Savunulanın hangi konuyla olduğunun bir önemi yoktur. İster siyaset olsun, ister eğitim, ister sanat, ister felsefe ya da bambaşka bir şey. Bir insan savunduğu şeyi ifade ederken kendisi gibi düşünmeyenlere saygı göstermiyor, saygı göstermeyi bırakın hakaret ediyorsa o kişinin kişiliğinden endişe duyarım ve uzaklaşırım.
Herkes istediğini düşünmekte, bu düşünceyi savunmakta elbette özgürdür ve insanlık gereği bu tür farklılıklar gayet normaldir. Gel gör ki bazıları ortadaki bazı farklılıkları kullanarak insanlara saldırmayı bir şey sanmaktadır. Nitekim bugün Vatan gazetesinin internet sitesindeki köşesinde yazan Selahattin Duman adlı kişi de bunu yapmıştır.
Aslında amaç çok açık. Belli bir noktaya gelmişsin. Türkiye’deki binlerce Formula 1 taraftarının çok yakından takip ettiği bir konu var ve bu konu hakkında yazarsan reyting yapacaksın. Nitekim istediğini de yapmıştır. Buna ihtiyacı mı var diye sormayın. Medya sektöründe yer alan herkesin ve köşe yazanların bunlara ihtiyacı vardır. Yazmak en doğal hakkıdır ancak insnaların kişilik haklarına saldırmak kimsenin hakkı değildir.
Saygıdeğer büyüğümüz (!) Formula 1’in Türkiye’den gitmesi gerektiği tezini savunurken (Bu konuyu tartışmanın bir anlamı yok, gitmek istesini savunabilir) sağa sola saldırmış. Çok haklı, bizim medyamızda ön planda olmak istiyorsan sallayacaksın. Yalnız ne kadar büyük hata yaptığının farkında değil. Aklı başında olan bir insan nasıl olur da hiç bilmediği insanlara karşı Pezevenk ya da Otistik diyebilecek kadar alçalabilir? Hadi böyle bir rezilliği yaptın, nasıl olurda Türkiye’de binlerce aile böyle bir hastalıktan müzdaripken, böylesine hassas bir hastalığı diline dolayıp yakışıksız bir benzetme yapabilir?
Daha fazlasını da yazmak isteriz ancak düşündükçe sinirler tepe taklak oluyor. Allah’tan düşünme yetisine sahibiz. Yoksa biz de saçmalamanın dozunu arttırıp mazallah yanlış benzetmeler yapabiliriz.
Mevlana’nın dediği gibi “Akıllı insan düşündüğü herşeyi söylemez, fakat söylediği herşeyi düşünür.”
Tepkileriniz için:
Bir yanıt yazın