Teknik Analiz: Scuderia Ferrari SF16-H

yazar:

kategori: ,

Ferrari başkanı Sergio Marchionne takımın 10 yılı şampiyon olamadan geçirmesinin bir trajedi olacağını söylemişti. Takımın son kupası sekiz yıl önce geldi, yani zaman geçiyor. Will Tyson Ferrari’nin yeni aracını F1Fanatic için inceledi.

2015’te kendilerini Mercedes’ten sonraki en iyi takım olarak sabitledikten ve üç yarış kazandıktan sonra önümüzdeki sezonda beklentiler üst seviyede. SF16-H ise baskın Mercedes’i devirmeyi umdukları araç ve aracın tanıtım özellikleri Maranello’nun son ürünü çabalarının somutlaştırılabildiğini gösteriyor.

 

Ön Kanat ve Burun

ferrari-frontSezon öncesinde çıkan söylentiler gerçekleşti ve Ferrari uzun burun felsefesini bir kenara bırakarak kısa ve parmak tipi yapıya geçti. Kaza yapısı ön kanat ana plakasının arka bitiş noktasına kadar çekilmiş durumda ve artık aerodinamistlerin oynaması için daha fazla alan var.

Burnun ana gövdesine yumuşak şekilde kaynaşmasından ziyade parmak ucu arkaya doğru ilerlerken birden bitiyor. Bu, burun altındaki hava akımını daha iyi kontrol edebilmek için kullanılan tasarım seçimi.

Kanat bağlantı dikmeleri geniş tasarlanmış ve hava akımının geçerek splitter bölgesine ve sonradan sidepodların yanlarına giden hava akımını rahatlatmayı hedefliyor. Bu kıvrımlı yapı geçtiğimiz yılın Red Bull’unda vardı ve hava akımını splitter’ın iki yanına göndermek için tasarlanmıştı.

Ön kısımda yapılan felsefe değişikliği aracın geri kalanı üzerinden akan aerodinamik akışları değiştirir. Daha yoğun hava akımı araç yüzeylerinin hava ile birlikte iyi çalışması için avantajlıdır ve bu da şasinin yanlarında olan kanatçıkların yeniden planlanmasını gerektirir.

Ön kanat tanıtım amaçlı olarak 2015’in sonlarında kullanılan versiyonun aynısı, muhtemelen ilk testte de bu kullanılacak. Araç ilk yarış için Melbourne’e gitmeden önce bu alanda çok fazla gelişim göreceğiz.

Burundaki kamera ayakları şasinin yanlarındaki hava akımını en iyi yönetecek şekilde hazırlanmış. Yeni kısıtlamalar bu alanda takımları yeni çözümler denemeye itti.

 

Ön Süspansiyon

ferrari-2014-2015-suspensionDört yıldan sonra Ferrari ilk kez pushrod (itme kollu) ön süspansiyon kullanıyor. Şef tasarımcı Simone Resta bu değişikliği mekanik açıdan ileri yönde bir adım olarak nitelendirmişti ancak iki farklı tasarım arasında çok önemli bir fark olmadığına inanıyorum. Küçük bir aerodinamik etkisi olabilir, pushrod sistemi karşıdan gelen hava akımına karşı daha fazla engel oluşturuyor.

Pushrod tasarımının temel avantajı seans içerisinde daha hızlı ayar değişiklikleri yapabilmektir. Pullrod tasarımında amortisörler ve diğer parçalar aracın alt kısmında bulunur ve bunlara ulaşmak zor ve zaman alan şeylerdir.

 

Sidepodlar ve Gövde Yapısı

ferrari-topSF16-H’nin burun ve ön süspansiyonundan sonra göze çarpan şey araç gövdesinin inanılmaz dar tasarlanmış olması. Önceki araçla yapılan karşılaştırmayı görmelisiniz. Bu da güç ünitesinin yapısı üzerinde çalışılarak elde edildi: İçten yanmalı motor, hibrid sistemler ve vites kutusu birbirine o kadar sıkı oturacak şekilde tasarlandı ki aracın sidepodlarını tıraşlamak için harika bir özgürlük sağlandı.

Ferrari 2016 için açılı radyatör tasarımını korumuş görünüyor ve buna rağmen sidepod girişlerinin yanlarını biraz daraltabilmiş. Bu tasarım hava direncini azaltırken arkaya difüzöre doğru giden hava akımının kalitesini de geliştiriyor.

Gövde yapısının ön bölümü biraz şişmanca görünse de o kısmın içten yanmalı motorun kendi radyatörü, ERS soğutucusu, intercooler ve diğer bileşenleri bir arada topladığı düşünüldüğünde dikkate değer bir gelişme. Aracın dış hatları arka kısma doğru büyük bir zarafetle yöneliyor. Bu dönüşüm üstteki resimde daha dramatik şekilde görünüyor, gövdenin taban kısmı üst kısmın altına kadar giriyor. Üst kısım daha sonra tekrar dışarı yönelerek içerideki sıcak havayı atmak için tasarlanırken arka süspansiyon kolları da vites kutusuna bağlanabilmek için gövdeyi demiş durumda.

Aracın aynaları SF15-T’den gelen aerodinamik parçalardan birisi, buna ek olarak aracın sidepodları üzerinde bulunan dikey kanatçıkların da aracın geçen sezon sonu tasarımında kullanılanların aynısı olduğu dikkatlerden kaçmıyor.

 

Takla Yapısı Tasarımı

160009_new-SF16-hSF16-H bu alanda şirin bir tasarımla şekillendirilmiş. Turbonun kompresörünü besleyen üçgenleştirilmiş hava alığı tekrar yükselmeden önce aracın omurgasını oluşturacak şekilde aşağıya ilerliyor. Bana göre bu Williams’ın son yıllarda kullandığı detaylı vites kutusu tasarımından esinlenilmiş.

Kokpit kenarlarına yerleştirilmiş ek soğutma delikleri içerideki kompakt bileşenlerden çıkan sıcak havayı dışarı vermek için tasarlanmış.

Tüm yeni araçlarda olduğu gibi Ferrari de sürücünün baş koruma bölümünün yüksekliğini 2 cm artırmak zorunda kaldı. Bu değişiklik Jules Bianchi’nin kazasından sonra hazırlanmıştı. Şasinin bu alanı 2015’teki 35kN’den 50kN’ye çıkarılan bir test darbesine dayanmak zorunda. Bu da kaza testlerinde başarılı olmak için zorlu bir mücadele vermek demek.

 

Arka Kanat ve Egzozlar

Takımlar 2016’da wastegate (turbodaki aşırı egzoz gazlarının dışarıya atıldığı kapak) gazlarını ana egzoz borusundan ayırmak zorunda bırakıldılar. Bunun şart koşulmasında sesi artırmak hedeflendi, çünkü daha önce wastegate tasarımları susturucu görevi yapıyordu.

(Mercedes W07 ve Williams FW38’i kısa süre gördükten sonra) Ferrari görünüşe göre en temel çözüme yönelmiş. Wastegate’in iki küçük borusu ana egzoz çıkışının yanlarına konumlandırılmış. Bu da geçen yıl arka kanadı desteklemek için kullanılan dikmelerin yeniden tasarlanmasına yol açtı.

Şu an SF16-H’de merkez dikme küçük bir miktar öne yöneldikten ve motor kapağından geçtikten sonra tekrar alttaki vites kutusu kasasına bağlanıyor. Toro Rosso geçtiğimiz yılın ortalarında bu dahice çözümle gelmişti ve belli ki grid bunu kopyalayacak.

 

Zemin ve Difüzör

Tüm lansman araçlarında olduğu gibi, Ferrari’nin arka kısmı konusunda hiçbir şey söylemek mümkün değil, çünkü takımlar fikirlerini rakiplerinden saklamak için çaba sarf ediyorlar.

Ferrari, geçen sezonun sonlarında McLaren’ın getirdiği konsept olan arka tekerleklerin önündeki birden fazla yarığa sahip olan zemini kullanmaya devam edeceğini gösterdi. Diğer takımlar da bunu uygulayacaktır. Bu yarıklar arka teker ve zemin/difüzör’ün arasındaki boşluğu doldurmadan önce girdaplar oluşturuyor. Bu da lastiklerin bozduğu hava akımını engelliyor ve aracın arkasındaki alçak basıncı etkilemesinin önüne geçiyor. Bu da difüzörün performansını önemli oranda artırıyor.


Yorumlar

“Teknik Analiz: Scuderia Ferrari SF16-H” için 21 yanıt

  1. Analiz için teşekkürler. Güzel bir yazı olmuş.

  2. [FORJUSTICE]^Last 1 #ForzaFERRARİ avatarı
    [FORJUSTICE]^Last 1 #ForzaFERRARİ

    Bunlar görünen kısmı.
    Ferrari daha kartlarını gösterdiğini sanmıyorum bekleyin ve görün 🙂

  3. Schumi Nerde Ben Orda avatarı
    Schumi Nerde Ben Orda

    güzel yazı olmuş.Ferrari adına bu gelişmeler varken acaba Mercedes ne yaptı? Rosberg yarış olsa yarışırım dedi ben yine de beklemekte fayda olacağını düşünüyorum acaba ne olacak pazartesinden sonra

  4. Paylaşım için teşekkürler. Geçen sene Allison pushrod ile pullrod arasında çok bir fark yok demişti. Sadece pullrod’da ideal ayarı bulmak için biraz daha hassas olunması gerek diye de eklemişti diye hatırlıyorum. Acaba o kadar ince ayarla uğraşmadan ideal performansı yakalamak için mi pushrod’a geçtiler?

    1. Öncelikle Hasan abi teknik inceleme için teşekkür ederim.

      Üstat bildiğim kadarıyla Pull rod ile Push rod arasında temelde 3 fark var.
      1-)Pull rod’da Anti-roll bar,damperler gibi süspansiyon bileşenleri daha aşağıda olmasından dolayı ağırlık merkezinin bir miktar aşağıya alınmasına yardımcı oluyor.Ancak bu bileşenlerin altta yer alması araçta değişiklik yapmak için de zaman alıyor ve süspansiyon daha az duyarlı oluyor.

      Push Rod ise bileşenler daha ulaşılabilir noktada olduğu için yarış haftasonlarında ayar bulma konusunda rahatlık sağlıyor.
      2-)Push rod(itmeli kol)’da süspansiyon kolları daha erken noktada çakıştıkları için(kırmızı ile işaretlediğim nokta) aerodinamik olarak havayı bozabilme durumu söz konusu,Pull rod(çekmeli kol)’da ise daha uzak noktada çakıştıkları için havayı daha az bozabilme durumu söz konusu.

      1. 3-)Pull rod’da pull rod süspansiyon koluna daha fazla yük bindiği için lastiklerin ömrü konusunda daha yıpratıcı olabiliyor bu da lastiklerin daha çabuk bitmesine neden olabiliyor.
        Push rod’da ise süspansiyon kollarına daha az yük bindiği için lastik ömrünün uzatılması konusunda esneklik sağlıyor.

        Pull-Push rod hakkında açıklayıcı videolar.
        https://www.youtube.com/watch?v=izRhrcI7S7c
        https://www.youtube.com/watch?v=9YvV2Qvp75M

        https://www.youtube.com/watch?v=zwYybcpBeZI (Push Rod-itme kollu)
        https://www.youtube.com/watch?v=pkcWMl9dpcg (Pull Rod-çekme kollu)

        Bildiğim kadarıyla olaya tamamen push-pull rod olarak bakılmaması gerekiyor çünkü süspansiyon sistemi araçların tüm detayları gibi çok karmaşık ve zor bir konu.Süspansiyon sistemi içindeki diğer bileşenler(kinematik dedikleri) ile yol tutuş arttırılırken aracın stabil durumda olması sağlanıyor.

        Aynı zamanda Roll Center ve Ağırlık Merkezi konuları var.Roll Center aracın yön değişimlerinde sağa-sola savrulmasını gösteriyor,daha doğrusu virajlarda aracın ağırlık transferini.Ne kadar yere yakın olursa araç o kadar daha az savrulur bu da özellikle hızlı virajlarda araca denge kazandırır.

        Roll Center hakkında açıklayıcı bir video
        https://www.youtube.com/watch?v=xqh01JhEjMU

        Araçların süspansiyon geometrisi hakkında güzel bir yazı :
        http://thewptformula.com/2016/02/11/analysis/

        1. Bu da 2015 ve 2016 Ferrari araçlarının Roll Center ve Ağırlık Merkezi karşılaştırması.

          1. Resim tam çıkmamış afedersiniz,nedir bu internet bağlantımdan çektiğim anlamadım,
            Bu da 2015 ve 2016 Ferrari araçlarının Roll Center ve Ağırlık Merkezi karşılaştırması.

            1. [FORJUSTICE]^Last 1 #ForzaFERRARİ avatarı
              [FORJUSTICE]^Last 1 #ForzaFERRARİ

              Mert varya yeminle kimyager olacak adamsın kardeşim.iyi işler becerirdin @Mert_son

  5. Pull-rod ile push-rod çok fark ediyor. Yazıda pek fark oluşturmayacağı söylenmiş ama aracın ön bölümünün gelişimini kısıtlıyor. Pull-rod ağırlık merkezi aşağıda olması ve daha aerodinamik olması sebebiyle tercih edilebiliyor ama ön bölüm üzerinde gelişim imkanını kısıtlıyor. Geçen sene vakit olmadığını düşündükleri için push-rod a geçememişlerdi. Raikkonen’in şikayetlerinin temeli de pull-road süspansiyondan kaynaklanıyor esasında.

  6. MichaelJackson avatarı
    MichaelJackson

    Güzel bir paylaşım daha emeğinize sağlık. Yavaş yavaş sezona başlıyoruz galiba , bugün iyice belli oldu 🙂

  7. Güzel bir inceleme, çeviri için teşekkürler.

  8. Samet Demirel(GillVill) avatarı
    Samet Demirel(GillVill)

    Analiz ve çeviri için teşekkürler Hasan, bu tarz haberler gelmeye başladıkça ümitlerimiz iyice artıyor 🙂

  9. Güzel analiz paylaşım için teşekkürler.

  10. analiz ve yazı için teşekkürler

  11. burak karaküdük avatarı
    burak karaküdük

    Basın la mührü ! 😀

  12. Analiz için teşekkürler

  13. [FORJUSTICE]^Last 1 #ForzaFERRARİ avatarı
    [FORJUSTICE]^Last 1 #ForzaFERRARİ

    Sagol bilgiler için admin

    1. şu yorumlarda admin denmesi çok tuhaf geliyor cidden

      1. [FORJUSTICE]^Last 1 #ForzaFERRARİ avatarı
        [FORJUSTICE]^Last 1 #ForzaFERRARİ

        O an öyle çikti

  14. Ellerine sağlık güzel bir analiz olmuş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir