Scuderia Ferrari , 1929 yılında Enzo Ferrari tarafından kurulan İtalyan F1 takımı. Aynı zamanda F1’in en başarılı takımı. 1950 yılından beri seride aralıksız yarışan Ferrari , 16 Takımlar 15’te pilotlar şampiyonluğa sahip. 221 yarış galibiyeti , 207 pole pozisyon ve 230 en hızlı tur ile ulaşılmaz bir noktada İtalyan takım.
Milenyum çağınında en başarılı takımı olan Ferrari 2008 yılından itibaren ise büyük bir duraklama devrine girdi. En son 2008 takımlar şampiyonluğu kazanan “Kırmızılar” ondan sonra gelen 6 sezonda ne pilotlar klasmanında ne de takımlar klasmanında tek bir şampiyonluk bile kazanamayarak başarılı tarihinin tam aksi bir tablo çizdi. Bu dönemde kimi zaman şampiyonun en büyük rakibi olan Ferrari , kimi zamanda şampiyona liderlerinden çok geride kalarak taraftarlarını büyük bir yasa boğdu.
Aslına bakılırsa bu başarısız dönem Ferrari’nin tarihinde bir ilk değil . İtalyan takım bu dönemden daha büyük bir bocalama dönemini 1979 ile 2000 yılları arasında yaşamıştı. İtalyan takım bu 21 senelik süre zarfında sadece 1982 ,1983 ve 1999 yılında gelen Takımlar şampiyonluğuyla muhtemel 42 şampiyonluktan sadece 3 tanesini kazanabilmişti. Ancak İtalyan takım milenyum ile beraber o kadar baskın hale geldi ki arka arkaya gelen 6 Takımlar ve 5 Pilotlar şampiyonluğu ile beraber şampiyonluktan başka bir sonuç hem takım hem de taraftar tarafından başarısızlıktan başka bir anlam ifade etmiyor. Bu yüzden son 6 senedir bir türlü gelmeyen başarı sabırların tükenmesine ve sinirlerin gerilmesine neden oldu.
Her sene yeni sezona büyük umutlar ile giren Ferrari , 2014 sezonuna da büyük bir umutla başlamıştı. Takım bu doğrultuda büyük hamlelere imza attı. Öncelikle Lotus takımından James Allison takıma dahil edildi. Bunun akabininde pilotlar kadrosuda yenilendi. Ferrari kendi ilkelerine aykırı olarak Kimi Raikkonen’i takıma transfer etti ve uzun bir aradan sonra ilk kez 2 şampiyon pilot ile birlikte yarışma kararı aldı. James Allison takıma katılması ile beraber görev tanımları değişmiş oldu.James Allison’ın gelişiyle birlikte Pat Fry takımın Mühendislik kadrosunun başına atanırken , takımın yeni teknik şefi James Allison olmuştu. Nikola Tombasiz ise pozisyonunu koruyarak Tasarım Şefi olarak çalışmaya devam edecekti. Luca Marmorini ise motor departmanının başındaki görevine devam ediyordu.
2013 sezonunun ilk yarısından sonra Ferrari yavaş kalmaya başlamış ve şampiyonluğun kaybedileceği anlaşıldıktan sonra sezon erkenden kapatılmıştı . Takımın tek önceliği 2014’te ortaya çıkarılacak yeni araçtı. Takım bunun doğrultusunda çalışmalara çok erkenden başlamıştı. Takım buna rağmen sezonu 354 puan ile 3. Sırada bitirmeyi başardı , ancak Red Bull’a karşı tekrar büyük bir mağlubiyet almıştı Ferrari. Sadece bununla kalmamış Mercedes GP’ye de geçilmişti Ferrari. Ancak farklı bir yol haritası çizmeyi yeğleyen Ferrari 2014 sezonuna odaklandı.
2014 sezonunda rakiplerinin gerisinde kalmak istemeyen Ferrari eski tasarım şeflerinden Rory Byrne’ı da tasarım ekibine dahil etti. 1999 ile 2004 yılları arasında kazanılan ardışık şampiyonluklarda büyük bir pay sahibi olan Byrne , fikirleriyle teknik ekibe destek verecekti. Byrne’ın gelmesi aracın gelişimi için gerçekten çok etkili olabilirdi. 1999 ve 2004 yılları arasında tasarladığı araçlar ile Adrian Newey’i mağlup etmeyi başarmış bir mühendisten bahsediyoruz sonuçta. Ferrari’de böyle düşünmüş olacak ki onu teknik ekibine kattı.
25 Ocak’ta F14T’nin lansmanı ile beraber Ferrari 2014 sezonuna resmen start vermiş oluyordu. İlk testler 28 Ocak’ta Jerez pistinde başladı. İlk test haftasında Ferrari ön tarafta rekabetçi gibi gözüktü. Ancak Bahreyn testleri ile Ferrari’nin performansı kafa karıştırmaya başladı. Mercedes Bahreyn testlerinde güçlü zaman turları atarken Ferrari’nin yavaş kalması önce hız saklıyorlar söylentilerine yol açsa da son test gününe kadar tüm F1 camiası Ferrari’nin gerçek gücünü göstereceğini düşündü. Ancak testlerin bittiği güne kadar Ferrari bir türlü istenilen performans seviyesine ulaşamadı. Testlerdeki verilere bakılacak olursa Ferrari ya gerçekten çok büyük bir şeyler saklıyordu ya da gerçekten Mercedes ve Williams takımları Ferrari’nin önünde gözüküyordu. Tüm Ferrari taraftarları ilk seçeneğe inanmak istedi ancak gerçekler çok yakında açığa çıkacaktı.
Sezonun açılış yarışı Avustralya GP’sine kadar Ferrari’nin performans sakladığı ve tam tersi Ferrari’nin gerçek performansının bu olduğu söylentileri sürdü gitti. Gerçekler ise 16 Mart’ta ortaya çıkmaya başlamıştı yavaş yavaş. Evet Ferrari hız falan saklamamıştı , Ferrari gerçekten de çok yavaş bir araç ile sezona başlıyordu. Kimi Raikkonen ve Fernando Alonso’nun altında çok sorunlu bir araç vardı. Araç düzlüklerde Mercedes motorlu araçlara göre çok yavaştı. Aynı şekilde frenlemede çok sorunlu bir araç vardı. Aracın viraj girişlerindeki tepkileri iki şampiyon pilotuda çok zorluyordu. Aracın aerodinamik performansı 2013 sezonuna göre daha iyi gibi gözüküyordu. Ancak bu da Red Bull ve Mercedes aracına göre tatmin edici seviyede değildi. F14T tabiri caizse ölü doğmuş bir araçtı. Aracın her yerinde sorun vardı. Güç ünitesi doğru çalışmıyordu, Mercedes motoru elektronik yazılım ile çok değerli zamanlar kazanırken Ferrari burda da sorunlar yaşıyordu. Aracın ağırlık dağılımı ile ilgili sorunların olduğu çok açıktı. Aracın ön tarafı çok dengesizdi. Alonso bununla baş edebilirken Kimi ise bu durumdan çok muzdarip oldu. Zira Fin pilotun en hassas olduğu nokta bu olunca bir türlü istediği performans seviyesine ulaşamadı.
Ferrari performans olarak yine sınıfta kalmıştı. Peki bu performansın sorumlusu kimdi . Hesap ödemesi gereken kimdi . Bu yavaşlığın sorumlusu kim olacaktı. Bahreyn GP’sine kadar bu performans seviyesi ile gitti Ferrari takımı. Bardağı taşıran son damla ise Bahreyn GP’sinde geldi. Takımın başkanı Luca Di Montezemolo da hafta sonu garajdaydı. Yarışta Ferrari’nin 9. ve 10. sıralarda kalması Luca’yı çileden çıkartmıştı. Aynı zamanda Ferrari’nin yarış içinde tabiri caizse can çekişip düzlüklerde bütün pilotlara geçilmesi cabasıydı. 1960’lı yıllarda “Aerodinami iyi motor yapamayanların işidir” diyen Enzo Ferrari’nin kurmuş olduğu takım 2014 yılında bu söze nazire yaparcasına çok kötü bir motor üretmişti.Luca Di Montezemolo’nun bu duruma ne kadar sinirlendiği fotoğraftan anlaşılabiliyor.
Aslında bu tablo hiç şaşırtıcı değil. Ferrari’nin son turbo motoru 1988 yılında ürettiği düşünülürse ve bundan sonra gelen yıllarda Turbo teknojisinden çok uzakta kalmasıyla beraber Mercedes’e oranla kötü bir motor üretmesi çok doğal. Yıllardır atmosferik motor kullanan Ferrari bu kısımda da sınıfta kalmayı başarmıştı 2014 sezonunda. Mercedes ise yol araçlarında kullandığı bir teknolojiyi F1 aracına entegre etmekte Ferrari’ye oranla çok daha başarılı olmuştu. Ferrari’nin motor performansınında da bu derece geride kalmasıyla beraber fatura Stefano Domenicali’ye kesilmişti. İtalyan patron İspanya GP’si öncesi takım patronluğu görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı. Stefano Domenicaliden boşalan koltuğa Marko Matiacci getirildi.
Ben bu nokta da asıl suçlunun Stefano Domenicali olmadığı düşününlerdenim. Evet ortada büyük bir başarısızlık var ancak 2010 ve 2012 yıllarında şampiyonlukların son yarışta kaybedildiği gerçeğini yadsımamak gerekiyor. Ferrari o senelerde şampiyonluğu kazanabilseydi Domenicali’nin eli çok güçlü olacaktı ve bu durumlara düşmeyecekti. Ancak ne yazık ki F1 haticeye değil neticeye bakılan bir spor. Stefano Domenicali bütün spekülasyonlara rağmen takımı iyi yönetti asıl sorun , mühendislik ekibinde ve tasarımcılarda gibi gözüküyor. İtalyan patron sonuçta piyasadaki iyi mühendislerin çoğunu takıma getirmeyi başardı. Marko Matiacci’nin ise koltuğa geçici olarak getirildiğini düşünüyorum. İyi bir pazarlama uzmanı olduğu kesin ancak burası F1. F1’de işler sadece pazarlama ile bitmiyor. 600 milyon insanın izlediği bir spor organizasyonun zirvesindeki takımı yönetmek , pazarlamanın dışında kabiliyetler isteyen bir görev. Bu zamana kadar F1’de hiç bulunmamış birinin başarılı olmasını beklemek , Ferrari’nin de onu kalıcı olarak takım patronluğu görevinde tutmasını beklemek pek akıl karı değil. Ferrari sonraki seneler için Ross Brawn ya da Flavio Briatore gibi F1’in büyük isimlerinden birini düşünüyor olsa gerek. Ancak Matiacci başarılı olup ben de dahil büyük çoğunluğu yanıltabilir ve görevinin başında kalabilir.
Ferrari sezonun 12. Yarışı Macaristan GP’sine kadar bir nebze olsun sorunları çözmeye başladı. Ancak hala beklenilenin çok gerisinde İtalyan takım. Sezon içinde alınan 2 podyum kesinlikle ve kesinlikle bu büyük takımın taraftarlarını memnun etmeye yetecek dereceler değil . Takım son olarak Motor departmanı lideri Luca Marmorini ile yollarını ayırdı ve Pat Fry’ın takımdan gönderildiğine dair spekülasyonlar kol geziyor. Anlaşılan Ferrari’de daha çok kelle gidecek. Ancak Ferrari’nin sorunlarının isimlerden çok daha büyük olduğu ortada. Söz konusu bir seneye mahsus bir başarısızlık değil . 6 senedir süregelen başarısızlıktan bahsediyoruz. Peki Ferrari’nin asıl sorunu ne ve neler olabilir . Bu yazı serisinde bunlara değinmek istedim aslında. Ancak sorunları geniş yelpazeden inceleyeceğim için tek bir yazı yazmaktansa bir yazı serisi halinde incelemek istedim Ferrari’nin sorunlarını.
Bu sorunları maddeler halinde sıralamak gerekirse,
- F1’de kuralların büyük oranda değişmesi. Sezon içi test yasaklarının gelmesi. Atmosferik motorlardan Turbo Şarjlı motorlara geçilmesi gibi.
- Test yasakları ile geleneksel yöntemlerden modern yöntemlere geçilmesi.(Rüzgar Tüneli,CFD,Simülatörler)
- Ferrari’nin yaşadığı rüzgar tüneli sorunları ve simülatör yetersizliği.
- Şasi ve motor departmanlarının birbirleri ile olan uyumsuzluğu.
- Mühendislik ekibinin akreditasyonunun yetersizliği
- Son olarak az da olsa takımın kötü yönetilmesi
gibi etkenler sıralanabilir. İlerleyen yazılarda kalemimiz el verdiğince bu sorunları inceleyeceğiz. Sonraki yazılarda görüşmek üzere…
Samet Demirel
Bir yanıt yazın