Mclaren: "Red Bull'un Üstünlüğü Pistlere Bağlıydı"

Yorumlar

1. 

   Gökhan EROĞLU

   30 Eki 2012 – 22:38

   Ellerine sağlık 🙂

   Yanıtla
2. 

   F1ilyoF1

   30 Eki 2012 – 22:23

   Bir nebze doğru.

   Yanıtla
3. 

   jet man

   30 Eki 2012 – 20:49

   yeni düşük burun-yeni ön kanat-sürekli düzenlenen arka paket-ddrs-şimdide piste göre egzoz konumlandırması söylentisi (egzoz borusunun kıvrımı ve egzoz borusunun uzatılıp kısaltılması).evet hangi pistte ne yapacağını bilirsen sonuç rb8 olur.atı alan üsküdarı böyle geçer

   Yanıtla
4. 

   xtrabit racing [Alex Zanardi]

   30 Eki 2012 – 20:40

   Bu seneki hassas ötesi Pirelli lastikleri, yakıt ikmali yasağı ile birlikte şöyle bir durum oluşturdu: Artık pit stoplar hayati önemde. Teorim budur.

   Bildiğiniz gibi artık yakıt ikmali yok. Araçlar sıralama seansındakine göre hiç yoksa 150 kg daha ağır başlıyorlar yarışa. İlk turlarda aracın bütün karakteristiği değişmiş oluyor. Ağırlığı artmış, ağırlık merkezi yükselmiş oluyor. Böylece çekiş düşüyor, viraj performansı büyük darbe alıyor, frenaj noktaları da değişiyor.

   Bu seneki Pirelli'ler işi birkaç adım öteye taşıyor. Artık viraj çıkışlarında gaza abanmak, en ufak patinajda kalmak lastiğin ömrünü aşırı kısaltıyor. Virajlarda aracı kaydırmamanız gerek, dengeli bir yere basma kuvveti ayarına sahip olmalısınız. Tren gibi, rayda gidiyormuş gibi sürmelisiniz anlayacağınız.

   Üçüncü ve son faktör de F1 araçlarının aerodinamik yapısı. Tamamiyle havayla çalışan bu araçlar, yeterli hava akımı sağlayamazlarsa mevcut viraj hızlarına ulaşamazlar. Rüzgarın size doğru esmesiyle ve arkanızdan esmesi tahmin ettiğinizden çok daha büyük etkiye sahip aracın performansında.

   Havaalanı yakınlarında oturuyorsanız, uçakların zaman zaman pitte bir yöne, zaman zaman da diğer yöne doğru kalkıp indiğini görürsünüz. Tek yaptıkları rüzgara karşı inip kalkarak, iniş ve kalkış hızlarını düşürmeye çalışmalarıdır. Böylece daha güvenli iniş ve kalkış sağlanır. Aynı sebeple.

   F1 araçları birbirini takip ederlerken arkadaki aracın üzerine gelen rüzgar çok daha azalır ve düzensizleşir. Önceki araç havayı normal düzeninden başka yönlere yönlendirmiştir bir kez. Böyle olunca arkadaki aracın yere basma kuvveti üretimi çok düşer ve araç kaymaya başlar. Daha hızlı tur atamamanın yanında lastik aşınması da etkilenir.

   Toparlayacak olursak, sıralamada bir şekilde önden başlayan araç fazlasıyla avantajlı artık. Yarış hızı pek bir şey ifade etmiyor. Starttan sonraki ilk 8-10 turda, en önden giden araç dışında hiçbir araç temiz havaya sahip olmayacağından daha çok kayacak ve ağır deponun verdiği dezavantaj da kaymadan dolayı gerçekleşen lastik aşınmasını birkaç katına çıkaracak ve peynirden pirelliler ilk sıradakine göre çok çabuk aşınacaktır. Abanıp geçmeye çalışırsan daha da kötü bir durum oluşur dolu depoyla.

   Şimdiye kadar 17 yarış yapıldı. Bu yarışların 13 tanesinin polden kalkılarak kazanıldığını söylüyorum. 10 tanesi polden kalkılıp kazanılanlar. İki tane polden kalkılıp kazanacakken yarış dışı kalma durumu var. Bunlar Valencia'da alternatör arızasıyla kalan Vettel, Singapurda şanzımandan kalan Hamilton. Bir de mini takım emri olasılığı mevcut: Kore. Vettel polden kalkmasa bile ilk viraja kadar Webber'i geçti veya geçirtildi.

   Bu sene polü almak çok çok önemli. Takımların DDRS gibi sistemlerle uğraşıp durmalarının sebebi bu. Red Bull'un sistemi onlara şampiyonluğu getiren hamle olabilir.

   Yanıtla
5. 

   xtrabit racing

   30 Eki 2012 – 20:10

   Michael "Bir pistten diğerine bir kaç saliselik fark olabilir. Sıralamalarda da 2-3 salise fark olabiliyor ve ön çizgiden yarışa başlıyorsanız yarış için daha fazla şansa sahip oluyorsunuz."

   Saniyenin dörtte biri olan farktan bahsediyor 🙂

   Lastik faktörü hariç.

   Yanıtla
6. 

   Ferrari%100

   30 Eki 2012 – 19:45

   O zaman Redbull abudabide nasıl bir performans sergileyecek pistlere madem

   Yanıtla
7. 

   McLarenForever

   30 Eki 2012 – 18:55

   sağolsun pirelli.

   Yanıtla