Bernie Ecclestone ve Lewis Hamilton ile Röportaj

Bernie ve Lewis, şu anda her ikiniz de baskı altındasınız.  Bernie, siz Formula 1 yarışlarının geleceğini korumaya çalışıyorsunuz. Lewis, sen ise şampiyonluk için savaşıyorsun. O baskıyla nasıl baş ediyorsunuz?

Bernie Ecclestone: Bu tip durumlar genelde sizin kontrolünüzün dışında olur. Elinizden geleni yapıp en iyisini ummalısınız.

Lewis Hamilton: Heyy, iki durumu birbiriyle kıyaslayamazsınız. Tüm Formula 1’i yönetmek çok büyük bir iş. Bense sadece dünya şampiyonluğu için mücadele ediyorum. O muhtemelen benim yaptıklarımdan daha fazla kontrole sahip.

BE: O, hayır. (Gülüyor)

LH: Evet öyle. Buralarda o ne derse o olur. Patron o. O son yarış için çifte puanı istedi ve işte bu. Bunu yaptı!

BE: Ben son 3 yarış için istedim.

LH: Evet, o daha iyi ve adil olurdu.

BE: Ben onu istedim. Böyle bir durumla karşılaşacağımızı asla düşünmedim. Nico’nun klasmanda kaybolacağını ve Lewis’in yakalamaya çalışacağını düşünmüştüm. Plan buydu ancak tam olarak öyle olmadı.

Bernie, rakiplerinizin ya da bu işteki partnerlerinizin yapmaya çalıştıkları hakkında ne düşünüyorsun? Bu konuda uzman olma ününe sahipsin.

BE: Her zaman genç kadınlar üzerinde antrenman yapıyorum… (Gülüyor)

LH: Asla bir kadının aklından geçenleri okuyamazsınız.

Lewis, Nico’nun vücut dilinden iyi ya da kötü bir gün olduğunu anlayabiliyor musun?

LH: Nico’ya asla öyle bakmadım. Kendi verilerime, bilgisayarıma, hafta sonuma ve kendime odaklanıyorum. Asla onun ne yaptığına bakmıyorum. Onun mühendislerine bakmıyorum ya da onların garajda neler yaptığını öğrenmeye çalışmıyorum. Bunu yaparsak kendimiz için önemli olan şeyleri kaçırırız ve yolumuzu kaybederiz.

BE: Bu vakit kaybı olur çünkü insanlar sürekli değişiyorlar. Sabah bir şeye karar verip öğleden sonra fikir değiştirebilirler. Lewis ne yaptığını biliyor.

LH:O durumda kaybolabilirim.

BE: Ya da tam tersi… Elinden gelenin en iyisini yapıyor.

Akıl oyunları hakkında ne düşünüyorsunuz?

BE: Çok şey değil. Kendini baskı altına koymaktan ya da o tür oyunlara bulaşmaktansa diğerlerinin hata yapmasını beklemek daha iyi olur.

Bernie, kimi şampiyon olarak görmek istersin. Lewis mi yoksa Nico mu?

LH: Bu iyi bir soru değil. Bu tip durumda önüme onu koymanız adil değil. Cevap vermemesi daha iyi olur.

BE: Niçin olmasın? Gerçekten kolay değil ancak cevap vermeye hazırım. Sene başında Nico’nun şampiyon olabileceğini düşünmüştüm.

Neden öyle düşündün?

BE: Çünkü takımın ona muhtemelen daha iyi uyacağını düşündüm. Ve benim gibi bir insan için bir çok dil konuşan birisinin şampiyon olması Formula 1 için daha iyi olur. Alman takımdan Alman sürücü için biraz yardım olursa bunun olabileceğini düşündüm ancak bunun olmadığına eminim. Bu yüzden evet, Nico’nun bunu yapabileceğinden emindim. Ancak özel olarak Lewis’in iyi bir şampiyon olacağını düşündüm. Dünyada Nico’dan daha çok tanınıyor. Sonuç olarak spor için o daha iyi bir şampiyon olur. Mesela Amerika’daki insanların % 80’i Lewis’i tanıyor. Dünyanın geride kalan bölümü için de muhtemelen durum aynı. Çoğu insan Nico’yu duymadı bu yüzden Lewis spor için daha iyi bir şampiyon olur.

Bernie, Mercedes’in farklı kişiliklere sahip iki pilotu var. Niki Lauda ve nelson Piquet de senin takımında yarışırken benzer durum olmuş olmalı. İki tane yarış kazanabilen sürücün vardı ancak her ikisinin yolu farklıydı. Durumu nasıl idare ettin?

BE: O zamanlar kolaydı. Anlıyorlardı. Avusturya’da bir yarışı hatırlıyorum. İki set sıralama lastiğine sahiptik ve bir adet yedek vardı. Niki gelip yedeği istediğinde ona hayır dedim. Çünkü hızlı olan o değildi. Ve o, bu durumu kabul etti. Büyük bir olay olmadı ve basında şişirilmedi. Çünkü insanlara gerçeği anlatırsanız ne diyebilirler ki? Yarış bu.

LH: Ve gerçek sürücüler zor gerçekleri kabul ederler. Bu tabi ki hoş değil ve ‘Sıradaki yarışta senden daha iyi olacağımı göstereceğim’ şeklinde düşünmeniz gerekiyor. Çünkü asla diğerlerinin sizden daha iyi olduğunu kabul etmezsiniz. Ancak kararı kabul edersiniz.

Lewis, Bay Ecclestone’a hiç soru sormak istedin mi? İstediysen eğer nedir?

LH: Bu röportaj için çok özel olur. Ancak çok merak ettiğim bir şey hakkında konuşabiliriz…

Evet…

LH: Son dönemdeki kupalar berbat. Eskiden mükemmel olurlardı ancak son senelerde çok ucuz ve kırılgan oluyorlar. Bu konuda bir şeyler yapamaz mıyız?

BE: Genellikle kupalardan organizatörler sorumlu oluyorlar. Ancak bugünlerde onlar da sponsorlara bırakıyorlar. Buna rağmen bazı kupaları seviyorum.

LH: Gerçekten mi? Tasarımı sorun değil ancak materyali sorun. Önceden McLaren dolabındaki kupalara baktığımda onlar güzel ve sağlam oluyordu. Ancak bu sene Silverstone’daki galibiyet kupamı aldığımda kırıldı. Bugünkü kupaların bazıları, kartingde kazandıklarım kadar kötüler.

Bu konuda bir şey yapamaz mısınız Bernie?

BE: Evet, kupalardan sorumlu birisi olmalı. Buna bakacağım.

LH: Gerçekten kupalara değer veriyorum. Onşlar beni gururlandırıyorlar. Ve bunun yanında pilotlara replikaların verilip orijinallerin takımlara gitmesi de hoş değil.

BE:… kesinlikle haklısın. Kazanan onlar değiller. Onlar pilotlara ait. Ancak burada farklı bir sorun ortaya çıkıyor?

Nedir bu?

BE: Takım menajerlerinin kalitesi 1960, 70, 80’li yıllardan farklı. Bugünkülerin kötü olduklarını söylemiyorum. Sadece tamamen farklılar. O günlerde sürücüler takım patronlarını kabul ediyor ve saygı duyuyorlardı. Bugün öyle olduğunu düşünmüyorum. Kabul ediyorlar ancak eskisi gibi saygı yok.

Formula 1 yarışları gün geçtikçe bir iş haline gelirken daha az rekabet oluyor. Geri dönemez miyiz?

LH: Bu zor. Bugün farklı bir dünyada yaşıyoruz. Ahlak ve saygı azalıyor. Kendi jenerasyonumda bunu görüyorum.

BE: Sözün senet olduğu döneme dönmeliyiz. Dünyayı yüzlerce kez dolanarak el sıkışarak iş hallettim. Bugün de hala öyle güvenebileceğim insanlar var çünkü söylediklerini yapmazlarsa utanıyorlar.

LH: Ancak sözüne güvenebileceğin insan bulmak artık daha zor.

BE: İnsanlara güvenmek konusunda pes etmemeliyiz. Gözünüzün içine bakıp anlaştığını söyleyen insandan daha değerli bir şey yoktur. Anlaşma öyle olur.

Lewis, McLaren’de hayat bugünkü takımın Mercedes’e göre nasıldı?

LH: Orada bizimle konuşan Ron vardı. Mercedes’te ise 3 kişi olması daha iyi. Niki sürücüleri tamamen anlayan bir yarışçı. Toto olağanüstü bir iş adamı ve büyük resmi görüyor. Ardından en iyi aracı üretmek isteyen Paddy var. O açıdan hayal edebileceğimiz en iyi takıma sahibiz.