Moss, Mercedes'i Tebrik Etti

yazar:

kategori:

Mercedes, 1955 İtalya yarışında Juan-Manuel Fangio ve Piero Taruffi’nin duble zaferinden beri Formula 1’de fabrika takımı olarak galibiyet kazanamamıştı..

Aynı yarışta Mercedes adına yarışan ancak yarışı tamamlayamayan Moss, Rosberg ile ilk galibiyetini alan Mercedes’in daha fazla kazanmasını bekliyor

Moss “1955’ten beri zaman çok değişti. Ancak o zaman ile şu an arasındaki en büyük fark, Mercedes’in 1955’te Monaco yarışı hariç spor araçlar yarışı dahil tüm yarışları kazanmasıydı. Mercedes’in tekrar aynı üstünlük seviyesine dönmesi harika olur.” 

“Nico Rosberg’e, Mercedes-Benz’e ve Ross Brawn ile takımına 2012 Çin GP’yi kazandıkları için tebrikler. Michael’in formuna döndüğünü gösteremediği için üzgünüm.” dedi.

 


Yorumlar

  1. muammer sandıraz avatarı
    muammer sandıraz

    Şu tebriğin altında Rosberg i överken bile (övülecek yanı olsa bari ) Schumi nefreti yatıyor.

  2. okuyanlar için faydalı bir yazı olacaktır. çok uğraştım çünkü bu sporun ''usta'' takımını size anlatacağım. 12 saat önce yazdım ancak site yayınlamadı inşallah yayınlayacaktır bu kez.

    Son 50 yıl içinde Formula 1'de genel olarak İngiliz takımlarının egemenliği görülüyor. Italyan Ferrari takımıysa yüksek bir başarı grafiği çizmeyi sürdürebilmiş bir diğer takım.
    Formula 1'in yoğun mücadele ortamı teknolojik bir savaştan farksızdır. Formula 1'de İngiliz düşünüş tarzının diğer tüm avrupa ülkelerinden daha baskın çıktığını görüyoruz, politik açıdan kulağa doğru gelmeyecek belki ama istatistikler bu işi İngilizlerin daha iyi yaptığını kanıtlıyor.

    AMA TARİH BUNUN DAİMA BÖYLE OLMADIĞINI SÖYLÜYOR;
    Grand prix yarışlarını disiplinsiz parasız ve ayrıntıya önem vermeyen bir takımın kazanması mümkün değil. İngilizlere bu acı dersi veren 1930'ların o muhteşem Mercedes Benz takımı olmuştur.
    Almanlar daha önce amatör centilmenlerin uğraştığı bu spor dalına profesyonellik kavramını getirmişlerdi. Mercedes Benz'in Gümüş Okları Hitler Almanyasınında Gurur kaynağıydı.
    Hitler'in ''Alman ulusunun herşeyde en iyi olduğunu göstermek gibi bir saplantısı vardı, Grand Prix yarışlarına katılamanında Almanların mühendislik örgütlenme ve yönetim gibi konularda üstünlüğünü sergilemek için bulunmaz bir fırsat olacağını düşündü.''
    Mercedes Benz firmasına hatırı sayılır oranda Finansal Destek sağlayarak ileri teknoloji ürünü yarış arabaları üretilmesini sağladı. Mercedes Benz 1937 – 1938 yıllarında gerçekten görülmeye değer bir takımdı gürültülü hızlı ve gösterişli arabaları vardı. ama rakipsizdiler yani Mercedes yarışları tüm diğer takımların 5 dakika önünde tamamlıyordu tamamen farklı bir lig'de yarışıyorlardı aslında.
    Süperşarjlı 3 litrelik v12 motorlarıyla Mercedes Benz W154'ler 1938 trablus grand prix sinde tüm rakiplerini ezip geçti. Mercedes'in başarısının ardında takım yöneticisi Alfred Neubauer'in örgütleme dehası vardı. 1.Dünya Savaşında avusturya ordusunun motorize topçu birliklerini örgütleyen Alfred Neubauer Gümüş Oklar için el ve bayrak işaretlerine dayanan sinyaller geliştirdi. Bunlar sayesinde yarış sırasında sürücülülerle iletişim kurması mümkün oldu.
    Ne yazık ki Hitler'in daha büyük hırsları yüzünden grand prix yarışları 1939 sezonunun ardından bir duraklama dönemine girecekti. ama o duraklama döneminden önce Gümüş Oklar Tarihe adlarını yazdırdılar. İleride onların koyduğu standartları başka bir takımın yakalayıp yakalamayacağı merak konusuydu.
    2.Dünya Savaşından önce grand prix yarışları Almanların egemenliğindeydi, Alfred Neubauer yönetimindeki Mercedes Benz bugünün Formula 1 takımlarını tanımlayan profesyonellik ilk belirleyen ekip olmuştu.
    2.Dünya Savaşının ardından Almanya'nın enkaz altında kaldığını gören İngiliz motor endüstrisi bir zamanlar Mercedes Benz'in elinde bulunan egemenliği eline geçirmek için kolları sıvadı.
    1.5 Litrelik BRM (British Racing Motors) un en yeni arabası olması dışında 160 farklı İngiliz firmasınında ortak yapımı, Hedefi yarışçılıkta İngilizlerin Sahip olduğu prestiji yeniden yükseltmek. BRM'in 1950 yılında pistlere çıkacağı tahmin ediliyor. İddalı BRM projesinin fikir babası yarışçı centilmen Raymond Mays'di ama Mays'in esin kaynağı Almanya'ydı.
    Savaşın sonları yaklaşırken müttefikler Almanya'nın teknik kadrolarını yağmalamış, Amerikalılar Alman roket bilimcileri kendi taraflarına çekerken İngilizlerse Almanların Grand prix başarısını çalmaya karar vermişlerdi.
    İngiliz Kraliyet Yayın Dairesi Başkanlığı 1948 yılında;
    1934 – 1939 yılları arası Alman Grand prix yarış arabalarının gelişimine dair inceleme diye adlandırdığı gizli bir rapor yayınladı. Bu rapor BRM'in temelini oluşturacaktı.
    Oysa BRM yanlış bir başlangıçtı. Mercedes W154'ün küçük bir kopyası gibiydi. ama süperşarjlı 1.5 Litrelik v16 motor yüzünden teknik açıdan çok karmaşıktı dahada kötüsü Raymond Mays bir Alfred Neubauer değildi. Belli bir hedefi olmayan BRM projesi çok geçmeden halk için bir utanç kaynağı haline geldi.
    BRM projesi yarışı kazanmak için en gerekli şeyin ne olduğunu kavrayamamış kişiler tarafından yönetiliyordu teknik açıdan harika fikirleri vardı ve incelikli bir araba inşa etmişlerdi ama bunlar asla işe yaramadı. İngilizler Endüstri Sponsorluğundaki Motor Yarışlarında kötü olduklarını anlamışlardı, Kazanmanın Başka bir yolu olmalıydı.
    1954 yılında Alfred Neubauer ve Mercedes Benz takımı Grand prix yarışlarına geri döndü, Gümüş Oklar o gizli bileşenlerini kaybetmemişlerdi. BRM'de olmayan herşey onlarda vardı tepeden tırnağa jilet gibi ve acımasızca etkiliydiler.
    Mercedes Benz'in dönüşü yeni kurulan batı Almanya'nında umutlarını simgeliyordu takım 1 sezon içinde motor yarışlarında egemenliği yeniden ele geçirdi.
    1955 İngiltere Grand prix sinde ilk 4 sırayı Mercedes Benz'in arabaları aldı. Mercedes Benz Sürücüsü Stirling Moss Formula 1'in yeni çağında İngilterede yapılan bir yarışı kazanan ilk İngiliz olmuştu. Alfred Neubauer'in takımı yine eskisi gibi durdurulamaz görünüyordu. ama takımın egemenliği yine bir trajedi ile sona erecekti. Mercedes Benz o sezonun sonunda tüm motor sporlarından çekildiğini açıkladı.
    Haftalar önce takım motor sporları tarihinin en kötü kazasıyla sarsılmıştı. 24 saatlik Lemans yarışında pitstop'a girmek için yavaşlarken daha küçük bir arabaya çarpan Mercedes Benz seyircilerin üzerine uçmuştu 80'den fazla kişinin hayatını kaybettiği kazanın ardından Mercedes Benz 30 yıl boyunca bir daha grand prix yarışlarına dönmeyecekti.

    Okuyan arkadaşlara gerçekten spor tarihinin başlarında en iyi takımın Mercedes Benz olduğunu ve talihsiz olaylar yaşadıklarını anlatmaya çalıştım anlattıklarım birebir doğru olaylardır içine kendi kattığım hiç bir şey yok. sadece katacağım şu;
    Formula 1 tarihindeki Her takım Mercedes'ten birşeyler öğrenmiştir. Bugünkü takımların herşeye hazırlıklı riskleri en aza indirgemiş ve herkesin görevini bildiği birer ekip haline gelebilmişse bu kendilerine 1930'ların Mercedes Takımını örnek aldıkları içindir.
    Mercedes Benz bu mükemmel örgütlenmeyi bundan 80 yıl önce tamamlamıştır.

  3. Yazıyorum şimdi oku ve küçümsediğin Takımın Nasıl ÜSTÜN olduğunu anla. sana bu iyiliği kimse yapmaz başka yerde kaynak aramana gerek yok.

    Son 50 yıl içinde formula 1'de genel olarak ingiliz takımlarının egemenliği görülüyor. Italyan Ferrari Takımıysa yüksek bir başarı grafiği çizmeyi sürdürebilmiş bir diğer takım.
    Formula 1'in yoğun mücadele ortamı teknolojik bir savaş'tan farksızdır. Formula 1'de ingiliz düşünüş tarzının diğer tüm avrupa ülkelerinden daha baskın çıktığını görüyoruz, politik açıdan kulağa doğru gelmeyecek belki ama istatistikler bu işi ingilizlerin daha iyi yaptığını kanıtlıyor.

    AMA TARİH BUNUN DAİMA BÖYLE OLMADIĞINI SÖYLÜYOR
    Grand prix yarışlarını disiplinsiz parasız ve ayrıntıya önem vermeyen bir takımın kazanması mümkün değil. İngilizlere bu acı dersi veren 1930'ların o muhteşem Alman Mercedes Benz takımı olmuştur.
    Almanlar daha önce amatör centilmenlerin uğraştığı bu spor dalına profesyonellik kavramını getirmişlerdi. Mercedes Benz'in Gümüş Okları (silver arrows) Hitler Almanyası'nında Gurur Kaynağıydı.
    ''Hitler'in Alman ulusunun herşeyde en iyi olduğunu göstermek gibi bir saplantısı vardı, Grand Prix yarışlarına katılmanında Almanların mühendislik örgütlenme ve yönetim gibi konularda üstünlüğünü sergilemek için bulunmaz bir fırsat olacağını düşündü. Mercedes Benz Firmasına Hatırı Sayılır oranda Finansal Destek Sağlayarak ileri teknoloji ürünü yarış arabaları üretilmesini sağladı.''
    Mercedes Benz 1937 – 1938 yıllarında gerçekten görülmeye değer bir takımdı. gürültülü hızlı ve gösterişli arabaları vardı ama rakipsizdiler. yani mercedes benz yarışları tüm diğer takımların 5 dakika önünde tamamlıyordu. tamamen farklı bir ligde yarışıyorlardı aslında. Süperşarjlı 3 litrelik v12 motorlarıyla Mercedes Benz w154'ler 1938 Trablus grand prix sinde tüm rakiplerini ezip geçti. Mercedes'in başarısının ardında takım yöneticisi Alfred Neubauer'in örgütleme dehası vardı. 1.dünya savaşı sırasında avusturya ordusunun motorize topçu birliklerini örgütleyen Alfred Neubauer gümüş oklar için el ve bayrak işaretlerine dayanan sinyaller geliştirdi bunlar sayesinde yarış sırasında sürücülerle iletişim kurması mümkün oldu. Ne Yazık ki Hitler'in Daha Büyük Hırsları Yüzünden grand prix yarışları 1939 sezonunun ardından bir duraklama dönemine girecekti. ama o duraklama döneminden önce Gümüş Oklar Tarihe adlarını yazdırdılar. İleride Onların Koyduğu standartları başka bir takımın yakalayıp yakalamayacağı merak konusuydu.

    2. Dünya Savaşından önce grand prix yarışları Almanların Egemenliğindeydi, Alfred Neubauer yönetimindeki Mercedes Benz Bugünün formula 1 takımlarını tanımlayan profesyonellik standartlarını ilk belirleyen ekip olmuştu.

    2.Dünya Savaşının ardından Almanya'nın enkaz altında kaldığını gören İngiliz motor endüstrisi bir zamanlar Mercedes Benz'in elinde bulunan egemenliği eline geçirmek için kolları sıvadı.
    1.5 litrelik BRM. (British Racing Motors)un en yeni arabası olması dışında 160 farklı ingiliz firmasınında ortak yapımı hedefi yarışçılıkta İngilizlerin Sahip olduğu prestiji yeniden yükseltmek. BRM'in 1950 yılında pistlere çıkacağı tahmin ediliyor. İddalı BRM projesinin Fikir Babası yarışçı centilmen Raymond Mays'di ama Mays'in esin kaynağı Almanyaydı. Savaşın sonları yaklaşırken Müttefikler Almanya'nın teknik kadrolarını yağmalamış, Amerikalılar Alman Roket Bilimcileri kendi taraflarına çekerken, İngilizlerse Almanların grand prix başarısını çalmaya Karar vermişlerdi.

    İngiliz Kraliyet Yayın Dairesi Başkanlığı 1948 yılında 1934 – 1939 yılları arası Alman Grand Prix yarış arabalarının gelişimine dair inceleme diye adlandırdığı gizli bir rapor yayınladı. Bu Rapor BRM'in Temelini oluşturacaktı.
    Oysa Brm yanlış bir başlangıçtı Mercedes w154'ün küçük bir kopyası gibiydi, ama süperşarjlı 1.5 litrelik v16 motor yüzünden teknik açıdan çok karmaşıktı daha da kötüsü Raymond Mays bir Alfred Neubauer değildi. Belli bir hedefi olmayan BRM projesi çok geçmeden halk için bir utanç kaynağı haline geldi. BRM projesi yarışı kazanmak için en gerekli şeyin ne olduğunu kavrayamamış kişiler tarafından yönetiliyordu. teknik açıdan harika fikirleri vardı ve incelikli bir araba inşa etmişlerdi ama bunlar asla işe yaramadı. İngilizler Endüstri Sponsorluğundaki motor yarışlarında kötü olduklarını anlamışlardı Kazanmanın Başka bir yolu olmalıydı.

    1954 yılında Alfred Neubauer ve Mercedes Benz takımı Grand Prix yarışlarına geri döndü Gümüş Oklar o gizli bileşenlerini kaybetmemişlerdi BRM'de olmayan herşey onlarda vardı. Tepeden Tırnağa Jilet gibi ve Acımasızca Etkiliydiler. Mercedes Benz'in dönüşü yeni kurular Batı Almanya'nında Umutlarını simgeliyordu takım 1 sezon içinde motor yarışlarında egemenliği yeniden ele geçirdi.
    1955 İngiltere Grand Prix sinde ilk 4 sırayı Mercedes Benz'in arabaları aldı. Mercedes Benz Sürücüsü Stirling Moss Formula 1'in yeni çağında İngilterede yapılan bir yarışı kazanan ilk ingiliz olmuştu. Alfred Neubauer'in takımı yine eskisi gibi durdurulamaz görünüyordu, ama takımın egemenliği yine bir trajedi ile sona erecekti. Mercedes Benz o sezonun sonunda tüm motor sporlarından çekildiğini açıkladı. Haftalar önce takım Motor sporları tarihinin en kötü kazasıyla sarsılmıştı 24 saatlik Le mans yarışında pitstop'a girmek için yavaşlarken daha küçük bir arabaya çarpan Mercedes Benz seyircilerin üzerine uçmuştu. 80'den fazla kişinin hayatını kaybettiği kazanın ardından Mercedes Benz 30 yıl boyunca bir daha grand prix yarışlarına dönmeyecekti.

  4. Uzun uzun yorulmanıza gerek yok F1 tarihini bilmeyen biri değilim sadece neden en başarılı takımdır onu yazın yeterli bizde şahsi görüşünüze katılıp katılmadığımızı yazalım.

  5. Tamam işte kendi elinizle yazıyorsunuz gel gitlerini. Motorsporlarında Porsche'den Ford'a Maserati'den Mclaren'a hepsinin hakim olduğu dönemler var fakat bu onları tarihin veyahut F1'in başarılı takımı yapmıyor. Mercedes-Benz denilince motorsporlarında 5-6 isimden sonra akla gelir ancak kimse kusura bakmasın 70-80 yaşında değiliz biz. 🙂

  6. Başlığı "Moss, Mercedes'i Terk Etti" olarak okuyup, bu yaşında Moss'un Mercedes'te daha ne işi var diye düşünüp, Moss'un Wiki sayfasını tekrar inceleyip, MGP'nin sitesini alt üst edip bir şey bulamamanın ardından başlığı yanlış okuduğumu fark etmek…

  7. Mercedes SL 50'li yılların en hızlı otomobiliydi.1954 ve 1955'in şampiyon otomobili 290 HP (2.5 litre düz sekiz silindir.)idi.1960'lı yıllara kadar kimse daha güçlü bir F1 otomobili yapamadı.1955 yılındaki Le Mans yarışında 83 kişi öldü.O tarihten sonra 1988 yılına kadar Mercedes hiçbir büyük motorsporları organizasyonuna katılmadı.1988 sonrası genç sürücü programı çerçevesinde yavaş yavaş motor sporlarına döndü.Schumacher'de o programın bir ürünüdür.

  8. Arap ortaklıktan kastın aabar ise, bildigim kadarıyla daimler ag'de sadece %10 hisseleri var.Günümüz otomobil dünyasındaki ortaklıkları,platform paylaşımlarını falan düşününce bana hiçbişey gibi geliy bu oran.

  9. anlatacağım uzun uzun mercedes'in geçmişinin ne kadar iyi ve spor tarihinde neler yaptıklarını ve ne için ayrıldılarını…

  10. Aynı AMG'yi bünyesine katması gibi…

  11. O zaman ile şu zaman arasında ki en büyük fark, o zaman safkan bir Mercedes var iken bu zaman şampiyon yeni bir takım üzerine kurulmuş marka etiketi var.

  12. Hangi en başarılı, öyle gel gitlerle en başarılı olunmuyor.

  13. Zamanının safkan alman Mercedes'inin pilotları İngiliz Moss, Arjantinli üstad Fangio ve İtalyan Taruffi'den sonrasına bak; ki milliyetçiliğin tavan yaptığı o zamanlar niye pilotlar alman değil diye sitem etmiyorlardı. Şimdi Mercedes-Benz'in kendisi Arap ortaklı, araç üretiminin büyük çoğunluğu artık Almanya dışında yapılıyor; takım ise Tyrell'den İngiliz-Amerikan ortaklı BAR'a, ordan Honda'ya devirli, ordan Brawn'a, ordan Mercedes'e devredilmiş ve İngiltere'de ikamet etmekte; takım patronu ve Formula 1'in % 70-80'ini teşkil eden şase-aero bölümünün mühendis-teknikerlerinin büyük çoğunluğu da İngiliz; ama pilotlarından biri ülkesine vergi ödememek için İsviçre'de yaşayan(bir dönem öyleydi şimdi bilmiyorum) efsanevi Schumi, diğeri eski şampiyon Keke'nin Fin melezi Alman vatandaşı oğlu Rosberg. Tebrik, safkan takımın sir ünvanlı efsane pilotu Moss'tan geliyor v.s.. Şimdi Almanlar bu sporun neresinde Almancılık yapacaklar diye düşünüyorum ama yapabiliyorlar işte. Adamlar 'ruhumuzu kattık, o yetmez mi' diyorlar demek ki; yeter 🙂

  14. Formula 1 deki en başarılı takım gerçekte mercedes'dir. yani silver arrows(gümüş oklar) hemde kazanma potansiyeli en yüksek takım formula 1'in ustası onlar çünkü bu gerçeği formula dünyası dışında pek az kişi biliyor. konuyu açmamı isteyen arkadaşlar olursa onlar için anlatabilirim. bende mercedes'i tebrik edenlerdenim…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir