İSKANDİNAVYA VE FORMULA 1 KÜLTÜRÜ-BÖLÜM 1
”Formula 1” denince akla;Britanya,Almanya ve İtalya gibi,motor sporlarında yıllardır başı çeken ülkeler gelir.Ancak bu alanda Dünya’da başarılı sayılabilecek bir bölge daha var,İskandinavya.
İsveç,Finlandiya ve Danimarka’nın başını çektiği bu bölge,özellikle son 15-20 yıllık bölüme Mika Hakkinen ve Kimi Raikkonen gibi pilotlarla damgasını vurmayı başardı.Ancak bu 3 ülkenin,bu iki pilottan başka bir çok hikayeyi de barındırdığını belirtmek gerekiyor.Bu yazı serisinde sadece bu üç ülke üzerinde durmamın sebebi ise,diğer ülkelerin Formula 1 organizasyonuna hiç bir şekilde katılmaması.Serinin ilk bölümünde Finlandiya,ikinci bölümünde ise İsveç ve Danimarka yayınlanacaktır…
FİNLANDİYA
İskandinavya’da neredeyse tüm sporlarında dallarında bölgenin lideri konumunda yer alan Finlandiya,Formula 1’de de en başarılı ülke olarak dikkat çekiyor.Özellikle Mika Hakkinen,Kimi Raikkonen,biraz daha geriye gittiğiniz takdirde Keke Rosberg gibi,Formula 1 Tarihi’ne çok önemli katkılar yapmış pilotlar yetiştiren Finlandiya,şu sıralarda o eski parlak günlerini biraz yitirmiş gibi gözüküyor.Zira son yıllara damgasını vuran isimlerden biri olan Kimi Raikkonen’in artık yarış kazanacak seviyede olmaması ve 2015’te emekli olacağını açıklaması,bu sezon Williams’la hiç de fena işler çıkarmayan Valtteri Bottas’ın da henüz genç olması bu durumu destekler nitelikte.Finlandiya’nın önemli pilotlarını birazdan inceleyeceğiz,ancak şunu söylemem gerekiyor.Formula 1’e böylesine büyük katkılar vermiş ve efsanevi pilotlar yetiştirmiş bir ülkenin kendi ülkesinde bir tane bile Grand Prix düzenlememesi gerçekten de tartışılması gereken bir konu.Helsinki’de bir Formula 1 yarışı…Kulağa gerçekten de güzel gelmiyor mu ama? Geliyor elbette,ancak bu konu Finlandiya kamuoyunun pek de umurunda değil,bu yüzden ilerleyen yıllarda da Formula 1 organizasyonunun Finlandiya’da düzenlenmesi pek de olası değil.
KEKE ROSBERG
Oğlu Nico şu an Lewis Hamilton’la şampiyonluk mücadelesi verirken,Keke Rosberg o mücadeleyi yıllar önce Didier Pironi ve John Watson’la vermiş ve o mücadeleden,16 yarışın sadece birini kazanarak galip çıkmıştı.Kazandığı tek yarış,yani 1982 İsviçre GP,aynı zamanda ilk kez bir Fin pilotun damalı bayrağı en önde gördüğü yarış olarak tarihe geçiyordu.1982 Formula 1 takviminde bu galibiyet dışında sadece 5 kez podyuma çıkmasına rağmen,en büyük rakibi olan Didier Pironi’nin yağmur altında geçen Almanya GP sıralama turlarında Alain Prost’un aracına çarparak yaptığı kazada iki bacağına aldığı ağır darbelerle Formula 1 kariyerinin sona ermesiyle birlikte son 5 yarışa çıkamamış ve o yarışa kadar pilotlar klasmanında üçüncü sırada yer alan Keke Rosberg,John Watson’ı geride bırakarak şampiyon olmayı başarmıştır.Son sezonu olan 1986’ya kadar yarışmaya devam eden Keke Rosberg’in bu yıllardaki en büyük başarısı ise 1985 yılındaki üçüncülük oldu.Rosberg beklentilerin altında kalan bu sezonlardan sonra Formula 1’i bırakarak,JJ Lehto,daha sonra iki kez Dünya Şampiyonu olacak olan Mika Hakkinen ve oğlu Nico Rosberg’in gelişimine katkıda bulunmak için çalışmalar sürdürdü.
MİKA HAKKİNEN
Finlandiya’nın yetiştirdiği en büyük pilot olarak gösterebileceğimiz Mika Hakkinen’in aslında Formula 1 kariyerine hiç de iyi bir başlangıç yaptığını söyleyemeyiz.1991’de Lotus ile başlayan kariyerinde ilk senesinde yalnızca 2 puan kazanarak on altıncı olabilen Hakkinen,hemen bir yıl sonra,topladığı 11 puanla klasmanda 8.sırayı elde ederek adından söz ettirmiş ve ertesi yıl McLaren macerasına başlamıştı.McLaren’deki ilk 4 sezonunda gösterdiği ”eh işte”lik performans tartışmalara yol açsa da,muhteşem sürüş kabiliyetiyle elde ettiği 1998 ve 1999 şampiyonlukları onu ”efsane” statüsüne getirmek için yetti de arttı bile.Bu 2 sezonda gösterdiği performansın ardından,onun hakkındaki beklentiler artsa da artık onun devri bitmiş,Michael Schumacher’in ikinci baharı başlamıştı.2001 yılında Formula 1’i bırakmasının ardından 2005-2007 yılları arasında DTM’de yarışsa da,istediği başarıları elde edemedi ve emekliliğini açıkladı.Özellikle Formula 1’de aktif olduğu yıllarda Finlandiya’da adeta bir fenomen haline gelen Hakkinen’in popülaritesi son yıllarda biraz azalmış dursa da Hakkinen’in,her zaman ”efsane” statüsünde olacağından kimsenin şüphesi olmasın.
HEIKKI KOVALAINEN
Onun için ”Formula 1 tarihinin en iyi görev adamlarından biri” yorumu sanırım yanlış olmaz.Kariyerinde pek görkemli başarılar elde edemese de 2008-2009 yıllarında McLaren koltuğuna oturmayı başarmış bir isim,Heikki Kovalainen.
Formula 1 kariyerine,vatandaşı Kimi Raikkonen’in şampiyonluğa ulaştığı 2007 yılında Renault’la başlayan ve çaylak sezonunu 30 puanla 7.sırada bitirerek dikkatleri üzerine çeken Kovalainen,hemen bir sezon sonra McLaren tarafından Raikkonen’den boşalan koltuğa oturtuldu.2008 yılının şampiyonu Lewis Hamilton’ın takım arkadaşı olan Heikki,o sezonu 53 puanla 7.,bir sonraki sezonu ise 22 puanla 7.bitirdi.Bu iki kötü sezonun ardından istenen verimi sağlayamayan Heikki ile McLaren’in yolları ayrıldı.
Başarısız geçen Mclaren macerasının ardından ”eski günlere dönme” parolasıyla pistlere geri dönen Lotus’la anlaşan Kovalainen burada geçirdiği iki sezonda toplam 38 yarışa çıkmasına rağmen,tek bir puan dahi elde edemedi.Bu iki sezonun ardından yeniden yapılanmaya giden Lotus,Heikki Kovalainen ile yollarını ayırdı.
2012 yılında klasmanın Marussia ve HRT ile birlikte en kötü 3 otomobilinden birine sahip olan Caterham ile anlaşan Heikki,o sezonu yine hiç puan alamayarak kapattı ancak ertesi sezon Caterham’da kaldı.Ama Caterham Kovalainen’in yerine Marussia’nın genç pilotu Charles Pic’i alınca Kovalainen,Caterham’da hiç yarışa çıkmadı ve sezonun büyük bölümünü test pilotu olarak geçirdi.Ancak son 2 yarış olan ABD ve Brezilya GP’lerinde Lotus aracında Raikkonen’in yerine yarıştı ve bu iki yarışta da 14.olarak Formula 1 kariyerine nokta koydu.
KIMI RAIKKONEN
Sadece Finlandiya’nın değil,dünyanın en yetenekli pilotlarından biri olarak gösterebiliriz Raikkonen’i.Ancak çoğu zaman kendisinin bile ne yaptığını bilmemesi,onu kimilerine göre antipatik yaptı,yapmaya devam da ediyor.Sanırım buna gösterebileceğimiz en güzel örnek, telsiz konuşmalarında gösterdiği asabi ve egoist tavır.Butavır kimilerine göre sempatik gelse de,büyük bir kesime göre de ”itici” gelebiliyor.Benim şahsi görüşüm;Dünya Şampiyonu olmuş bir pilot egoist olmasın da kim olsun?
Formula 1 kariyerine 2001 Avustralya GP ile başlayan Kimi Raikkonen,tartışmaları da beraberinde getirdi.Zira o yıla kadar sadece 23 araba yarışına çıkan bu genç ve tecrübesiz pilot kimilerine göre gereğinden çok daha fazla tehlike taşıyordu.Keza Raikkonen o yarışın hemen 30 dakika öncesinde uyuyakalmıştı! Her şeye rağmen ilk sezonu 9 puanla 10.sırada bitirerek eleştirilere bir nevi cevap veriyordu.
Hiç de fena sayılmayacak çaylak sezonunun ardından Formula 1’in dinamo takımlarından McLaren’le sözleşme imzalayan Kimi,bu takımda kaba tabirle ”bir iyi,bir kötü” 5 sezon geçirdi.İlk sezonunu 24 puanla 6. bitirirken bunun hemen ertesi sezon ”Evet,bu çocuk artık üst seviyede iyi işler yapabilir.” yorumlarının artık sesli bir şekilde dillendirilmesine sebep olan 2.liği elde etti.Öyle ki,o sezonu Michael Schumacher’in yalnızca 2 puan gerisinde kapattı ve şampiyonluğu kıl payı kaçırdı.Ertesi üç sezonu sırasıyla yedinci,ikinci ve beşinci bitiren Kimi Raikkonen’in McLaren’le yolları ayrıldı.
2006 sonbaharında Schumacher’in emekliliğiyle boşalan Ferrari koltuğuna oturan Kimi Raikkonen,2007 sezonunda kendisinden beklenenleri tam anlamıyla karşılamayı başardı ve sezonu Lewis Hamilton’ın sadece 1 puan önünde lider tamamlayarak şampiyon oldu.Bir sonraki sezonu Hamilton-Massa ikilisinin gölgesinde geçirdikten sonra,Formula 1’i bırakarak Dünya Ralli Şampiyonası’nda 3 sezon,NASCAR’da da sadece 2 yarışı geride bırakan Kimi Raikkonen,bu maceralarda başarılı olamayınca 2012 yılında Formula 1’e geri döndü.
Formula 1’e dönüşünün ardından iki sezon Lotus’ta yarışan Kimi Raikkonen,ilk sezonunda 3.,ikinci sezonunda da 5.olarak hala formda ve yarışabilecek durumda olduğunu ispatladı.Gösterdiği bu olumlu performans üzerine Massa’nın ayrılmasıyla boşta kalan Ferrari koltuğuna tekrar oturan Raikkonen,geride bıraktığımız 9 yarışta topladığı 19 puanla 12.sırada bulunuyor.2015’te emekli olacağını açıklayan Kimi Raikkonen’in kararını olumlu değerlendirebiliriz.Zira artık yarış kazanacak seviyede mücadele edememesi,çaylak sezonunda yapmadığı hataları bir sezona sığdırabilmesi onun klasına gerçekten de yakışmıyor.
VALTTERI BOTTAS
Finlandiya’nın gelecek yıllarda en çok gelecek vaat eden isimlerinin başında şüphesiz ki Valtteri Bottas geliyor.24 yaşındaki genç pilotun Formula 1 kariyeri çok da gerilere değil,sadece 4 sezon önceye gidiyor.2010 yılına kadar farklı klasmanlarda 4 şampiyonluğu bulunan genç pilot 2010 yılında Williams takımıyla anlaştı.2010 yılının son çeyreğinde Williams’la test sürüşlerine çıkan Bottas,2011 yılında Williams tarafından gelişmesi amacıyla GP3 takımlarından Lotus ART’a gönderildi.Bottas orada şampiyonluğa ulaşınca Williams da onu takımda tutma kararı aldı.2011 ve 2012 yıllarını da test pilotu olarak geçiren Bottas Formula 1’deki ilk yarış deneyimini 2013 Avustralya GP’de yaşadı.O sezonu 4 puanla 17.sırada kapatan Bottas’ın asıl patlaması ise şüphesiz ki bu sene oldu.Geride bıraktığımız 9 yarışta elde ettiği 73 puanla 5.sırada yer alan Fin pilot hem kendisinin hem de takımının beklentilerini fazlasıyla karşılamış durumda.Zira pistte açık ara farkla önde olan Mercedes’leri saymazsak Bottas’ın daha da iyi yerlerde olacağını kestirebilmek hiç de zor değil.Ayrıca,ilerleyen yıllarda performansının üzerine koyup daha da çok çalışırsa 2017-2020 yılları arasında bir şampiyonluk elde edeceğini de düşünüyorum,çünkü genç yaşına rağmen sürüşündeki olgunluk ve potansiyel bu tezimi destekleyecektir.
Bir yanıt yazın