Force India, Virgin ve HRT takımları dışında diğer tüm takımlar yeni araçlarını tanıttılar. Kimi takım daha tutucu davranarak bir önceki aracın devamı niteliğinde araçlarla sezona giriş yaparken kimileri ise öndeki takımlarla arayı kapatmak için daha yenilikçi ve radikal tasarımlarla ön plana çıktılar. Bu yazımızda genel olarak araçlarda ön plana çıkan teknik özellikleri takım takım sizlere sunmaya çalışacağız.
Ferrari F150
Görünüş olarak önceki seneki F10’dan pek farklı görünmeyen araçta aslında bir çok yenilik var. Bu sene neredeyse tüm takımların ön burnu yükselttiğini görüyoruz ve Ferrari’de de bu durum aynı. Bunun yanında ön burun biraz daha kalınlaştırılmış ve geçen sene olan V şeklindeki burun sırtından vazgeçilmiş. Ancak takım lansmanın ardından henüz yeni ön kanadı piyasaya çıkarmadı ve geçen seneki tasarımla devam etti.
Araçta genel olarak radikal denilecek değişiklikler yok ancak buna rağmen aracın neredeyse tamamı elden geçirilmiş. Sidepodlardaki hava girişleri yatık U şeklini almış ve KERS’in gelmesiyle birlikte daha şişirilip üst bölüm uzatılmış. Motor kapağında ise daha geleneksel şekil kullanılarak sırtında Ferrari’ye has düzenlemeler yapılmış.
Araçtaki en büyük değişiklikler ise arka bölümde. Üstten bakıldığında yine kola şişesini andıran aracın arkasında yeni kurallara uygun tamamen elden geçirilmiş arka kanat yer alıyor. Takım yeni aracında arka kanadı daha aşağıya doğru uzatmış ve arka kanadı yere tek kolla bağlamış. Egzoz sistemi de geleneksel şekilde arkaya doğru uzuyor ancak oldukça geride yer alan egzozdan çıkan gazlar difüzörü besliyor. Ancak daha fazla downforce üretmek amacıyla takım egzozdan çıkan gazların bir bölümünü aracın motorunu çalıştırmak için kullanılan marş deliğinden geçiriyor.
Süspansiyonda ise itme kollu (push rod) devam eden Ferrari, KERS kullanacak takımlar arasında yer alıyor.
Sauber C30
Gridin bağımsız takımlarından olan Sauber’e ilk baktığımızda, aracın renk dağılımı nedeniyle geçen seneye göre biraz farklı bir araç görünüyor ancak yapı olarak bakıldığında çok farklı ve dikkat çeken değişiklikler görünmüyor.
Yine yüksek ve kalın burun kullanan Sauber, geçen seneki eğik ön kanat bağlantısı yerine bu sefer dik bağlantıları tercih etmiş. Geçen sene egzoz beslemeli difüzör geliştirmeyen ve bunun yerine harcamalarını bu seneye aktaran takım genel olarak dayanıksız olan C29 şasisinin zayıf yönlerini ve dayanıksız olduğu alanları geliştirerek bu sene daha istikrarlı sonuçlar elde etmeyi hedefliyor.
James Key, teknik patronluğa geçmesiyle birlikte aracın sürüş yüksekliği sorununu ve dayanıksızlığa neden olan Ferrari motorunun yerleşimindeki sorunlarını çözmeyi hedefledi.
Çok hafif derecede V şekle sahip burun sırtından geriye doğru geldiğimizde çok agresif ve kare şekline benzer sidepodlar dikkatleri çekiyor. Sidepod altlarının kesik olduğu araçta üst hava girişinin altında 4 bağlantı olması dikkat çekerken egzoz çıkışı aracın zeminine oldukça yakın seviyeye indirilmiş ve difüzörün orta bölümünü besliyor. Örs motor kapağının bulunmadığı araçta, motor kapağındaki soğutma sisteminin çıkışı daha genişletilmiş.
Difüzör bölümünde ise takım, arka kanadın yan bölümüne dikey parçalar ekleyerek bu bölümü adeta difüzörün devamı olarak kullanmasıyla dikkat çekiyor.
Lotus T128
Geçen seneki yeni takımlar içerisinde en iyisi olan Lotus, diğer takımlara göre bu sene de çalışkan davrandı ve büyük takımlarla birlikte yeni aracını piste çıkararak test etmeyi başardı.
Geçen seneki basit görünümlü aracın aksine bu sene daha modern ve günümüz çizgilerine sahip bir araç hazırlayan Lotus, araçta neredeyse değişmeyen parçanın kalmadığını iddia ediyor.
Araca baktığımızda ön burnun yüksek tutulduğu ancak geçen senekine göre oldukça kalınlaştırıldığı, sidepodların yenilendiği ve sürücü arkasında yer alan hava girişlerinde sınırların zorlandığı görülüyor.
Williams FW33
Formula 1 tarihinin en başarılı 3 takımı olan Williams son yıllarda pek beklediğini bulamıyor ancak buna rağmen yenilikçi yapısından da vazgeçmiyor.
Frank Williams’ın sahip olduğu takım bu sene de kalın ve oldukça yüksek bir burna sahip araç hazırladı. Aracın arkasına doğru gittiğimizde nispeten kalın ve üçgen şeklinde sidepodlar dikkat çekerken aracın en çok dikkat çeken bölümünün arka taraf olduğunu söyleyebiliriz. Klasik ve sert çizgilere sahip motor kapağının altına baktığımızda neredeyse tüm fazlalıklar atılmış gibi görünüyor. Sidepodlar mümkün olduğu kadar kısa tutularak arka bölüm boşaltılmış ve bu bölümdeki tüm parçalar mümkün olduğu kadar yere yakın tutulmuş. Williams’ın bu bölümü bu kadar boşaltmasında oldukça küçük bir vites kutusu geliştirmesinin etkili olduğu söyleniyor. Haberlere göre Williams bu sene öncesinde Formula 1 tarihinin en küçük vites kutusu sistemini geliştirdi.
Araç testlerde geçici bir görümüme sahip ve geçici görünüm olarak Williams’ın geleneksel mavisi kullanılırken yeni görünüm sezon başlamadan tanıtılacak. Takım kendi geliştirdiği KERS sistemini kullanacak.
Renault R31
2011 araçları içerisinde en radikal yeniliklerden birisine sahip olan araç kuşkusuz Lotus destekli Renault R31 oldu. Bu sene siyah üzerine altın sarısı bir tasarımla karşımıza çıkan Renault’da yüksek ve kalın burun dikkat çekerken burun sırtının V olduğu görülüyor.
Oldukça iyi paketlenmiş aracın sidepodları oldukça şişkin ve yuvarlak olmasıyla dikkat çekerken sidepodların ve aracın arkaya doğru gittikçe iyice daraldığı görülüyor. Klasik motor kapağına sahip araç, tanıtılır tanıtılmaz egzoz borularının görülmemesiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Ancak sır perdesi bir süre sonra aralandı ve araçta sidepod önünden çıkışlı bir egzoz sisteminin olduğu ortaya çıktı. Renault bu sistem ile aracın tabanına mümkün olduğu kadar hava vererek yere basma gücünü arttırmayı planlıyor.
Arka kanadın ortasında zeminle bağlantı direği bulunmazken, arka kanat planyalarının hareketini sağlayan dikey parça dikkatlerden kaçmıyor. Bunun yanında arka kanat difüzöre kadar indirilmiş.
Mercedes W02
2010’da beklediğini bulamayan takım, 2011 aracı üzerinde çalışmalara erken başladı ve özellikle ön bölümü agresif olan bir araç tasarlamışa benziyor. Geçen seneki araca göre tamamen farklı bir ön bölüme sahip olan aracın burnu tamamen yükseltilip genişletilmiş ve öne doğru geldikçe Red Bull’a benziyor. Ön kanat bağlantısı oldukça sportif olan araç V burun sırtına sahip.
Geçen sene araçta oldukça farklı bir motor hava girişi vardı ancak bu sene nispeten daha geleneksel ancak dar bir giriş kullanılmış. Sidepodları üçgen şeklinde olan aracın motor kapağı oldukça geleneksel ancak alt bölümün oldukça şişkin olması dikkatlerden kaçmıyor.
Motor kapağının bitiminde Red Bull tarzı hava çıkışı bulunurken tepedeki T bölümün konumlandırılması da dikkatlerden kaçmıyor.
Red Bull RB7
2010’un en hızlı aracına sahip olan Red Bull, görünüş olarak eski aracın izlerini 2011 aracına da taşımış ve radikal değişiklikler yapmamış.
Araç ilk bakışta 2010 aracının aynısı gibi görünse de yine de bazı farklar gözden kaçmıyor. V burun sırtını en agresif şekilde kullanan takım, 2011’de de V şekil ile devam etmiş ancak geçen senekine göre daha sade bir V var.
Arkaya doğru ilerlediğimizde kendina has şeklini koruyan Red Bull, bu sefer örs motor kapağına sahip değil ancak motor kapağı yine rakiplerine göre farklı ve Newey kurallar çerçevesinde motor kapağını yine arkaya kadar uzatarak farklı bir şekil vermiş ve motor kapağının arkasında yer alan büyük hava çıkışı yine araçta bulunuyor.
Pek dikkatleri çekmese de kokpit önünde yer alan aynalar bu seneki araçta buruna dik olarak bağlanmış. Önceki araçta bu aynalar dışarı doğru açılır şekilde konumlandırılmıştı.
Arka kanadı yeni kurallar çerçevesinde kendine has bir şekilde hazırlayan Red Bull’un 2011 aracındaki en büyük yeniliklerinden birisi egzoz kısmında bulunuyor. 2011 kurallarında egzozun difüzörü beslemesi yasaklanıyor ancak Newey kurallardaki bir açığı çok iyi kullanmış gibi görünüyor. Kurallarda difüzörün 5 cm dışında yer alan bölümde düzenlemeye izin veriliyor. Newey de bunu kullanarak egzoz çıkışının önünde tabanı yükseltip kanal açarak egzozdan çıkan gazları difüzöre yönlendirmeyi başarmış.
Takım bu arada KERS’i de kullanacak ve Newey asıl mücadelenin KERS’i uygun bir şekilde araca yerleştirmek için çok fazla çalıştıklarını dile getirdi.
Mclaren MP4 26
Büyük takımlar içerisinde yeni aracını en son tanıtan isim Mclaren oldu. Tanıtımdan önce yapılan açıklamalarda bu aracın diğerlerine oranla farklı olacağı söyleniyordu ve aracın tanıtılmasıyla farklar ortaya çıktı.
Bu sene genelde tüm takımların araç burunlarını yükselttiğini görüyoruz ancak Mclaren geçen seneki yüksekliği muhafaza etmiş gibi görünüyor. Burun kalınlık olarak geçen seneki gibi olsa da, geçen sene hafif aşağıya doğru inen burun bu seneki araçta yandan bakıldığında daha düz olduğu görülüyor.
Aracın şüphesiz en dikkat çeken bölümü sidepodları oldu. Oldukça yüksek olan sidepodlar, kendine has L (takım U olarak açıklıyor) sidepodların kokpit yanları oldukça düşük ve sidepod altları da kesik. Bu şekil sayesinde takım, önden gelen havayı maksimum seviyede hem sidepod altından hem de sidepod üstünden arka kanada aktarmayı hedefliyor.
Sidepod ile taban arasında da normalden daha fazla fark görünüyor. Bunun neden bu şekilde yapıldığı bilinmiyor ancak söylentilere göre egzoz sisteminin Renault tarzı önden verilmesi halinde bu bölümden hava akışı sağlanacak.
Aracın motor kapağı klasik şekilde ancak Mclaren burada da diğerlerine oranla farklı bir şekil çıkarmış. Üst hava girişi elden geçirilmiş ve hava girişinin ardından soğutma için ikinci bir hava girişi açılmış. Bu hava girişinin arkadaki çıkışı ise kocaman olmasıyla dikkat çekiyor.
Aracın tanıtımında egzoz sistemi tam olarak afişe edilmedi ve plastikten bir egzoz vardı. Yapılan açıklamalarda takımın testlerde tamamen farklı egzozla çıkacağı ve büyük ihtimalle Renault tarzı radikal bir sistem hazırlayacağı söyleniyor.
Geçen seneye göre aracın arkası daha şişkin bir yapıya sahipken, sidepod kenarlarında yer alan dikey kanat ve barge board bölümü de elden geçirilmiş olarak dikkatleri üstüne çekiyor.
Bunun yanında takım süspansiyonda hem çekme hem de itme kollu sistemi denediğini ve yapılan analizlerin ardından çekme kollu (pul rod) sistemi araca yerleştirdiğini açıkladı.
Toro Rosso STR6
Red Bull’un yardımını almadan kendi aracını üretmeye çalışan küçük takımda bu sene farklı ve köşeli ön burun olması dikkatlerden kaçmazken, geçen seneki agresif V burun sırtından da vazgeçildiği görülüyor. Bunun dışında ön kanat kenarları da oldukça fazla elden geçirilmiş.
Sidepodların da elden geçirildiği araçta çift zemin kullanıldığı söyleniyor.
Bir yanıt yazın