Formula 1, Strateji ve Safkan Mücadeleler

Bu konuda çok basit düşünüyor olabilirim, laylaylom yarışlar izlemeyi sevdiğimi söyleyenler olabilir. “Formula 1 stratejiyle birlikte bir bütündür” şeklinde yaklaşanlar da olabilir. Bu sözleri çok dinledim, üzerine çok düşündüm. Strateji hala bana ters arkadaş!

Hani Formula 1 kurallar bütünü ya, hani birinci formül ya; katılıyorsak bu kurallara göre hareket ederek yarışı kazanmaya çalışmalıyız. Bu konuda sorun yok, kitap demiş, 1.6 litre V6 Turbo yapacaksın, şöyle yapacaksın böyle yapacaksın. Bunları mecbur yapıyorsun tabi, kaçacak yerin yok.

Ancak lastik ve yakıt konusuna gelince işler sarpa sarıyor.  Vay efendim falanca pilot lastiklerine bakmak zorundaymış, önündekine atak yapamazmış. Filanca pilotun aracı da daha az yakıta sahip olduğundan dolayı tam gaz gidemezmiş. Milyon yurolar havada uçuşuyor, rüzgar tünelleri, kalıp atölyeleri, CFD sistemleri ve simülatörler birbirleriyle yarışıyor, ama yarış sonucunu strateji belirliyor!

 

Yakıt İkmali


Eskiden sıralama turlarından sonra araçta kalan yakıtla yarışa başlanırdı. Pazar günü gelip ilk tura girilince bir önceki gün izlediğin sıralama turlarının zerre önemi kalmıyordu, böyle olunca sıralamaları izlerken “Acep Hakkinen’in aracında ne kadar yakıt var? Ferrari’ler yine çok yakıtla mı start alacak?” gibi anlamsız düşüncelere kapılırdık.

Sıralamalar böyle olunca yarış da karışıyordu elbette. Polden kalkan ne oluyoruz demeden pit girişine yöneliyordu, anlıyorduk ki sıralamada az yakıtla çıkmış. Araç hızlımı ve pilotlar birbirine göre nasıl gibi karşılaştırmalar yapabilmek nerdeyse imkansız oluyordu. Şimdi bitik lastik ve yeni lastikler arasında nasıl kolay geçişler yaşanıyorsa, o zaman da dolu depo ve boş depo takibi yapardık: “Hımm, 8.5 saniye pitte kaldı, 8 saniye desek, saniyede 12 litre benzin konsa şu kadar tur gidecek yakıtı var, demek ki son 10 turdan önce bir kez daha pite girmek zorunda kalacak!”

Saçmalık. Strateji izlemek istesem satranç izlerdim.

Sonunda yakıt ikmali kaldırıldı da bu karmaşadan kurtulduk. En azından artık sıralama turlarından sonra hangi aracın hızlı olduğunu söyleyebiliyoruz ve pilotları birbirleriyle karşılaştırabiliyoruz.

Şimdi de başka bir derdimiz oldu. Dolu depo başlanıyor ama takımlar araca fazla yük olmasın diye limitin de altında yakıt koyuyorlar. Araca 10 litre daha benzin koymayıp olası güvenlik aracı periyodundan fayda sağlanmaya çalışılıyor. Mantık şu: “2 tur güvenlik aracı girse, yarışta üç kez de öndekini yakalama mücadelesine girsek, onun dışında sakin sakin gitsek bize 140 litre yakıt yeter hacı! Biraz da basmayıveririz…”

Güvenlik aracına güvenip hep daha az yakıtla çıkmanın 2008 Singapur yarışını her yarışta uygulamaktan ne farkı var ki?

 

Pirelli: Fire Rises


Şimdi oldu derken Pirelli hadisesi ortaya çıktı. Her kim istediyse selamlar olsun, firmadan daha çabuk aşınan lastikler istediler, Pirelli de öldürdü. Çabuk aşınan lastikler ile yarışlara heyecan katmak kağıt üzerinde mantıklı görünüyor, ancak böyle yaparak takımlara daha yavaş giderek lastikleri daha uzun süre kullanma şansı veriyorsunuz. Peşinden öyle bir lastik üretiyorsunuz ki, abanıp daha çok pit stop ile avantaj sağlamak imkansız oluyor. Sonra vay efendim aracımız daha iyi ama kullanamıyoruz, pilotlarımız %80 performansla sürüyor dizginleyemiyoruz.

“Bizden isteneni yaptık” diyerek aradan sıyrılmak da mümkün değil. Sen ki üç yıldır lastik tedarik ediyorsun, daha teknik yönetmeliklerde lastikler hakkında yazan kuralı bilmiyorsun! Neymiş lastikleri Kanada’dan sonra değiştireceklermişmiş… Adamın önüne kural kitabını atarlar, öylece kalırsın.

Eskiden beri sürüş tarzından dolayı lastiklere daha iyi bakan pilotlar var. Genelde sakin sürerler ve -difüzörü filan yoksa- çoğu zaman pole alamazlar. Ancak diğerlerinden bir eksik pit stop yaparak sürüşlerini telafi edebilirler. Bu şekilde sürenler önceleri de bunun faydasını görebildiler. Tam tersine agresif süren pilotlar daha fazla lastik aşındırıyorlardı, ancak bu yüzden yapmak zorunda kalacakları bir fazla pit stop kaybını fazlasıyla amorti edebiliyorlardı. Elbette pistten piste bu denge değişiyor, ancak genelde sabite yakın bir aralıkta devam edebiliyordu.

İşte Pirelli bunu yapamadı. Lastikleri iyi kullanıp zaman kazanabilmek için her pilotun Button gibi sürmesi gerekti, araçların süspansiyonlarının daha fazla hız için değil de daha yumuşak sürüşler için kalibre edilmeleri şart oldu. Başarabilen yarışları kazanırken, diğerleri tur yemeye mahkum oldular.

Sezonun başından beri seslerini yükselten patronlar İspanya yarışından sonra patladılar. Pirelli de kural-kitap bilmeden lastikleri değiştireceğini açıkladı. Sonra FIA’nın ufacık bir hatırlatmasıyla iyice rezil oldular, sesleri kesildi.

 

Stratejisiz daha iyi yarışlara


Mevcut kurallarla strateji savaşı safkan yarışçılığa tur bindirmiş durumda. Bence bunun engellenmesi gerek. Bir pilot strateji uygulayacaksa eğer, bunu önündeki geçmek için bir sonraki virajdaki pist konumuna karar vererek kullanmalı, hangi hızda gideceğini belirlerken değil.

Yakıt konusuyla başlayalım. Yukarıda da belirttiğim gibi adamlar güvenlik aracına güvenerek yakıt koyuyorlar, Maylander’e iş düşmezse de mantar oluyorlar. Bunu engellemek çok kolay. O anki kurallarla bir F1 aracının bir yarışta azami olarak ne kadar benzin tüketebileceği kolayca hesaplanabilir. Bu rakamın üzerine 30 kg daha eklersin, yarış başında araca bu kadar benzin konulduğundan emin olursun. Herkes yarış sonuna kadar duba gaz gider, daha bir ton da benzini kalır. Yarıştan sonra alırsın 1 litre numuneni gider işine bakarsın. Yok öyle oldu, yok böyle oldu derdin olmaz. Önündekine yetişebilecekken dene(ye)meyip “Ağbi basınca çok yakıyo bu!” serzenişleri de duymayız.

Lastik konusu daha da beter. Yarıştan sonra geçişler, stintler ve performanslar yerine stratejiler konuşuluyor. Telsiz mesajları da lastiklerine dikkat et’den başka bir söz içermiyor. Pilotlar da mecbur, “Bana ne arkadaş sol ön lastikten, ben duba gaz giderim!” diyemiyorlar. Lastik aşınmasını azaltmak için özel motor haritaları mı dersin, motorun gücünü düşürmeler mi dersin, yere basma kuvvetini azaltmak mı dersin ne kadar geriletici adım varsa atılmak zorunda kalınıyor.

Öyle bir lastik tasarlarsın ki performansı yavaş yavaş düşmez, birden biter. Öyle bir yapı kullanırsın ki lastiğin araca bağımlılığını azaltırsın ve tamamen pilotaja bağlı hale getirirsin. Hamurun sertliğini ve kalınlığını da öyle bir ayarlarsın ki, lastik koruyan pilotlar 2 pit stopla yarışı bitirebilirlerken agresif sürenler ise üç pit stop yapmasına rağmen stintlerde daha hızlı sürdüklerinden dolayı fazladan pit stopun zaman kaybını amorti edebilirler. Bu iki grup da öyle bir dengelenmeli ki, rekabet artsın. Pirelli bu işi beceremeyecek gibi.

Konuyla alakasız olarak, lastiklerle ilgili ilginç bir düşüncem daha var. Yarışa iki farklı tür lastik getirip, bu lastiklerin birinin üst kısmına sert, alt kısmına ise daha yumuşak hamur konsa, diğer tür lastik de ilkinin tam tersi yapıda olsa neler olurdu? Düşünsenize, sürüyorsunuz ve lastik birden daha fazla performans vermeye başlıyor. Strateji ile ilgili bahsettiklerime pek uymasa da ilginç bir deneme olabilirdi.

Bu yazıda bahsettiklerim tamamen kendi bakış açımı yansıtıyor. Kimin kazandığından ziyade kimin kimi nasıl geçtiği ve nasıl bir mücadele olduğu ile ilgilenen birisi olarak strateji kullanımı bana göre değil. Bu tür stratejiler yarış sıralamasını değiştirmekten başka bir işe yaramıyor, öndekinin bitik lastikle olduğunu bildikten sonra yaşanan geçişin ne anlamı var ki? Veya yakıt tasarrufu yapan pilotu geçmek ne kadar değerlidir ki?

DRS mevzusuna hiç girmiyorum zaten. Sen önündeki sarı çaydanlığı süren çaylak pilotu geçebilecek hızda araç üretemiyorsan bundan bize ne?


Yorumlar

“Formula 1, Strateji ve Safkan Mücadeleler” için 26 yanıt

  1. xtrabit'in paylaştığı videonun sesli olanı.

  2. @Salim Kaya Böyle bir video var. Henüz yayınlanan editli bir şey yok sanırım.

  3. Arkadaşlar konu dışı:
    Dün Schumi Nurburgringde gösteri sürüşü gerçekleştirdi. Acaba videosunu paylaşacakmısınız?

  4. maalesef yazının hepsini okuyamadım, satranç benzetmesinden sonra gerek duymadım, saygısızlık olarak algılanmasın, sonuçta bu da benim seçimim, o yüzden sadece oraya kadarlık bölüme yorum yapacağım;

    strateji her sporda olan bir şey değil midir? bazı takımların daha az kanat açısı kullanıp düzlük hızını tercih etmesi bile bir stratejidir, aracın tasarımını bir stratejiye göre seçersin. Pilotlar yarışırken stratejik olmak zorundadırlar. Atak yaparken, savunma yaparken her an stratejik düşünmek zorundasın. Startlarda pistten piste değişik stratejiler uygular pilotlar. Aklıma ilk gelen, indianapoliste ilk virajı dışarıdan almaktır. (Alonso'nun 2004 startını izleyebilir nedenini merak eden) Pitlerde de strateji vardır, lastik kullanımında da. Renaultun 2003 yılında 111 derece v10 dan 2004 te 72 dereceye geçişi bile bir stratejidir.

    Ben Formula 1'i öyle 20-30 senedir izlemiyorum, yaşım yetmiyor ona, ama 10 seneyi geçti kıl payı izlediğim sezonlar, benim bildiğim Formula1 stratejinin her zaman içinde olduğu Formula 1 di.

    stratejiden arınmış saf action izlemek istiyorsanız nascar izleyin, çok stratejik bir şey yok sola dönüp duruyorlar diyeceğim, ama bir saniye! onda da strateji yok mu?

    pirellinin işi son zamanlarda abarttığı konusuna ne kadar katılsam da, sonunu tahmin etmekte zorlandığım yarışları izlemek hoşuma gitmiyor değil. Günün sonunda kazanan, yine işini iyi yapan takım ve/veya pilot oluyor. Ne Pirelli ne Fia herkesi memnun edemez, ben F1 i izlediğimden beri aero etkisinden herkes şikayetçi, ama DRS gelene kadar geçişler her sene daha da kötüye gitti.

    DRS ne kadar suni geçiş gibi olsa da, bu araçların basit go kart araçlarıyla karıştırmamak gerek, önündekini takip ederek tur atmak zaten fark 1 saniyenin altındayken imkansızlaşıyor, geçiş yapmak için bazı pistlerde önündekinden 1,5 saniye hızlı olman gerekiyordu. DRS en azından aero dan gelen kaybı suni olarakta olsa azaltıyor.

    çok uzun bir yorum oldu, kim yazmış yazıyı göremedim, ama uslubu benim yorum yazarken ki halimden beter (ki ben dikkat etmem çok), sitede yayınlanacak yazı uslubu değil bence, her neyse…

  5. Emeğine sağlık.

    Fâkat ben, stratejinin önemini arz etmek istiyorum bu hususta. Bu sporda yapılan her strateji, alınan her karar, girilen her risk ve bunun sonucunda ortaya çıkan tablodan her zaman keyif almışımdır. Esasında bunun daha da etken olmasını isterdim şahsım tarafımdan. Pit duvarındaki adamların yavaş bir araçla bile bizi hayretlere düşürecek zekice hamleler yaparak kazanmalarını isterdim. Ve bunu inanın hepimiz keyifle izlerdik. Formula 1'in yapısında stratejinin daha etkin olması gerektiğini düşünüyorum. Nasıl araçların tasarım aşamasında gelişim aşamasında, her noktasında zeka matematik ürünü noktalar varsa, yarış içindede bu zekayı ve matematiği bize göstermeli ve sunmalılar.

  6. F1'de strateji olmasa bana nasıl ekmek çıkacak xtrabit racing? ben buradaki her yorumumu stratejiye göre yapıyorum yapma etme gözünü seveyim. Hayat bir satranç, satrançta benim hayat tarzım. Strateji benim kanıma iliğime işlemiş koca f1'ın mi içine işlemeyecek?

    Sen dünya işlerinden el etek çektiysen, tekkeye gir masivaya ulaş. Sen nefs-i mutmain ol yönünü öteki tarafa çevir ne diyeyim abi 🙂 🙂

    Benim içim fesat, ruhum kararmış, strateji olmadan hayatın karanlık yollarından girmeden yaşayamıyorum.

    Sen çok masum yaşamışsin abi. Herkesi kendin gibi sanıp aldanmışsin, bu dünyayı toz pembe yapacağına inanmışsin. Zamanında ben denedim olmadı, sende fazla uğraşma. Benim için zafere giden her yol mübah. Ha zafer bana birşey kazandırıyor mu? hiçbirşey kazandırmıyor. Sadece gurur okşuyor o kadar. Neticede bu dünyada yemek içmek için yaşıyoruz, ya yaşamak için öldüreceksin yada ölmeyi bekleyeceksin. F1'de böyle. Ama sonunda hepsi bir hiç ve kötüler yani ben bu hiçe biraz daha geç ulaşacağım siz iyilere göre.
    Sonu geciktirebiliriz ama durduramayız. Siz iyiler olmadan biz kötülerin strateji savaşı yavan kalır. Hayat çatışma üzerine kurulmuştur. O yüzden senin gibi iyi düşünenleri ne yok ederiz ne de elinizi güçlendiririz, strateji şu; siz iyilerin sesi çıkacak ama yüksek çıkmayacak, böyle kısık sesle f1'ı eleştirmek pek tabii biz kötülerin işine gelir. Neticede çatışma var ve sonunda kötüler kazanıyor. İyileri hepten yok edersek kötüler kendi arasında savaşmayı beceremez, herkes birbirine strateji kurar ve biz kötüler aheste aheste eririz. Bu seferde en kötüler kalır geriye onlarda siz iyiler ve biz kötüler olmadan beslemez ve yavaş yavaş süper kötü kalana kadar birbirlerini eritirler. Dünyada tek kalan süper kötüde şapa oturur. O yüzden siz iyilerin itirazi iyi bizim için 🙂 🙂 🙂

  7. Seni anlıyorum xtrabit
    Here seye rağmen formula 1 izlemeye değer
    Yani " benim bu işten karım ne açık mert korkusuz " diye hayiflanmana gerek yok diyorum
    >:)

  8. 2013: A McLaren  Odyssey (spa2000) avatarı
    2013: A McLaren Odyssey (spa2000)

    Yazarın yorumunu okudum. Okuyucuların yorumlarını da.
    Yazarın demek istediğinin yanlış anlaşıldığını anladım yazarın kendisi olmadan. (arada olur böyle)

    Yazar demek istemiş ki;
    Bitiş çizgisinde kimin 1. olduğu benim için önemli değil,
    Önemli olan bize yarış içinde kan* göstermeleri demiş .
    Pit taktiği ile rakibini geçme şu işi benim de görebilmemi sağlayacak şekilde pist üzerinde yap demiş. Yarışı kazandığında ünvan senin para takımının oluyor. peki benim bu işten karım ne açık mert korkusuz demiş.
    Benim tek kazancım ekran başında adrenalin salgılamam demiş. bunu da bu şartlar altında başaramıyorum demiş.
    ve yorumcu can bundy de aynı dertten muzdarip olduğu için yazara hak vermiş.

    *savaş, mücadele, challange, ölüm-kalım, gurur ve kalan herşey

  9. Of of of bu ne muthis bir yorumdur hic bitmesin istedim tebrikler kardesim eline saglik muthis ozetlemissin strateji kpnusunu bravo

  10. Melih Çakmaklı avatarı
    Melih Çakmaklı

    Eline sağlık,ama bende görüşüne katılmayanlardanım.Kim ne derse desin,zamanında yazıda belirttiğin benzin hesaplarını yaparken F1 den aldığım zevki birdaha hiçbir zaman alamadım,daha önceki yıllardan bahsetmiyorum izleme şansım olmadı ancak izleyebildiğim yıllardaki en zevkli yarışlar stratejinin ön planda olduğu yarışlardı.Kısacası strateji olmadan benim için pek bir önemi kalmıyor F1'in

  11. Strateji her şeydir.. Hayat gibi.

    O zaman bütün yarışların aynı pistte yapılmasını öneririm bende. Her çukurun,her taşın, her ağacın veya her çim yaprağının ezbere bilindiği bir pist. Sıkıcı olmaz mıydı ??

    Karşına çıkacak belirsizlikler heyecan katar. Gerçi bu belirsizlik olayı Pirelli sayesinde Güvensizliğe dönüşüyor bu ayrı tabi.

    Bu nedenle bazı insanlar doğru kararlar alırlar ve iyi kazanırlar. Firmalar bunlara katır yüküyle para öderler. Ferrari de en kızdığım adam Andrea Stella dır mesela. Adam tam bir strateji faciası. Son yıllardaki başarısızlıkta bu kerestenin emeği çoktur.

    Strateji demek insan demektir bence.. Duygudur , histir, önsezidir….Geri kalan ise sadece makinadır.

  12. hiç beğenmedim. ne biçim yazı olmuş , hiç profesyonelce değil.
    hem laf bile çakmışsın hiç etik değil, olmamış. :))

    saçmalamalar bir yana cidden hayalde istenen yarışma ortamını anlatmışsın. gerçek mücadele, yarışmak bu şekilde olur.

  13. Kardeş… üstüme alınma değilde yazılmış olan konu sadece o an için şartlar itibarıyla bir rastlantıydı.Aslında… pist denemeleri yada prototip üzerinde çalışmatı becerememiş olan Ferrari nin belirgin görüntüsüydü.Benin için Ferrari çok önemli değil yani taraftarı olduğum takım değil. Büyük bir ekip bile olsa başarı herdaim ayrıntıda gizilidir ve yakalayamadın mı aynen geride kalırsın.
    Ben bir Mercedes taraftarı-ALonso severim Bir zamanlarda Raikonen taraftarıydım … Herkesin kendine haiz duygu ve düşünceleri vardır ve arkadaşımız buraya yazmış seninde ilgini çekmiş ve paylaşmışsın.Bende senin düşüncene değilde o düşünceye dair duygu ve düşüncelerimi aktarmışım.
    Saygı sevgi içerisinde birbirimize düşündüklerimizi anlatmamızın hiçbirimizi kötü etkileyeceğini sanıyorum.Sırf sana muhalefet olsun diye bunları yazmadım.Sanada saygı duydum ve kendim seviyesinide yerlere sürmek istemedim.:)).

  14. seyir zevkini arttırmak istiyorsan maliyetleri kısmaktan vazgeçeceksin motor gelişiminin önünü açacaksın bak o zaman neler oluyor.. ama yok onuda yapmıyorsanız o zaman kimse şikayet etmeyecek…

  15. güya geçmişi hatırlatıp laf çakmak için ''Tarafsız'' taraflı bir şahsiyet tarafından yazılmış saçma yazı.

    Formula1 gibi bir platformda Strateijiyi istemeyen bir kişinin yazısı işte.

  16. başka yerlerde de gördüğüm bir yanlışı düzelteyim. sıralamalara yarışa başlanacak benzin yüküyle çıkılması kuralı 2003'ten 2009'a kadar uygulandı. 1994 – 2002 arasında gerçek sıralama turları vardı. yani hakkinen kariyeri boyunca sıralamalara 3 turluk benzinle çıktı.

  17. niye üstüne alındın arcadia lı? Bir Sparta lın sizi yine meydanda bozma zamanı gelmedimi sencede ?

  18. Okuyan ve düşüncelerini belirten arkadaşlara teşekkürler.

    Yazının başında ve sonunda belirttiğim gibi bunlar benim şahsi düşüncelerim, kendi bakış açım. Ben fikirlerimi belirttim, katılmayanlar elbette olacaktır. Hayallerimdeki yarış kavramını açıkladım. Mevcut durumu düzgünce açıklayıp genel bir bakış yapmak için yazılmış bir yazı değil.

    Yazıda kullandığım üslup da kendi fikirlerimi samimi olarak ifade ettiğim kendi konuşma tarzım. Eskiden hazırladığım birkaç makale gibi objektif ve ciddi bir makale olmadığı için kendi rahat cümlelerimle hazırlamayı tercih ettim bu kez. Kısaca bir yazar olarak değil de, F1 izleyicisi olarak yazdım.

    Son olarak, stratejiler bazen orta gruptaki takımların podyum yakalayabilmelerine imkan vermesine rağmen ısınamadığım bir konu. Strateji yapmak ve izlemeyi sevenler de var elbette.

  19. F_Alonso Diaz avatarı
    F_Alonso Diaz

    Dostum rica etsem uzun yazı yacacağın zaman paragraflara bölsende rahat rahat okusak nasıl olur acaba.

  20. F_Alonso Diaz avatarı
    F_Alonso Diaz

    Son paragraf tam bir saçmalık olmuş, ne yani son yarışa bakıp da +40 diyip eğlenelim mi bizde. Bu işin DRS ile ne alaksı var. Madem öyle neden Lewis Kubica' yı geçemedi aynı yarışta..

    Yazdıklarında ise hiç tutar bir yan yok. Strateji olmadan hiç bişey olmaz. Ama önceden kurgulanır, ama anlık değişim gösterir. Ama mutlaka vardır. Olmalıdır.

    Lastik mevzusu da bana göre sadece az bişey daha dayanıklılık artsa çözülecek bir sorun. Lastik biterse girer pite değişirsin. 20 tur pistte kalacam diye milleten 2 saniye yavaş dönmenin alemi nedir.

    Bir yazı hazırlayacaksınız objektif olmalısınız. O na buna laf çarpmak olmamalı amacınız. Kısaca beğenmedim.!!!

  21. Yazini begenenler olacaktir elbette. Emegine saglik. Kisisel olarak hic begenmedim fazla amatorce . Bana ters bundan banane olmasada olur tam kurtulacagiz gibi agresif kelimeler profesyonellikten uzak olmus son paragrafta 2010 abu dhabi ferrari ve alonsoya gonderme yapman buttonin surus stilini ignelemen cok yakisiksiz olmus. Yinede emegine saglik.

  22. Raikonen ' DRS sunni geçiş yaptırıyor ' diye bir laf attı ortaya hepiniz yapıştınız onun arkasına.Raikone i Raikonen yapan Newey in jet gibi olan McLaren serileriydi.Arkasındaki Ferrari ye dahi tur denecek kadar mesafe açmışken dayanıklılık sorunu yaşayan araçların hızıyla yarış kazanmakda geçiş yapmakda kolaydır.Bu son senlerde öyle farklı araçlar yok olsa dahi onuda tasarlayan adam zaten Newey dir.Bazıları takmış ki yok 2010 da sarı çaydanlık arkasında kalmak vss… Bu F1 de ne trenler izledik biz 2010 da nedir ki.Unutmayın ki o sezonda bu DRS in değişik bir şekli olan F-kanal ı daha aktif kullanan Renault un aracı sayesinde bu durum yaşandı.Diğer Renault aracı ön kısımdakilerle dişediş başabaş mücadele edecek kadar hızlıydı.
    Şu aracın arkasında 40 tur kalma lafı nedense birilerinin aklında yer etmiş ve nu normaldir.Yavaş bir araçla dahi son yarışda hala şampiyonluğun en büyük favorisiyseniz tabiiki akıllarda yer tutuyorsunuz.Geçen seneki Ferrari nin durumu su sene McLaren de var ama bakın bakalım şampiyonluk mücadelesinde şu anda Button yada Perez isimleri varmı?

  23. Senelerdir bu sporu izlerimde strateji kelimesi çıkmadan basın açıklması yapabilen pek azdır.Her işte stratejş vardır ama son senelerde F1 de ana stratejinin yanında anlık karar verilebilenlerde türemişdir.Aslında sonradan karar vermeleri etkileyen SC… vss gibi etkenlere birde lastik etkiside eklendi.Pirellinin yeni lastiklerinin ne sonuç vereceği şu an itibarıyla kestirilemediği için yarış içerisindeki duruma göre ek stratejiler geliştirilip uygulanıyor.Sadece yarışın başında kestirilip atılan stratejiler çöp oldu ki bu durumda yarışların seyir zevkini arttırdı.Şu son Barselona yarışı eski standartlarda yapılmış olksaydı tam bir rezalet ve sukucıydı… kim kazanırsa kazansın bu yarış yok lastikleri yok pit sayıları yok geçişleri felan derken acayip çeşitlilik yarattı.2010 öncesi yarışları izleyinde sıkıcılığı seyredin.Valensiya GP nin sezondan gitmeside bu yüzden aranılmıyor.Monako da bile aksiyon ve heyecan var ki bu bazı etkenlerden ötürü arttı.Kİmse DRS ye laf atmasın… bu kısıtlanmış ve eşit şartlara getirilmiş araçların birbirlerini geçmesi zorluğunda birşeyler yapmayı sağlayacak bir etkendir.Eskiden motor devirleri yada bazı sınırlanmamış şartlarla birlikte araç farklılıkları ile pilotlar durumlarını değerlendiriyorlardı.Şimdi devirler sınırlı ve düşük, şartlar ileri derecede kısıtlanmış ve yakınsak hale gelmişken araçların birbirini geçebilmesi için bir yardımcı kullanmak gerekiyor.Bİliyoruz ki DRS kısmı geçişler için yeter şart değil.DRS ile geçiş yapmak için gerekli max. hız,lastik formu yanında çekiş gücüde ve yeterli atak mesafesi gibi çok şey gerekiyor.Üstelik geçiş sırasında aşırı lastik harcamaları ile bir anda kaybedilen pozisyonlarda cabası.Bunları izleyen bizler ya zevk alırız yada almayız ama ortama aksiyon katan bu etkenler olmasa bu sefer sıkıcı nitelendirilen yarışlardan daha ötesi olmayacak. SOnrasını göze aldığınızda bir iki tur erken pite girerek yer kazanabiliyorsunuz ama bunun sonrasıda var.DRS DRS deyip duranlar son yarışda Vettel in DRS ile dahi olsa Rosberg i geçemediğini görenler olmadımı.DRS diğer etkenlerinde olmadığı yerde tek başına yeterli gelmiyor.
    Bence… sıkıcı olan bu yarışlar yerine şu durumdaki etkenler aracılığıyla seyrettiğimiz aksiyonlu yarışlar kat be kat daha iyi durumda.Bu lastikler; zırt pırt patlayıp yaca cıdar sıyırıp tehlide arzetmediği ve can güvenliğini tehdite etmediği sınıra kadar iyi olarak görülmeli.Bu iş ileri mühendislik düzeyi kullandırıyor.Birileri bu mühendisliği kullanıp performans düşümsüz 3 pit yapabiliyorsa diğerlerine hesaplarını kitaplarını ona göre gözden geçirmek zorundadırlar.Amortisörse amortisör,,ağırlık dağılımıysa ağırlık dağılımı,motor haritasıysa motor haritası,… vss neyse onu gözden geçirip ona uyum sağlamak zorundadırlar.Mühendis elindeki lere göre işini yapar.Bunların hepside ileri teknoloji kullanan mühendislerse işlerine baksınlarki iktisat yada işletmeci olan yöneticilerinin ağızları daha fazla laf yapmasın.

  24. DRS mevzusuna hiç girmiyorum zaten. Sen önündeki sarı çaydanlığı süren çaylak pilotu geçebilecek hızda araç üretemiyorsan bundan bize ne?

    Sevdim bunu >:)

  25. Yorumun girişi iyi tam türk işi başlangıç..

    Güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık ancak ben bu fikre katılmıyorum 🙂

  26. Güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık ancak ben bu fikre katılmıyorum. Formula 1 motorsporlarının ve bu alanda teknolojinin en üst noktasıysa strateji olmassa olmaz. Bu seneki lastik aşınması başlı başına bir bela ve strateji ile alakası yok hatta aksine takımların strateji yapmalarını bile engelliyor. Ama lastik kullanımı ve motorların yakıt harcama miktarı gibi unsurlar her zaman olması gereken şeyler. (şahsi görüşüm)

    Konuya şu noktadan bakarsanız ferrari renault mercedes gibi moto geliştiren firmalar, yine ferrari mercedes mclaren gibi spor otomobil üreten firmalar ve pirelli michelin bridgestone gibi lastik üreticileri formula 1 den aldıkları veriler doğrultusunda bu alanlarda geliştirme yapıyorlar. Bugün Ferrari firması bu alanda geliştirme yapamayacaksa formula 1 den çekilebileceğini rahatlıkla söylüyor. Bridgestone un formula 1 den ayrılmasının en büyük sebeplerinden biride istedikleri çaplardaki lastik geliştirme işine formula 1 den aldıkları datanın fayda sağlayamamasıdır. Yani bence fazla fazla dolu bir depoyla hiç bitmeyecek standart performanstaki lastiklerle yarışıldığında da bir kaç takımın her yarışta önde olduğu seyir zevki düşen bir formula 1 olacağını tahmin ediyorum. Bunlar benim şahsi görüşlerim ve yine kimseye herhangi bir şekilde laf atmadan veya kötü bir niyet gütmeden şunu söylemek isterim. Bu şekilde bir yarış izlemek istiyorsanız bence GP2 doğru cevap.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir