rakibinin kendisinden 0,7s hızlı olduğunu görmek gerçekten moral bozucu olmalı. İkinci turunu, Hamilton’ın da kendisini geçememesiyle iptal eden Button, Vettel’in de kendi turunu iptal etmesini sağladı ve her ikisi de böylece lastiklerini iki tur daha korumuş oldular. Sıralama derecelerini bu lastiklerle kaydetmedikleri için, yarışın başında ekstra bir avantaj kazanmayacaklar. İkinci veya üçüncü stint’te belki küçük bir avantaj yaratabilir bu durum.

Vettel, Hamilton, 2011, Çin GP (c) LAT

Sıralama turundan sonra basın toplantısından önce, üç sürücünün ilk buluştukları padok alanında, hem Button hem de Hamilton’ın, Vettel’i kutlarken, “Kolay oldu,” demeleri, bugünkü sıralama turlarını da özetliyor. Hamilton, basın toplantısından da anlaşılacağı gibi bugün sıralama turlarından çok yarışı düşündü. Lastikleri idare etmektense hızlı gitmeyi tercih edip yarın 3 pit-stop yapabilir. Basın toplantısında elleriyle, “Sıralama turuna çıktığım set lastikler var, 1 set yeni opsiyon, 1 set yeni asıl ve 1 de gayet iyi durumda sert lastiğim var,” diye sayması, sanki 4 stint atacağının, dolayısıyla da 3 pit-stop yapacağının sinyalini veriyor. Benzer bir taktiği 2008 Türkiye GP’sinde de denemek zorunda kalmıştı. Bu stratejinin yürüyebilmesi için pistte önünün açık olması ve çok hızlı dereceler kaydetmesi gerekiyor. Neredeyse tüm takımların 2 pit-stop yapacağının düşünüldüğü Çin GP’sinde Pirelli, tek pit-stop yapabilecek takımlar olduğunu da söyledi. Biz elbette bunun hangi takım olduğunu biliyoruz!

Ön gruptaki iki takım, Mercedes, Ferrari ve Renault dışındaki takımlar, bu gruptan biraz fazla uzak olmalarına karşın kendi içinde müthiş bir rekabeti sürdürüyorlar. Force India, Sauber, Williams ve Toro Rosso’nun yer aldığı bu grupta 8 sürücü Q1′de 0,4 saniye aralığında yer aldılar. Dolayısıyla ortalama olarak aralarında 0,02 saniye bulunan bu dört takım, Q2′den Q3′e geçme mücadelesinde de büyük bir savaş veriyorlar. Williams, buraya getirdiği yeni egzozunu, yeterince dayanıklı bulmadığı için kullanmadı ve eski egzoza döndü. Force India’nın, yere basma gücünün düşük olduğu pistlerde 2009′dan beri rekabetçi olduğunu biliyoruz. Takımın burada artan performansının bir sebebi de bu. Sauber ve Williams’ın Q3′e kalıp kalamayacaklarını ise kırmızı bayrak ve ardından gelen trafik nedeniyle sağlıklı bir şekilde değerlendiremedik, ama Toro Rosso’nun da Q3′e tesadüfen çıktığını söylemek yanlış olur. Q2′de kaydettikleri derece, Ferrari’nin Q3 derecesinden sadece 0,4 saniye yavaş. Takımın Q3′teki derecelerinin, Q2′ye göre yavaş olmasının sebebi yeni set yumuşak lastiklerinin kalmamış olması, dolayısıyla eski set lastiklerle tur atmaları. Yoksa Toro Rosso’nun performansı yabana atılır gibi değil.

DRS kullanım alanı arka düzlüğün son 750 metresi olarak belirlendi. Ölçüm yeri de 11. virajın çıkışıyla 12. virajın girişi arasında olacak. 13. virajın oldukça uzun olması ve sürücülerin burada önden kayma yaşayabilecek olmaları, bir saniyelik avantajın kaybedilmesine neden olabilir. Lastik aşınmasının, bir önceki yarışa kıyasla marjinal olmayacağı söylenen yarışta genelde 2 pit-stop bekleniyor. Dolayısıyla takımlar, YUMUŞAK – YUMUŞAK – SERT lastik setlerini kullanarak yarışı tamamlayabilirler. Yumuşak lastiklerin yaklaşık 13 tur, sert lastiklerin de yaklaşık 20 tur dayandığını düşünürsek  56 turluk yarış için 2 pit-stop yeterli olurmuş gibi geliyor. Tabii, Sauber’i ve Hamilton’ı dikkatle takip etmekte fayda var. Takım arkadaşı savaşlarındaki son durumu da verip yazıyı tamamlayayım.

 

Vettel 3 0 Webber
Hamilton 2 1 Button
Alonso 3 0 Massa
Schumacher 0 3 Rosberg
Heidfeld 1 2 Petrov
Barichello 2 1 Maldonado
Sutil 0 3 di Resta
Kobayashi 2 1 Perez
Buemi 2 1 Alguersuari
Kovalainen 3 0 Trulli
Karthikeyan 0 3 Liuzzi
Glock 2 1 d’Ambrosio
       

Ali Ünal

http://www.ali-unal.net/f1 

 


Yorumlar

  1. ''Force India, Sauber, Williams ve Toro Rosso’nun yer aldığı bu grupta 8 sürücü Q1′de 0,4 saniye aralığında yer aldılar. Dolayısıyla ortalama olarak aralarında 0,02 saniye bulunan bu dört takım..''

    burada doğru hesap, 0,05 olmalı.

    güzel bir yazı olmuş, tebrikler.

  2. ben o gazeteciyim diye geçinen elemana bir isim takmıştım ama arkadaşlar silmişlerdi hemen yorumun ardından =)

    ağzını yaya yaya konuşmasına ifrit oluyorum. hani bir lastik bant verip sağdan soldan tuttur be bilader diyesim geliyor =)

    ha bu arada, F1'in F'sinden anladığı falan da yok zaten. sırf kendini göstermek için orada sanırım.

  3. sandro verone avatarı
    sandro verone

    onu fark ettim 🙂
    ama yazınız gerçekten keyifli olmuş…
    ellerinize sağlık….
    bloagunuzu takip ederdim ki burada da sizi görmek keyif verici…
    hamilton'ın ''kolay oldu'' lafını kaçırmışım…bu kayda değer ve düşünülmesi gereken bir yaklaşım…
    yarın beyin savaşlarının yarıştaki gösterisini izleyeceğiz…(Mclaren ve Redbull İçin)

  4. Abi super bir degerlendirme olmus, okurken su aklima geldi, ulkemizde F1 konusunda cok bilgili insan yok, bilenleri lutfen degerlendirelim, bu sebeple Ali Unal arkadasimizi TRT3 de yayinlanan programda yorumcu olarak gormek isterim, ordaki arkadaslarda kismen bilgili ama cok detay bilmiyorlar, bizim gibi yuzeysel yorum yapabiliyorlar, Valla el birligi ile Trt`yi maile bogalim ve bu arkadasimizi cikartalim programa, kendisi kabul etmese bile 🙂 Okay Karacan basta herkes F1 neymis ogrensin abi..

    Not: Orda ismi Kenan miydi Kemal miydi bi herif vardi arada cikiyor yorum yapamaya, herif gazeteciymis bide, abi adam F1`in sahibi Alonso saniyor, Alonso 23. siradan baslayacaksa bile Alonso kazanir diyor herif, boyle bir adamdan yorumcu olurmu? Poyraz Savci bile bu kadar degildi 🙂

  5. Geçen yıla göre %10 daha fazla yakıt harcayan bi motoru var diye biliyorum :S

  6. 🙂 Kubica'yı özlemişim sanırım.

  7. Her zamanki gibi bilgilendirici bir yazı olmuş. Kubicayı da hatırlamış olduk. Kendisine geçmiş olsun 🙂
    Renault un potansiyelini anlayamadık ama startta yine Vettelin yanında bir Renault biterse şaşırmam. Merak ettiğim şey Madem Renault %10 daha fazla ağır yakıt yüküyle çıkıyor ( böyleydi değil mi ) yarışın genelinde bu fazla yakıt egzosu besleyerek ağırlığın dez avantajını ortadan kaldırıyor olsa da bu ağırlık startta takımın aleyhine olmalı ve aracın biraz daha yavaş kalması gerekmiyor muydu ? Egzost beslemeli difüzör ancak hızlı virajlarda kendini gösterebilir. Diğerleriyle benzer kalkış performansını da anlayabilirim ama roket gibi fırlamaları da neyin nesi ya çekiş kontrolle alakalı bir sistem keşfettiler ya da bu fazla yakıt kalkışda ve viraj çıkışlarında işe yarayan bir siteme çalışıyor =p

  8. Dikkatinizi sündürüyorum arkadaşlar.. =))

    son 2dk lık seansda Alonso temiz bi tur atamamış start finish e gelmeden pite giriyor..Massa önü açık olmasına rağmen alonsoyu geçemiyor.. Birönceki turlarına göre yakıtların az oldugunu tahmin edersiniz..herkesin deposu dipteymiştir..

  9. Kubica

    Komedi

  10. kemakinen35  avatarı

    kubica !

  11. Yusuf  Hitay avatarı

    "Kubica, dayanıklılık sorunları nedeniyle Renault’nun ve kendisinin gerçek hızını gösterme şansı bulamadı."

    🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir