F1’in Teknik Yanı Bölüm 2: Derinin Altı

Bu yazı dizisi Craig Scarborough (ScarbsF1) tarafından gocar.gr için hazırlanmış orijinal makalelerin Türkçe çevirisinden oluşmaktadır.

 F1’i yayınlayan saatlerce TV görüntüsünde çoğu taraftar, aracın içindeki asıl parçaları değil de parlak ve akıcı şekildeki gövde parçalarını görür. F1’in ulaştığı muhteşem hızın sebebi genelde aerodinamik tasarım olmasına rağmen, aracın çok hızlı olmasındaki yardımcı sebepler de mekanik ve elektronik sistemlerdir.

Motor


Enzo Ferrari’ye göre aracın kalbi motordur. Bir yarış aracında motorun iki fonksiyonu vardır, elbette araca güç vermek ve ayrıca aracın temel yapısını oluşturmak.

Mevcut F1 motorları, tasarımda bir gövde gösterisidir. Motor hacmi sadece 2,4 litredir, yani ortalama bir aile otomobilinden çok da büyük olmamasına rağmen 700 hp’den fazla güç üretebilir ve üst sınır olan 18,000 devir/dakika’yı rahatlıkla görebilir. Azami hızları sınırlamak için devir sınırlayıcı sistemler getirilmeden önce 20,000 devir/dakika çevirebilen motorlar ortaya çıkmıştı. Bir aile otomobili ile aynı hacme sahip olmalarına rağmen F1 motorları tamamen farklı bir yapıya sahiptir. Sahip olduğu sekiz silindir, dörtlü iki blok halinde konumlandırılmıştır. Her iki blok aynı krank şaftına bağlıdır ve aralarında 90 derecelik bir açı vardır. Bu tasarım V8 olarak bilinir.

Yaşam hücresinin arkasına vidalanmış olarak duran motorun arkasına vites kutusu monte edilir ve bu bağlantılar üzerinden motor, aracın kanatlarının ve süspansiyonunun oluşturduğu bütün yükü taşımak zorundadır. Bu yapısal fonksiyonuna rağmen modern F1 motorları sadece 50 santimetre uzunluğunda ve 40 santimetre yüksekliğindedir. Ayrıca kurallar motorlara asgari 95 kg ağırlık limiti ve aracın ağırlık merkezi yüksekliği limitleri getirmiştir. 2000’lerin başında takımlar çok daha büyük motorları bile 90 kg’dan daha hafif hale getirebiliyorlardı.

Yüksek güç üretebilmek ve en az üç yarış süresi kadar dayanabilmesi için motor, bazı çevresel donanımlar tarafından desteklenir. Mevcut F1 motorları yakıt püskürtmelidir ve bununla ilgili donanım motorun yan bölmelerine monte edilir. Yakıt enjektörleri 100 bar, yani yol aracınızın lastiklerinin 50 katı basınçta yakıt püskürtebilir. Yakıt püskürtmesi ve gaz valfi, gaz pedalına doğrudan bağlı değildir, bir elektronik kontrol ünitesi aracılığı ile elektronik olarak kontrol edilir. Yani pedal motora mekanik olarak bağlı değildir, elektronik sistemler aracılığıyla gaz valflerini açan hidrolik vanaları kontrol eder. Bütün bu kontrol ECU adı verilen motor kontrol ünitesi tarafından sağlanır. Günümüzde bütün takımlar Standard ECU, kısaca SECU adı verilen tek tip motor kontrol ünitesi kullanmak zorundadırlar. İlginçtir ki bu standart üniteler Mclaren ve Microsoft ortaklığıyla üretilmektedirler. Bu ünite alışılmadık şekilde üçgen bir kutu halindedir ve genellikle sürücünün ayaklarının altına monte edilir.

Motorun içine püskürtülen yakıt, 8mm çapında, 4 santimetre uzunluğunda ve sadece 10 gram ağırlığında olan minik bujiler tarafından ateşlenir.

Yanmış yakıt ve hava, F1 araçlarının birçok el yapımı parçasından birisi olan egzozlardan dışarı atılır. Egzoz sistemleri Inconnel adı verilen özel bir yüksek sıcaklık metalinden ince plakalar bükülerek üretilir. Her egzoz setinin üretilmesi birkaç gün alır ve sistem sadece 3 kg ağırlıktadır.

 

Radyatörler


Motoru soğuk tutmak dayanıklılık için kritik öneme sahiptir, bir F1 motoru su ve yağla soğutulur. Yağ, motorun hareketli parçalarının aşınmasını engeller. Şunu da belirtmek gerek, motora yol araçlarındaki gibi sadece saf su pompalanmaz, suyun yanında su bazlı soğutucu sıvı da kullanılır. Motora pompalanan su, ısıyı emer ve motorun üzerinden çıkarak yan bölmelerdeki iki büyük radyatöre geçer. Yan bölmelerden geçen hava, suyu soğutur ve soğuyan su motorun altından tekrar verilir.

 

Yağlama sistemi


Yağ ise soğutma suyundan daha dolambaçlı bir yol izler. Motorun önüne monte edilmiş tankın içindeki yağ, yan bölmelerdeki yağ radyatörlerine gönderilir. Soğuduktan sonra, motorun içindeki temel hareketli parçalar olan krank, kam mili ve pistonların altına püskürtülür. Bu yağ, motorun altında bulunan tepsideki oluklarda toplanarak tekrar yağ tankına gönderilir.

 

Yakıt Deposu


Motoru yarış süresi boyunca yeterli yakıtla besleyen, yakıt deposudur. Yakıt deposu, havacılık standartlarında olup, kurşungeçirmez bir lastikleştirilmiş kompozit malzemeden üretilir. Yaşam hücresinin içinde, sürücü ile motor arasında yer alır ve 150 kilogramın üzerinde yakıt taşıyabilirken, kendisi sadece 7 kg ağırlığındadır. Yarış içinde yakıt ikmali yasaklandığından beri takımlar, doldurma ve boşaltmayı deponun üzerine iki küçük bağlantı açarak sağlıyorlar. Araç turladıkça deponun içindeki yakıt, sürücünün maruz kaldığı aynı güçle çalkalanır. Bunu önlemek için deponun içinde küçük odacıklar oluşturan duvar sistemi kullanılır.

 

Vites Kutusu


Motor gibi vites kutusu da iki işlevlidir; motorun gücünü lastiklere aktarmak için yedi vites ve aracın parçalarını tutan bir şasi. Vites kutusunun dış kısmı kasa olarak adlandırılır ve alüminyum, titanyum veya karbon fiberden üretilir. Arka süspansiyon ve kaza yapısı vites kutusunun kasasına monte edilir. Vites kutusu, aerodinamik olarak çok hassas bir bölgede bulunduğundan, takımlar arka kısımdaki hava akışını düzenleyerek daha fazla yere basma gücü elde edebilmek için olabildiğince küçük ve alçak tasarımlara yöneliyorlar. Ancak vites kutusu, aerodinami uzmanlarının işine yarayacak şekilde küçültülürken, asıl işlevi olan aracı bir arada tutmaktan da taviz vermemek gereklidir.

Vites kutusunun içinde sekiz takım dişli bulunur, yedi ileri ve bir geri vites dişlisi. Sürücü vitesleri normal yol aracındaki gibi bir kol vasıtasıyla değiştirmez, direksiyon üzerindeki düğmeleri kullanır. SECU (Standart Motor Kontrol Ünitesi) aracılığıyla kontrol edilen hidrolik manivelalar ile vites değişimleri sağlanır. Hızlı vites değiştirmekten bahsederken genellikle “göz kırpması kadar” tabiri kullanılır, ancak bu süre F1 için çok çok yavaştır. Bu yarı otomatik vites kutuları gittikçe daha da karmaşık bir hal almakta ve şimdilerde vitesler neredeyse anında değiştirilebilmektedir.

 

Frenler


Aracın içinde gizlenmiş bir diğer parça da frenlerdir. F1 araçları, birçok yol aracında olduğu gibi disk frenleri kullanır. 4G yüklerdeki frenleme gücünü sağlayabilmek için, fren diskleri büyük balatalar tarafından sıkıştırılır. Altı pistona sahip bu fren sistemlerinde fren diski alışılmışın aksine karbon fiberden üretilir. Bu malzeme, diskleri sıradan bir yol aracının sahip olduğu disklerden on kat daha hafif yapar ve çok daha yüksek sıcaklıklara erişebilmelerine olanak verir. Bu tasarım sayesinde F1 fren sistemleri 800 dereceden fazla sıcaklıklarda çalışabilir. Frenleri aşırı ısınmadan korumak için de fren kanalları kullanılır. Fren kanalı, lastiklerin iç kısmında olan ve havayı balatalar ve diske yönlendiren çok önemli bir aerodinamik parçadır.
 

Gaz pedalının aksine, frenler tamamen mekaniktir ve sürücü tarafından kontrol edilir. Sürücünün ayağının altındaki büyük fren pedalı iki ana silindiri sıkıştırarak, fren hidrolik sıvısını aracın dört fren sistemine aktarır. Elektronik, ABS veya fren güç yardım sistemleri yoktur. Sürücünün sol ayağı, aracı yüksek bir hızdan durdurmak için pedala 100 kg civarı bir kuvvet uygular.

 

Direksiyon


Direksiyon, frenler gibi herhangi bir elektronik sisteme sahip değildir, ama direksiyon hidroliği kullanımına izin verilmiştir. F1’de kullanılan direksiyon sistemleri bir yol aracıyla neredeyse aynıdır; direksiyon simidi direksiyon milini döndürür, o da direksiyon gergisini hareket ettirerek tekerleklerin dönüşünü sağlar. Monaco gibi pistlerde takımlar direksiyon sistemlerinde değişiklikler yaparak aracın daha dar açılarda dönüş yapabilmesini hedeflerler. Sürücülerin araçtan çıkarken direksiyonu çıkardıklarını sıkça görürüz. Direksiyon simidi, direksiyon miline özel bir bağlantı ile bağlıdır ve yanlarındaki ufak kulakçıklar çekildiğinde direksiyon simidi serbest kalır. Böylece sürücülerin dar kokpitten kolayca çıkabilmeleri sağlanır.

Bu yazı dizisi Craig Scarborough (ScarbsF1) tarafından gocar.gr için hazırlanmış orijinal makalelerin Türkçe çevirisinden oluşmaktadır.

xtrabit racing


Yorumlar

  1. frenlerde çoğu pilot sol ayağını kullanır. uzun hızlı virajlarda bazen gaz basılıyken hafif dokunmak gerekebiliyor. ama mesela barrichello sağ ayağını kaldırıp basıyordu diye hatırlıyorum.

  2. İcerde sadece 2 pedal var, o yuzden sag ayak gazda sol ayak frende, vites gecislerini sanziman yari otomatik oldugu icin debriyaj kullanmadan direksiyon uzerindeki kulakciklarla +/- ile degistiriyorlar, sag el vitesi yukseltirken sol el dusuruyor. Tabi start ve pitstop gibi bazi anlarda debriyaj kullanmalari gerekiyor, buda yine direksiyon uzerinden kulakcik buton ile saglaniyor.

  3. Yazı çok güzel teşekkürler ben iki soru soracağım;
    birincisi fren pedalı muhtemelen solra, gaz pedalı sağda.
    pilot frene sol ayağıylamı basıyor yoksa bizler gibi ayağını gazdan çekip frenemi basıyor?
    ikinci sorum vites geçişleriyle ilgili, direksiyonda debriyaj kulakçığı varmı yoksa sağda solda +,- şeklinde otomatikmi artırılıp düşürülüyor vites?

  4. Vay arkadas gitti koca makalem, hayranlarim oldugu kadar dusmanlarimda var tabi :p

    Yok sadece Xtrabit in izniyle eklemek istemistim; F1 araclarinin fren sistemlerinde ki malzemeler cok buyuk fren gereksinimi nedeniyle yol araclarininkinin tam tersidir, yani yol araclarinda ki donen metal disk F1 araclarinda balata materyalidir, baski yapan parcalar metaldir (bu materyaller seramik ve baska maddelerden imal edilebiliyor). Boyle aklimda kalmis, yanlisim varsa duzeltin lutfen 🙂

  5. İki çözüm var ve yarışlarda her ikisi de kullanılıyor. Biri GPS tarzı bir sistemle ölçüm. Diğeri de pist kenarlarında bulunan sensörlerle ölçüm.

  6. ben de aklıma gelmişken söylim dedimdi 🙂

  7. doğrudur, bazen görüyorum. bazı haberlere yazıyorlar. ben sadece işin ironik kısmına dikkat çekmiştim 🙂

  8. spam yorumlar normalden çok geliyor bazen. arada kaynayabiliyor. dışarıdan bakıldığında yorumların onaylanması süreci basit gibi gelse de sırf buradaki yorumcular captcha gibi güvenlik sorularıyla uğraşmasınlar diye arka planda spam yorumları temizlemekle oldukça uzun zaman geçiriyoruz

  9. Michael Schumacher avatarı
    Michael Schumacher

    Ellerine ve tabikide Diline sağlık Xtrabit.

  10. yönetim çalışıyor 🙂

  11. @onur çakır ve @KARA ŞAHİN
    Vaktim oldukça bir şeyler yapacağım bu aralar. Bu makalelerden 4 tane daha var ve giderek derinleşiyor. Bahsettikleriniz Michael Schumacher veya Emir Kar'ın kalemi aslında 🙂 Ama vakit olursa ben de hazırlayabilirim elbet. Pişti olmasak bari 🙂

  12. mesela yukarıdaki sauber resmin sürücünün oturduğu yerin altında bir kutuya "Lap trigger-FIA timing" yazmışlar. Demekki verici sensör sistemi burada.

  13. Speed Trap'ler nasıl ölçülüyorsa öyledir muhtemelen. Hiçbir fikrim yok ama şöyle olabilir: her bir aracın burnunda bir sensör vardır, çizgide de alıcısı, geçtiği zamanı kaydeder, yazılım da o aracın ondan önceki geçişi ile arasındaki farkı hesaplayıp bulur. Araştırmak gerek.

  14. Ahmet Kara; sanırım yorumun yanlışlıkla silindi. umarım ne yazdığını unutmamışsındır 🙂 özür dilerim

  15. ya aklıma geldi de, araçların tur dereceleri nasıl ölçülüyor biliyor musun veya bir başka bilen ? merak ettim birden 🙂

  16. Mücahid Ekrem avatarı
    Mücahid Ekrem

    araçların tur dereceleri nasıl ölçülüyor bir bilgisi olan var mı ?

  17. onur çakır avatarı

    ara bitene kadar farklı konularda yazılarda bekliyoruz 😀

  18. Teşekkürler arkadaşlar. xtrabit size gurbaaan olsun 🙂

  19. Geçen gün mini forumların teknik konular kısmında paylaşmıştım. Ortadan bölünen Sauber'in bileşenleri.

    Bu arada, bu ikinci bölüm ilkinden daha çok hoşuma gitti 🙂 Emeğine sağlık.

  20. ErtanK - MSC avatarı
    ErtanK – MSC

    Harika!

    Kısa, öz, anlaşılır, fazlasıyla teknik terimlere gömülmeden akıcı bir şekilde okunan bir yazı. Benim gibi Formula 1'in minicik, ufacık ama işi büyük birçok teknik ayrıntısı içinde kaybolmaktan hoşlanmayan biri için, son derecede aydınlatıcı.

    Emeğinize sağlık.

  21. Eline sağlık, yine güzel bir yazı…

  22. KARAŞAHİN avatarı

    @xtrabit racing bide her hezonun en iyi arabalrıyla ilğili makale istiyoruz burdan duyurulur

  23. Ellerine sağlık zevk alarak okudum yazını bende şunu belirtmek istiyorum izninle.

    Bir F1 Otomobilinin Egzoz sistemi jet motorlarının iç kısmın da kullanılmak üzere geliştirilen nikel ve krom alaşımından yapılmıştır. Egzoz sistemi bir yarışta 900° C ile 1000° C arası ısınır. Nikelin erime noktası 1455°C Kromun erime noktası 1514°C'dir

  24. rocco junior avatarı

    Siteye çok katkıda bulunuyorsun Günay,sağol

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir