Michael Schumacher’in Ayak İzleri

yazar:

kategori:

Geçen hafta sonu Monte Carlo’da yapılan Monaco GPsi, Mark Webber’in müthiş sürüşü ve Red Bull’un, tüm bahisleri kendisine kilitlemesine neden olan muazzam 1-2 sonucundan çok, son turda Güvenlik Aracı’nın çıkmasından hemen sonra, bitişe 200 metre kala Michael Schumacher’in, Fernando Alonso’yu geçmesiyle hatırlanacak. Yarışa son sıradan başlayan Alonso, iyi bir stratejiyle 6. sıraya kadar yükselmiş, ancak Schumacher’in son atağıyla yarışı 7. sırada bitirmişti. Sonrasında yapılan soruşturmada, Schumacher’in, kurallara uygun hareket etmediği belirlendi ve yarış sonrası zamanına 20 saniye ekleme cezası verilerek, 12.’liğe düşürüldü. Böylece Alonso da 6.’lığı tekrar alarak, şu anda gridin tartışmasız en hızlı aracı olan Red Bull’un, 78 puanla ilk iki sırada olan iki sürücüsünün hemen ardından 75 puanla üçüncü sıraya yerleşti. Sezonun gelişimine bakıldığında, Alonso’nun şu andaki durumu oldukça etkileyici.

Uygulanan kuraldan, Schumacher’in oportunist tavrından, çıkan tartışmalardan ve Sportif Kural kitabının artık herkesin ezebere bildiği 40.13 maddesinden bahsetmek istemiyorum. Bu konuda o kadar çok görüş bildirildi ve o kadar çok şey söylendi, bu entropiye daha da düzensizlik getirmek çok beyhude olacak. Ben daha çok, Schumacher’in bu hamlesinin, resmin daha geniş perspektifinden ne anlama geldiğini anlatmaya çalışacağım. Bu hareketin, bildiğim ve tanıdığım Schumacher için oldukça önemli bir nokta, önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. 41 yaşındaki şampiyona eklenen yeni bir hayat damarı gibi.

Schumacher’in Alonso ile mücadelesi, aslında 2000′li yılların başına kadar uzanıyor. 2001 yılında Minardi ile Formula 1′e başlayan Alonso, aynı yıllarda F1′e giren Button, Massa ve Raikkonen’le birlikte, Hakkinen ve Schumacher’in bitirmekte oldukları efsane söylencelerini kendi aralarında yazacak pilotlar olarak görülüyordu. Schumacher’in, kendine en büyük rakip olarak gösterdiği kişi ise, ne Raikkonen ne de Button’dı: Bu rakip Alonso’ydu. Ancak Ferrari’nin ve Schumacher’in domine ettiği 2000′li yıllarda, bu ikilinin pistte kafa kafaya mücadele etmeleri ancak 2006 yılına rastlar. Ferrari’nin olağanüstü gelişimine karşı geliştirilen yeni kurallarla girilen 2005 sezonu, bir anda Ferrari’nin geriye düşmesine ve yeni bir gücün ortaya çıkmasına neden olmuştu: Benetton’ı satın aldıktan sonra gittikçe büyüyen Renault takımı ve Alonso. Ferrari, o sezon Alonso’ya rakip bile olamayacak kadar kötü bir performans gösteriyordu. O yıl, Schumacher ile Alonso’nun San Marino GP’sindeki müthiş mücadelesinin dışında bu ikilinin art arda geldiği yarış sayısı bile çok azdı. Ancak 2006 yılı, bu ikilinin arasındaki buzların ortaya çıkmasına neden olan en önemli sezondu.

Sezonun ilk yarısında Alonso, Schumacher’e karşı 25 puanlık bir üstünlük kurmuştu ancak Ferrari ve Schumacher, 2005′e göre çok daha rekabetçiydiler. Amerika GP’sinden sonra Ferrari’nin daha da güçlenmesi ve Renault’nun de performans kaybıyla, bu ikilinin arasındaki puan farkı çok çok azalmıştı. O sezonun Monaco, Macaristan ve İtalya GP’si, Schumacher ile Alonso’nun hem basın aracılığıyla hem de pist üzerinde acımasızca rekabetine sahne olmuştu. Monaco’daki sıralama turlarında Schumacher, herkes son turlarını atarken aracını Rascasse’a park ederek Alonso’nun pole pozisyonu almasını engellemişti. Macaristan’da yarış hakemleri, önce Alonso’ya, antrenman turlarındaki tehlikeli sürüşü ve sarı bayrak altında araç geçişi nedeniyle sıralama turları derecesine 2s eklenme cezasını verdiler. Ardından bu cezanın aynısı, kırmızı bayrak varken iki aracı geçtiği için Schumacher’e de verildi. Schumacher verilen cezada, alenen olmasa da Alonso’nun, sırf Schumacher ceza alsın diye pite girişte “aşırı” derecede yavaşladığı söylendi. Bu yarıştan sonra ise asıl olay, İtalya GP’sinde yaşandı. Alonso’nun, “Formula 1′in artık bir spor olduğuna inanmıyorum,” demecini verdiği Monza’da, Alonso’ya, Massa’nın hızlı turunu engellediği gerekçesiyle ceza verilmişti. O sezonun belki de en önemli yarışlarından olan Çin GP’si de, Alonso ile Schumacher’in, Schumi yarışlara dönmeden önce pist üzerinde kafa kafaya çarpıştıkları son yarış olmuştu ve Schumacher, kariyerinin son zaferini kazandığı Şangay’da Alonso’yu geçerek şampiyona liderliğine yerleşmişti.

Alonso ile Schumacher’in arasındaki bu sıcak ve soğuk savaş, 2010 sezonu itibariyle tekrar ateşlenmişe benziyor. Motivasyonun, en az motor ve aerodinami kadar önemli olduğu Formula 1′de, Schumacher’in ihtiyacı olan tek şey, yeniden pistlere dönmüş olmasını hissetmek. Kendisinden 20 yaş daha genç olan ve onun zamanının geçtiğini düşünen pilotların arasında, onların çoktan hazırladığı partiye, sanki hiç sevilmediği halde zorla davet edilen yan komşunun çocuğu gibi hissettiğine eminim. 7 kez dünya şampiyonu olduğu zamanlarda, “kendi çöplüğü” olarak bazen limitsizce bazen delice öttüğü bu sirkte, kendini her zaman mahallenin ağabeyi olarak gören Schumacher, bu sezon başlangıcında bir misafir gibiydi hepimiz için. Badem gözlü bir nostalji gibi. Schumacher’i Schumacher yapan nosyonların hemen hiçbirini, İspanya GP’sine kadar ne kendisinde (perfromans anlamında) ne de rakiplerinde (Schumacher’den şikâyet anlamında) görebildik.  Çin’de adeta herkesin alay ederek solladığı Schumacher, Hamilton’ın ağzından, “Schumacher’i geçmekle diğer rakipleri geçmek arasında bir fark yok,” sözünü duyduğunda, eminim bir an bile olsa yanlış bir iş yapıp yapmadığını düşünmüştür.

Schumacher’de eksik olan şey, materyalist bir ihtiyaçtan çok manevi bir itkiyle ilgili bana kalırsa. Schumacher, ilk birkaç yarış boyunca sürekli olan bunu arayıp durdu. Avustralya’da, sıralama turlarından sonra doğru Alonso’nun yanına koşup daha arabadan inmeden onunla konuşmaya çalışması ve basına yansıyan bu görüntü, Schumacher’in, haksızlığı uğradığını düşündüğünden çok, kendini yeni Formula 1′e ve kadrajına sokmaya çalıştığının bir kanıtı olarak görüyorum. Bir şekilde eski rekabetçi ve bazen acımasız Schumacher’e geri dönmek ve 41 yaşında, 30′lu yıllarındaki kıvılcımı yeniden canlandırmaya çalışmak. Hamilton’a, Vettel’e, Alonso’ya, kimin patron olduğunu göstermeye çalışmak. Bazen insanlar, karşıtlıklardan güç bulur ve bazen diyalektik, bir çözüme ulaşmada en kısa yol olur. Schumacher, yarış hayatı boyunca bundan beslendi ve beslenmeye de devam edecektir. Onun aradığı ve ihtiyaç duyduğu şey, yere basma gücünden çok, diğer sürücülere hissettirdiği bu gerginlik ve tedirginlik. Schumacher bundan güç alıyor, kendine güvenini bununla sağlıyor. Ron Dennis’in sözleriyle ifade edersek, “Rekabetçi hayvanlar, sınır tanımaz.”

İspanya’da, pit çıkışındaki Button’a yaptığı atak ve onlarca tur boyunca onu arkasında tutabilmesinin, ve Monaco’daki o geçişin, benim için tek açıklaması budur. Schumacher, saygınlığını tekrar kazanmak için, kibarlığı elden bırakmaya hazır. Bunu yapmak zorunda. Alonso’ya yaptığı atağı, 6.’lık ve 7.’lik mücadelesi olarak görmek mümkün değil. Böyle değil. Schumacher, şu anda ceza almış olmasını da takmıyor. Onun için yapılması gereken şey, içindeki kıvılcımı yeniden palazlandıracak ve adının etkisinin bu pistlerden henüz  tükenmediğini gösterecek bir küçük şey. Avustralya’da, Virgin pilotunu geçtikten sonra ona tekrar geçilen, ürkek ve tedirgin Schumacher’in bu Formula 1 düzeninde yeri olmadığını Schumacher anlıyor. İster tartışmalı olsun ister haklı olsun, pistteki mücadelesine dönmek zorunda olduğunu anlıyor. Schumacher, dahil olmak istiyor ve bunun için, tüm motivasyonunu yarışlara aktarmak zorunda olduğunu da biliyor. Monaco’da yaptığı ve bana kalırsa haklı da olan geçişi, belki şu anda ona 6.’lığa mâl oldu, ama uzun dönemde Schumacher’e çok şey kazandıracak. Belki ününe ve efsanesine yakışmayacak şeyler de yapabilir, ama emin olacağımız tek şey şu: Önümüzdeki 3 yıl boyunca Schumacher, bize adını unutmamamız için gerekli her şeyi verecek. Bence en heyecanlısı da bu.

 

 Ali Ünal

http://www.ali-unal.net/f1/

 

Duyuru: Ali Ünal’ın kendi sitesinde yazmış olduğu yazılar eş zamanlı olarak sitemizde de yer alıyor. Kendisinin kişisel bir uğraş olarak gördüğü bu yazılar düzenli bir periyotta eklenmemektedir ve bizim sitemiz adına yazılmamaktadır. Bu konuda sizleri bilgilendirmek istiyoruz. Bizi kırmayıp yazılarının sitemizde yayınlanması isteğimizi geri çevirmediği için de kendisine teşekkür ediyoruz.


Yorumlar

  1. Tebrikler yazı için ama Shuminin aracı iyi olsaydı eminim bu sene gene favoriydi,belkide şampiyon olurdu.Bu araçla biraz zor.Favorilerin O'nu sollaması da normal.Sürüş performansından birşey kaybetmediği kesin.

  2. ciddi manada yazılarınızı takip eder oldum. emeğinize sağlık.

  3. ahmet karlı avatarı

    Güzel bir yazı. Keşke daha çok yazılsa böyle yazılar. Ama bence Schu ve Alonso olayı değil. Daha doğrusu bu savaş yok öyle gösteren yanılıyor. Bence Vettel öne çıkan isimdir. Esas o başrolü oynar. Bence Ferrari ekibi içinde Schumacher olsaydı Red Bull buralara çıkamazdı fısıltıları var gibi. Bu da Alonsoyu rahatsız ediyor olabilir. En azından onun etkisini azaltmak istiyecek ama Red Bulları tek başına geçmesi zor.

  4. Teknik veriler içeren yazılarından sonraki(okumuş olduğum) en iyi yazın diyebilirim.AÇık,tarafsız,nitelik sunan ve net.Teşekkür ederim…

  5. "Şuan ise gerçek bi kahraman yok ama Schumi geri geldi insanlar hala ondan bişeyler beklior.
    Artık yeteri kadar gücü yok ama sahip olduğu geçmişle sevenleri tarafından hala saygı görüor.
    Asıl mesele Alonso Hamilton gibi pilotlarda onun gibi bi fan kitlesi bi saygı uyandırcaklar mı
    yoksa Montoya gibi gerçek bi efsane olamadan gidecekler mi"
    Katılıyorum ama bir farkla sadece bu iki ismi değil diğerlerini de onların yanına ekleyerek.
    Açık olarak F1'de uzun yıllardır Rossi ayarında bir yıldız görmüyorum.

    Birde tarihe verseydi, olsaydı tarafından bakamayız. Geçmişi bu şekilde değerlendirmek veya yargılamak
    pek mümkün değil. Olsaydım şu olurdu muğlak bir ifade. Elimizdekilerle tarihi yaşamıyormuyuz. Olsaydılarla kurgularsak
    4-5 şampiyonluğu olan adamı 10 şampiyonluğa sahip ilan edemezmiyiz. Birde diğer tarafından bakanlar
    çıkmayacak mı o zaman. Adam gerçekten bir şeylere sahiptir ama kendini gösterebileceği imkana kavuşamışsa
    yok olup gitmişse misal. Yada adam şampiyonluklara imza atamamış olsa bile ona sağlayanan hızlı olma imkanlarıyla
    isim yapmışsa. Burdan bir şey çıkarmak mümkün değil bence.

    Kimi için de aynısı geçerli, şampiyonluğa uzanacağı o transferi, o geçmişi, ismi yine ona geçmişte
    sağlanan hızlı olmasına neden olan imkanları değil miydi. Sonuçta o şampiyonluğa uzanabileceği bileşkeye malum
    takımla ulaştı. Geç varabildi. Mclarendeki Kimi ile Ferrarideki Kimi ayırmak isteyenler için farklı bir profil çizmiyor mu.
    Mclarende yaşadığı sıkıntıların yine ondan kaynaklı olduğuna dair bir görüşde mevcut. Bunu değerlendirmeye almalı mıyız.
    Malesef gerçeği hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz. Onlar yaşandı ve bitti. Bütün şampiyonluklar bileşkelerin sonucudur.
    Bir şeyleri bir araya getirebiliyorsanız başarılısınız, başarabilmişsinizdir. Bunun dışındakiler hatalı olanlardır.
    Schumacher'inde seri şampiyonluklarında diğerleri hatalı olanlar grubundan değil miydi. Tarihin her döneminde birisi
    rahatça vs. hakederek ipi göğüslüyorsa diğerleri hatalarıyla bundan uzak kalmıştır. O gün Ferrari o yüzden en iyiydi.
    Kimi'de şampiyonluğa diğerlerinden daha iyi olarak ulaşmadı mı. Diğerleri hatalar yaparak bu yarışı kaybettiler.
    Bir Ferrari sever olarak 2007'den beri şunu severim devamlı. O yıl biz Mclaren'in aptalca hataları yüzünde şampiyon olabildik.
    Bunun Kimi hakkındaki düşüncelerim ile bir alakası yok. Mclaren hatalar yaptı o hataları yapmayan daha iyidir bu kadar.

    Yanlış anlamayın sakın görüşümü ifade ediyorum sadece, herkes elindekiler ile liste yapabiliyor ancak yarışçıların dünyasında.
    Açıkçası benim düşüncelerimin dayanağını oluşturan şeyleri sizin köşenizdeki ''Hızlı'' Nedir?
    gibi incelemeler ifade ediyor.
    Onun oraya eklenmesi çok iyi oldu bence. Tekrar tekrar okunmasını tavsiye ederim genç izleyicilere.

  6. Güzel bir yazı. Bilgi, birikim, tecrübeleriniz ile görüşlerinizin akıcı bir harmanı olmuş.
    Gerçekten de resmin geniş perspektifini kendi dilinizle ifade edebilmişsiniz.

    Anlaşma imzalanıp herşey belli olduğunda Michael ile alakalı iki tereddütüm vardı. Birincisi, Mercedes aracın son hali için onun tecrübe ve fikirlerine değer verirmiydi, ona ihtiyaç duyduğu aracı temin edebilir miydi. İkincisi, Michael sezonun tamamı için gerek duyacağı motivasyon ve heyecan, isteğin biraz üstündeki hisleri karşılayabilecek miydi.
    Bunlar dışında hiç bir tereddütüm olmadı. Arkadaşlarım sevinç naraları atmadığımdan Mercedes ile anlaşmasından hoşlanmadığımı sandılar misal.
    Kendine güveni vardı evet ama sezon için bundan biraz daha fazlasına ihtiyaç duyacağı hisleri edinebilir miydi pek bilemiyordum.
    İlk iki yarıştan sonra birşeylere ihtiyaç duyduğunu hissettim. Farklı düşünceler geldi aklıma, çirkinlikler yapabilir, çok tartışılabilecek olaylara imza atabilir dedim ama sonra unuttum bunları. Monako tekrar hatırlattı, bundan sonrası içinde acaba
    demeye başladım.
    Sanırım bende o Alonso'nun yanına konuşmaya gittiğinde sizin gibi düşündüm. Dile getirmediğim farklı bir
    bir his oluştu.

    Gerçi özetle Monako'nun anlatmaya çalıştığınız şeyde yeterli olmayacağını düşünüyorum. Başka şeylerde görebiliriz diyorum o noktanın yakalanması için.

    Fakat onun hakkındaki en iyi bildiğim şey belkide ağzını hiç bozmayacağına, konuşmalarıyla saygı oluşturabileceğine dair güvenimdir. Tarihin eski yıldızlarında ki gibi aynen. O da onların çağından gelen biri nede olsa.

    "Önümüzdeki 3 yıl boyunca Schumacher, bize adını unutmamamız için gerekli her şeyi verecek. Bence en heyecanlısı da bu." Katılıyorum.
    Bazen içimden diyorum keşke Prost ve Mansell'de erken bırakmış olsalar şimdi yaşları daha gençce olsada dönseler de şimdinin şişirilmiş yıldızlarına, basınına neyin ne olduğunu bir güzel gösterseler…

    Ben hep Michael'ı Prostla beraber anarım ama düşündüğümde içsel tavırlarını onda Senna'yı görürüm hep. Zaten kendisi de benim kralım o diyordu bana. 🙂

    Ayrıca yazınızı okuduğumda 94 sezonunun görüntüleri, hisleri aklıma hücum etti. 🙂

    Açıkçası sizin teknik konularda da bu sitede yazmanızı, katılım göstermenizi isterim. 🙂

  7. Güzel bir yazı olmuş demek komik olur heralde. Benim düşündüğüm gibi ama çok daha fazlası var. Okurken keyif aldım. Ne sıklıkla yazıyorsunuz bilmiyorum ama daha sık okumak isterim yazılarınızı.
    Dayanamıyacam yine de söyliyecem.
    Çok güzel yazı olmuş tebrikler 🙂

  8. Sitede harika yazıda harika (Y)

  9. Çok güzel bir yazı tebirkler

  10. @ali unal;

    tamamdir 😉 dogrusun.

  11. Schumii Kimi avatarı

    Ali Bey tebrikler güzel yazı olmuş.

  12. bahreyn gp'sinde… gulf air yaziyor cunku orada 😉

  13. forever-Mclaren   avatarı
    forever-Mclaren

    ustalara saygı…

  14. Resim ne zaman cekilmis bilen var mi?

  15. Sanırım ben yeterince sarih yazamadım.

    Sıralama turları başlamadan önce, sıralama derecelerine yönelik aldığı 2 saniyelik cezayı, Macaristan GP'sinde; sıralama turlarında en iyi üç turunun silinmesine neden olan cezayı da İtalya GP'sinde aldı.

  16. @turkercan

    http://www.autosport.com/news/report.php/id/53684
    4 Ağustos 2006

    "Following the incident, the stewards have penalised Alonso, who will have two seconds added to each of his qualifying times in each part of tomorrow's qualifying. "

  17. alonso 1 sn ceza almıstı bılgı yanlıslıgı var

  18. iyi ne güzel. Ali bey kendini anlatabilme adına sizin gibi bir maden bulmuş. f1 severler bilseler böyle bir sitenin varlığını başka bir yere bakmadan sadece burdaki bilgiler ile bütün f1 ihtiyaçlarını giderirler. bu arada Ali beyin bu rakip alonsoydu sözüne pek katılamayacağım. gerçi bu kişisel bir görüş. elbette benim bu ifadem ispanyol fırtınasının ciddi bir rakip olmayacağı manasına gelmez. açıkçası tek kelime aracın iyiyse sende iyisin. varmı bir pilot aracı kötü olup kendi iyi derece alan. dolayısıyla kim daha iyi ancak aynı takımda yarışırlarsa anlaşılır. eğer mclaren 2007 ve 2008 deki aracı kimiye verseydi Ali bey bu ifadeleri yine kullanırmıydı? alonsonun ve şuminin şampiyonluk sayıları puanları galibiyetleri şu anki seviyede olurmuydu? hiç sanmıyorum. bence aracı son limitlerinde kullanıp zorlayan iki pilot var. biri kimi diğeri hamilton. alonso button gibi aklını duygularının önüne geçirip kullananlardan. bunu monacoda gördük. 6 araçtan sonra aracı hiç zorlamadan tek lastikle yarış bitirmesi alonsonun gerçekten akıllı bir pilot olduğunun delilidir. hamilton veya kimi olsa bir pilot daha geçeceği sevdasıyla lastikler çoktan biterdi. bu kadar…

  19. Schumi ile savaşabilen tek pilot Montoyadır çünkü çok agresif ve Schumiyi sevmeyen bi pilottu.Gerekirse çarpmaktanda kötü söz sölemektende çekinmedi.Alonso ise artık Schumi'nin 5 yıllık egemenliğini yıkmak isteyen FIA nın saçma kurallar getirmesinden faydalanan renonun çıkardığı bi pilot.Her seferinde sölediğim gibi sahip olduğu geleceğin yıldızının tipi gençliği sayesinde öne çıkartılmak istendi.Bu daha uzun süreler devam edebilirdi ama Hamilton die pilot geldi onunda ayrı özelliği vardı siyahiydi veya melez farketmez ama ilkti.Böle oluncada tüm gözler ona kaydı.Şuan ise gerçek bi kahraman yok ama Schumi geri geldi insanlar hala ondan bişeyler beklior.Artık yeteri kadar gücü yok ama sahip olduğu geçmişle sevenleri tarafından hala saygı görüor.Asıl mesele Alonso Hamilton gibi pilotlarda onun gibi bi fan kitlesi bi saygı uyandırcaklar mı yoksa Montoya gibi gerçek bi efsane olamadan gidecekler mi

  20. fernando alonso avatarı
    fernando alonso

    kendine alonsoyu rakip olarak secmisti !! dogru soze ne denirki az birazda olsa hakinenden sonra savasıp sampiyon olabilen ucundan kıyısından schumiyle zıtlasabilen alonsoydu

  21. guzel bir yazi olmus yine tebrikler. ozellikle gecis hakkinda duygularima tercuman olmussun. belki birkac puan kaybetti schumacher ancak bundan cok daha fazlasi gelecek boylece… dis gostermesi iyi oldu iyi 😀

  22. Bu sene biraz daha farklı olsa da Schumacher için bunu 2005'e benzetebiliriz. Bir sene bocalama döneminden sonra önümüzdeki sene Mercedese bağlı olarak şampiyonluk hanesine bir tane daha ekleyebilir. Gerçi araç rekabetçi olsaydı bu sene de yapabilirdi; ama olsun sağlık olsun. Onu tekrardan izlemek bile büyük zevk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir