Unutulan Pistler Bölüm 1

yazar:

kategori:

Bu yazı dizisinde geçtiğimiz yıllarda Formula 1 organizasyonuna ev sahipliği yapmış, fakat çeşitli sebeplerle takvimden çıkarılmış pistleri hatırlayacağız. Yazıyı hazırlarken 1990 ve sonrasında Formula 1 takviminden ayrılan pistlere değindim. Daha eski pistler bu listeye dâhil edilmemiştir.

Günümüzde F1 takvimine para karar veriyor. Eski efsane pistlerden bazıları ayakta kalabilirken, bazıları birer birer takvimden düştüler. Böylece artık Bahreyn, Abu Dhabi, Singapur ve Valencia Cadde Pisti gibi sıkıcı pistlere sahibiz.

Paul Ricard, Fransa


Uzun süre Fransa GP yarışının düzenlendiği pist, çeşitli varyasyonlarıyla 1970’den beri takvimde kalmıştır. 1990 yılında koşulan son yarışı Ferrari’siyle Alain Prost kazandı. 3,813 km uzunluğundaki pistin en hızlı turunu, yine 1990 yarışında Ferrari’den Nigel Mansell atmıştır.

Phoenix Cadde Pisti, Amerika Birleşik Devletleri


1989 ve 1991 yılları arasında takvime dâhil edilip, yeterli seyirci kitlesi yakalanamadığı için yerini kaybeden Phoenix pistindeki son yarışı, Mclaren’iyle pole pozisyonundan kalkan Ayrton Senna kazanmıştır. 3,721 km uzunluğundaki pistte en hızlı tur ise aynı yarışın 49. turunda Jean Alesi (Ferrari) tarafından atılmıştır.

 

Autódromo Hermanos Rodríguez, Meksika


İlk olarak 1962’de şampiyona dışı bir yarışa ev sahipliği yapan pist, 1992 yılına kadar bazı aralıklarla takvimde yer aldı. Çok çok hızlı son virajıyla dikkat çeken pist, oval versiyonuyla NASCAR yarış takviminde bulunuyor. 1992 yılındaki son F1 yarışını Williams’ıyla Nigel Mansell kazandı. 4,421 km uzunluğundaki pistte en hızlı tur ise Gerhard Berger tarafından atılmıştır.

 

Donington Park, İngiltere


1993 yılında Avrupa GP adı altında sadece bir kez Formula 1 yarışına dâhil olan pistte efsanevi bir yarış yaşanmış, yağmurda koşulan yarışta Ayrton Senna ikinci hariç herkese tur bindirmiş ve ikinci olan Damon Hill’e 1,5 dakika civarı fark açmıştır. 4,023 km uzunluğundaki pistte en hızlı tur zamanını ise tabi ki Ayrton Senna atmıştır.

 

Kyalami, Güney Afrika


1967’den beri bu pistte yapılan Güney Afrika GP, 1993 yılında son yarışını düzenledi. 4,261 km uzunluğundaki bu pistte Williams’ıyla Alain Prost ilk sırayı alırken, yine kendisinin yaptığı en hızlı tur ise 1:19.492 olarak ölçüldü. 2 tur kala başlayan fırtına ve sağanak yağmurun da etkisiyle sadece 5 araç yarışı bitirebildi. Ayrıca bu yarış, Sauber takımının katıldığı ilk F1 yarışıdır.

 

Adelaide Cadde Pisti, Avustralya


1985’den 1995’e kadar toplam 11 F1 yarışta Avustralya GP adıyla sahne alan Adelaide Cadde pisti, Monaco’dan sonra belki de F1 taraftarlarının en çok sevdiği pisttir. 3,780 km uzunluğundadır ve bazıları çok hızlı, bazıları ise çok dar ve tümsekli 16 virajdan oluşur. 1995 yılında yapılan son yarışı bir Patrich Head/Adrian Newey mucizesi Williams FW17B ile Damon Hill kazanmıştır. Aynı yarışın serbest antrenman seansında Mika Hakkinen, Mclaren’iyle çok ciddi bir kaza geçirmiş, olay yerinde ilk müdahale yapıldıktan sonra hastaneye kaldırılmıştır. Pistte atılan en hızlı tur ise 1:15.381 ile 1993 yılında Damon Hill tarafından kaydedilmiştir.

 

Okayama International Circuit, Japonya


1992 yılında inşa edilen pist, 1994 ve 1995 Formula 1 sezonlarında takvimde yer almıştır. TI Circuit Aida adıyla da anılan pistte yapılan her iki yarışı da Michael Schumacher kazanmıştır. 3,703 km uzunluğundaki pistte en hızlı tur zamanını 1994 yılında Benetton B194’üyle Michael Schumacher kaydetmiştir.

 

Estoril, Portekiz


1984’den 1996’ya kadar 13 F1 yarışına Portekiz GP adıyla ev sahipliği yapan Estoril pisti, 1994 yılındaki Roland Ratzenberger ve Ayrton Senna ölümlü kazaların ardından ufak bir değişiklik yapılmak suretiyle aynı şekliyle kullanılmıştır. 4,360 km uzunluğundaki pistte 1996 yılında yapılan son yarışı Jacques Villeneuve kazanmıştır. Pistte atılan en hızlı turu ise 1994 yılında 1:22.446 ile David Coulthard kaydetmiştir.


Yorumlar

  1. Mehmet Niktes avatarı

    Ben de Kyalami pistini şimdiki Hindistan pistine benzettim. Bu arada elinize sağlık güzel bir yazı. İmla kurallarına da özen gösterildiği belli. Özel içeriklerde bazen yazılar çok özensiz yazılmış gibi duruyor. O açıdan örnek bir yazı teşekkürler…

  2. ah senna ah !! spor esittir sendin . imalo grandprixi hala dun gibi. efsanene yaklasan bir schumi var bu aralar yeni delikanlilardan alonso. yinede en buyuksun ..

  3. Az sabır, Bölüm 2 fırında 😉

  4. yanlış hatırlamıyorsam, Frank Williams'a en iyi geçiş nedir diye sormuşlardı.. O da hiç düşünmeden Mansell'in Senna'yı Meksika'da ki son virajda dıştan geçişini söylemişti.. Gerçekten muhtelem bir viraj..Senna'nında bir kazası olmuştu sanırım orada, takla atmıştı lastik bariyerlere çarpıp…

  5. Sanırım çok önemli bir pist gözden kaçmış. San Marino Imola. Senna'yı saygıyla anıyorum.

  6. Yarışı canlı izlemedim (Hoş, canlı izlesem de hatırımda kalır mıydı, bilmiyorum. O zamanlar 13 yaşındaydım 🙂 .) Ama daha 4-5 hafta kadar önce 93 Brezilya'yı sanırım 3. kez izledim. Kısaca anlatayım.

    1993 Brezilya GP

    1993 sezonu: Williams takımı elektronik sürücü yardımlarıyla çok baskın bir araç yapmıştı. McLaren ise müthiş başarılar yakaladığı motor ortağı Honda'dan ayrılmış, Ford Cosworth'e geçiş yapmış, fırtına gibi estiği 5 yılın ardından gayet sakin bir sezon geçiriyordu. Senna, sezon boyunca kendi çabasıyla başarılar kazanıyordu.

    Brezilya GP: Sıralamalarda ilk çizgi Williams sürücülerinindi. Hemen arkalarında da Senna vardı. Start'ın ardından ilk virajda Senna içeriden Hill'i geçti. Senna, ilk 3-4 tur lider Prost'a yakın kalabildi. Ama Prost her tur en hızlı tur atarak arkasındakilerle arasına fark koydu. Senna, Hill ve Michael birbirlerini 1 saniye civarında farklarla takip ediyorlardı.

    10. tura gelindiğinde 3 sürücü arasındaki farklar daha da azalmış, özellikle Hill, Senna'ya her an atak yapabilecek konuma gelmişti. Yavaş olduğu belli olan Senna, mümkün olduğunca kaçmaya çalışıyordu. Arkalarındaki Michael ise fırsat kolluyordu. Prost ise en önde yalnızdı.

    Tur boyunca rakibini sıkıştıran Hill, start-finiş düzlüğüne rakibinin hava koridorunda geldi. Çizgiye geldiklerindeyse rakibinin yanına çıkan Hill, ilk virajda içeriden yaptığı geçişle start'ta kaptırdığı yeri Senna'dan geri almış oldu. Senna'nın arkasında artık Michael olacaktı.

    24. tur geride kalmıştı. Senna ile Michael farkı sürekli 0.5-0.8 saniye civarındayken Prost-Senna farkı ise 15 saniye kadar olmuştu.

    Senna, sarı bayraklara uymadığı gerekçesiyle 10 saniye dur-kalk cezası almıştı. Brezilyalı 25. turda pit alanına yönelerek cezasını çekti. Pit'ten çıktığında Michael'in ardına düşmüş oldu.

    Senna'nın cezasından 1-2 tur sonra ilk olarak start-finiş düzlüğü ve ilk virajda yağmur damlaları görülmeye başlandı. Yağmur, kısa sürede tüm pistte etkili olacaktı.

    28. turun sonunda Senna bir kere daha pit alanını ziyaret ederek yağmur lastiklerine geçiş yaptı. Senna'dan bir tur sonra da Hill pit-stop yaptı. Prost ise kuru zemin lastikleriyle devam ediyordu.

    Pistte, hızın en yüksek ve yağmurun en yoğun olduğu yerde yani start-finiş düzlüğünde önce bir Tyrrell hemen peşine de Aguri Suzuki kaza yapmışlardı. Güvenlik aracı sahneye çıkacaktı.

    Yağmur, gök delinmişcesine yağıyordu. Start-finiş düzlüğü ve ilk viraj bir dereyi andırıyordu. O şartlarda bir Minardi, ilk virajda spin attı. Sürücüsü aracını pist üstünde tutmayı başarmıştı ama arkasından gelen Prost da aynı yerde kaymaya başlamış ve kayarak önce Minardi'ye çarpmış sonra da kum havuzuna çıkmıştı. Prost yarış dışıydı.

    Güvenlik aracına rağmen sürücüler pist üstünde kalmakta zorlanıyorlardı. Ortalık karışmıştı. Hill, ön kanadını kırınca bir kez daha pit alanında göründü.

    Start-finiş düzlüğü temizlenmişti. Güvenlik aracının ardındaki konvoy Hill-Warwick-Senna-Michael şeklindeydi.Bir tur gerideki Derek Warwick, tekrar start'ta Hill'in işini kolaylaştıracaktı.

    38. turda güvenlik aracı pist'i terk etti ve sürücüler kapışmalarına kaldıkları yerden tekrar başladılar. Senna, ilk viraja gelirken Warwick'i aradan çıkarmış, Hill'in peşine takılmıştı.

    Start-finiş düzlüğü ve ilk viraj hala aşırı ıslak olmasına rağmen pist'in bir çok bölgesi Sao Paulo'nun sıcağına dayanamayıp kısmen veya tamamen kurumuştu. 41. turda Senna ve Michael kuru zemin lastiklerine geçtiler. Bir tur sonra da Hill kuru zemin lastikleri için pit'e geldi.

    Hill, pit'ten Senna'nın önünde çıkmayı başarmıştı. Ama Senna özellikle pist'in ıslak bölümlerinde daha hızlıydı ve hala ıslak olan Laranjinha'da Hill yavaşlamış Senna ise hızlanmıştı. Liderlik şimdi Senna'ya geçmişti.

    Senna'yı 15 tur kadar kovalayan Hill sonuç alamayacağını anlayınca vaz geçmiş, Senna'da kararlı bir şekilde devam ederek damalı bayrağı en önde görmüştü.

    Not: Tur sayılarında +-1 oynayabilir. Sürücüler arasındaki 10 saniyeden büyük farklar +-3 ile +-4 saniye oynayabilir. ,

    İki gündür yüksek nem beni mahvetti. Gün içinde tam bir leylayım 🙂 İftardan sonra ne kadar uykum gelse de uyumam, yatana kadar sigara içerim. Ama bugün dayanamamış, sızmışım 🙂

  7. Sen iyice karışmışsın. Sabır. Az kaldı, bazal metabolizmaya devam 🙂

  8. 93 Brezilya. İftardan sonra yorgunluk çökmezse "93 Brezilya" diyeceğim. Ne mi diyorum? Ben de bilmiyorum. Bildiğim iki şey var. 1.'si 93 Brezilya, 2.'si 36 dakika.

  9. Teşekkürler. Yazının fotosu 93 donington'a ait sanırım, o yarışın resimlerinin arasından buldum. yanlış konmadıysa tabi.

    Donington bir numara benim için. Oyunda en çok sevdiklerimden. estoril de iyi ama o sonradan eklenen dar ve yokuş yukarı kör virajı düzgün dönemedim gitti 🙂

  10. Emeğine sağlık Günay kardeşim.

    Öncelikle makalenin fotosuna değinmem gerekiyor 🙂 1993 Brezilya GP, Ayrton Senna, McLaren-Ford Cosworth, MP4/8. Foto genişleyince araç daha bi'hoş olmuş 🙂

    Makalede bahsi geçen pistlerin uydu görüntüleri:

    Paul Ricard (Kırpılmamış hali)

    Phoenix

    Autódromo Hermanos Rodríguez (Mexico City)

    Donington Park

    Kyalami

    Adelaide

    Okayama International Circuit (Aida)

    Estoril

    Mexico City benim çok hoşuma gidiyor. Son virajının çok hızlı olduğunu belirtmişsin. Ne kadar hızlı diye merak eden olursa saatte 240 km hızla dönülen bir Viraj. Ayrıca pist bir de uzuuun bir start-finiş düzlüğüne sahip. -Yanılmıyorsam- 1.2 km.

    Makaledeki diğer hoşuma giden pistler ise Donington ve Paul Ricard.

    Son olarak Donington Park'daki anıt.

  11. Autódromo Hermanos Rodríguez, bana Indianapolis'i animsatti…

  12. solitude demen yeterli 🙂 Oyunda bu pistte turlamışlığım çoktur 😉

  13. Adelaide ve Estoril'i asla unutamam.

  14. Phoenix Cadde Pisti'nde sürüş imkanım olmuştu yani oyunda. Hatırladığım kadarıyla tek araç anca sığabiliyor bazı yerlere çok dar bir pist.

    Pistler hep ilgimi çekmiştir,tam aradığım yazı, Teşekkürler eline sağlık 🙂

  15. eline sağlık. ben de çoğu bilmez reims, dijon, hocken, dijon, monza10k (oval), avus, solitude diyorum. daha da aklıma gelmeyenler var. çok güzellerdi

  16. Doğru diyorsun Estoril 1972'de inşa edilmiş Catalunya ise 1991'de.

  17. f1 in şimdiki gibi ticari sporuna dönüşmeden önceki gerçek yarış ruhu olan pistler bunlar .düşüncelerimde haklı olduğumu şu pistleri okuduğumda birkez daha anladım . malesef bay e f1 i baltaladı . şu an yarışlar gerçek tutkuyla değil para amaçlı yapılıyor . görsellikle f1 i sevdirmeye çalışıyorlar . ama f1 böyle bir spor değil iki yarış izlemekle f1 taraftarı denmez . bu arada donington park ve paul richard gerçekten efsanevi pistlerdir . teşekkürler xtrabit racing . sizin gibi gerçek f1 severin bu bilgileri paylaşman çok güzel

  18. Michael Schumacher avatarı
    Michael Schumacher

    Harika bir çalışma, Xtrabit döktürmüşsün yine 🙂 A1GP Benim favorimdir hep 🙂

  19. tam tersini söyleyecektin heralde.. Katalunya, Estoril çakması olmuş.. Estoril 1984'te takvime girerken, Katalunya 1991'de..

  20. Yusuf  Hitay avatarı

    Paul Ricard sevdiğim bir pist, onun dışında donington da iyidir.

  21. Estoril, Portekiz Catalunya'nın çakması olmuş sanki…

  22. onur çakır avatarı

    Eline Koluna sağlık sağol kardeşim gerçekten çok güzel yazı gerçektende çok güzel pistler şimdi nerde o heyecanlar

  23. Sonraki yazılarınıda bekliyeyim o zaman..Belki 90 öncesi efsanelerede ben girerim ? :))

  24. güzel bir yazi olmus tesekkürler. yazidaki pistlerden phoenix pisti ilgimi cekti, 1990daki yarisin ufak bir videosunu izledim, o zamanlari canli canli izleseymisim keske diye düsündüm. simdilerde böyle heyecan yok.
    http://www.youtube.com/watch?v=7FPtU7Vp4EA

  25. Teşekkürler.

    Yazının ikinci bölümü de var ve sekiz pist daha yazacağım. Yazının başında belirttiğim gibi 1990 ve sonrasında takvimden çıkarılmış pistleri hazırlıyorum. Daha eskisini gözüm almadı açıkçası. Ayrıca bu zamanlarda F1 izlemeye başladığımdan dolayı bu pistlerde seyir hatıram var ve böylece biraz da kendi anılarımı tazeledim. Elbette daha eskilere gidilirse Zandvoort gibi süper-efsane pistler de var elbet.

    Evet, fark ettiğin gibi, pistlerin son yarış yapıldığı yıldaki konfigürasyonunun resimlerini ve bilgilerini aldım sadece. Unutuldukları anı dondurup hatırlatmak istedim.

  26. Güzel bir çalışma eline sağlık..Bölüm 1 dediğine göre devamı gelicek, eh unutulmaz bir sürü pist var sonuçta..
    Pistlerin son halinin resmi hepsi, ilkleride aslında güzel.. Paul Ricard'ın arka düzlüğü neredeyse 2 katı uzunluğunda, Phoenix'te 5. viraja gelmeden yukarı çıkan caddeden N yazılı karenin etrafından dönüp 7. viraja iniyordu sanırım. Meksika'da 5. virajdan sonra biraz daha uzundu Eses'e gelmeden 7. ve 8. viraj yoktu, ufak bir düz yol vardı. Donington'da 1 yarış yapıldığı için değişiklik yok haliyle. Kyalami'nin son 2 seneki hali bu, ondan önce 18 sene pist bi yandan geçiyor denebilir. 18 yarışlık pistle 2 yarışlık pistin tek ortak noktası 5. viraj. Eskisi ayrıca saat yönünde dönüyordu. Aslında eskisi daha efsaneydi. 11 yıl takvimde kalmasına rağmen değişikliğe uğramayan bir Adelaide.. Okayama bir çok pilotun dediği gibi gereksiz pist. Estoril'de kazadan sonra Tanque virajı Gancho şikanı olarak değiştiriliyor. Takvimde uzun süre kalan tüm pistler bir yerden sonra değişikliğe gitmişler..
    Umarım tüm pistleri eklersin sonraki bölümlerde de. 5-6 bölüm gidebilecek kadar efsane pist var bence :))

  27. Ozan Ülkügil avatarı
    Ozan Ülkügil

    Hermanos Rodriguez dışında hiçbirini unutmam,hepsi en az bir seride kullanılıyor.Motorsporlarının evi İngiltere deki pistlerin en kötüsü bile harika yarışlara ev sahipliği yapıyor BTCC de.Hermanos taki son yarışta A1GP olabilir emin değilim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir