Teknik: F1 Motorlarında TJI Teknolojisi

Formula 1’in hibrid turbo motorlarının yanma odalarında önemli teknolojik yenilikler kullanılıyor ve son zamanlarda kullanıldığı ortaya çıkan teknoloji sanıldığının aksine buji kullanmadan ateşleme sağlayan HCCI sistemi değil Turbulent Jet Ignition (TJI-Girdaplı Jet Ateşleme) adını taşıyor. Bu sistem HCCI ile aynı amacı güdüyor ancak birbirinden farklı iki teknolojiye sahip.

Mahle’nin geliştirdiği TJI sistemi yakıt enjektörü ve bujinin içinde bulunduğu küçük bir ön odadan oluşuyor. Püskürtme pistonun üst ölü noktaya ulaşmasından 60 derece önce yapılıyor. Yakıt enerjisinin yüzde 97’si ana yanma odasına yönlenirken kalan yüzde 3’lük kısım ise bu küçük ön odada kalıyor. Ön oda ve ana yanma odası arasındaki çıkış ağzı bir seri küçük delikten oluşuyor ve karışımı ana yanma odasına bir seri yüksek basınçlı jetler halinde gönderiyor. Ateşleme ise ön odada pistonun üst ölü noktasından 22 derece önce yapılıyor ve ateşlenen kütle ana yanma odasına üst ölü noktadan 12 ile 5 derece arasında ulaşıyor. Bu da ana yanma odasındaki yakıtı ateşliyor.

Bu sistem HCCI sistemi ile benzerlikler gösteriyor ancak şu an sadece ön odadaki yakıt oranı görece zengin olmak zorunda ancak bu çok daha zayıf olduğu için kontrollü bir yanma sağlanabiliyor ve bu sarsıntı ve patlama sınırlarının ileriye taşınabilmesi demek bu da güvenle daha fazla güç üretilebilmesi anlamına geliyor.

Next-generation Ultra-Lean Burn Powertrain

Mahle’nin TJI sisteminin 2015 Kanada’dan itibaren Ferrari motorunda olduğunu doğrulayabilmiştik. Şu an teknoloji hakkında daha çok detay ve kullanım ortaya çıkmış durumda.

  • Mercedes bu teknolojiyi 2014’teki ilk turbo-hibrid motorunda kullanmış.
  • Bu teknoloji üzerinde prensipte çalışmış bir mühendis takımının (muhtemelen Cosworth) bir kısmı daha sonra Mercedes’e geçerken bir kısmı da Mahle’ye katılmış.
  • Renault bu teknolojiyi Kanada GP’sinde kullanmaya başlayacak ve bunun mevcut motora ilave 30 beygir kazandıracağı söyleniyor.

Mahle’nin yukarıdaki çizimleri teknolojinin yol araçlarında uygulanması üzerine. F1 kurallarında sadece tek bir enjektöre izin veriliyor ve prensibi uygulamadaki anahtar nokta bu sınırlama ile ön yanma odasını sadece ateşleme bujisi ile oluşturmanın gerektiği. Çizimde ayrı bir orada ayrı ayrı bulunuyorlar.

F1 uygulamasında enjektör yakıt hava karışımını ana yanma odasına püskürtüyor. Turbo’nun oluşturduğu basıncın yaklaşık yüzde üçü basınç altında küçük yarıklardan mini odaya gönderiliyor. Bu transferi doğru karışımla yapmak ve küçük ön odadaki karışımı doğru ayarlamak bu projenin asıl zorlu yanı. Yakıtın daha iyi karışması yanabilirliği artırıyor ancak bu prensibin yararlarının önemli olanı değil. Bu basınç sıcaklığını doğru miktarda tutabilmek ve vuruntuyu önlemek adına sınırlandırılmış durumda.

Buji mini odadaki karışımı ateşleyince ve alev jetleri ince hesaplanmış deliklerden ana odaya ilerleyince sistemin asıl faydası ortaya çıkıyor. Yanma odasında aynı anda birkaç noktada oluşan patlama geleneksel motora göre daha düzenli ve hızlı bir yanma sağlıyor. Bu da piston üzerinde daha fazla basınç oluşturuyor ve yine aynı düzenli yanma vuruntuyu da önlüyor.

Temel olarak TJI vuruntu sınırını yukarıya taşıyıp daha büyük bir patlama elde edebilmenizi sağlıyor, bu da çok daha iyi yakıt verimliliği ve daha fazla güç ve istendiğinde daha iyi yakıt ekonomisi yapılabilmesini sağlıyor.


Yorumlar

“Teknik: F1 Motorlarında TJI Teknolojisi” için 13 yanıt

  1. Hasan abi paylaşım için teşekkür ederim.
    TJI teknolojisi ile ilgili Skysport kısa ve güzel bir video hazırlamış.

    https://vimeo.com/166635777

    1. +1
      sağolsunlar.
      Helal olsun adamlara çizip etmek için uğraşıyorlar.

  2. Honda da rakiplerine cevap olarak Abu Dhabi’de grafikteki ateşleme sistemini kullanacakmış.

    1. Grafiği ekleyemiyorum, site bana güvenmedi.

  3. ooonda
    http://www.roadandtrack.com/new-cars/car-technology/news/a29121/honda-multiple-cylinder-displacement/

    Devleri yenen küçük dev… Motora öyle çok para harcamanın da manası olmadığını gösteren oluşum..
    https://youtu.be/bNBQy6JM5lE

    1. +1 benim söylediğim fazla yüzeysel olacak ama, herkes bugatti 400 yaptı en hızlı der, ancak venom’dan haberleri yoktur. Devlerin gücü bu olsa gerek 😀

      1. Devler satar… önce yalan satar 🙂
        Yıllarım veyronu hem anlatmakla hem yermekle geçti 😛 tabi kitlenin ekseriyeti nat geo izleyip izleyip gelen vauuv bee ci lerden oluşunca neye yaradı hiçbirşeye 🙂
        Yenisi daha birşeye benziyorda eh o da terane görecez bakalım zamanla.
        Biz en son EB110 da kaldık.
        Garajlar iyidir büyüklerin eline verdi mi ohh mis eskilerden bugüne MB’nin eline veren AMG… bavyeralının eline veren dinan, hamann… ferrarinin eline veren carroll amca… dodge’un eline veren ACR… voswosun eline veren Henessey abi.
        Bunlar o iş öyle yapılmaz böyle yapılır der 🙂

  4. Prensipte bu HCCI gibi misal koenig’in müthiş diye sunduğu pnömatik valf’ler gibi öyle çok çok yeni şeyler değil ancak uygulaması maliyetli olduğu dahası aktif üretim hacmi yüksek maliyet baştan tezgahlandırma gerektirdiği için uygulamaya dökülebilen şeyler değil. Misal çok ilgili olmasa da duke gibi farklı içten yanmalı konseptleri de aynı mantıkla gelişim, uygulama alanı göremiyor.
    Otomobil motorları da işte o yüzden sanılanın aksine çok ciddi gelişim gördüğü felan yok maliyet dengesinde halen düşük profilli bir gelişim uygulanması var. Her zaman söylediğimiz 70-80’lerde ki gibi değil böyle işler o şekilde bakmıyorlar bahis geçen çok daha fazla mühendislik şirketi olmasına rağmen.

    Misal harcamaların çok daha sınırsız olduğu katı ve sıvı jet motorlarında (balistik roketler, savaş jetleri, uzay iticileri) çok yüksek oranlı verimlilik gelişimi var ancak kara araçlarında aynı bahis söz konusu değil. En azından ticari transport dünyası kadar bile birşey pek görünmüyor.

    Hatta geçmişin aksine maddi kaynağı bulabilen mühendislik groupları ürettikleri kit’ler ile büyük üreticilerden çok daha verimli, güç oranı yüksek motorlar ortaya çıkartabiliyorlar. Burada ki sorun dayanıklılık. Global üretim felsefesi maliyet-dayanıklılığa kaymış durumda bağımsızların böyle bir derdi yok. Eskiden yarış takımlarından daha güçlü motorlar yapanı pek göremezdik ve markalara mühendislik satabilen de çok fazla olmaz marka bünyelerinde gelişirdi. İşte kastedilen en fazla hardcore ömrü 5-6 binlik 18 binlik 1100 lük motorlar… Şimdi ki yarış sanayii dayanıklılık üzerine kurulu daha fazlasıyla. Küçük grupların bunu birleştirmesi maliyet ile zor işte o yüzden bu motorlar çok çok pahalı. Lüzumsuzluk abidesi olacak kadar… Öncekiler de öyleydi ancak onlar gücün max’larını elde etme hayaliyle üretiliyordu bunlar da ki temeller başka o yüzden dertleri de güç olamıyor.
    Verimlilik artışı her zaman forge uygulama niteliği ile güçlerin artışından daha az oranda gerçekleşir hele ki dayanıklılığı arttırıyorsanız.

    Her zaman dedik yazıdan da anlaşılacağı gibi bilindik üreticiler çok şeyi kendileri yapmıyorlar yapmadıkları halde kendilerininmiş gibi gösterir bunlar. Piyasadan toplarlar… Para dünyası böyle birşeydir.

  5. Fernando Alonso 05-06 avatarı
    Fernando Alonso 05-06

    Bu kizdirma bujisi gibi bisey heralde de ultra teknolojik hali olsa gerek ????

  6. Honda da yine bir şey yok. Yakacam bu japonlari :))

  7. Teşekkürler güzel paylaşım

  8. Hondanın mersonun kullandığı ayrşleme sistemine geçeceğini bu sitede başka bi haberde okumuştum. Böyle mühendislik haberlerini seviyorum güzel olmuş

  9. Nedense Hondadan hic bahsedilmiyor 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir