Formula 1 denince akla;Ferrari ile birlikte şüphesiz ki McLaren gelir.Bunun en önemli sebepleri hiç kuşu yok ki Ayrton Senna,Emerson Fittipaldi ve Alain Prost gibi döneminin en iyi pilotlarını bünyesinde barındırması,toplamda 8 Takımlar Şampiyonluğu ve 12 kez ”şampiyon” pilot çıkarmasını bu etkenler arasında gösterebiliriz.Ancak kazandıkları son takımlar şampiyonluğunun üstünden 16,son pilotlar şampiyonluğunun üstünden ise 6 yıl geçen McLaren’da işler hiç de iyi gitmiyor.Bunun sebeplerini ve çözüm yollarını dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım…
BAŞLICA SORUNLAR
- İSTİKRARSIZ PİLOT TERCİHLERİ:Tarihi boyunca Alain Prost,Ayrton Senna gibi dönemlerinin en iyi pilotlarını bünyesinde bulunduran McLaren’de 1998’den beri 7 farklı pilot ikilisinin görev aldığını görebiliyoruz.Ve bu 7 farklı pilot varyasyonunun son olumlu halkası 2012 yılındaki Jenson Button-Lewis Hamilton ikilisiydi.O sezonu Red Bull2un arkasında ikinci bitiren McLaren,ertesi sezon Hamilton’ı gönderip yerine Force India’dan Sergio Perez’i alarak belki de son yılların en büyük hatalarından birini yapmış oluyordu.Zira 2013 yılında Sergio Perez 49 puanla 11.,takım arkadaşı Jenson Button ise 73 puanla ancak 9.olabilmişti.Bu rakamlarla birlikte sezonu sadece 122 puanla kapatan McLaren,markalar klasmanında kendine 5.sırada yer bulabilmişti.Bu seneye Perez’i gönderip yerine Kevin Magnussen’i alan McLaren,Jenson Button’ı bu sezon da takımda tutma kararı aldı.Ancak geride kalan 8 yarışta bu iki pilotun elde ettiği puan sadece 72.İlk yarış olan Avustralya’da 2. ve 3.sırayı almayı başaran McLaren’in o yarıştan beri podyum başarısı yok.Aslında son günlerde patlayan ”McLaren, Hamilton-Alonso-Vettel üçlüsünden birini transfer edecek.” dedikodularının çıkış noktası tabii ki de burası.Bu konudaki yorumum ise şu şekilde;Sebastian Vettel’in Red Bull’da her ne kadar mutsuz olsa da ”evini” terk edeceğini düşünmüyorum.Lewis Hamilton’ın istediği koşullar ve olanakları bulduğu Mercedes’ten ayrılacağına ihtimal vermiyorum.Sonuç olarak,bu 3 isimden McLaren’e en yakın olan isim Fernando Alonso diyebiliriz.
- OTOMOBİL:1988-1992 yılları arasında Formula 1’in tartışmasız en iyisi olan McLaren’in kullandığı motor Honda’ydı.Honda motorunun diğer motorlara nazaran sağladığı hız ve aerodinamik özellikler,McLaren’in takımda Ayrton Senna,Gerhard Berger ve Alain Prost gibi belki de F1 tarihinin en gözde pilotlarından bir kaçını takımın bünyesinde bulundurmasıyla o 5 sezonluk periyota tabir-i caizse damgasını vurmayı başarmıştı ve o 5 yıl içinde toplam 4 kez şampiyon olmayı başarmıştı.Ancak 1993 yılında Ford,1994 yılında Peugeot ile denenen ancak hayal kırıklığından öteye gidemeyen tecrübeler yerini yepyeni bir maceraya bırakıyordu;Mercedes motoru.McLaren’in Mercedes motoru kullanmaya başladığı yıl olan 1995’ten bu yana yaklaşık 20 yıl geçti ve elde edilen şampiyonluk sayısı yalnızca bir.Gelen bu başarısız sonuçlar üzerine son haftalarda kulislerde konuşulan konulardan biri de McLaren’in tekrar Honda motoruna dönmesiydi.Açıkçası bir ”mevsim değişikliği”nin tam da sırası.Neden olmasın?
- SPONSORLAR:Zamanında aracını Philip Morris,Marlboro ve West gibi sigara markalarıyla süsleyen ve bu sponsorluk anlaşmalarından astronomik rakamlar elde eden McLaren,bu sene pistlerde adeta ”çıplak” bir şekilde turluyor.Eğer araçtaki reklamlara dikkat ederseniz sadece Mercedes-Benz,Pirelli,SAP,Hugo Boss ve Mobil 1’ın yer aldığını görebilirsiniz.Zaten Pirelli’nin F1’in lastik tedarikçisi,Mercedes’in de motor tedarikçisi olduğunu düşünürsek geriye sadece SAP,Hugo Boss ve Mobil 1 kalıyor.Bu 3 firmanın McLaren’a destek çıkabildiği miktar(resmi olmamakla beraber) yaklaşık 40 Milyon dolar civarında.Ana rakipleri Mercedes’in Petronas,Red Bull’un zaten adını aldığı firma olan Red Bull,Ferrari’nin ise Santander’den aldığı miktarlara bakılacak olursa McLaren’in bu takımlarla başa çıkabilecek kaynağının olmadığını görmek pek de zor değil.
- YENİ TRENDLERE UYUM:Takımın başında her ne kadar Ron Dennis ve Eric Boullier gibi,Formula 1 tarihinin önemli isimleri olsa da,özellikle son 5-6 yıllık periyotta bu isimlerin başta Red Bull olmak üzere diğer takımların bir hayli gerisinde kalması yadsınacak bir durum değil.Zira;özellikle Christian Horner’ın Red Bull’da yarattığı fark;”Red Bull son 4 seneye nasıl damgasını vurdu?” sorusuna da başlı başına bir cevap niteliğinde.Sonuç olarak;McLaren’de başta Dennis ve Boullier olmak üzere takımın önemli isimlerinin ya ”yeni çağa” ayak uydurması ya da yerlerini bu görevi layıkıyla yerine getirebilecek isimlere bırakmaları gerekiyor.
- ”İNANÇ” KAYBI:Malumunuz olduğu üzere McLaren,tarihi boyunca daima en üstte yer almayı hedeflemiştir.Rakipleri kimi zaman Ferrari,kimi zaman ise Williams olmuştur ancak McLaren,ilk kurulduğu ve Cosworth motoru kullandığı 70’li yıllar hariç hep en üst seviyede yarışma istikrarına sahip olmuştur.Takımın son yıllarda yaşadığı en büyük kırılma anı bana göre Lewis Hamilton’ın takımdan ayrılması oldu.O andan itibaren McLaren’in performansına ve çizgisine baktığınız zaman ne demek istediğimi gayet açık bir şekilde anlayacaksınız.Şu an McLaren için ”Fetret Devri’ne girdi.” desek sanırım yanlış olmaz.Bu durumdan çıkmanın tek yolu da her şeyin a’dan z’ye değişmesi.Bu tabii ki 1-2 yılda olacak bir olay değil.Belki 5 yıl,belki de 10 yıl gerekecek,ancak McLaren bu evrimini tamamladığı zaman yine en üstte yer alacağından kimsenin şüphesi olmasın…
ATAHAN CANKAN: insideofpaddock.blogspot.com
Bir yanıt yazın