Takımın sportif direktörü Sam Michael, Lotus’un sistemi kullanmadan önce yasallığı konusundaki prosedürlerin üzerinden geçtiğini düşünüyor.
“Eminim yasallık konusunda bir sorun yoktur. Bunu sorgulamam. Eminim her eyi prosedürüne göre yapmışlardır.”
Autosport’un teknik muhabirlerinden Gary Anderson’a göre Lotus’un bu sistemi, hava kutusunun tepesindeki iki girişin ana girişle yan yana getirilip birleştirilmesiyle çalışıyor. Böylece hava akımı motor kapağının arkasındaki boruya doğru oluyor.
DRS çalıştırılmadığı zaman hava akımı motor kapağının arkasındaki çıkış noktasına doğru gidiyor. Ancak DRS aktif edildiği zaman, tıpkı McLaren’ın sisteminde olduğu gibi, arka kanadın içinde bir delik açılıyor.
Bu da arka kanadın alt tarafını, gizli bir bölme yoluyla, ana planyaya ve uç plakaya bağlayan başka bir boru vasıtasıyla, hava akımını değiştirerek düşük basınç oluşturuyor. Daha sonra bu da arka kanada giderken, kanattan belirli bir hava akımı geçerek, DRS açıkken sürtünmeyi azaltıyor.
Ancak McLaren’in sisteminde hava akımı burundan girerken Lotus’un sisteminde akım aynı temelde ancak arka kanattaki delik sayesinde oluyor. Bu sistem sene başında rakip takımlardan şikayet gelmesine rağmen FIA tarafından onaylanmıştı.
Bir yanıt yazın