Yine önceki incelemelerde buna değinilmişti ama arka kanadın beslenmesinin daha çok ana hava girişinden sağlandığı öne çıkmıştı.
Ama şimdi anlaşılıyor ki çalışmada esas nokta üst hava girişi değil, pilot kabini önündeki o delik. Şasinin üzerindeki delikten giren hava, pilotun diz hizasından geçen bir kanaldan geçiyor ve oradan arka kanada ulaşıyor.
Arka kanada ulaştıktan sonraki havanın nasıl olduğu önceki incelemede açıkça anlatılmıştı.
Sistemdeki kanal, öndeki hava girişinden arka kanada kadar uzanıyor ama arada, kokpitin içine doğru bir çıkış mevcut. Bu delik, Whitmarsh’ın söylemiyle ‘pilotu serinletmek amacı güden delik’, pilotun sol dizinin hemen üzerinde olmalı. Pilot, düzlüğe çıktığında dizi ile o deliği kapatıyor ve devreyi tamamlıyor, öndeki küçük delikten giren hava doğrudan arka kanadı besliyor. Düzlüğün bitimine doğru pilot ayağını frene basmak için ileri itiyor ve bu şekilde dizi de delikten uzaklaşıyor. Bu durumda araçta oluşan ani yere basma kuvvetine karşı pilotun da hazırlıklı olması, dengede kalması gerekiyor.
Geçen sene McLaren ve BMW Sauber’in kullandığı arka kanattaki yarık, yasal kabul ediliyor. Kurallarda arka kanadın etkisiz kılınması ile ilgili bir yasaklamada yok. Sistemin içinde hareketli aerodinamik parça da görülmüyor. İşte bu nokta tartışma yaratan, pilotun etkili olması. Takımların bazıları pilot kontrolündeki sistemin yasal olduğunu düşünmüyor ve önümüzdeki dönemde resmi bir protesto olup, işin ileri boyuta taşınıp taşınmayacağı görülecek.
Şu anda sistemin kurallara uygun olduğu açıklandı. Protesto olmaması halinde, ki olacağı düşünülmüyor, takımlar, Ross Brawn’ın da söylediği gibi kendi sistemlerini uyarlamaya çalışacak. Bu sistemi tamamıyla kopyalamak zor. Çünkü araçların yaşam hücrelerinde, güvenlik nedeni haricinde bir değişik sezon içinde yapılmıyor. Bu yapılar sezon başında onaylatılıp bir çeşit mühürleniyor.
Bir yanıt yazın