Teknik Analiz: Red Bull RB12

Teknik Analiz: Red Bull RB12

f1fanatic.co.uk’tan Will Tyson, geçen seneki yavaş başlangıca ve bu seneki Renault bilinmezlerine karşı ne yapacağı merak edilen RB12’yi inceledi.

Her ne kadar Red Bull’un eksiklikleri genellikle güç ünitesinden dolayı olsa da, takım geçen senenin başında yol tutuş konusunda da sezon ortasında genel olarak çözdükleri bazı problemler yaşadı.

Bu nedenle salı günü Catalunya pistinde büyük ölçüde evrimleşmiş bir RB12’nin gösterilmesi biraz şaşırtıcı oldu. Ancak TAG-Heuer markalı Renault motorunun performansı hakkındaki şüphelerle, bu evrimlere rağmen sezonun başında Red Bull alt takımları Toro Rosso’nun gerisinde kalabileceklerini işaret etti.

Kısıtlayıcı kurallar, takımların zayıf güç ünitesini üstün aerodinamik ile kompanze etmelerini daha da zorlaştırıyor. Ama bunu yapacak bir takım varsa, o da muhtemelen son senelerdeki aerodinamik öncülüklerinden dolayı Red Bull Racing’dir.

Ön Kanat ve Burun

1

Her zamanki gibi Red Bull, çarpışma testini oldukça geç tamamladı. Ancak bunun nedeni elde edebilecekleri konusunda limitleri zorlamaları değil, 2016 için motor anlaşmasını oldukça geç yapmalarıydı. Renault ile devam etme kararı, kardeş takımları Toro Rosso’nun aksine gelişim sürecinde en azından bir bozukluk meydana getirmedi.

Aracın ön ucu geçen yıl kullandıkları konsepte görünüşte benziyor, yine de daha şık ve mat bir renkle kaplanmış. Ancak bu bölümde Milton Keynes fabrikasında sırada bekleyen birçok değişiklik beklenmeli.

Yine Red Bull rakiplerine aerodinamik felsefesinde yol gösterdi. Başparmak ucu tarzı dik bir eğimle bükülen burun yapısını ilk kullanan ve bunu oldukça agresif bir şekilde uygulayan takımlardan biri olarak bu sene evrimsel bir tasarım ortaya koymuşlar.

Red Bull her zaman yüksek hacimde hava akışını aracın altına yönlendirerek şasi tasarımı yaptığı için Mercedes tarzı alçak ve ince bir burun tasarımının yakın zamanda gelmesi pek mümkün değil.

S-kanalı testler ile sezonun ilk yarışı arasında gelişim gelmesi çok muhtemel bir alan. Çünkü takım Sauber bu sistemi 2012 yılında tanıttığından beri bu bölgeye keskin bir ilgi gösterdi.

Fren kanalları

2

Büyük ölçüde istikrarlı aerodinamik kuralların üçüncü yılında, Formula 1’in en çok kaynak sahibi takımları çok küçük alanlarda bile gelişim aramaktalar. Fren kanalları da bunlardan birisi. Ana görevleri frenleri soğutmak iken bu kanallar, hava akımına maruz kalan diğer her dış kesit alanı gibi aracın hava akışını ve viraj alma kabiliyetini şekillendirmek için kullanılabilir.

Red Bull 2015 düzenini daha da öteye götürerek, ön tarafta ilk bakışta görülmeyen konik ağızlı giriş ve arka borularda daha büyük değişiklikler yapmış. Daha abartılı dönüş kanatları ve kapakçıklar havayı yakalayıp tekerleğin üstüne yönlendirmek için kullanılmış. Arka kanallar arkalarından yükselen bir grup kanatçığa sahip. Bunun sayesinde süspansiyon komponentlerine takılmadan havanın arka tekerleklere yönlendirilmesi sağlanmaya çalışılmış ve arka tarafta daha çok yere basma kuvveti hedeflenmiş.

Red Bull kış testlerine şişirilmiş bir ön aks ile başladı. Şişirilmiş ön aks, kanal girişlerinden giren havanın freni soğutmadığı zamanda içi boş bir akstan geçirilerek tekerlek bijonunun atmosfere açık kısmına dolandırılmasını sağlıyor. Bu sistem, ön kanadın hava akımını dışa doğru ön tekerleğin etrafına doğru ve sidepodların ön kesitine doğru itmesine yardım ediyor.

Sidepod ve Üst Hava Girişi

3

Geçen seneye göre sidepodlara bazı küçük değişiklikler yapılmış, karoser iç kısma doğru daha dar bir şekilde birleşiyor. Hibrit motor döneminin başlangıcında aşırı ısınma problemlerine rağmen, Renault güç ünitesinin avantajı termik verimi. Bu ısınma problemi de Red Bull’un aerodinamiyi güçlendirmek için karoseri paketleme konusunda yapabileceklerinin limitli olması anlamına geliyor.

Arkaya doğru gidildiğinde, arka süspansiyon geometrisini yerleştirmek için karosere yeni aralıklar eklenmiş, yine de merkez arka ısı çıkışı büyük ölçüde bir önceki araçla aynı kalmış.

Üst hava girişi, başarılarının zirvesinde oldukları dönemde eliptik dizaynı terk etmeye başladıklarından, 2016 yılında daha dairesel bir yapıda. Bu yapının altında sürücünün kafasının hemen arkasında bazı ERS elemanlarını soğutmaya yarayan bir başka geniş bir hava girişi var.

Red Bull yine motor kapağını iç yapıların çevresine sıkı paketlememeyi seçmiş ve McLaren MP4-31’deki gibi daha dairesel bir görüntüde ilerlemiş. Şaşırtıcı olmasına karşın, açıkça arka kanada doğru beslenen hava akımıyla çalışabiliyor; ayrıca hava akımının rotasını saptırma konusunda köpek balığı yüzgeci tasarımı kadar hassas değil gibi durmakta.

Arka Süspansiyon

4

RB12’nin en ilginç özelliği arka süspansiyon geometrisindeki değişiklik olabilir. Geçen sene Red Bull ön süspansiyon kinematiğine yönelik büyük değişiklikler yapmıştı ve daha fazla ayarlama ile bunu arka tarafa taşımışlar gibi görünüyor.

Süspansiyondaki salıncağın eğimi daha az dik, hatta oldukça düz. Bu arka takla merkezini biraz yükseltiyor, böylece hızlanma esnasında arka tekerleklerdeki yük azalıyor. Red Bull geçen sene iyi bir çekişe sahipti ancak bu geometri değişiminin aerodinamik verileriyle bu sene arka lastikleri yüksek hızlarda daha çok korumayı bekliyor olabilir.

Taban ve Difüzör

5

Aracın tabanındaki değişiklikler, difüzöre ve tekerlek önünden difüzöre giden yeni delikler ile şimdiye kadar 2016 Red Bull aracında en büyük değişim olmuş.

Daha önce arka kaza yapısının çevresindeki merkezinde hafif bir aşağı eğim bulunduran difüzörün üst bölümü, bu sene tüm uzunluğu boyunca tamamen düz bir biçimde. Difüzörün üstünü çevreleyen Gurney kapağı taban kısmının dış çevresinde daha az dairesel, buna karşın aracın alt kısmındaki difüzör plakaları 2015’deki halini korumuş.

Red Bull ayrıca tabanda arka tekerin önünde bulunan L şeklindeki deliklerden de vazgeçerek Ferrari’nin izlediği yolu izleyerek bir dizi küçük yarık ile tekerleklerden difüzöre giden havanın kontrolünü sağlamış.

Egzoz ve Arka Kanat

Red Bull’un egzoz tasarımı ilgi çekici. Gridin çoğu gibi tersten Mickey Mouse şekline benzeyen, ana egzoz borusunun iki yanına konumlandırılmış iki wastegate borusu formunu benimsemiş. Ancak Renault fabrika takımı ana egzoz çıkışının üstünde tek wastegate borusu kullanmış. İki takım da markalamaları farklı da olsa aynı motoru taşıyor.

Belki de Renault’un orijinal tasarımı tek wastegate borusu şeklindeydi, ancak Red Bull bunu geliştirme seçeneğine sahipti ve bir boru daha ekledi. İki wastegate borusu sıkıştırma basıncının daha iyi kontrolünü sağlamakta ancak tek wastegate borusu karoserin aracı daha sıkı sarabileceği için ufak bir aerodinamik avantajı olabilir. Bu da 2016 yılında geliştirme için yeni bir alan olabilir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir