İlk üç yarış geride kaldı ve BMW Sauber, takımlar şampiyonasına liderlik ederek şaşkınlık yarattı. Bunun hakedilmiş bir konum olduğunu söyleyebilr misiniz?
Mario Theissen: Gerçek şu ki ilk üç yarışın hepsinde podyumdaydık. İlk olarak Nick Malezya’da en hızlı yarış turunu attı; Robert, Bahreyn’de ilk cebi aldı, BMW Sauber için bir ilkti; ve sonuç olarak takımlar şampiyonasında 30 puan topladık. Bunlar, başkalarının eksikliğinden elde edilmedi. Bunun için çok sıkı bir şekilde çalıştık. Ama gerçek şu ki; sıralama, anlık fotoğraftan fazlasını ifade etmiyor. Ferrari hâlâ en hızlı araçlara sahip ama cesaret verici bir pistteyiz.
Robert’in Bahreyn’deki sıralama birinciliği, takım adına bir tarihti. Bu sezon başlarında, sıralama temponuzun çok rekabetçi olacağını bekliyor muydunuz?
MT: Önceden görülebilir bir şey değildi, özellikle de Ocak ortasında Valensiya’da başımıza gelen felaketler göz önünde tutulduğunda. Bu, hâlâ genç olan takımımız için ilk büyük testti. Ama, hedefimize odaklanmaya devam ettik ve sonuçta planımız dahilinde işler çıkardık. Performans verisi ve pilot ifadeleri, eşzamanlı, analiz odaklı ve benimsenen ölçülerin bir pakediydi. Başarı getirdi. Bahreyn’deki sıralama birinciliği, çabamızda bir başka temel taşını gösteriyor ki, bunun sezonun bu kadar başlarında olması kek üstündeki krema gibiydi. F1.08’in tanıtımından beri araca sadece tempo yüklemedik, Avustralya’daki sezon açılışına kadar geçen 8 haftada bütün bir sezondan daha fazla ders aldık. Geriye baktığımızda bu dönem, çok üretken ve yüksek motiv içinde geçti. Övgülerim, baskı altında olmalarına rağmen asla parçalanmayan Willy Rampf’a ve bütün takıma.
Ferrari’nin hâlâ gridde en güçlü olduğunu kabul edersek, ikincilik için bir değişiklik olduğuna inanıyor musunuz? BMW Sauber, McLaren’i geride bıraktı mı?
MT: Avustralya’daki yarış Ferrari için bir bozgundu ama ondan sonra egemenliklerini korudular ve şu anda referans noktası onlar. Onların arkasındaki durum yakın. Şöyle söyleyeyim; Geçen sene Ferrari ve McLaren arkasında 3. en güçlü takımdık. Şimdi, üç yarışına rdından, zirvedeki üç takımdan biriyiz. Bu, önemli bir farklılık.
Şampiyonluk için 3lü bir mücadele mi olacak?
MT: Amacımız bu. Ama kesin bir karar için henüz çok erken. Barselona’daki yarışta, takımlar güncellenmiş aero paketlere sahip olacaklar ve bu durum, gridde bir değişikliğe neden olabilir.
BMW Sauber’in F1.08 tasarımında geleneklere aykırı bir biçimde yaklaşımının karşılığını aldığını söylemiştiniz. Ama bu kumar, geri tepebilirdi de. Başarı için doğru yolu seçtiğinizi ne zaman anladınız?
MT: Devamlı bir çalışma olmasıyla, özel bir tarihi tam tutturmak mümkün değil. Geçen seneki aracımıza kıyasla F1.08, ileri yönde büyük bir adım. Özellikle aerodinamikte sınırları zorladık, benzer alanları arkamızda bırakarak. Bu, fırstları ve riskleri içeriyordu ve bizim durumumuzda, başlangıçta işe yaramadı. İlk testlerden alınan veriler, konsaptimizdeki zayıflıkları belirlememizde bize yardım etti ve bunları adım adım giderdik. Yan etki olarak da gelişim çalışmalarımızı biledi.
Her iki pilotunuz da podyumun ilk basamağına yaklaştı ve daha yapacaklarınız olduğunuzu söylemiştiniz. Yarış sonrasında ne zaman Almanya veya Polonya milli marşlarını dinleyeceğiz?
MT: Eğer bunu biri tahmin edebiliyorsa Formula 1’in tadı daha az olur, değil mi? Herhangi bir durumda, mümkün olduğunca kısa sürede kendi millimarşımızı çaldırmak için elimizden gelenin en iyisini yapacağız.
Bazı gelişimleriniz gelecek Barselona testlerinde ortaya çıkacak mı?
MT: Önceden de söylediğim gibi Avrupa yarışlarının başlangıcı Barselona’da bütün takımlar bir gelişim çalışmasından geçmiş olacak. Biz de öyle. Bizim çalışmalarımızın başarılı olacağına inanıyoruz.
İlk üç yarıştan elde edilen veriler ışığında, aracın hangi bölümlerinde gelişim gerekiyor.?
MT: Daima bütün bir paket olarak gelişim gerekiyor ama doğal olarak önem, arttırım için en büyük potansiyele sahip olan aerodinamikler üzerine olacak. Ama ayrıca mekanik parçaların da hasasiyei üzerinde duracağız
Bu yararlı sezonunuzun bir başka sonucu, Robert ve Nick’in puanlar alma konusunda artık "şanslı" olmadıkları. Bu durum, BMW’nin Formula 1 yarışlarına olan yatırımlarında idari bakış şeklinde herhangi bir değişiklik yarattı mı?
MT: BMW’nin Formula 1’a bağlılığı dama uzun dönemli planlanmıştır. Bu yüzden iyi veya kötü zamanlarda yoldan sapmayacaktır. Önemli olan, her zaman gerçekçi kalma tutumudur. Yönetim kurulumuzun sorumluları sadece büyük yetenekleriyle orada durmazlar, bunun yanında onlar, sporseverliğe aşırı derecede tutkuludurlar. Ve işer, şu anki denge tablosuna bakarak memnun olduğumuzu söylemeden devam edecektir.
Bir yanıt yazın