F1 mühendislerinin bu yönetim organlarından çektiği nedir? Düşünsenize, bir F1 mühendisisiniz ve takımınıza makul sayılacak derecede fayda sağlayan yeni bir çözümle geliyorsunuz. Yarışlarda sağladığı performansı izleyerek yaptığınızla gurur duyuyorsunuz. Çok geçmeden sporun yönetim organı değil de ‘Yasak Koyucu’ organı çıkyor ve harcadığınız onca emeğin çöpe gideceğini size uygun bir dille belirtiyor. Nasıl hissederdiniz?
Formula 1’de ki teknik düzenlemeler gün geçtikçe daha sıkı bir hal almakta. Yıllardır FIA’nın estetik, güvenlik, maliyetler gibi sebebler göstererek bu sporun teknolojinin en üst seviyesinde olma karakteristiğini ve yenilikçi ruhunu baltalamasını izlemekteyiz. 2009’da aerodinami alanında ki geniş teknik düzenlemerin sebeblerinden geçişleri artırmanın yanı sıra otomobillerin estetik anlamda da düzenlenmeleri olduğunu okumuştum. Karoserde ki tüm o mühendislik harikası aerodinamik parçalar çirkin olarak nitelendirilmişti. Geçişleri arttırmak için koyulan yasaklar kabul edilir olsa da maliyetlerin çokluğu adına koyulanlara anlam veremiyorum. Bir bakıma sporun ruhuna tezat oluşturmakta. Sonuçta herşeyin bir bedeli var. Eğer Formula 1 her alanda motorsporlarının zirvesinde olmak istiyorsa bunun da bir bedeli var. Eğer takımlar dünyanın bu en prestijli organizasyonlarından birinde yer almak istiyorlarsa onlar da bu bedeli ödemek durumunda. F1’i kategorisinin zirvesinde tutan tüm o teknolojik harikalar için de o maliyetler gerekli. İlla ki maliyetlerin azaltılması konusunda bir şeyler yapılacaksa en uygun kural belki de yakın zamanda da gündeme gelen, geliştirmelerin serbest fakat sabit bir bütçeyle olması ki böylece, teknolojik geliştirmelerin direk olarak engellenmesinin önüne geçilmiş olur. Aynı zamanda mühendisler de kendi verimliliklerini sınamış olurlar. Hedef, sabit bütçeyle mümkün olan en fazla gelişim olur. Tabi bu sistemin de kendine özgü zorlukları var. Takımların harcamalarını kontrol altında tutmanın zorluğu gibi.
Son zamanlarda FIA’nın yanı sıra takımlar birliği FOTA’da teknolojik geliştirmelerin yasaklanması konusunda FIA’ya bir nevi destekçi olmaya başladı. Son olarak gelecek sene için F-Kanal sisteminin oy birliğiyle tarih sayfalarında yer alması noktasında uzlaşmaya vardılar. Bazı takımlar buna gerekçe olarak güvenlik unsurunu öne sürdüler. Pilotun sürüş sırasında çok fazla sistemi kontrol etmekte zorluk çekeceği belirtilirken, özellikle Ferrari’nin sisteminde pilot’un direksiyonu bırakmak durumunda kalması tehlikeli görüldü. Böylesine zekice bir sistemin, böylesi bir sebebten dolayı rafa kaldırılması gerçekten çok yazık. Kendilerini hayranlıkla ve yaptıkları işi büyük bir saygı duyarak izlediğimiz F1 pilotlarının bu gibi zorluklarla başa çıkabileceğini biliyoruz. Çünkü çok daha zor şartlarla da başa çıkmışlardı. Formula 1’i içerisinde kıyasıya mücadelenin olmasının yanı sıra teknik anlamda da en üst ürünleri sergilemesinden dolayı sevdik. Bu bakımdan araçların giderek daha çok parçasını standart hale getiren FIA’nın kısıtlamarına FOTA’nın da (amaç direk olarak o olmasa da) katkı sağladığını görmek çok üzücü.
Formula 1 motorsporlarının zirvesinde olmasını teknoloji ve performans alanında en üst düzeyde olmasına borçlu. Dileyelim de Formula 1’in kendisini kurtarmak adına yapılan tüm bu kısıtlamalar ve yasaklar sporun ruhunu yitirmesine sebeb olmasın. Bir başka deyişle F1, yağmurdan kaçarken doluya yakalanmasın.
Yasin Madenoğlu
Bir yanıt yazın