Jenson Button ile Söyleşi

yazar:

kategori:

Gece uykunu kaçıran ne olur?

Jenson Button: Kız arkadaşım beni tekmelediğinde biraz kaçar, çünkü kendisi biraz huzursuz. (gülüşmeler) Şakaydı.Ama gerçek olan şey, uyumak için biraz mücadele veririm. Uyuyuna kadar etrafımda dönüp dururum – ve sanırım uykumda da çok fazla dönüp duruyorum.


Hayatından bir şeyi çıkarmak isteseydin – hayatının geri kalanı için – bu ne olurdu?
JB: 
Çamaşırlarımı yıkamak. Bunu yapardım, evet! Onları ütülemekten nefret ediyorum. Temizlik ile görevli bir çalışanımız var, ancak ara sıra ben de yaparım – ve bundan hoşlanmıyorum

 

Hayatındaki en değerli ders nedir?
JB: 
Zor zamanlarda, daima savaşmaya devam etmelisin. İş bitene kadar asla pes etme.

Neye hayranlık duyarsın?
JB: 
Diğer insanları önemseyen ve onların düşündüklerini hissedebilen insanlar. Tabi ayrıca alanında iyi şeyler yapanları da – Rafael Nadal veya iş dünyasında biri gibi – doğru yolda bir şeyler yapabilen herhangi biri.

Genç hâline bir şeyler tavsiye etmek isteseydin, ne derdin?
JB: 
Muhtemelen, Honda ve Williams günlerinde, imzaladığım anlaşmaları daha iyi anlamak ve yöneticilerimi seçmek için daha fazla zaman (gülüşmeler) Şu anda doğru bir tane buldum, ancak bu biraz uzun zaman aldı.

Eğer yarış kariyerin bu sezondan sonra biterse, hayatının geri kalanında ne yaparsın?
JB: 
Hâlâ motorsporlarıyla iç içe olmak istiyorum, bir sürücüle çalışabilirim ve bir sürücünün kariyerine dahil olabilirim. Ona verebileceğim bir sürü şey var – bir sürü tecrübe, iyi ve kötü. Üç aşama var ve yapılacak bir başka şey ise, dünya şampiyonluğu için bu üç aşamada iyi nitelendirilmek. Bu, hayatta kendime yapabileceğim büyük bir yardım. Bu, kesinlikle yapmayı deneyeceğim bir şey.

Kişiliğini en iyi yansıtan hayvan hangisi?

JB: Of, zor bir soru. Bu bir kedi olamaz, bundan eminim. Kediler kendi başına olma konusunda iyidir, yalnızdır, halbuki ben etrafımda insanların olmasını isterim. Geçenlerde Ascot’taydım ve atların, diğer türlerden arkadaşları olduğunu duydum – koyunlar ve keçiler onlara ahırlarda arkadaşlık ediyordu – o yüzden bir at olmak isterdim. Neden olmasın?

Hayatında kazanmaktan daha önemli olan şey nedir?
JB: 
Hiçbir şey.

Cebindeki son para ile ne alırdın?
JB: 
İyi bir mezar taşı. Umarım.

En büyük zayıflığın nedir?
JB: 
Sorunlar hakkında çok fazla düşünmek. Bir sorunum olduğunda, hakkında düşünmeye ve onu zihnimin bir köşesine göndermeye çalışırım – ya da onu tamamiyle kafamdan atmaya çalışırım. Bazı şeylerin üzerine fazla gidiyorum. Bunu dış dünyadan nasıl saklayabilirim ki? Bilmiyorum – bu biraz aldatıcı – tecrübe bizi buraya getirdi.

En sevdiğin koku nedir?
JB: 
Karting günlerime dönelim ve herhalde gres yağı. Eski karting günlerimde onunla harika anılarım var.

Seni rahatlatan yiyecek hangisi?
JB: 
Gerçekten tatlıya düşkün biriyim, banoffee pie diyebilirim – ya da bunun gibi şeyler. Sufleleri de severim – Fransız suflesi de harika olurdu.

Bir yarıştan sonra eve gittiğinde yaptığın ilk şey nedir?
JB: 
Arkadaşımla akşam yemeğine giderim veya bir bira açarım. 

Seni ne korkutur?
JB: 
Başarısızlık, herhalde. Ama, aslında düşününce o kadar da korkmuyorum. Yani artık değil (gülüşmeler)

Evin gibi tattıran şey nedir?
JB: 
English breakfast tea.

En mutlu olduğun an hangisiydi?
JB: 
Podyumun tepesindeyken daima mutluyum. Bu, uğruna sıkı çalıştığım bir şey. Deyim yerindeyse “İşte bu!” Özel hayatımda ise, aile bireyleriyle ve arkadaşlarla birlikte olmak. Bir teknede samimi arkadaşlarımla birlikte olmak. Ya da kız arkadaşımla Japonya’da olmak, Japon tarzı bir otelde Japon yemeği yemek ve kimono giymek…

Vereceğin en iyi tavsiye nedir?
JB: 
Gerçekten bilmiyorum. Hayatımı ve beni şekillendire bir sürü şey oldu, o yüzden tek bir şeye indirgeyemeyeceğim.

Her zaman geleceğini düşünen bir adam mısın?
JB: 
Hiçbir zaman geleceğin gelecekteki hâlimi düşünmedim, özellikle de bir çocuk iken…

İstesen de unutamadığın olay hangisi?
JB: 
Heralde, 2012 Kanada GP.

Hayatının geri kalanını bir yerde geçirmek zorunda kalsaydın, orası neresi olurdu?
JB: 
Hâlâ bilmiyorum. Sevdiğim birçok yer var. Japonya’yı seviyorum, Fransa’nın güneyini de seviyorum, Monako’yu seviyorum, ve Hawaii’yi seviyorum. Heralde bunlardan birini seçerdim.


Yorumlar

  1. hahaha!

    "Türk lirası, Mark ve Dolar'a yüksek faiz" diyen bir banka vardı, ismi lazım değil. Kesin oraya yatırmıştır dayı parasını 🙂

  2. Cebindeki son para ile ne alırdın?

    Alakasız belki ama bakın aklıma neyi getirdi 🙂

    Yanılmıyorsam 2002'nin yaz aylarıydı. 2001 krizinin etkilerinin biraz biraz azaldığı dönemdi. Televizyonda akşam haberlerini izliyorum. Vatandaşa, "Yarın kıyametin kopacağını bilsen ne yaparsın?" şeklinde soru soruluyor. Çok çeşitli cevaplar geliyor. İbadet ederim diyen de var, zamanı eğlenceyle geçiririm diyen de. Ama bir dayının cevabı vardı ki…

    Muhabir: Efendim, yarın kıyamet kopacak olsa ne yapardınız?
    Dayı: Dolar alırdım!

  3. button yağmurda lewis'i görememişti yarıştan sonra da özür diledi, yoksa lewis beni geçiyor diye gidip çarpacak biri değil, lewis'in ondan hızlı olduğunu kendisi dahil tüm dünya biliyor.

  4. Abuzer Kadayıf avatarı
    Abuzer Kadayıf

    Lewis i duvara yapıştırdığı yarıştan bahsediyordur. buttonın gözümde bittiği yarıştı.birde bahaneler üretmesi yok mu! sinsilikte sınır tanımayanlar örgütüne mensup.takımımdan gittiği gün bayram edeceğim.

  5. onur çakır avatarı

    hayır unutamadığın demiştir belki orjinale yanlış yazmışlardır

  6. Tifosi6178_  avatarı

    Cebindeki son para ile ne alırdın?
    JB: İyi bir mezar taşı. Umarım.

    Gece gece buna çok güldüm 😀 😀

  7. valla ben de 2011'dir dedim ama, orijinal metinde 2012 yazıyor. ben de anlamadim 🙂

    "unutmak istediğin hâlde" diye sorulduğuna göre, doğrudur Harika 2011 yarışının üstünde kötü gelmiştir tur yemek.

  8. Yusuf  Hitay avatarı

    2012 kanada yarışını, takım arkadaşından tur yediği için mi unutamamış, yoksa bir imla hatası mı var ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir